Ada Masalı 22. Bölüm ardından reyting savaşını kaybettiği haberi geldi: Ada Masalı final yapıyor! Bölüm yazısı Gözde‘den… Keyifli okumalar ^^
Haziran: “Biz tanışmasaydık nasıl olurdu hiç düşündün mü?”
Poyraz: “Bilmem. Ama bildiğim tek bir şey var. Ben yine sana aşık olurdum.”
Bu haftaki bölüm hakkında düşüncelerim ne olumlu ne olumsuz. Ortalama bir bölümdü, durağan bir havası vardı. Bunun nedenlerinden en büyüğünü de bildiğim için fazla bir eleştiri yapmayacağım ve bu hafta bölüm yayınlandığı, bizim için çabaladıkladıkları için tüm oyuncular ve ekibe teşekkür etmeyi tercih edeceğim. Ön izleme ve fragmana dayanarak önümüzdeki hafta bu bölümün telafi edileceğine inanıyorum.
Geçtiğimiz bölümü PoyHaz öpüşecekken lobide bırakılan bebeğin ağlamasıyla noktalamıştık. Bulunan bebek PoyHaz’ın şimdiden anne babalık provası yapmasına neden oldu. Onların bebekle olan sahnelerine bakarsak anne baba olmaz PoyHaz’a çok yakışacak. Ancak hayallerindeki üç çocuğa bakabilmeleri pek kolay gelmedi bana. ^^ Umarım PoyHaz’ı kendi bebekleriyle de bu şekilde görebiliriz. Lütfen onları sadece final bölümünün sonlarına doğru evlenmiş sonra da zaman atlamasıyla evli, mutlu, çocuklu görmeyelim. Yalnız ilerideki çocuklarına isim düşünürken Poyraz ile Haziran’dan PoyHaz türetme fikri güzeldi. PoyHaz ship ismimizi ara ara dizide dillendirmek de güzel fikir. Bence PoyHaz’ın üç çocuğunun adları Ada, Masal, Deniz olabilir. ^^
Otelin etrafında dolaşan Hanife’nin Deniz bebeğin annesi olduğunu daha onu gördüğümüz ilk andan anlamıştım. Hem yüzü bebeğe benziyordu hem de çok üzgün bir hali vardı, bebekten bahsedildiğinde heyecanlanıyordu. Bebeğin annesinin çarçabuk bulunmasına sevindim. Hiçbir bebek annesinden ayrı kalmamalı. Başta bebeğini otele bıraktığı için Hanife’ye kızsam da hikayesini dinlediğimde Hanife için üzüldüm. Konunun Doygun Bey’e dayanmasına da gıcık olmadım. Doygun konusu evler, araziler geri alınmadan kapanamaz ki zaten. Ama Haziran artık Doygun yüzünden vicdan azabı çekmesin. Tüm kötülükler onun suçu olamaz.
Deniz bebek ve Hanife’nin hikayesi üzerinden verilen sosyal mesajlar bölümün ön plana çıkan konusuydu. Aslında dizinin kendi içinde anlamsız da olsa güzel ve değerli mesajlardı bunlar. Deniz ve Hanife için tüm adalıların birlik olması ve Hanife’nin o karısına şiddet uygulayan kocası Nihat’ın yakalanıp cezasını çekmesi için yapılan plan güzel düşünülmüştü. Kadına şiddetin yaygın olduğu son dönemde bu konunun ne kadar önemli olduğu, şiddetin ne kadar yanlış olduğu vurgulanmıştı. Bunu yaparken de şiddetin abartılı bir şekilde gözümüze sokulmaması da ideal olmuş. Böyle bir dizide buna gerek yok. Tıpkı Sinan’ın kendini vurduğu sahne gibi bu da yapay dururdu. Ayrıca Kırlangıç Adası ne zaman İzmir’e yakın oldu? En son ada İstanbul’dan uzakta değil miydi? Senaristler değişirken detaylar gözden kaçmasa ne iyi olacak ama nerede…
PoyHaz sahneleri bana bu hafta romantik, tutkulu sahnelerden çok dostane bir havada geldi. Belki bunda Haziran’ın gözlerinde bölüm boyu gördüğümüz hüznün de etkisi vardır. Belki de bu hissimin sebebi Poyraz’ın sürekli Haziran’ı alnından öpmesidir. Öpüşme hastası değilim ancak “Diğer dizilerden ne farkımız var da çiftimiz öpüşmüyor?” diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Bu gidişle finalde de hiç öpüşüp sevişmeden çocuk yapan bir çift görürsek şaşırmayacağım. ^^
Devamlı bir kaosun içinde PoyHaz’ın bunalmış hali, yorgunluğu sahnelerine ve repliklerine de yansımış. Acaba onları acilen evlendirip uzak bir yere birkaç aylığına balayına mı göndersek? Bakın bir bölüm boyunca sadece PoyHaz seyredebiliriz. Bir bölüm boyunca sadece aşk dolu, romantik, tutkulu sahnelere hayır diyecek bir Ada Masalı seyircisi tanımıyorum. Durumu Poyraz’ın şu cümlesiyle de özetleyebilirim:
“Arada bir durmak istiyorum. Sadece seni yaşamak istiyorum.”
Haziran’ın Zeynep iyileşmeden evlenmeme kararını doğru bulmuyorum. Çünkü iyileşmeyi beklerseniz hastalığı kötüleşirse Zeynep bu düğünü göremeyebilir. Sonradan pişman olmamak için düğünün bir an önce yapılması daha iyi olur. Bizzat benzer bir durumu yaşamış biri olarak size “Bir an önce evlenin gençler.” Diyorum. Ayrıca Zeynep bu durumu yazan ilk senaristin kafasındaki gibi hamile çıksa çok daha iyi olurdu. Hem bu durum eğlenceli bir hal alırdı hem de PoyHaz’ın evlenmesini geciktiren gereksiz bir dram oluşmazdı.
Bir tane sorunsuz çiftimiz yok maşallah. Melisa ile Alper evden gitmeyen anne babalarından dolayı tartışırlar. Selma ile Fatih’in arasına Fatih’in gizli gizli ek iş yapması ve bunu saklaması girer. PoyHaz çifti bebek, Zeynep’in hastalığı, Hanife’nin kocasıyla derdi derken bir doğru dürüst aşklarını yaşayamaz. Biricik ile Beyazıt da Beyazıt’ın kıskançlığı yüzünden kavga edip durur. Madem final yaklaşıyor, madem bu dizi Ada Masalı, neden masal gibi çiftler seyretmiyoruz son bölümlerde?
Melisa’nın evi terk etmesi bence yanlış değildi. Alper’in ailesine uygun bir dille gitmelerini, cicim aylarında olduğunu söylemesi gerekirdi. AlMel tam evde değil, pastanede romantizm yaşayacaklar dedik, bu defa da yine romantizm bölücü bir adama toslamasak olmaz mıydı? Ya da sonrasında otelde Melisa seksi geceliğiyle beklerken odasına Fatih girmese olmaz mıydı? Fatih’in Selma’nın evinin düzenine karışmasını baştan beri yanlış buluyorum, ortaklaşa kararlar almaları gerekiyor. Ancak ek iş yaptığını Selma’dan gizlemesine gerek yoktu. Selma buna kızmaz, aksine sevinirdi tıpkı Nehir gibi.
Biricik ise Beyazıt onu tanıdığından günden beri böyle dekolteli giyinmiyor muydu? Şimdi mi rahatsız oldun Beyazıt efendi? Ayrıca kadının her yaptığına, her gittiği yere karışmak da nereden çıktı? Aşk özgürlükleri kısıtlamadan bir arada kalma sanatıdır. Biricik’in Beyazıt’a gösterdiği tepki de çok yerindeydi. Bu sahneyle güzel bir mesaj verilmiş.
Beyazıt: “Biricik dükkan bu tarafta nereye gidiyorsun?”
Biricik: “Bak bu seni hiç ilgilendirmez, tamam mı? Benim bedenim benim kararım. Şimdi bedenimi alıyorum ve istediğim yere gidiyorum.”
Sadık’ın ablası Suzan ve yeğeni Okan’ın sahneleri bu kadar uzun olmasa belki gülebilirdik. Suzan tam bir romantik komedi karakteri ancak oyuncu çok abartılı oynuyor. Bir de oğluna bebek muamelesi yapması aşırı derecede itici. (Nereye kusuyoruz?) Sadık’ın onları lüks evine yerleştirmek istemeyişini anlayabiliyorum. Ancak anneleri de adada yaşıyorken onları neden otele yerleştirdi? İlk bölümlerde gördüğümüz dedikodu sever teyze öldü de bizim mi haberimiz yok? Ayrıca Suzan ve Okan yerine İdil ve Batu seyretmeyi tercih ederdim. Onları çok özledim. Keşke finalde geri dönseler. Unutmadan, Nehir ve Okan birlikte çok tatlı olmadılar mı sizce de? Ben iki kıvırcığı yan yana bayağı sevimli buldum. Ancak Okan’ın Nehir’den hoşlanıyor diye şeker komasına girmesine gerek yoktu. Aşk için hastanelik olmayın gençler. ^^
Haziran ve Poyraz arasında ayrıldıkları süreçte onca olumsuzluk yaşandıktan sonra nasıl tekrar beraber olacaklar diye düşünüyorduk. Eskisi gibi birbirlerini sevemezler diye endişeleniyorduk. Keşke bunlar hiç yaşanmasaydı diye düşünüyorduk. Ancak Haziran tüm yaşananlara bambaşka bir açıdan bakmamı sağladı. O, Poyraz’ı yaşadıkları iyi ve kötü tüm anılarla kabul etmiş. Aşkta her duygunun var olabileceğini düşünüyor. İyi ve kötü tüm anılarına sahip çıkıyor. Besbelli kötü anıların da bir nedeni olduğuna, ayrılığın ilişkilerini daha da sağlam hale getirdiğini düşünüyor. Bir yandan haklı. Onları özel kılan tanıştıkları andan bugüne yaşadıkları her şey.
Otelde odaların karıştığı ve bir miktar kaos yaşandığı anlar çok eğlenceliydi. Özellikle Görkem ile Suzan’ın aynı yatakta uyuması ve Görkem’in rüyasında bile gıybet peşinde olmasına kahkaha attım. ^^ Ben de yeri geldi mi gıybeti çok severim ancak rüyamda yapacak kadar değil. ^^ Tabii anahtarlar karışıp herkes odasını karıştırınca olan yeni çiftlerimizin ve PoyHaz’ın romantik anlarına oldu. Bu dizide kimse rahat rahat romantizm yaşayamayacak mı? Dizi romantik dizi türünde ama dizide romantizme saygı yok. Amacınız nedir sayın senaristler? Ve tam bebek konusu kapandı, annesi bebeğin yanında derken yine Deniz bebeğe ne oldu? Onun kaybolmasına gerek var mıydı? Bence kesinlikle yoktu. İnşallah önümüzdeki bölüm Deniz bebek konusu fazla uzamaz ve fragmandaki kadar romantik ve keyifli bir bölüm bizi bekliyordur.
Emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Peki sizler bu bölümü nasıl buldunuz?
Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.