Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit’in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir yazı. Keyifli okumalar.
Ferit’in rüyası hakkında bir şeyler yazmak istedim: Araf’ta kalan Ferit değil, başkası tarafından karanlığa çekilen bir Ferit…
Bu sahneyi dümdüz bir rüya olarak değil; bilinçaltını ve bastırdığı duygularıyla boğuşan bir Ferit olarak izledim. (egosu ve süper egosu karşı karşıya olan bir Ferit)
Rüyalarımız, hayatımızda yer alan kişilerle nasıl temaslar kurduğumuza işaret ederek kişilerarası ilişkilerimizde farkında olmadığımız duygularımızı da ortaya koyar. Dolayısıyla rüyalar, daha doyumlu ilişkilerin geliştirilmesi açısından oldukça önemli yol göstericiler olarak değerlendirilebilir.
PSİKOLOGROZA‘nın Yalı Çapkını 83.’e bölüm analizini okudunuz mu?
YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin
Rüyalarda dürtü, “aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık” veya “ne şiş yansın ne kebap” hesabı hem kendini ifade etmek hem deşarj olmak hem de ego ve süper egoyu karşısına almamak durumundadır. Her kesimi memnun etmeye yönelik bu işlem rüyalarda gerçekleştirilir.(Rüyada hem Seyran hem d*yar vardı)
Rüyalar, değişik psikolojik yaklaşımlara göre farklı farklı değerlendirilir.
Davranışçı yaklaşıma göre rüyalar, gün içinde gerçekleşen refleks kalıpların kopyalarının oluşturulduğu, hafızaya alındığı ve pekiştirildiği bir süreçtir. Bilişsel yaklaşıma göre ise, bireyin kognisyonlarının aktif olarak çalışarak, sistemin yerleşme süreci olarak tanımlanır. (Seyran’ın Ferit’i yok sayması)
Psikodinamik yaklaşıma göre rüyalar, bilinçdışındaki dürtülerin üstü örtülü biçimde, özel simge ve imajlarla deşarj olma yoludur. Normalde ruhsal aygıtta bilinçdışına itilen dürtüler orada tutulmaya çalışılırken( bu dürtü reddedilen Seyran), bilinçdışından da yüzeye doğru büyük bir baskı vardır. Deşarj olma ihtiyacındaki dürtülerin aşırı baskılanması iç dünyada sıkıntı ve bunaltıya sebep olur. Rüyalar bunaltı ve sıkıntı yaratan bastırılmış enerjinin boşalmasını sağlayan mekanizmalardır. Fakat bastırılmış dürtüler rüyada da açıkça ifade edilemez. (Tabloyu yırtan D*yara tepki verilmemesi gibi) Çoğu kez ego ve süperego tarafından kabul edilemez bulunup sansürlenir. Dinamik yapı bu sansür mekanizmasını deşifre etme yollarını inceler.
Rüya içinde kompleks yapılandırmaların yer aldığı karmaşık bir senaryodur. Bu senaryo egonun özel bir parçası tarafından hazırlanır. Senaryoda hiçbir gücü ürkütmeden bilinçdışında deşarj olmaya çalışan dürtülere çıkış yolu bulan kurgusal bir zemin yani mekân, mekânın geçtiği zaman ve çeşitli figür ve figüranlar bulunur. Figür ve figüranların rolü belli bir hedef ve amaca hizmet etmek üzere ego tarafından seçilir. (Gülgün’ün kullandığı replikler)
Rüyada dıştan bakıldığında anlamsız gelen herhangi bir figür, cisim, eşya, renk, ses gibi materyal çok önemli şeyleri ifade ediyor olabilir. Buna rüyada ‘zoom ilkesi’ denir. (Karanlıkta kalan Ferit, sadece ışığı olan Seyran)
Bazen rüyalarda tehlike arz eden bir nesne parçaları eksik olarak tariflenir. Burada bütünü oluşturan parça eksik bırakıldığında suçun tamamı oluşmamış gibi algılanmakta, suçluluk duygusu, bunaltı ve kaygı düzeyi düşmektedir. (Ferit’te bütün bu sayılanlar var)
Yalı Çapkını 83.’e dair diğer yazıları okudunuz mu?
YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum
YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun
Rüyadaki eksik parçaları tamamlamak bilinçdışına ulaşma yönünde önemlidir. (Rüyadan uyanır uyanmaz hemen Seyran’ın yanına gidip tamamlanması gibi..)
Rüyada çoğu kez esas özü gizlemeye yönelik, temel figürün yerini başka figürler alır. (Yırtılan resmin yanına D*yarın kendini koyması gibi) Bir kadını ince saplı bir papatya, kin ve kıskançlık duyduğunuz bir kişiyi karanlıklar içinde kuru bir ağaç gibi görebilirsiniz. (Fazlalık olan D)
Rüyayı gördükten sonra Seyran’ın yanına koşan Ferit, yüzüğü çıkararak zoom ilkesi yardımıyla eksik olan parçasını bulmuştur.
Göz atmanızı öneririz: Yalı Çapkını Bölüm Yorumları
