İzledim

ÇUKUR – Beni Dertler Öldürmüş

Bölümden önce gala gecesinden başlayalım… Bu dizinin sosyal sorumluluk projelerini seviyorum. Geçen sene otizm için farkındalık, bu sene kansersiz yaşam… Gerçi bu sene neden Haliç Kongre Merkezi’nde yapmadınız ki… Yine bölüm finalinde o mekandaydım, o muhteşem ambiyansa şahit olabilirdim. Geçen seneki gala yazısı işte burada.

Kısa videolardan kesit kesit gala gecesine baktım. Erkan Avcı, Öner Erkan ile İlayda Şahin yok muydu, ben mi göremedim?  Aras – Erkan birbirlerinin gözlerinin içine bakarak şarkı söylemesi, Dilan Çiçek Deniz’in peri kızı gibi olması ilk dikkatimi çekenler… Bir ara magazinci gibi detaylı dedikodusunu yapalım mı? ^^

 

 

Gelelim sezon finaline… Game of Thrones finali ardından Çukur sezon finali çok daha iyi olur diyordum ki, yanılmışım. Daha kötü bölümler gördük, ama çok da uzak değil bir yıl önce daha güzel bir sezon finali de gördük.

Geçtiğimiz yıl sezon final yazısında sorduğumuz sorulardan yanıt alamadıklarımız, hatta eklediklerimiz de oldu:

– K001 kim?
– Baykal’ın soyadındaki K ile bağlantı ne?
– Salih’in yeniden takmaya başladığı kolyesinin açıklanmayan anlamı ne?
– Hale’nin Meliha benzerliğinin temeli var mı?
– Organ ticareti niye bir yere bağlanmadı?

ve son bölüm ile…

– Stilettolu kadın kim? ;  Aliço’nun koruyucuları kim? ;  Aile Akın’ın Yücel ile işbirliği yaptığını biliyor mu?  …

 

İkinci sezonda izlemeyi bırakan onlarca kişi biliyorum. Ben onlardan değildim. Üçüncü sezonun olmasını pek istemesem de yine pazartesi akşamları ekran karşısına geçer, gecikmeli de olsa bölüm yazıları yazarım, bu net. Ama gidişat nedeni ile hep bi’ serzeniş hep hep…

Hatta tanıdığımız bildiğimiz karakterler kendilerinden beklenmeyecek davranışlarda bulunduklarında – ‘yahu bu karakterlerin çatısını sen oluşturmadın mı’ , geçmişe oturmayan bir söz/ olay olduğunda – ‘hikayenin akışında böyle bir detay vermiştin’ , zamanlama çuvalladığında ‘al işte bu senin kronolojin’ demek serzeniş olmamalı…

Yamaç ve İdris dışında ana ve önemli yan karakterler hapse girdi. Biliyoruz ki Çukur aleminde hukuk farklı işliyor ama ‘balistik raporu’, ‘ölüm saati!’ gibi detaylar sabit olmalı. Hem nerede Çukur’a gönül vermiş avukatlar ordusu?

 

 

Aile içi ihanetlerin, hesaplaşmaların beyefendimiss, Karakuzular ve Yücel’den daha izlenir olduğunu birinci sezon ile ikinci sezon farkından anlamış olduk. Bu nedenle Akın’ı da, misyonunu da sevdim. Bu kadar ani olması mantık çerçevesine hiç uymadı, o ayrı. İçimden geçen çıkar çıkmaz Salih’i öldürmesi idi ki, Akın’ın Salih’e bakışlarının ışığında hapse girmeseydi iki bölüme ‘ruhuna el-fatiha’ okurduk. Düşünsenize aileden en sevdiği Kahraman amcasının katlinin emrini vermiş adamın hayatta kalmasına izin verir mi?

 

Gerçi Salih’in Çukur’da gözü yok, o artık sadece oğlunun babası ama…

 

 

Çukur aleminde biliyoruz ‘Aile’ önemli. İşte Yamaç’da Yücel’i tam bu önemden vurdu. Boş atıp dolu tuttu ama sonuca bakmak lazım. Yücel yemi yuttu mu? Yuttu. Gerçi Yücel’in yakalanmasının bir ihtimale değil Çukur’un çocuklarının yakaladığı bir ipucuna dayanmasını tercih ederdim ama bu da kabulüm…

Yücel’in kurtulmasının mantıklı bir açıklaması olan varsa gerçekten duymak isterim. Akın bir gün içerisinde nasıl bu planlara dahil oldu? Yamaç’ın karalamasına sadece göz atıp Yücel’e neler yapacağını, nerede yapacağını nasıl anladı? Çizimden yangını çözdü diyelim, yangın geçirmez kıyafetleri nereden buldu, ağır astım hastası olduğunu bildiğimiz halde o dumanda başlığını nasıl çıkardı? Bu sahnede en sevdiğim Yücel’in bir kolunu kaybetmesi oldu sanırım…

 

[wp_ad_camp_1]

 

 

Cumali’nin yeniden(!) hapse girmesi ile geçmiş cezalarının da üstüne binen yıllar ile uzun süre hapisten çıkması imkansız gibi. #DamCum’a doyamadan ayrı düşecekler desenize…

 

Elimizde iki bilinmez ile karşılıyoruz 3. Sezonu. Yücel’in maddi gücünü sağlayan siyah stilettolu kadın ve Aliço’yu tül ardından izleyen adam…
Aliço’nun aranmasındaki detaylar, shipper eğitimi almış olması, karakterin derin devlet ile mutlaka bir ilgisi olduğunu gösteriyor. Ailesi hakkında bildiğimiz annesinin ölmüş olduğu ama babası…

 

 

Üçüncü sezonda olacaklar Azer… Salih’e selam da göndermiş. Adamın soğumayan bir intikamı var, Koçovalılar da kora ateşle gidip gidip durdular… Sahi o depoda Azer davasının kapatılmamış olması pek komik, hele ki bütün adamlarını kaybetmişken… Elindeki bombalar elbet bitecek. Sadece korkutmaksa amacınız birtakım atraksiyonlara girildi… Ek olarak tekerlek göndermesini de hiç sevmedim!

Koçovalı ailesinden sonra Azer Kurtuluş’un da ailesi işin içine girecek besbelli. O kadar altı çizildi ki… 9 kardeşim var mı demişti? Ve bir de ANNE! Buyrunuz, buyurunuz ^^

3.sezona devri mantıksız da olsa Azer’i daha çok izleyecek olmamızı sevdim. Umarım bir gün Yamaç ile baş etmeye çalışır Bizans oyunları ile. Üçüncü sezon bizimle birlikte olmasına sevindiğim bir diğer isim de Timsah ^^

 

 

İdris Koçovalı Meliha ile mezarlıkta buluştu… ‘Sevdiklerimi korurum’ dediği halde koruyamadığı sevdiklerinin kabirlerinin başında… Güzel bir tezat! Bu arada İdris ile Meliha’nın gizledikleri ne olabilir?

 

– Yamaç’a ne zaman söyleyeceksin?
– Neyi? Nerden çıktı şimdi bu.
– Yamaç dün beni görmeye geldi. Bilmeye hakkı var. O diğerleri gibi değil, anlar. Konuş onunla, söyle…
– Asla, asla söylemeyeceksin.

 

Sosyal medyada Yamaç’ın Meliha’nın oğlu olduğuna yönelik bazı teoriler gördüm ki, bu teoriler dönem dönem hortluyor… İyi hoş ama kronolojiye uymuyor.

 

[wp_ad_camp_1]

 

Her ne olursa olsun her şey dönüyor dolaşıyor İdris Koçovalı’ya bağlanıyor…

 

 

Sezon finalinin en önemli (ve kayda değer tek) sahnesi Yücel’in kıskacı ile baba ve oğuldan birine bir diğerinin kurşunu ile veda edecek olmamızdı. Burada Ercan Kesal ve Aras Bulut İynemli’ye alkışlar… Hele ki Aras’ın sesinin değişmesi ne güzel detaydır. Babası ‘Ya sık ya öl’ diye haykırırken ‘Baba…’ diye ağlaması, sesine yansıyan çaresizlik…

 

Bu muhteşem duygusal sahnenin içinde İdris Koçovalı’yı bir kaşık suda boğma hissiyatı doğuran repliklerden de bahsetmezsem içimde kalır.

“Ben yaşayacağımı yaşadım lan. Bundan sonrası senin, yol senin. Çukur’u koru, ailemizi koru. Bir de bana bir tohum ver oğlum ya… Akın var, İdris’im var Karaca’m var ama bizden de çok giden oldu, onun için. Bileyim ki Halil İbrahim soyu kurmayacak. Oğlunun torunları, İdris Koçovalı’nın torunları yine çakacaklar çivilerini dünyaya.”

 

Adamın sevdiği kadın gözlerinin önünde hain bir tuzak ile can veriyor, elleri ile kadınını toprağa vermesinin üzerinden henüz günler geçmiş, hala onunla paylaştığı yatağa uzanamıyor, babasının ölmeden önceki öğüdü ne dersiniz? Bana tohum ver… Zaten iki sezondur İdris’in yaptıklarından dolayı evlatlarının, çocuklarının başına gelmeyen kalmadı, adam son dakikalarında kökünde ölüm olan soyunun çoğalmasını hedefliyor. Delirmemek içten değil…

Bu sahne sonunda delirecek biri daha var. Yamaç. Hep beklediğimiz Yamaç Koçovalı’nın kayıplarının üstesinden gelemeyeceği, algılarını dünya şartlarına kapatacağı kırılma noktası da bulundu: Baba katili olmak.

 

 

İşte sezon finali tam da bu noktada bitmeliydi. Böylelikle senarist Akın’ın planlarını daha mantıklı bir çerçeveye oturtmak üzerine kafa yorar ve tatminkar sonuçlarla karşılardı üçüncü sezonu… Ama biz 23 Nisan modeli ile eğreti bir şekilde Çukur’un Babası koltuğuna oturan Akın’ı ve Çukur’un kadınlarının elini taşın altına koymaya başladıkları gördük.  Yazarın bir bildiği vardır diyelim… Belki de spoiler Aliço’dan gelmiştir?

 

“Kibrin ve azametin çocuğu zalim, taşkınca beslenip büyüdükçe görür kendini yükseklerde, bilmeden akıbetini gafil, düşer derin uçurumlara… Doğabilir uğurlu ve iyi sonuçlar en felaketli olaylardan…”

 

Yapımda emeği geçen herkesin yanı sıra haftalık olarak blogdaki yazıları takip eden, içinden geliyorsa yorumlara katılan okuyuculara can-ı gönülden teşekkürler… <3 (Televizyonda izlerken reklamda kanal değiştirmediği gibi blogdaki reklamları tıklayanlara ise ekstra teşekkür)

 

Tweetleriyle yazımı renklendiren  gifs of aras bulut  ve  Yasmine  ‘e teşekkürler…

 

Dizi ile ilgili diğer yazılara göz atmak isterseniz  İzledim / Çukur  kategorisini ziyaret edebilirsiniz.

Noel Pazarları
AVRUPA – En Güzel Noel Pazarları
sığacık ada masalı
SIĞACIK SEFERİHİSAR – Ada Masalı’nın Çekildiği Yer, Nam-ı Diğer Kırlangıç Adası
Alaçatı Tatil
ALAÇATI – Sanki Ege’de bir Vaha
gezdim gördüm san diego
AMERİKA – San Diego
Mekanlar Tarifler
Sütlü Tatlı
Yılbaşında Yapabileceğiniz 5 Şahane Sütlü Tatlı
LONDRA – Londra’da Öğleden Sonra Çayı
künefe
Bir Değil İki Değil Çok Çeşitli Künefe
Şimdiki Aklım Olsaydı (Si lo Hubiera Sabido)
ŞİMDİKİ AKLIM OLSAYDI (Si lo Hubiera Sabido) – Ne Dilediğine Dikkat Et!
Poldark
POLDARK – Korkunun, Umutsuzluğun ve Sevginin Derinliklerinde
Poldark
POLDARK – Eve Dönüş
liar yalancı
LIAR (Yalancı) – İki Taraf Tek Doğru
bergen
BERGEN – Bir Tek Şarkı Söylerken Utanmadım Ben
romantik komedi filmler
Latte Kıvamında Romantik Komedi Filmleri
Yarına Tek Bilet Elle Çekim
YARINA TEK BİLET – Belki de Karşılaşmalar Tesadüf Değil Kaderdir
BİZ BÖYLEYİZ – Olsaydı Nasıl Olurdu?
Deli Bayramı
DELİ BAYRAMI – Kim Akıllı Kim Deli, Nasıl Ayırt Etmeli?
evlat oyunu
EVLAT – Her Şey Çok Zor
übü hep übü
ÜBÜ HEP ÜBÜ – Übülük Müessesesi Üzerine
yaşamaya dair
YAŞAMAYA DAİR – Yaşamayı Ciddiye Alacaksın
Copy link
Powered by Social Snap