İzledim

ADA MASALI – Aşk Her Şeyi Affeder mi?

Ada Masalı 9. Bölüm Total’de 2,89 reytingle 4. AB’de 1,78 reytingle 5. ABC1’de 2,85 reytingle 3.oldu. Bölüm yazısı Gözde‘den… Keyifli okumalar ^^

Ada Masalı bu hafta da ekrana kilitlendiğim bir bölümle ekrana geldi. Oldukça akıcı, hiç sıkılmadan baştan sona takip ettiğim bir bölüm oldu. Açıkçası normalde çok uzun süre, en azından beş-altı bölüm PoyHaz’ı savaş halinde göreceğimizi beklerken, Poyraz’daki yumuşamanın beklediğimden daha hızlı başlamasıyla senaristlerimiz beni oldukça şaşırttı. Umarım Batu’nun gelişiyle her şey en başa dönmez ve bölümlerce ekran başında ciğerci kedisi gibi romantik PoyHaz sahneleri beklemeyiz.

Geçtiğimiz bölümü Hakan, Haziran’a elindeki kırık cam şişeyle saldırdığı anda noktalamıştık. Tabii ki Haziran’ı pelerinsiz kahramanı Poyraz kurtardı. Alper kurtaracak değil ya? ^^ Bu sırada Haziran ile Poyraz birbirlerine söylediklerinde ciddi değillerdi bunu biliyoruz. Ancak bundan karşılıklı olarak haberdarlar mıydı, Hakan’ın dikkatini dağıtmak için numara mı yaptılar ondan emin değilim. Bence her ikisi de birbirlerinden habersiz, bireysel olarak Hakan’ın dikkatini dağıtmak istedi.

 

 

Başka dizilerde hastane sahnelerinde dramdan, ağlamaktan içimiz çıkar; bizim dizideyse bütün hastane sahneleri komik oluyor. Poyraz Ali Özgür daha kısa bir süre önce Haziran’a umurunda olmadığı söyleyip hastanede fellik fellik onu aradı. Çok tutarlıdır kendisi. ^^ Haziran’ın da ondan aşağı kalır yanı yoktu tabii ki. Kendi acınızı unutup önce karşınızdakini önemsiyorsanız kalbiniz aşkla dolup taşıyor demektir. Yalnız maşallah hislerini de en rahat hemşirelere anlatıyor Haziran kızımız. Hobi hemşire olmayanına elbette. Bu iki oldu. ^^ Burada tatlı hemşiremizin İdil’e söylediği cümleyi hatırlayalım. (Burası çok önemli! ^^)

 

“Ama çok aşıklar.”

 

Yalnız hastanede iki aile arasında Romeo ve Jüliet, Hayat Bayram Olsa, Cennet Mahallesi gibi işlerdeki aile çatışmasını gördüm. PoyHaz’ın aşklarını gizli yaşayacağını, hatta günün birinde gizlice evleneceklerini tahmin ediyorum. Çünkü ne Aliye, ne de Zeynep çok ciddi bir şey olmadan yumuşayacak tipler değil.

 

Kara kediye rağmen çok romantik bir ambiyans

 

İyi ki hastanede PoyHaz bol bol cilveleşip bakışıp durdu da İdil hasetinden çatladı. Hemşireler herkesin çıkmasını söylerken senin sıfatın nedir de kalıyorsun yanlarında? Sen yanında olunca Poyraz gözünü Haziran’a dikmekten vaz mı geçecek sanki? Hahaha rüyanda görürsün İdil cadısı. ^^

 

 

Haziran: “Bir de odanın fotoğraflarını görmek istiyormuş.”

Poyraz: “Tamam olur.”

Haziran: “Neye olur?”

Poyraz: “Odanın fotoğraflarını çekmemi istemeyecek misin? Sen ne zaman bir şey istesen böyle gözünü açıp kapatıyorsun ya, oradan anlıyorum artık.”

Haziran: “Kimse bana böyle dikkatli bakmamıştı.”

Poyraz: “Neyi mahvettiğini gör işte…”

 

Poyraz bölüm boyunca  her Haziran ile bir araya geldiklerinde önce ona yakın davranıp onu ve bizleri umutlandırdı ancak devamlı bunu bozacak bir son nokta koydu. İnsan bir an olsun kendini aşkın büyüsüne kaptırmaz mı? Bir an olsun gururunu unutamaz mı? Tamam Haziran senin tüm bu yaptıklarını sana olan aşkından sineye çekiyor, direniyor ama onun dayanma gücü de, sabrı da bir yere kadar. Ya bir gün pes ederse? Ya sabır taşı orta yerinden çatlarsa? Ya Haziran dayanamayıp Kırlangıç Adası’nı bir daha dönmemek üzere terk ederse? O zaman ne yapacağını sen daha iyi biliyorsun. Sen onu sınıyorsun besbelli ama gidişi en çok seni yıkacak bundan adın gibi eminsin. Çünkü Haziran senin hayatının aşkı.

 

Poyraz: “Ya ona git diyorum, git demek kolay da. O gittikten sonra hayatımda öyle bir boşluk oluşacak ki onu da biliyorum. Ben korkuyorum galiba Alper. Hayatımda ilk defa korkuyorum. Birkaç ay önce varlığından haberim bile yoktu. Şimdi bu kadın gidecek diye resmen aklım çıkıyor. Bu arada ona git diyorum ama…”

Alper: “Kalacağım diye dirensin istiyorsun değil mi?”

 

Baksana senin ve adalıların tüm baskılarına dayanıp her şeyi başaran Haziran; yemek yapan, süt sağan, temizlik yapan Haziran, seninle o kadar yakın temasta olmaya, boya yapmaya bile dayanamadı… Sen onu affetmedikçe o senin yanında iki yabancı gibi olmaya da dayanamayacak bir gün… Neyse ki bunu hızlı kavramaya başladın ama anlık öfkelerinle hemen yakıp yıkıyorsun ortalığı.

Latif’in Zeynep’i affetmesiyle yıllar sonra yeniden bir araya gelmeleri Poyraz’ın gözünü biraz olsun açmalıydı, onu yumuşatmalıydı. Ama o meseleye hep gururunu, kalp kırıklığını ön planda tutacak şekilde baktı. Yeniden bir araya gelmelerinin otuz koca yıl sürmesi iyi bir şey mi sanki? Poyraz neden işin içine duyguları karışınca beyni alınmış gibi davranıyor?

 

Haziran: “Annem onu terk etmiş. Latif Bey de bunca zaman sonra annemi affetmiş.”

Poyraz: “Affetmesi o kadar uzun sürdüğüne göre bayağı kızgınmış demek ki.”

Haziran: “Sonuçta affetmiş ama. Önemli olan da bu. Otuz yıl ya. Koskoca otuz yıl. Bu birine kızgın olmak için çok uzun bir süre.” 

Poyraz: “Hem kızgın hem de aşıktır belki.”

Haziran: “Ama olan arada kaybolan yıllara oldu. Belki de birbirlerini hiç bulamayabilirlerdi. Kim bilir ne çok aşk böyle yitip gidiyordur.”

Poyraz: “Bazen yarası geçse bile izi kalıyor bazı şeylerin. Aşk hatayı kaldırmıyor Haziran.”

 

 

Örneğin Poyraz kalp kırıklığını vazonun kırılmasına eş değer tutuyor. Ama bana göre bu doğru bir benzetme değil. Evet Haziran’ın yaptığı çok büyük bir hata, ama onu onarmak için yaptıkları kat be kat fazla değil mi? Haziran Poyraz’a yalan söyledi diye tekrar yalan söyleyecek değil. Bundan sonra yalanların, sırların olmadığı, birbirlerine güvendikleri yeni bir hikayeye başlamalılar. İnsan ilişkilerinde de geçmişin sadece güzelliklerine odaklanılarak yepyeni bir sayfa açılabilir. İnanın hak edene yeni bir şans vermek insana bir şey kaybettirmiyor. Ben hak edenle yeni bir yola çıkılabildiğini kendi hayatımda gözlemledim ve çıktığımız yeni yollardan hiç pişman olmadım. Bu açıdan Haziran’ın kırılan vazoyu Japon Kintsugi sanatıyla tamir etmesi ve Poyraz’a verdiği ders çok yerindeydi.

 

Poyraz: “Bu vazo hangi hikayeyi koruyor peki?”

Haziran: “Benim sana karşı yaptığım hatayı ve senin bana olan kızgınlığını. Ben sana yaşananları unut demiyorum. Sadece yeni bir biçim almasına izin ver diyorum. Bu vazo gibi.”

 

Peki kintsugi Nedir? “Yaşanan her şey değerlidir!” diye sessizce haykıran Japon sanatı! Kintsugi, aslında hiçbir şeyin gerçekten kırılmadığı, Antik Japon Felsefesine dayanır. Kitnsugi tekniğini kullanan sanatçılar, kırılmış seramikleri altın ve gümüş ile birleştirerek, yaşanmışlığın özgün ve benzersiz izlerini taşıyan eserler ortaya çıkarırlar. 500 yıllık bir geleneğe sahip olan bu teknik, kırılan objelere kaybettikleri fonksiyonlarını kazandırmanın ötesinde, değerli bir yaşam dersi sunar. Kintsugi, kırılmanın aslında bir bozulma ve yokluğa gidiş değil, yeni bir varoluş biçimi olduğuna işaret eden, umut dolu yaşam metaforları üreten bir sanattır. Kintsugi, kırılmış bir tabağın, değer verilerek üzerinde çalışıldığında, olumlu düşüncenin olağanüstü bir kanıtı haline gelebileceğini gözler önüne sermesi bakımından da ilginçtir. Kitsugi ile, kırılmanın izleri gizlenmez, tam tersine vurgulanır. Kitsugi sanatı, wabi-sabi anlayışına dayanır. Wabi-Sabi, yaşamın hiçbir unsurunu kusur olarak görmez, tersine ona göre yaşam tüm unsurları ile değerlidir. Tam da bu noktada Doğu ve Batı felsefelerinin farkı ortaya çıkar. Doğu yaşanmışlığı ve ‘kusuru’ kutsarken, batı simetriyi ve kusursuzluğu kutsar.

 

Kıskançlık bir tutam tuz için koskoca kapla kapıya dayanmayı gerektirir. ^^

 

Ben artık devamlı Haziran’ın Poyraz’ı kıskanmasından ve bunu belli eden eylemlerde bulunmasından çok sıkıldım. Kıskanç Haziran çok şeker ama biraz da Poyraz kıskansın sevdiceğini. Yine de Haziran’ın oturduğu yerden kıskanıp boş durmasındansa, İdil ile Poyraz’ın baş başa yemeğini sabote etmek için tuz istemeye gelmesi iyi hareketti. Tabii nereden bilecek yemekte Poyraz tarafından İdil’e övüldüğü, örnek gösterildiğini ve İdil’i gıcık ettiğini. Hakikaten İdil madem hemşirelik okumuş, neden işini yapmıyor? Resmen hobi hemşire. ^^ Poyrazların evine de yapıştı kaldı. Git Duygularda kal, evine geri dönmeyeceksen de kendine ev tut bir zahmet. Koskoca kadınsın. Benim tanıdığım İdil, ya o evliliği bozmak için evine geri döner ya da Poyraz’ın evine uzatmalı misafir olarak yapışır. Eminim hepimiz ilk şıkkı seçiyoruz bu konuda.

Aliye, İdil’e Poyraz konusunda çok destekleyici davranıyor. Bunu İdil’in otelin mutfağına böcek yerleştirdiği ortaya çıkınca da yapabilir, inanın hiç şaşırmam. Ne de olsa kendisi de Haziran’ın sırrını görmezden geldi. Ama bu yapacağı ayrımcılık değil mi? Haziran hatasını samimi olarak telafi etmeye çalışmış, sırlarından dolayı hep utanmış; İdil ise hiçbir suç işlememiş gibi gayet rahat dolanıyor ortalıklarda. Poyraz’ın kalbinin kimin için attığının hiçbir önemi yok zaten, yeter ki Aliye’nin istediği olsun. Oğluna istediğini yaptıramamış, şansını Poyraz’da deniyor.

Geçen bölüm aklımdan “Haziran hala nasıl o evde oturabiliyor?” diye geçmişti  Adanın ağası Aliye boş durur mu hiç. Haziran’ı evden çıkarttırması için Sadık’a baskı kurmaya başladı. Sanki Selma’nın evi yok. Latif de pekala kendileriyle yaşamasına ses etmez. E Biricik’in tuttuğu villa da var. Haziran gerekirse otelin lobisindeki koltukta uyur, yine de adadan gitmez.

 

 

Selma ile Zeynep’in tasarım yarışması Selma’nın en az Zeynep kadar yetenekli olduğunun ispatlanması için gerekliydi. Ve bence onların barışması için de bu bir adım oldu. Zeynep’in Biricik’in üzerinde sergilediği tasarımı aslında güzeldi ama o eteklerinden sallanan şeyler damat arabasını andırıyordu. ^^ Selma’nın tasarımı ile Melisa’nın mankenliği ise birbiriyle yarıştı resmen. ^^ Zaten ben baştan beri bu konuda Selma’yı tutuyorum biliyorsunuz. Aldığı tam puanları hak etmişti. Selma ile Zeynep birlikte yeni bir marka yaratıp moda dünyasını sallasa hiç fena olmaz.

 

Göz kamaştırıcı

 

Melisa’nın değişimi seyretmek çok keyifli olsa da bir erkek için buna değer mi? Hele ki o erkeğin bir başkasıyla ilişkisi varken. Biricik Melisa’ya samimi yaklaşıyorken, onunla arkadaş olmaya çalışıyorken bu doğru mu? Besbelli Melisa bugüne kadar Alper’i kaybettiğini hissetmemiş, önceki ilişkilerini ciddiye almamış. Biricik’in varlığıyla ilk defa Alper’i kaybedeceğini net olarak hissetti yoksa Görkem’e kulak asmazdı. Alper yalnız olsaydı bu değişimine, Görkem ile keyifli hazırlanma sahnelerine Yeşilçam klişesi deyip geçerdim ama böyle olunca etik olmuyor. Yalnız Alper’i etkilemenin de bundan geçtiğini görmüş olduk. Ya Biricik’i de güzelliği, havası için seviyorsa diye düşünmeye başladım. Melisa’nın bu değişimi kalıcı olmasın ama biraz daha kibarlık ve özel günlerde, gecelerde kadınsı olursa kafi. Zaten Melisa’nın güzel olduğu belliydi, böyle iyice belli oldu. Ama biz Alper’in Melisa’nın düğündeki imajına tepkisini göremedik. Biz bunu göremeyeceksek Melisa düğüne neden öyle geldi? Ayrıca Alper’in daha Biricik’e hiç çiçek almamışken Melisa’ya gül alması pek yakışık almadı. Melisa’nın hayatında ilk kez çiçek alması aslında çok üzücü ama Biricik’in bunu öğrendiğindeki üzüntüsü de en az bunun kadar üzdü beni.

 

 

Fark ettim de dizide yer aldığı her sahnede yüzümde gülmekten güller açarken yazılarda Görkem’e geniş yer vermiyorum. Halbuki bu yazın dizileri içinde en iyi yan karakterlerden biri o. Tam bir PoyHaz shipper. ^^ Her karaktere nasıl davranılması gerekiyorsa öyle davranıyor. Zeynep modern ahretliği olmasına rağmen Selma’nın hakkını gözetmesi, onu Zeynep’e ezdirmemesi de ne kadar hakkaniyetli olduğunu gösteren davranışlarından. Yalnızca otel çalışanlarını eziklemesini sevmiyorum. Kendine “Görkem Bey.” diye hitap edilmesini istiyorsan sen onlara “Düşük rütbeli.” diye hitap etmemelisin. Yalnız Youtube ve sosyal medya adminlerini kınıyorum. Nerede bu bölümdeki komik Görkem sahnelerinden kısa videolar? Kaç gün geçti paylaşmadınız.

 

 

Biricik’in Alper ile Poyraz’ın arasını yapmak için kurduğu plan çok iyi değil miydi? Aferin Biricik. Saf maf diyordum ama önce Haziran için adalıların yanındaymış gibi davranıp kaleyi içten feth etme planı, şimdi de bu planla bayağı zeki olduğunu gösterdi. Ben diğerlerini de etkileyemez diyordum ama Alper’i Haziran’a karşı bayağı yumuşattı. Ancak Alper’in de kendi yalanı ortaya çıkmasa ve Poyraz ile arası bozuk olmasa Biricik bunu bu kadar kolay gerçekleştiremezdi. Zaten Alper bu kadar büyük bir tepkiyi hak edecek bir şey yapmamıştı, o yüzden Poyraz’ın ilk affettiği o o oldu. Ne Haziran ne de Alper Hakan’ın gördüğü kadar büyük bir muameleyi hak etmiyor. Her ikisi de iyi niyetle gerçeği gizledi.

Hakan tutuklandı ancak ben onun dizideki varlığının devam edeceğini düşünüyorum. O çok hırslı biri, Haziran ile Poyraz’a zarar verdiğini düşünmek yerine onlara daha çok kinlenmiştir. İdil ile olan meselesi sonlanmış değil. İkisi arasında bir iş birliği hala gelebilir. Belki de Hakan ile Batu arasında bir iş birliği görebiliriz. PoyHaz’ın ortaklığının bitmesi en çok o ikisinin menfaatine olduğu için bu ihtimali de aklımızda tutalım.

 

 

Önceki yazılarda belirttiğim gibi Zeynep – Latif evliliğinin gerçekleşeceğine inandığımı söylemiştim. Bunu en çok İdil’in gıcık olması için istiyordum elbette. Hiç düşünmedim geçmişte annem babamdan sonra evlenmek isteseydi ne tepki vereceğimi, ancak ölümün üzerinden dizideki gibi çok uzun bir zaman geçmiş olsaydı bu kadar çıngar çıkarmazdım. Bunu da asla ölene ihanet gibi yorumlamazdım. Ebeveynelerimizin de yeniden mutlu olmaya hakkı var. Yakın bir akrabam yıllar sonra yeniden evlenmişti de ne kadar mutlulardı. İdil nikah memurunu otel odasına kilitlediğinde aklıma Latif’in belediye başkanı olarak nikah kıyabileceği geldi. Ama herhalde kendi nikahını kıyması resmi olarak mümkün değildir. Yalnız çekim planında dikkat edilmemiş, suit odanın normalde bu sahnede beyaza boyanmış olması gerekiyordu, ancak duvarlar maviydi.

Ayrıca Haziran’ın İdil ile aynı tarafta yer almaktan vazgeçmesi beni sevindirdi. İdil ile ancak İdil Haziran’a düşman olmadığında, değiştiğinde aynı tarafta yer alınır. İdil’in kara dediği şey aktır. Zaten Haziran annesine haksızlık etmişti. Evet, Zeynep Latif ile evlenmeyi gücü sevdiği ya da Haziran’a da faydası dokunsun diye istemiş olabilir ama Latif’e olan duyguları çok sahici duruyor. Latif ile o nikah tarihi alınan gün evlenebilmek için üzerindeki elbiseyle bile razı olması bence bunu gösteriyor. Çünkü bu karakterinden, alışkanlıklarından ödün vermek.

 

twitter

 

Batu’nun kendisi gelmeden kaprisleri geldi otele. Daha görmeden sevmedim kendisini. Duyan da sabahtan akşama odada kalacak sanır. Yok duvarların rengini beğenmemeler, yok dekorasyonuna laf etmeler… Bizimle değilsin Batucuk, üzgünüm. İyi ki bu olanları Görkem fark etmedi. Gitti güzelim sabah erken mavisi duvarlar. Görkem bunlardan dolayı Batu’ya laf çarpsa ne güzel olur. İçimizin yağları erimesin mi? ^^

Batu’nun gelişi havalı görünse de kendisi hiç öyle çıkmadı yahu. Batu’yu Poyraz gibi uzun boylu, yakışıklılığı onunla eşdeğer beklemiştim. Bizimki Haziran’ın erkek kardeşi kıvamında çıktı. Ama olsun, Batu’nun B’si bile Poyraz’ı kıskandırmaya yeter de artar bile. Batu rolüyle Ada Masalı’na katılan Erdem Kaynarca’ya hoş geldin diyorum.

Haziran önce evlenmesine karşı çıktığı Zeynep’in mutlu bir şekilde evlenmesi için elinden geleni yapsın, Zeynep kalksın Haziran’ın hayatına doğrudan müdahale etsin olacak iş mi? Ebeveynlerin yetişkin evlatlarının hayatlarına karışması çok yanlış ama ısrarla dizilerimizde senaristler bunu yazıyor. Lütfen en azından bu yazdığınızın ne kadar yanlış olduğunu üstüne basa basa vurgulayın.

 

 

Poyraz’ın artık başkalarından duyduklarına değil sadece Haziran’ın ağzından çıkanlara inanması gerekiyor. Aliye ona “Haziran’ın büyük aşkı geliyormuş.” dedi, Haziran ile Batu’yu da sarılırken gördü evet ama Haziran’ın geleceğinden haberdar olmadığına, suit odayı tutan kişinin kim olduğunu bilmediğine inanması gerekir. İnsan aşık olduğu kişinin sözüne kayıtsız şartsız inanır. Hem Haziran’ın Batu’yu gördüğünde yüzünün aldığı şekilden, Batu ona sarıldığında onun da sarılmamasından belli bundan hiç memnun olmadığı. Haziran’ın Poyraz’a nasıl sarıldığını hatırlayın, bir de buna bakın. ^^ Ancak Poyraz, kesin Haziran’ın  Batu’nun geleceğini sakladığını düşünecek. Belki de düşünmez ne dersiniz? Sanki düşünecek olsa Aliye’den duyduğu habere rağmen Haziran ile konuşmak için mutlu mutlu ona doğru yürüyor olmazdı. Ah Poyraz. Aklından geçeceklere, Haziran’a söyleyeceklerine rağmen senin o hayal kırıklığı içindeki haline üzülmemek elde değil. O duruşun, yüzündeki ifade bana Kuzey Güney dizisinin ilk bölümündeki Kuzey’in sevdiği kız olan Cemre’ye açılmaya giderken onu kardeşi Güney ile gördüğü anı hatırlattı. Zeynep’in de o otuz iki dış sırıtan yüzüne terlik fırlatasım geldi. Haziran ile arasını düzelteceği yerde mahvetmeye çalışıyor resmen.

 

YORUM

 

Ön izleme ve fragmana göre Poyraz beklendiği gibi yine duygularıyla hareket edip beynini kullanmayı unutmuş. Yani Batu’nun gelişini ve Haziran ile ilişkisini yanlış yorumlamış. Batu’nun o iğrenç konuşmasından sonra Haziran’a haksızlık ettiğini anlamasını diliyorum. Son olarak PoyHaz’ın ellerinde zeytinyağı şişeleriyle bir teyze ve amcanın evine gittikleri sahneler içimi açtı. Böyle sahnelerden bölümde bir sürü seyredelim. Çiftimin güzelliği ve tatlılığı göz kamaştırıcıydı.

Emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Peki sizler bu bölümü nasıl buldunuz?

 

Göz atmanızı öneririz: Ada Masalı Bölüm Yorumları

Noel Pazarları
AVRUPA – En Güzel Noel Pazarları
sığacık ada masalı
SIĞACIK SEFERİHİSAR – Ada Masalı’nın Çekildiği Yer, Nam-ı Diğer Kırlangıç Adası
Alaçatı Tatil
ALAÇATI – Sanki Ege’de bir Vaha
gezdim gördüm san diego
AMERİKA – San Diego
Mekanlar Tarifler
Sütlü Tatlı
Yılbaşında Yapabileceğiniz 5 Şahane Sütlü Tatlı
LONDRA – Londra’da Öğleden Sonra Çayı
künefe
Bir Değil İki Değil Çok Çeşitli Künefe
BRIDGERTONE
BRIDGERTONE – Gölge Oyunları
BRIDGERTONE – Dearest Gentle Reader
Şimdiki Aklım Olsaydı (Si lo Hubiera Sabido)
ŞİMDİKİ AKLIM OLSAYDI (Si lo Hubiera Sabido) – Ne Dilediğine Dikkat Et!
Poldark
POLDARK – Korkunun, Umutsuzluğun ve Sevginin Derinliklerinde
bergen
BERGEN – Bir Tek Şarkı Söylerken Utanmadım Ben
romantik komedi filmler
Latte Kıvamında Romantik Komedi Filmleri
Yarına Tek Bilet Elle Çekim
YARINA TEK BİLET – Belki de Karşılaşmalar Tesadüf Değil Kaderdir
BİZ BÖYLEYİZ – Olsaydı Nasıl Olurdu?
Deli Bayramı
DELİ BAYRAMI – Kim Akıllı Kim Deli, Nasıl Ayırt Etmeli?
evlat oyunu
EVLAT – Her Şey Çok Zor
übü hep übü
ÜBÜ HEP ÜBÜ – Übülük Müessesesi Üzerine
yaşamaya dair
YAŞAMAYA DAİR – Yaşamayı Ciddiye Alacaksın
Copy link
Powered by Social Snap