İzledim

ERKENCİ KUŞ – Yabani Çiçek Sanem ile Albatros Can’ın Hikayesi

Bu yaz ilk izlediğim yaz dizisi Erkenci Kuş oldu. Hem esas kızımız Demet Özdemir’in Çilek Kokusu ve No:309’unı hem de esas oğlanımız Can Yaman’ın Dolunay’ına (tamamını izlemesem de) göz atmış biri olarak, bendeki kredilerini baz alıp keyifli bir yaz dizisine başlamak umudu ile ekran karşısına geçtim. Umduğum keyfi alabildim mi? Hmm, pek değil… (Detayları yorumlara sakladım)

Bakalım konuk yazarım Buke ne düşünüyor? Keyifli okumalar ^^

 

 

Yaz dizileri birer birer ekrana gelmeye başlıyor. Bunlardan biri de başrollerini ‘Dolunay’ dizisinden tanıdığımız Can YAMAN ve ‘Çilek Kokusu’ dizisinden tanıdığımız Demet ÖZDEMİR’in paylaştığı ERKENCİ KUŞ…

Erkenci Kuş izleyiciyle 26 Haziran Salı günü buluştu. Ben de ilk izlenimimi sizlerle paylaşmak istedim. ‘Dizi eğlenceli mi?’ Evet eğlenceli… ‘Özgün mü?’ Yanıt vermek zor, birkaç dizisinin karması hissi verdi bana…

 

ERKENCİ KUŞ  – GENEL KONU

Erkenci Kuş da iki aile var. Birincisi ‘esas kız’ımızın ailesi olan AYDIN ailesi, ikinci aile ise ‘esas oğlan’ımızın ailesi olan DİVİT ailesi…

AYDIN ailesi anne baba ve iki kız kardeşten oluşuyor. Kendi hallerinde bir mahallenin sakini bunlar. Abla Leyla esas oğlan Can’ın şirketinde çalışıyor. Esas kız Sanem’in ise hayali önemli bir yazar olmak. Yaşamak istediği yerin adı da Galapagos Adaları. Gerçi ben dizinin dansla başlaması ve bunun hayal olduğunun anlaşılması üzerine kızın hayalinin dansçı olmak düşünmüştüm. (Bu düşüncede daha birkaç gün önce Demet Özdemir’in dans yarışmasını kazanmak için mücadele eden bir genç kızı canlandırdığı filmi izlemiş olmamın etkisi olabilir^^)

 

Esas Kızımız – Sanem AYDIN

 

Kız babasının bakkal dükkanında çalışıyor. Bir de kıza takıntılı bir genç olan Zebercet (*) namlı Muzaffer var.

Esas kızın ailesi evlere şenlik. Kızlarının doğru düzgün bir işi olmasını istiyorlar. Bu nedenle kıza görücü geleceğini ve onu Zebercet ile evlendireceklerini söylüyorlar. Kız inanmıyor ama aile ağız birliği etmiş durumda, kızı evlendirmemek için tek şartları ise doğru düzgün bir işe girmesi. Bu nedenle kız çaresiz kalıp ablasının çalıştığı şirkete ‘getir götür elemanı’ olmak üzere başvuruyor.

Esas kızımızın bir de meraklı arkadaşı olan Ayhan kızımız var. Kendisi tahminimce UTC hayranı çünkü kendini esas kızın sister’ı olarak görüyor!  Bir de Meraklı Melahat misali meraklı bir komşu da mevcut mahallede.

Bu arada esas kızımızın görsel hafızası süper. Bir gördüğünü bir daha unutmuyor (Bu özelliği ile Çukur Aliço’nun karşı cins versiyonu diyebiliriz ^^) Bu sayede başvurduğu şirketin sahiplerinin de dikkatini çekiyor. Hatta iş yerinde daha ilk günü olduğu halde şirketin 40.yıl kutlamalarına bile davet ediliyor.

 

Esas Oğlanımız – Can DİVİT

 

Gelelim esas oğlanın ailesine… Egemen ailesi misali şirket sahibi bir aile bunlar. Baba ve küçük kardeş Emre şirketle ilgileniyor. Evin büyük oğlu olan esas oğlanımız Can bir süre şirkette çalışmış, şimdi yurt dışında fotoğraf çekiyor, yanlış anlamadıysam sosyal projelerle de ilgileniyor. Hafiften Hayat Şarkısının Kerim’ini de andıran bir hali tavrı var esas oğlanın.

Baba hasta ama aileden saklıyor. Esas oğlan bunu öğreniyor ama bilmiyor gibi davranıyor. Baba abinin şirketin başına geçmesini istiyor. Abi uzakta olduğu süre içinde kardeşinin şirkette çok emeği olduğu için ona haksızlık olacağını düşünerek kabul etmek istemese de baba küçük oğlunun şirketi yönetmeye uygun olmadığında ısrarcı. Küçük kardeş olan Emre ise babasının şirketi kendisine bırakacağından emin, ta ki bu konuşmaya şahit olana kadar… Konuşmaya şahit olmasının sonucu tahmin edeceğiniz gibi büyük bir hayal kırıklığı. Özelikle babasının kendi hakkındaki düşüncelerini öğrenmesiyle iyice bileniyor baba ve abiye karşı…

 

Party Girl…

 

40. yıl partisine geri dönecek olursak bu partide esas kızla esas oğlanın ilk karşılaşması gerçekleşiyor. Kutlamaları çalışanların D locasından izleyeceğini sanan esas kız D locasını buluyor. Halbuki çalışanların B locasında oturacağı sonradan bildiriyor ama kızın haberi yok tabi. İçerisi karanlık. Tesadüf bu ya esas oğlan da sevgisiyle D locasında buluşmak için oraya geliyor. Karanlık odaya giriyor ve sevgilisi sandığı esas kızı öpüyor.

 

İlk Öpücük <3

 

Öptüğü anda kızın sevgilisi olmadığını anlıyor tabi ki… Kızdan, özellikle kokusundan etkileniyor o anda. Kız da hemen kaçıyor oradan ama aklı öpüştüğü adamda kalıyor. Fark ettiği tek şey pahalı siyah ayakkabı giydiği. Sanem kızımız mekândan kaçar kaçmaz B locasını buluyor ama sakarlığı nedeniyle yerine gelene kadar davetlilere bayağı sıkıntı yaratıyor.

Gecenin ilerleyen saatlerinde tüm salonda öpüştüğü adamı arıyor. Bu arada Ayhan’a da biriyle öpüştüğünü mesaj atmaktan geri kalmıyor ^^ Ayhan meraklı, tüm gece detayları öğrenmek için defalarca telefonla arıyor; ulaşamayınca da mesaj üzerine mesaj atıyor, yanıt alamayınca da soluğu kızın evinde alıyor.

Bu arada parti boyunca şirketin yeni patronu olan esas oğlanla bir türlü karşılaşamıyor tabii ki…

Bu arada Emre’nin eski sevgilisi Aylin de geliyor şirketin kutlamalarına, iyi niyetle değil tabi ki… Anlaşılan o ki kız aile tarafından istenmemiş, yanlış anlamadıysam şirketten de gönderilmiş. Bunun üzerine intikam ile bilenip eski çalıştığı şirkete rakip bir ajans kurmuş ve şirket içindeki ajan sayesinde işleri baltalamaya başlamış. Kadın huzursuzluk çıkarmak ve şirket sahiplerini lekelemek amaçlı ama sonunda oradan ayrılıyor.  Gecenin sonunda anlıyoruz ki şirketin içindeki hain evin küçük oğlu imiş. Bu da tanıdık başka bir hikâyeyi hatırlattı bana nedense. (Ah Selim Ah…  – Çukur) Küçük oğul hem babanın şirketi kendine bırakacağına emin olup hem neden hainlik eder, tam olarak çözmüş değilim mantığını?

Baba planladığı gibi tedavi için Küba’ya doğru yola çıkarken şirketi iki kardeşe emanet ediyor ve onlardan haini bulmalarını istiyor. Kardeş tedirgin, abi haini bulmakta kararlı.

 

[wp_ad_camp_1]

 

Ve esas oğlan görev başında, sabah ilk iş şirkete geliyor. Esas kızla henüz karşılaşmadılar tabi… Tabi kızımız açık sözlü, yeni patron hakkında ileri geri konuşuyor. Patron arkasında beliriyor ve baştan sona kızımızın söylediklerini dinliyor. Diğer çalışanlar kaş göz işareti yapıyor ama anlayan kim! Kızımız tam gaz devam ederken birden kaş göz işaretlerinin farkına varıyor ve “Arkamda değil mi?” sorusunu yöneltiyor arkadaşlarına. Onay aldıktan sonra arkasını dönüyor ve esas kız Sanem– esas oğlan Can ilk kez göz göze geliyorlar. Patron adını soruyor kız söylüyor ve kovulacağından da emin bu arada. Patron herkesi toplantıya çağırıyor ve şirketin içinde bir ajan olduğunu, onu bulmak için her şeyi yapacağını, gözünün hepsinin üzerinde olduğunu söylüyor. Yeni düzen hakkında bilgi veriyor.

Yeni patron Can ilk iş olarak şirket bilgisayarlarını izlemeye ve incelemeye alıyor ve tüm bilgisayarlara şifre koyduruyor, üstelik kardeşi Emre’nin bilgisayarı da dahil. Bu arada Emre’nin asistanı / Sanem’in ablası Leyla’nın bilgisayarına da el koyuyor Can ve hatta kıza birkaç günlüğüne ise gelmeyebileceğini bile söylüyor. Kız ve çevresindekiler bunu kovulduğuna yoruyor tabi. Can’ın tespiti Sanem’in şirkete yeni başlaması nedeniyle onun dışında herkesin hain olabileceğini… Ve tespitini Emre ile paylaşıp bir tek Sanem’e güvenebileceklerini belirtiyor.  Emre durumdan memnun değil, Aylin de bir yandan ondan şirkete ait bir dosyayı göndermesini bekliyor. Emre Aylin’e durumun ciddi olduğunu ve dosyayı çıkarmasının kolay olmayacağını söylüyor. Aylin’in “o zaman dikkat çekmeyecek ve kolaylıkla gözden çıkarabileceğin birini bul, onun aracılığıyla çıkar dosyayı” fikriyle Emre bu iş için Sanem’i kullanmaya karar veriyor.

 

Bir takım planlar, programlar…

 

Sanem’in işe ihtiyacı var ve dolayısıyla kovulmamak için ne gerekirse yapacak durumda. Bunun ilk sebebi evlilikten kurtulmak, ikinci sebebi ise kazancıyla babasının 40 bin TL borcunu ödeyebilmek … Emre’nin borçtan haberi var ve ilk fırsatta Sanem’e ihtiyacı olan parayı vererek hem onun güvenini kazanıyor hem de Can’dan aldığı bilgileri kendine iletmesi, şirkette kendisinin gözü kulağı olması için kızı ikna ediyor. Bu arada Can’ın kötü olduğuna Sanem’i nasıl inandırdı o noktayı kaçırdım sanırım. Bir gönüllü aydınlatabilir mi?

Aynı akşam Aydın ailesi evi görücüler için hazırlıyor. Kızı vermeyecek olsalar bile görücüyü geri çevirmenin ayıp olacağını savunarak onları kabul ediyorlar. Kahveler yapılıyor. Kız isteme faslına geçildiğinde Sanem kendisinin artık çalıştığını çok istiyorlarsa ablasını evlendirmelerini söylüyor ortalık karışıyor. Leyla işten kovulup kovulmadığının hesabını verirken Zebercet içtiği kahvenin etkisiyle bayılıyor. Kız isteme seremonisi tamamlanmadan gece bitiyor.

Ertesi gün Sanem’in ilk görevi Emre için gelen kırmızı dosyayı alıp ona vermesi ama kızımız kazayla o dosyayı diğerleriyle birlikte Can’a teslim ediyor ve curcuna başlıyor. Kız dosyayı alana kadar deyim yerindeyse 40 takla atıyor. En sonunda gece iş çıkışı dosyaya ulaşıyor ve dosyayı çantasına atıyor ancak diğer kırmızı dosya da çantasında ve panikle çantasından çıkarıp masaya koyduğu dosya Emre’nin ondan istediği dosya oluyor. Böylece Can gerçek dosyayla evine gidiyor.

Bunun haberini alan Emre ise Sanem’i dosyayı bulması için evine gönderiyor. Kızımız cesaretli bir şekilde eve giriyor. Dosyayı ararken Can geliyor, Sanem saklanıyor. En sonunda dosyaya ulaştığında ise Can’a yakalanıyor. Can onu kokusundan tanıyor ve D locasında öpüştüğü kız olduğunu anlıyor.

 

 

Ve tam o anda görüntü donuyor, birinci bölümün sonuna gelmiş oluyoruz.

Erkenci Kuş akıcı bir dizi olmuş hakkını yememek lazım. Konunun tanıdık olması dolayısıyla bana pek cazip gelmemiş olsa da ilerleyen bölümlerde daha dikkat çekici, ilginç, sürükleyici ve özgün bir hal alabilir. Yaz dizisi olarak pekâlâ takip edilebilir. İlk bölümüyle reytinglerde iyi bir başarı elde etmiş görünüyor.  Erkenci Kuş ekibine başarılar, takipçilerine iyi ve keyifli seyirler diliyorum…

Sanırım Erkenci Kuş ‘un en beğendiğim yeri olan müziği oldu. Dinlemek izleyenler için;

 

Erkenci Kuş Dizi Müziği

 

https://youtu.be/ZonLEL6OX_g

 

(*) TDK’a göre Zebercet :  isim, mineraloji Sarı renkte ve cam parlaklığında, doğal demir ve magnezyum silikat, krizolit

“Gümüş bir tepsi, daha doğrusu gümüş bir lenger ağız ağıza sanırsam zebercetle doluydu.” – N. Hikmet

 

Noel Pazarları
AVRUPA – En Güzel Noel Pazarları
sığacık ada masalı
SIĞACIK SEFERİHİSAR – Ada Masalı’nın Çekildiği Yer, Nam-ı Diğer Kırlangıç Adası
Alaçatı Tatil
ALAÇATI – Sanki Ege’de bir Vaha
gezdim gördüm san diego
AMERİKA – San Diego
Mekanlar Tarifler
Sütlü Tatlı
Yılbaşında Yapabileceğiniz 5 Şahane Sütlü Tatlı
LONDRA – Londra’da Öğleden Sonra Çayı
künefe
Bir Değil İki Değil Çok Çeşitli Künefe
Şimdiki Aklım Olsaydı (Si lo Hubiera Sabido)
ŞİMDİKİ AKLIM OLSAYDI (Si lo Hubiera Sabido) – Ne Dilediğine Dikkat Et!
Poldark
POLDARK – Korkunun, Umutsuzluğun ve Sevginin Derinliklerinde
Poldark
POLDARK – Eve Dönüş
liar yalancı
LIAR (Yalancı) – İki Taraf Tek Doğru
bergen
BERGEN – Bir Tek Şarkı Söylerken Utanmadım Ben
romantik komedi filmler
Latte Kıvamında Romantik Komedi Filmleri
Yarına Tek Bilet Elle Çekim
YARINA TEK BİLET – Belki de Karşılaşmalar Tesadüf Değil Kaderdir
BİZ BÖYLEYİZ – Olsaydı Nasıl Olurdu?
Deli Bayramı
DELİ BAYRAMI – Kim Akıllı Kim Deli, Nasıl Ayırt Etmeli?
evlat oyunu
EVLAT – Her Şey Çok Zor
übü hep übü
ÜBÜ HEP ÜBÜ – Übülük Müessesesi Üzerine
yaşamaya dair
YAŞAMAYA DAİR – Yaşamayı Ciddiye Alacaksın
Copy link
Powered by Social Snap