İzledim

DEHA – Hayal Kırıklıkları

Deha 10.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

 

Deha’da onuncu haftayı geride bıraktık. Bu hafta lansman gecesinin İskender’in ve Devran’ın aileleri üzerindeki yansımalarını izledik.

Geçen hafta “Devran’ın yerinde olsam ağabeyine rağmen başladığı işi bitirir ve Timuçin’e başla komutunu verirdim” demiştim. Ama Devran tam da tahmin ettiğim gibi izleyici olarak beni de İskender’i de şaşırtmadı ve Ferman şirketin bir parçasıyken, babasının foyasını ortaya çıkaramadı. “Plan iptal” komutunu verdi.

 

 

Ferman’ın İskender’in yanında durması, bu fırsatı verdiği için babasına teşekkür etmesi, Devran ve ailesini – Cavidan hariç – hayal kırıklığına uğratsa da Devran’ın pes etmedi, Yaman’la birlikte Ferman’ın gözünü açmak için, İskenderlerin kutlama yapmak için gittiği mekânda ağabeyinin karşısına çıktı. Ferman’la konuşmak isteseler de o,  İskender’in etkisine girmişti bir kere. Ailesinden görmediği desteği, itibarı ve değeri babasından gördüğünü hissetmek onu kardeşlerinden uzaklaştırıp babasına yaklaştırdı. Fragmanda verilip bölümde kesilen Devran Sofi konuşmasında Devran’ın “Parayla değil sevgiyle dolandırıyorlar” demesi bu yüzden olacaktı bence. Tek başına para vaadiyle Ferman’ı yanına çekemeyebilirdi İskender. İhtiyacı olan paradan fazlasıydı Ferman’ın.  Bunu bilen İskender sevgi gösterileriyle tavladı oğlunu. Devran o yayınlanmayan sahnede İmre’nin güvenini kazanıp Karga ile ilgili bilgi toplamayı kafasına koydu büyük ihtimalle.

Devran, kebapçıda Boran’la fotoğrafını görmeseydi eğer oradan olaysız ayrılacaktı ama gecenin sonu onun masayı dağıtması ve Ferman’a o geceyi unutmamasını, gün gelip hatasını anlayıp döndüğünde o anı hatırlatacağını söyleyip gitmesiyle bitti. Boran ve İskender’in fotoğrafı bir Karga ve İmre’nin dikkatini çekti. İmre Boran’ın ölüm sebebini merak etmeye başlarken, Karga Devran’a verdiği sözü tutmak, Boran’ın cep telefonunun HTS kayıtlarına ulaşmak için bir adım attı. Tabi Hakim bunu duymasa ve engellemeye çalışmasa olmazdı. Bu noktada dizide kötüler tarafından parayla satın alınamayan, vefaya değer veren bir karakter çıkmasını beni mutlu etti. Cesur’u başından savmak için kayıtları bozma sözü veren adam Karga’ya hem orijinal kayıtları verdi hem de Cesur’dan aldığı parayı gösterip olanları anlattı. Umarım bu Cesur’a ders olur da paranın her kapıyı açamayabileceğini anlar.

İskender’in Boran’la kebapçıda yaptığı konuşmayı hatırladığı sahneyi, yüzünden geçen sanki vicdan azabı çekiyor gibi hissettiren o duyguyu, Aysel’in onunla yaptığı konuşmayı beğendim. İskender de Cesur da bu olayda kendilerinde suç görmüyorlar ciddi ciddi. Cesur en azından bu işte hepsinin yanacağının farkında, İskender ve Aysel ise tek sorumluyu Hakim olarak görmekte ısrarcılar.

Devran ağabeyine kızgın olsa da onu başını yakmak istemedi. Sahtekârlığını ortaya çıkaramadığı için onun yerine İskender’i temiz iş yapmak zorunda bırakacak bir hamle yaptı. İhtiyaç sahibi herkesi İskender’in yeni şirketine yönlendirirken, Karga’ya onun yaptığı dolandırıcılığı anlatıp Karga’yı babasının üstüne saldı.

Yaman Ferman ev sahnesinde Ferman adına üzüldüm.  Yaman aslında isyanında haklıydı,  Devran’ın İskender’in yanında durma sebebi ona inanması değildi, Ferman ise inandığı için yanındaydı ama bu konuda verebileceğin onca örnek varken hiç ağabeyine “Sana finans dehası diyor, sen finans dehası mısın?” denir mi Yaman’cığım? Bu sözünle ağabeyini babanın kucağına daha çok ittin.

 

İlk sahnede haksız bulmama rağmen bu ve Ferman’ın tek başına yemek yerken kardeşleriyle fotoğraf çekildiği günü hatırladığı anda bir yanım anladı Ferman’ı. İstediği kadar başarılı olsun Devran’ın gölgesinde kalmış. Terfi almış ama Devran’ın milyonluk soruyu çözecek olması daha önemli görülmüş kardeşleri tarafından. Evin içinde sessiz ve silik bir karakter olarak kalmış. Kardeşleri onu kendilerince seviyor ve değer de veriyor mutlaka ama Ferman’ın beklentisi daha çok takdir edilmek ve sevildiğini daha çok hissetmekti belki de. Ferman’ın finans dehalığı konusunda bir eksi puan da Devran’a. O da ağabeyine aynı imada bulundu. Canını yaktı diye Ferman’ın canını yakmak istedi belki ama yine de haksızdı. Yıllarını bu mesleğe verip yükselen ağabeyine, sanki babası olmasa bir hiçmiş imasında bulunması hoş olmadı.

 

 

Gelelim bir fragman ve iki ön izlemeye konu olan İmre Devran meselesine.  İmre öyle büyük intikam yeminleri edince, baştan sonra hepsi yalanmış deyince, olacakları daha farklı hayal etmiştim, daha doğrusu temenni etmiştim diyelim.  Öncelikle inşallah bir günlük bir durum söz konusu değildir dedim. Yani bir günde bir insan bir insana intikam yemini ettirecek ne yapabilir ki?

Olanları şöyle bir analiz etmek gerekirse;

Öncelikle Devran  İskender’i köşeye sıkıştırmak için İmre’yi kullanmaya karar verdi. Planı ise onun güvenini kazanıp Karga’yla ilgili bilgi toplamak. İskender  kendiyle uğraşacak fırsat bulamasın diye, İmre’den  Devran’ı oyalamasını istiyor. İmre’ye Karga’dan yanına Devran’ı vermesini istemesini söyledi. İmre de İskender’in niyetini bile bile kabul etti. Bir yandan da amacı Boran’ın ölüm nedenini öğrenmek için Devran’la konuşmaktı bence. İskender ve Aysel’den alamadığı cevabı Devran’dan alabileceğini umdu. Devran İmre Karga yazışmalarını görüp fırsat ayağıma geldi deyip planını uygulamaya başladı. İmre’yle  Beyazıt’a gittiler. Arabadan inmeden Devran İmre’ye ben seninle iş yapıyorum kişisel algılama dedi mi? Dedi. Kuyumcuya girerken Devran-İmre’nin  basit düz ve sade olan şeyleri seviyorsun demesine rağmen( Burada Esme’yi kastetti gibi geldi yanlış düşünmüş olmayı umuyorum)- turna kuşu kolye gördü ve aklı kolyede kaldı. İçeride işlerini hallettikten sonra İmre’nin gözü önünde sevdiği kıza o kolyeyi aldı mı? Aldı. Ardından “Dahi” olan Devran, dizi tarihinin en basit ve klişe yöntemini kullanarak, Timuçin’e çaldırttığı mücevherlerin olduğu çantayı geri getirip İmre’ye verdi. İmre bunu neden yaptığını sorunca Karga’yı borçlu kalmaması için yaptığını söyledi. İmre ise “vicdanlı biri olduğun için yani” dedi.  Ve erkeklere güvenmeyen, hiçbir erkekten övgü ile bahsetmeyen, onların zaaflarını kullanan ve erkeklerin bir bakışta içini okuyan kişilik analizi yapan İmre, Devran’ın ona değer verdiğine inanıp ona güvendi.

 

 

İmre bu sefer de ona borçlu kaldığını söyleyip, Devran’ı borcunu ödemek için yemeğe çıkardı. Önce babalık mevzusu üzerine Devran sevmek ve silmek, sevdiklerini kaybetmekten korkmak üzerine bir konuşma yaptı. Ardından Karga’nın hikâyesi sordu. İmre anlatamayacağını söyledi. Devran onu borçlu kalmaktan kurtaran birine güvenmiyorsa anlatmamasını söyleyince İmre Karga’yla ilgili bildiklerini dökülüverdi. Devran Sofi’ye gitti. Hiç istemese de yaptığından mutlu olmasa da  İmre’nin güvenini kazanıp istediğini aldığını söyledi. Sofi babası gibi davrandığını söylediğinde ise  onların Boran, Ferman ve Ceylan’a yapmaya çalıştıklarının yanında bu kadarını yapmaya hakkı olduğunu söyledi. Sabah Aysel İmre’nin dalgınlığından, Devran’la yemeğe gittiklerini söylerken gözlerindeki bakıştan Devran’a bir şeyler hissettiğini anladı ve onu konusunda uyardı.Aysel’e bir gün bir konuda hak vereceğim aklıma gelmezdi, bu konuda hak verdim. İmre ise Devran’ın öyle biri olmadığını söyleyip konuyu kapattı.Birkaç saat sonra Karga ve Hakim’le ilgili haber çıktı ve İmre Devran tarafından oyuna getirildiğini anladı.

 

 

Devran’ın karşısına çıktı ve Devran da onu onayladı. Ona yalan söylediğini, kandırdığını doğruladı. Burada söylediği bir tek şeyi doğru bulmadım Devran’ın. O da “Sen sevdiklerimden biri değilsin, bunu kabullensen iyi olur” sözü oldu. İmre’nin güvenini kırmak ayrı bir şey ama bu söz gururunu kırıcı. Ne yaparsa yapsın ama bir erkek bir kadının gururunu hiçbir şekilde kırmasın lütfen.

İmre İskender’e benzemediğini iddia ettiğini hatırlatıp aynı babasına benzediğini söyledi. Devran’sa İskender’le arasındaki farkları anlatıp, yatıp kalkıp beğenmediği vicdanına dua etmesini istedi İmre’den. İmre, annesinin zoruyla, olanları anlattı ve ona yaşattıklarını misli misli Devran’a yaşatacağına yemin etti.

Olay tam olarak böyle gelişti. Şimdi soru şu: Beşinci bölümde Devran babasını dolandırdığında, İskender’i arayıp Devran’ın vicdanına oynayacakları bir oyun kurup parayı kurtarmayı teklif eden İmre değil miydi?

Peki İmre’nin o gün yaptığıyla Devran’ın bu bölüm yaptığı aynı şey değil mi? İmre o gün Devran’a bir hayat dersi vermek istediyse bugün de Devran ona bir hayat dersi verdi.

O gün Devran İmre’yi almaya giderken, bir oyunun içinde olduğunun farkındaydı. Karga’nın kadınlara ve çocuklara dokunmadığını bile bile gitti oraya. İmre’ye de oyunlarını yutmadığını söyledi. Bu bölüm İmre ise Devran’a güvenmeyi tercih etti. Devran’ın sevdikleri için her şeyi yapacağını söylemesinden kendine pay çıkardı ve onun için önemli olduğuna inandı.  Yani konu Devran’dan çok İmre ile ilgili. Demem o ki o gün yaşananlar oyun değil de tesadüf olsaydı, İmre yine aynı şekilde Devran’a güvenebilirdi. Çünkü kabul etmese de Devran’dan beklentisi var.

Keşke diyorum senaristler biraz daha yaratıcı olsa, bir intikam yazacaklarsa İmre Devran arasında, daha sağlam temeller üzerine yazsalardı. Bu senaryo ve intikam hikâyesi çok basit ve çiğ kaldı. Gerçekçililiği de yok üzgünüm. Devran İmre’ye duygusal anlamda yaklaşsaydı, ona ilgi gösterseydi, İskender gibi seviyormuş gibi yapsaydı, İmre önce şüpheyle yaklaşıp zaman geçtikçe onun samimiyetine inansaydı ve tam ona aşık olduğunda Devran oyunu bitirip gerçekleri yüzüne vursaydı o zaman sonuna kadar İmre’nin arkasında dururdum. İntikamını al Devran sonuna kadar hak etti derdim ama şu anda diyemiyorum çünkü yaşadığımız durum sadece İmre’nin kendi kendine gelin güvey olmasıyla alakalı. Devran’a hissettiği duyguların karşılıklı olmasını istedi, ona değer verdiğine inanmak istedi o kadar. Devran’dan beklediği karşılığı alamayınca yine yeniden hırslandı.

Bu noktada Devran’ın İmre’nin haberi gördüğünü ve hesap sormak için yanına geldiği sırada İmre için“Ben neleri atlattım bunu da atlatırım ama sen atlatamazsın” sözlerini kullanması da abartılıydı bence. Yani bize sunulan İmre bir erkek yüzünden bu kadar basit bir oyunla bu kadar kolay kandırılıp perişan olmazdı.

Şimdi İmre mağdur oldu diyen hayranları ama aynı şeyi Devran’a yaptıklarında Devran İmre’ye âşık olacak diye sevinmiyorlar mıydı? Hiçbiri de Devran mağdur oldu demedi. Aynı şekilde İmre’nin Ceylan’a yaklaşma sebebi Devran’a paranın ihtişamlı dünyasını görüp kendini oraya hissedince, Ceylan’ın ondan vazgeçip babasıyla olmaya karar vereceğini, onu beğenmeyeceğini ispatlamak değil miydi?

Şimdi İmre yine giyinip süslendi Ceylan’ın kapısına geldi. Amacı Devran’dan intikam almak için Ceylan’ı kullanmak. Devran İskender’i köşeye sıkıştırmak için İmre’yi kullandığına O da Devran’dan intikam almak için Ceylan’ı kullanabilir. Buna hakkı var. Peki İmre’yi alacağı intikam için desteklerken Devran bunu hak etti, İmre onu süründürsün derken Ceylan’a yazık olacak, o mağdur olacak diyorlar mı? Demiyorlar. Çünkü önemli olan tek şey İmre’nin mağdur olmaması. Geri kalan herkese her şey olabilir. Yeter ki Devran İmre’ye âşık olsun. Gerisi boş. Ha böyle düşünmeyen bir kesim de vardır belki, hikâyeyi daha objektif izleyen, sadece çift odaklı değil de karakter ve hikâye odaklı izleyenler. Onlar ne anlatmak istediğimi daha iyi anlar.

 

 

                                                                                                                                                                                  

 

Gelelim Esme’ye. Esme Devran hakkındaki sitemlerinde haklı. Devran’ı merak ediyor, onu aradığında ulaşabilmek istiyor. Devran’ın telefonları açmayıp bir anda kapısında bitmesi sinirlerini bozuyor. Devran da kıskanılmak hoşuna gidiyor diye kızın damarına basıyor.  O zaman kıskandığın zamanlarda da atarlanmayacaksın. Sonradan gönlünü alsa da marifet kırdıktan sonra toparlamak değil, kırmamak Devran’cığım. Nerede olursam olayım ne yaparsam yapayım hep aklımda sen varsın diyorsun ya arada bir bunu göster bence Esme’ye. En azından lansman çıkışında ona sert çıktıktan sonra bulduğun ilk fırsatta kızı bir arayabilirdin. Esme seni bugün anlar idare eder, yarın anlar ama bir gün canına tak eder, yeter artık der.                                                                                                                                                               Turna kuşu sahnesi keyifliydi. Kolyeyi görünce Devran’ın aklına Esme gelmişti ve okula dönüşünün ilk günü şerefine almıştı.

 

Turna Kuşu: “Yol gösteren, aklıyla sevdiklerini olacaklara karşı uyaran ve olacakları öngören turna kuşu, bilgeliğin ve zekanın da sembolüdür. Özellikle Türk kültünde ve çeşitli mitolojik anlatılarda aşkın ve sadakatin simgesi olarak kabul edilir. Turna kuşları tek eşli ve hayatları boyunca sevdiklerine sadık kalır. Zarif danslarıyla sevgi, uyum ve bağlılığı temsil eder. Halk edebiyatında sevgililer arasında bir haberci ve aşkın kutsallığını ifade eden bir figürdür Turna kuşu. Turna türküleri ve ağıtları, ayrılık acısını, sevda ve özlemi de ifade ettiği için, aşkın saf ve kalıcı yönünü simgeler.”                                              

 

Turna kuşu Devran’ın Esme’ye biçtiği değerin de göstergesi aynı zamanda. Turna kuşu tam olarak Esme’yi simgeliyor.  Dizinin sevdiğim kısımlarından biri eksik kaldı artık efsanelerden mitolojik kahramanlardan ve simgelerden bahsedilmeyince kendimiz bulup öğreniyoruz ne yapalım.

Ben arada sırada ilk bölümlerde olduğu gibi çiftin arasında ciddi sahnelerin de yazılmasını istiyorum. Devran’la Esme ilk bölümlerdeki gibi birlikte hareket etsin, Devran yine ona akıl danışsın. Esme avukat olacak sonuçta, en azından kanunlar çerçevesinde hareket edilen durumlarda Esme’ye başvurabilirler. Gerçi Devran ve Esme’nin doğası bu, kavgaları da küskünlükleri de cilveleşmeleri de gülümsetiyor insanı. Devran’da gerçekten şeytan tüyü var. Ne kadar kızdırırsa kızdırsın bir şekilde affettiriyor kendini. Yalnız kızın gurur konusunda söylediklerini de dikkate alsın. Esme sevdiği adamı başka bir kadının arabasında görünce kıskanmaktan ziyade gururuna yediremiyor, Devran ona açık sözlü olsa da kızın ailesinin de ağzına laf verecek hareketlerde bulunmaması gerek diye düşünüyorum.

 

 

Bölümün en sevdiğim sahnesi final sahnesinden önceki kısımdı. Barış Manço’nun sesinden “Bizi dost bildiklerimiz vurdular” türküsü eşliğinde başta Sofi olmak üzere mahalleli ve ihtiyaç sahiplerinin ev sahibi olmak üzere İskender’in şirketine başvurması, Cesur’un Sofi’yi görünce hem şaşırması hem de huzursuz olması… Burada Cesur sanki Sofi’yi dolandıracak olmanın bilinciyle kendini kötü hissetti gibi geldi bana. Sofiyle el sıkıştığında yüzündeki ifade samimiydi. Memnun değildi yaptığından. Belki de Devran’ın bir oyun çevireceğini anladı o anda. Karga’nın mekana giriş yapması, İskender’in tedirgin hali, Ferman ve Timuçin’in şaşkınlığı, Timuçin’in Sofi’yi gördüğünde işler yolunda mesajını alması, Kadirlerin gelmesiyle Sofi’nin onu dışarıda bekleyen Devran’ın yanına gitmesi, Devran’ın onun omzuna yaslanması, eş zamanlı          olarak İmre kırmızı rujunu sürüp takılarını takıp giyinip Ceylan’a gitmesi, kızın onu mutlulukla karşılaması ve araca zula yapma işinden gelen para kesilmesin diye Yaman’ın patronun isteğini yapıp kara para aklama işinin bir parçasını olmasına sebep olacak hesapları açtırması. Ah Yaman baban etrafında dolanıp dururken, karakolda, tamirhanede bitiverirken hiç mi aklına gelmedi bu işte parmağı olacağı? Devran kara para aklarken hiç mi bir şey duymadın öğrenmedin? Adına açılan hesaba temiz para gelecek falan sanmıyorsundur herhalde. Ağabeyini eleştirirken sen de babanın batağına düştün. Yakında anladığında iş işten geçecek. Sizi kurtarmak için Devran bakalım ne işlere bulaşmak zorunda kalacak.

Karga’nı, İskender’e, onu temiz iş yapmak zorunda bırakacak o senetleri imzalatması bölümün en çok sevdiğim anıydı. İskender akıllı ya senetleri de Ferman’a imzalatacaktı. Neyse ki Karga Hakim gibi değil. Muhatabı İskender iken Ferman’ı bu işe dahil etmiyor. Hakim gibi adamın ailesini öldürmekle tehdit etmiyor.

 

 

Karga’nın gitmesinin ardından kapıda beliren Devran’ı gören İskender’in tepkisine çok güldüm. Devran’ın baba oğul çalışır ödersiniz, yanında nasılsa finans deha var demesine ise kızdım. Ferman’ın İskender’e güveniyor olmasından duyduğu hayal kırıklığı ise istemsizce üzdü.

Şirketten ayrılırken ise Devran’ı bir sürpriz bekliyordu. Karga sözünü tutmuş ve Boran’ın son bulunduğu yeri tespit etmiş, kayıtların bir örneğini de ona teslim ediyordu.

 

 

Hakim Karga’nın orijinal kayıtlara ulaşıp da onları Devran’a teslim ettiğini öğrenince yolun sonuna geleceklerini anladı ve durumu Cesur’a anlattı.

Devran için o kayıtları izlemek kolay olmadı. Hakim’in çiftlik evini bulup içeri girdiğinde ise paralel olarak verilen Boran sahneleri, Devran olanları görüyormuş, bizzat şahit olmuş gibi bir etki yarattı. Kapıyı çaldığında ise içeride bekleyen adamı Hakim’e Devran’ın geldiğini haber vermesiyle bölüm sonra erdi.

Bölüm sonunda Devran da Boran’la aynı kaderi yaşayacak ve vurulacak diye düşünmüştüm Hakim’in gerçekleri ulaştığı gün hayattaki son günü olacak sözlerinden dolayı. Ancak fragmana göre Devran’ı öldürtmek yerine üzerine cinayet yıkmayı planlamış Hakim. Bu onun kendi fikri mi yoksa onu Devran’ı öldürmemeye ikna eden faktör Cesur mu merak ettim. Fragmanda merakla beklediğim tek sahne Cesur’un Devran’ı karakolda ziyaret edeceği an şimdilik. Yüzünü göstermeseler de Devran’a “Büyük geçmiş olsun” diyen ses Cesur’a ait. Acaba Hakim’le yaptığı plan doğrultusunda Devran’ın güvenini kazanacak bir oyun mu olacak bu görüşme, yoksa Hakim’i saf dışı bırakmak için Cesur Devran’a iş birliği mi teklif edecek? Cesur ve Devran dost olsun kardeş olsun demiyorum ama ortak çıkarlar doğrultusunda İskender’e karşı birleşip ortak hareket etsinler, onları birlikte izleyelim istiyorum. Cesur iki bölüm önce ne güzel kendini sorgulamaya başlamıştı ama biz karakterin gelişimi ve dönüşümünü izleyemiyorum. İçindeki iyi yönü keşfeden bir Cesur izlemek istiyorum. Sofi ile arasında bir bağ kurulacak gibi hissediyorum. Bir parça bile olsa sevildiğini hissettiğinde Cesur’da nasıl değişimler olacak merak ediyorum. Bu sahneler Devran’la değil ama Sofi’yle yazılabilir. Devran’a baba olduğu, yoluna ışık tuttuğu gibi Cesur’un yolunu da aydınlatabilir. Ve ikinci tanıtım. Devran serbest kalmış acaba bunu sağlayan Cesur mu kurtaracak yoksa Esme’nin de katkısı olacak mı Devran’ı bu cinayetten aklanmada?

Ve nihayet Boran’ın cinayeti aydınlanıyor. İkinci tanıtımı çok sevdim. Karga ağabeyinin ihanetine nasıl bir ceza kesecek merak ediyor ve heyecanla bekliyorum. Bu olayla bağlantısını inkar mı edecek, itiraf mı? İskender nasıl savunacak kendini? Hakim’e sahte parayı ihbar edenin Cesur olduğu ortaya çıkacak mı?

Son olarak İmre iki de bir “Ceylan’ın ablası olarak” ile başlayan cümleler kurmasan mı? Çünkü kızın ablası olduğun takdirde Devran’la da kardeş oluyorsun hatırlatırım.

Yeni bölümde görüşmek dileğiyle… Keyifli okumalar. Yorumlarda buluşalım.

 

Göz atmanızı öneririz: Deha Bölüm Yorumları

 

Noel Pazarları
AVRUPA – En Güzel Noel Pazarları
sığacık ada masalı
SIĞACIK SEFERİHİSAR – Ada Masalı’nın Çekildiği Yer, Nam-ı Diğer Kırlangıç Adası
Alaçatı Tatil
ALAÇATI – Sanki Ege’de bir Vaha
gezdim gördüm san diego
AMERİKA – San Diego
Mekanlar Tarifler
Sütlü Tatlı
Yılbaşında Yapabileceğiniz 5 Şahane Sütlü Tatlı
LONDRA – Londra’da Öğleden Sonra Çayı
künefe
Bir Değil İki Değil Çok Çeşitli Künefe
BRIDGERTONE
BRIDGERTONE – Gölge Oyunları
BRIDGERTONE – Dearest Gentle Reader
Şimdiki Aklım Olsaydı (Si lo Hubiera Sabido)
ŞİMDİKİ AKLIM OLSAYDI (Si lo Hubiera Sabido) – Ne Dilediğine Dikkat Et!
Poldark
POLDARK – Korkunun, Umutsuzluğun ve Sevginin Derinliklerinde
bergen
BERGEN – Bir Tek Şarkı Söylerken Utanmadım Ben
romantik komedi filmler
Latte Kıvamında Romantik Komedi Filmleri
Yarına Tek Bilet Elle Çekim
YARINA TEK BİLET – Belki de Karşılaşmalar Tesadüf Değil Kaderdir
BİZ BÖYLEYİZ – Olsaydı Nasıl Olurdu?
Deli Bayramı
DELİ BAYRAMI – Kim Akıllı Kim Deli, Nasıl Ayırt Etmeli?
evlat oyunu
EVLAT – Her Şey Çok Zor
übü hep übü
ÜBÜ HEP ÜBÜ – Übülük Müessesesi Üzerine
yaşamaya dair
YAŞAMAYA DAİR – Yaşamayı Ciddiye Alacaksın
Copy link
Powered by Social Snap