İzledim

ŞAHSİYET – Peki ya Benim Şahsiyetim Ne Olacak?

Bir önceki yazımda ‘Bugün günlerden Şahsiyet’ demiştim ve yayınlanır yayınlanmaz Şahsiyet ilk üç bölüm bir çırpıda bitti. Bu yazıya bölümleri izleyenler kadar izlemeyenlerin de yolu düşebilir. Bu nedenle ağır spoiler’a girmeden ilk üç bölüm izlenimlerimi kaleme almam daha doğru olacak:

Öncelikle demans grubu hastalıkların (Alzheimer de bu grup içinde yer alır) karakter değişimlerini anlatan bilimsel olmasa da kendi hayatımdan, deneyimlediğim örneklerle ilgili sayfalar dolusu yazı kaleme alabilirim. Bu nedenle Agah Beyoğlu’nun öncesi / sonrası bana çok hayatın içinden geldi. En çok içimi acıtan ise Agah Bey’in unutacaklarını listelerken ‘şahsiyet’i de eklemesiydi sanırım:

 

“Ben ne olacağım? Yani telefon numaraları bir şey değil de benim şahsiyetim ne olacak? O da silinip gitmeyecek mi? Nasıl bir adam olduğumu unutacağım. Yaşıyorsun ama yoksun. İnsan nasıl dayanır buna…”

 

 

Adliye memurluğundan emekli Agah Bey, alzheimer etkisiyle suçluluk hissetmeyeceği günler yakında olduğu için adliye memurluğu döneminde elinden geçen dosyalara eksik kalmış adaleti kendi yöntemine göre vermeye karar verir. Burada altını çizeceğimiz kelimeler ‘kendi yöntemine göre’… Dizinin ilk dakikalarından anlıyoruz ki nedeni bilinmez (ah o Kambura Adliyesi arşivinin dili olsa da konuşsa ¹) Agah Bey ilk adımı atmayı yıllardır istemektedir ama vicdanı her iki denemesinde de katil olmasına izin vermez. Nur topu gibi alzheimer hastalığı güzel bir kılıf olur vicdanına, katil olamazken seri katil oluverir. Böylelikle Agah Beyoğlu gereği düşünülse de gereği yapıl-a-mamış mahkeme sonuçlarını kendince temyiz eder…

 

 

Cinayet Büro Amirliği’ndeki tek çalışan kadın polis olarak ün kazanan, birimin bir nevi marka yüzü Nevra ise basın röportajlarında ne kadar aksini de anlatsa ekip arkadaşlarının davranışları ile iş hayatı özelinde her gün ülkenin birçok köşesinde karşılaşılan cinsiyet ayrımcılığı ile giriş yapıyor hikayeye… “Problem yaşamayı bırakın, arkadaşlarım beni öyle destekliyorlar ki – tabii bu da ayrı bir sorumluluk anlamına geliyor benim için, ben de onların bu desteğine layık olmak için elimden geleni yapıyorum.” Ne kadar sakil duruyor değil mi? Bu nedenle Cansu Dere’nin canlandırdığı kariyerini bir kenara bırakıp polis olmaya karar veren Nevra karakterini oldukça gerçekçi bir şekilde kaleme alınmış buldum.

 

 

Agâh’ın yerinde sen olsan adalet için her şeyi göze alır mıydın? Peki ya ‘”İyilik’ diye bir şey var ya, benim için polislik o iyiliğin bir parçası olmak anlamına geliyor” hayat mottosuna sahip bir polis olarak dünyada kötülüğün kalmaması için çaba veren bir katil ile yolun kesişseydi onun dağıttığı iyiliğin de bir parçası olabilir miydin?

 

[wp_ad_camp_1]

 

Reji için teknik bir yorum yapamam ama kurguyu, kullanılan ışık ve çekim açılarını, renkleri sevdim. Mekanlardaki retro detaylar, özellikle etiket makinası çok güzeldi…

 

şahsiyet

 

Oyunculara gelirsek; Nevin’den Zuhal’e, Ateş’ten Hollywood serilerinden fırlama polis ekibine kadar alternatif kadro oluşturabilirim bir çırpıda ama Agah Beyoğlu’na gelirsek Haluk Bilginer’den başkası bu karakteri böyle güzel giyemezdi, sizi bilmem ama bu benim için net…

 

 

Ve Hümeyra… (3.bölüm sonu hariç) tek bir cümle kurmadan nasıl efsane bir performans çıkartılır ders niyetine izlenilmesi gerekir.

 

Introya da değinmem gerekir, ba-yıl-dım. Sesi açıp dinlesenize ^^

 

 

Şahsiyet ilk üç bölüm benim için tam bir bütün olduğu için hangi bölümdü hatırlayamıyorum ama ‘Türkiye’de seri katil olmaz, Türkiye’de insanlar cinnet geçirir.’ tezini destekler gazetelerin üçüncü sayfaları… Evet ülkemizde seri katil sayılabilecek vakalar benim hatırladığım bir elin parmaklarını geçmez. Ama ‘olmaz olmaz’ demeyin, varsın olmasın (ciddi ciddi dilerim ki olmasın tabii) bizim de ilk üç bölüm izlenimine göre Hakan Günday’ın kaleminden dört dörtlük bir seri katil hikayemiz ve oyuncusundan rejisine bu hikayeyi keyifle izlememizi sağlayan şahane bir ekibimiz var ^^

Eee, 4. Bölüm ne zaman?

Unutmadan; otopark kulübesindeki Kandalı Spor poster detayını fark eden Daha izleyicileri burada mı? Peki ya henüz Daha yazımı okumayan var var mı? Varsa tıklasın <3

 

¹ Sahi Kambura nerede?

 

Noel Pazarları
AVRUPA – En Güzel Noel Pazarları
sığacık ada masalı
SIĞACIK SEFERİHİSAR – Ada Masalı’nın Çekildiği Yer, Nam-ı Diğer Kırlangıç Adası
Alaçatı Tatil
ALAÇATI – Sanki Ege’de bir Vaha
gezdim gördüm san diego
AMERİKA – San Diego
Mekanlar Tarifler
Sütlü Tatlı
Yılbaşında Yapabileceğiniz 5 Şahane Sütlü Tatlı
LONDRA – Londra’da Öğleden Sonra Çayı
künefe
Bir Değil İki Değil Çok Çeşitli Künefe
Şimdiki Aklım Olsaydı (Si lo Hubiera Sabido)
ŞİMDİKİ AKLIM OLSAYDI (Si lo Hubiera Sabido) – Ne Dilediğine Dikkat Et!
Poldark
POLDARK – Korkunun, Umutsuzluğun ve Sevginin Derinliklerinde
Poldark
POLDARK – Eve Dönüş
liar yalancı
LIAR (Yalancı) – İki Taraf Tek Doğru
bergen
BERGEN – Bir Tek Şarkı Söylerken Utanmadım Ben
romantik komedi filmler
Latte Kıvamında Romantik Komedi Filmleri
Yarına Tek Bilet Elle Çekim
YARINA TEK BİLET – Belki de Karşılaşmalar Tesadüf Değil Kaderdir
BİZ BÖYLEYİZ – Olsaydı Nasıl Olurdu?
Deli Bayramı
DELİ BAYRAMI – Kim Akıllı Kim Deli, Nasıl Ayırt Etmeli?
evlat oyunu
EVLAT – Her Şey Çok Zor
übü hep übü
ÜBÜ HEP ÜBÜ – Übülük Müessesesi Üzerine
yaşamaya dair
YAŞAMAYA DAİR – Yaşamayı Ciddiye Alacaksın
Copy link
Powered by Social Snap