Birine güvenirsin. Öyle güvenirsin ki teslim edersin kendini. Sorgusuz, sualsiz. Çelik gibi güçlüdür aranızdaki bağ. Bir an gelir tüm dünyanın kurgu olduğu gerçeği ile yüzleşirsin ve çelikten zannettiğin bağlar kum tanesiymişçesine dağılır gider…
Öyle bir sahne izledik ki, Sezonun en derin yazılmış yüzleşmesiydi. Efsane oyunculuklar da sahne daha da pekişti. Peki Koçovalılar’ın yazlık sinemasına ne demeli. Sahnenin ambiansının bozulduğuna dair yorumlar okudum. Ben sevenlerdenim. Ekranda ağır dram, bizimkiler çekirdek çitleyip Süt Kardeşler izliyor sanki… Ama güzel, çok güzel…
Sahne için Berkay Ateş, kalp kalp kalp… Onu bir kenara koyalım o sahnede Erkan Avcı’ya da alkış bırakmadan geçmek olmaz. Mahsun konuştukça, pişmanlıktan küçüldü, eridi, gitti, bitti gözleri yaşlı…
Kötüsünün acısını bile işte böyle ciğerimize işletir bu #Çukur. Böyledir bu.
Şahanesiniz ?#medet https://t.co/yxw5TO1GXx— dreamytangerine (@dreamytangerine) March 4, 2019
Peki ‘anam babam’ Çeto Mahsun’u yeniden yanına çekmek için ne yapar dersiniz? Yerinde durup hiçbir şey yapmadan duracak değil herhalde…
Organ konusunun nasıl çözümleneceğini merakla bekliyorum. Sipariş üzerine adam mı kesiyor bunlar? Canlı canlı? Sonra çatışmada öldü süsü veriyorlar. Yani hep bir çatışma olması lazım. Çeto kaostan besleniyor. Her şey güllük gülistanlık olsa nasıl kıyacak Karakuzulara? Daha doğrusu kıymasına kıyar nasıl kamufle edecek?
Mahsun’un gizemini ortaya çıkartmak için Aliço can siperhane çalışıyor. Yine Yamaç’tan gizli yine gizli, yine gizli… Yahu ‘akıl akıldan üstündür’, bi’ öğrenemedi Koçovalı kardeşler. Elimizde ne var? Kırmızı elma – cıks oradan bir şey çıkmaz, tersane – Aaa, tersane mi? Uluç’un tersanesi mi yoksa? Böylesine bir tesadüf yazılmayacağına göre. Bir de Mahsun Uluç’un oğlu, Damla’nin abisi çıkarmış, şenliğe gel…
Bu devirde gönül isterdi ki ‘adam gibi konuş’, ‘kız gibi oyna’ gibi cinsiyet odaklı yaklaşımlar eriyip bitmiş olsun. Bitmek ne kelime, ekrana bile yansıyor baksanıza. Ama çok da kızamıyorum, hala hayatın içinde olduğu içinde olduğu için. Çeto’nun kırılgan noktasını bulup çıkartmak yine Yamaç’a nasip oldu. Bir Mihriban efsanesi olmasa da geçen bölüm gerçek kadar yakın bir kriz izledik, bu bölümde de üzerine cilası geldi. Cilayı çeken de kim tabii ki Vartolu. Sevinmek onun da hakkı!.
Vartolu’ya.. Ahey aahey ahey… O sevindi ben onun sevinmesine sevindim. Öyle bizden… Hele ki odaya çıktığında sevda sözcükleri de dile geldi. Öyle geldi ki Sadiş ‘Ben çıkayım’ dedi.
-Benim aklım gitti. Ciğerim yandı lan.
Medet uyandığında çocuk gibi sevinmesi, vurulduğu için kızması, kardeşini kaybetmekten korkması. VarMed`i böyle izlemeyi çok özlemişim.
Her şeye rağmen bu kardeşliği seviyorum.#ErkanKolçakKöstendil #Çukur pic.twitter.com/er2hOAjTfn— lavinia (@izsizlavinia) March 5, 2019
Salih’in Medet için endişelene dursun, Medet kıskançlıktan kavruldu durdu. Bu bölüm Celasun pek bi’ uyuz muydu? Bana mı öyle geldi. Ama Vartolu’nun Medet’in vurulması ile yeniden doğmasına da, adamlarına kavuşmasına nasıl sevindim anlatamam. Adam Salih olmanın ne faydasını gördü diyeceğim de çoluğa çocuğa, çekirdek aileye kavuştuğu için susuyorum.
Salih ve İdris Baba sahnesi de güzeldi. Ha, İdris Baba’yı hiç sevmiyorum, o ayrı. Bu arada Salih ikidir Sultan Hanım diyor farkında mısınız? Bir kez daha Salih’in ağzından ‘Sultan Ana’ lafını duyan izleyicinin televizyonun kapatma tuşuna basmasından korktular herhalde…
[wp_ad_camp_1]
Yamaç bu bölümde iki farklı noktadan farkını konuşturdu. Çeto’nun oyun havasına zaafını netleştirdi, Çeto’nun Mahsun’dan gizli yürüttüğü ‘organ ticareti’ işini öğrenmesini sağladı. Her iki planda silahsız, tam bir akıl oyunu ile. Tam da Yamaç’a yakışır cinsten…
Yamaç’ın karakter değişimden rahatsız olduğumu dönem dönem yazıyorum bölüm yazılarım da, bu bölüm bu serzeniş işte bu oyun kurguları yüzünden azdı. O zaman başka bir serzenişe geçeyim: Yamaç’ın sırtının delik deşik olmasına dair duygu ve düşüncelerinin biraz olsun dile gelmesi lazım. Selim’in ihaneti ‘aile herşeydir’ ile kapandı gitti. Peki ya doğmamış bebeği de iki sessiz gözyaşı ile kapanacak mı? Nasıl Sena’ya ilaç verilmesini Salih’in onaylamasının -hastanedeki haline şahit olduktan sonra karakterine aykırı olduğunu düşünüyorsan Yamaç’ın da bu konuda ‘sessiz adam’ olmasını da karakterine yakıştıramıyorum. Zaten ben Yamaç’a Çukur’un babalığını da yakıştıramıyorum. Mentorluk yapsın, ayrı ama rakınrolcu kişiliğini de kaybetmesin…
Damla Yıldız cephesine de değinmek lazım. Ön izleme, düğün spoilerları ve fragmandan sonra biliyoruz ki bir düğün var. Cumali de damat, bu net! Ama gelin kim? Sultan’ın Yıldız’ı gelini olarak kabul etmeyeceği aşikar. Ya kaçıp gidecekler ya emrivaki ile evlenecekler. 3 çocuğu var diye, pavyonda çalışıyor diye Yıldız telli duvaklı gelin olmasın mı? Olsun, sevenleri ayırmayın… Bence senaristte ayırmadı. İşte bu nedenle bence iki gelin var. Biri gerçek gelin – Yıldız, diğeri de sahte gelin – Damla. Ve Damla nikah sırasında sandalyeyi gerçek geline teslim ederek kulise çekilir. Belki bu düzen onun fikri bile olabilir. Sultan’ın yüzünü hayal ettikçe o kadar çok seviniyorum ki. Bir nevi Salih’in intikamı bile alınmış sayarım, o derece…
Geri senarist Cumali’nin kimlik meselesini nasıl çözecek? Şüpheli
https://twitter.com/gaosunuz/status/1102680761449238531
Tabii tüm bunlar olurken senarist Damla karakterini harcamasın. Elimizdeki tek doğru kadın karakter. Harcatmayız ^^
“Acını gösterme bu kadar, yoksa gözünün yaşı hiç kurumaz. Kimseninde sevgisini dilenme! İşinize geliyorsa demeyi öğren, ben böyleyim demeyi öğren. Çünkü güçlü olmayı öğrenmezsen hep ağlarsın, ama gidenin arkasından, ama kalanın omuzunda.”
Son söz; Yücel sen kimsin? Kimlerdensin? Keşke Keyzer Soze olsaydın, ama sanırım değilsin…
Bir de Çukur’un tapuları kimde Gökhan Bey’cim?
Tweetleriyle yazımı renklendiren drmytngrn lavinia gaos teşekkürler.
Dizi ile ilgili diğer yazılara göz atmak isterseniz İzledim / Çukur kategorisini ziyaret edebilirsiniz.
ÇUKUR 23. Bölüm ÖNİZLEME
ÇUKUR 23. Bölüm FRAGMAN