” Zaaflarımız Sonumuzu Belirler” Kadir için seçtim bu başlığı, Kadir’in sonunu merak ettiğim için. Gerçi bölümün başlığının ‘Haydi’ olmasına taa bölümü izlerken karar verip, hatta ‘boş vakti olan bir gönüllü- yok mu ZeyKad fandomdan biri? sayıverse’ diye de içimden geçirmiştim. Çünkü Haydi’lerin en güzeli Kıvanç Tatlıtuğ tarafından söylenendir.
kadir adalı’nın “haydi” demesine düşmek..
• #çarpışma #kıvançtatlıtuğ pic.twitter.com/KE6xi41iUh
— melanie (@scoulday) December 6, 2018
Ama Kadir’i düşününce diline pelesenk ettiği haydi’den daha derin olan konu zaafları: “Sen annemle ilgili ne biliyorsun Veli, söyle”
Veli’yi sevdim. Zaten dizilerde kapkara karakterinin içindeki iyiliği, kalbinin kararmasının nedenlerini kademe kademe açtıkça daha da çok severim. Tam da bu nedenle daha ilk bölümden sevdiğim Veli’yi bu bölümde daha da çok sevdim. Kadir üzerinden hayattan intikam almaya çalışan bir birey benim için.
Günün sonunda dizide Kıvanç Tatlıtuğ ve Onur Saylak olunca, bu dizi her şartta izlenir… Hele ki bölümün ilk dakikaları, her iki karakterin geçmişinin etkisi ve yollarının bir kez daha kesişmesinin sonuçları… Bölümün bu dakikalarına 10 üzerinden yıldızlı 10 vermek istiyorum, oyuncuların performansları, seçilen müzik, mekan – Sirkeci garı, Orient Express Restoran pek severim ve elbette Uluç Bayraktar’ın dokunuşu…
Hikayede ortaya karışık biraz mantık, biraz akış hataları yok değil. Özel ilgim replikler de pek iyi değil doğrusu ama öyle bir an geliyor ki bütün olumsuzluklar siliniveriyor. İşte bu sahnede olduğu gibi.
“Bir gün benim kaybettiklerime sen sahip olacaksın. İşte o zaman ben eksilteceğim seni. Duydun mu beni? Sana söz veriyorum. Seni bütün zaaflarından paramparça edeceğim.”
Ve en büyük zaaflardan biri de ‘aile’ … Veli’nin dediği gibi: “Zaafın varsa kural yazamazsın diyorum, aile mesela…”
Zeynep ise zaafı olmasın diye değil bambaşka nedenlerle sevdiği adam ile aile kur(a)mayanlardan.
Zeynep Kadir’in ilişkisi yine pek çoğumuzun tahmin ettiği gibi aşk temelindeymiş ama Kadir’in meslek seçimi, Zeynep’in babasının o daha çocukken şehit olmasının yarattığı kayıp etkisiyle yine bir gece acı bir haberle uyanmamak için, yine bir gece çocuğunun babasız kalma riskinin normal şartlardan biraz da yüksek olduğunu tecrübe ettiği için Kadir’in hayatından çıkmayı tercih etmiş. Oysaki Kadir’in polis olmak istemesinin gerisinde kendi eksiklerini tamamlamak olduğunu bildiği halde… Sizce de biraz bencilce değil mi?
Zeynep: Anneni buldun mu?
Kadir: Aramadım ki hiç!
Zeynep: Neden?
Kadir: İnsan sevdiğini arar. Beni sevse yetimhaneye bırakmazdı di mi? Neden arayayım ki?
Zeynep Kadir’i terk etmiş demek pek de doğru değil aslında. Sevdiğini onu seven birine teslim etmiş. Peki emin ellerde olduğuna inançla hem kendine hem de geride kalanlara bıraktığı acıyı hesaba katmış mı? Hayır. Çocuklarının yaşlarına göre eş zamanlı olarak güvenli limanlara sığınmışlar.
[wp_ad_camp_1]
Kadir Kerem’i eliyle koymuş gibi buluverdi. Kerem’in sessizliği, Kadir’in içtenliği çok güzeldi. Bu aksta sevdiğim Kerem ve Cemre’nin karşılaşmasının olayların seyrini değiştirecek olması. Nasıl da içtendi “Seni (kanlı canlı karşımda) gördüğüme sevindim. Harbiden sevindim.” derken. Kerem’in gardiyanın aklını başına getirmesiyle attığı adım, çok akıllıca… Yakup ve yeni Eyşan’ınımızı bulabilecek tek kişi Cemre olacaktır, bu net. Ama bu yolda Belma ve özellikle Demir büyük çelmelerle onu bu yoldan alıkoyacak. Demir’in de pek temiz bir geçmişi yok. Ama her ne olursa olsun konumuz ship! cephesinden değerlendirdiğimizde CemKer ZeyKad’dan çok daha enerji dolu olacak.
Konumuz çarpışma ile kesişen hayatlar ise, bakalım akalım bu bölümde kim kimle tanıdık çıktı? Bölümün bombası Cemre’nin babası Selim’in ‘kötü’ler tarafından olmasıydı ki bunu hemen hemen her izleyici ilk bölümden tahmin etmişti. Ama zincirin en üst halkası değil? Peki en üst kim? En üstün telefonu mutlak açılmak durumunda olduğuna göre Cansız = Selim denklemi yanlış olamaz. Bu sahneye zorlama repliklerle bağlantı kurulmaya çalışılması biraz komik olmuş doğrusu…
Gizemli ‘kötü’lerden birini bulduk. Peki ya diğeri? Veli’nin köstebeği kim? Ses değiştirici de kullanıyor bak sen… Gençten bir erkek sesi, Kadir’e yakın olanlardan besbelli. Demek ki teşkilatta bir ‘kötü’müz var. Ama ben inanıyorum Haydar ‘da babacanlığı ile gönülleri fethedecek minnoş bir amir değil.
Emniyet demişken, polislere mafyacılık yaptırılması hiç de hoşuma gitmiyor. Oyun kursun ona vardım, ama böylesi – teşkilata saygısızlık için değil üstelik sadece hikaye için değerlendirme ile, hiç hoş değil. Neden mi? Hayatın içinden bir akış yok da ondan… Sen galeri basıp aracın camlarını indireceksin, elini kolunu sallayarak gideceksin, öyle mi? Gerçi bu galeride Çukur’dan galiba silah ticareti de işin içine girmiş falan? Her şekilde konuyu Çukur’a bağlayan izleyici profili^^
Ve Uluç Bayraktar’ın vazgeçilmezlerinden İstiklal Caddesi çekimlerine <3 bırakarak yazıyı en büyük korkumla bitirmek istiyorum: Günlerden Cumartesi. Hala fragman yok. Bunun nedeni “Gidişata bakalım, erken final ile konuyu çabuk toparlamamız gerekir, stoklu gitmeyelim” olması. Aman diyorum, daha şimdi başlıyoruz…
Yazıyı tweetlerini alıntılayarak renklendirdiğim melanie ‘e teşekkürler <3
Dizi ile ilgili diğer yazılara göz atmak isterseniz İzledim / Çarpışma kategorisini ziyaret edebilirsiniz.
ÇARPIŞMA 4. BÖLÜM FRAGMAN
(8.12.2018 – 19:00 Hala yok)
Sarıyer Marşı – Ferhat Göçer
Madem fragman ekleyemedim yazıya, yarı kan Sarıyer’li olarak Sarıyer Spor Marşı’nı ekleyeyim ^^
https://www.youtube.com/watch?v=Qj42uRm8Z6k