ADA MASALI – En Güzel Hediyem

Ada Masalı 11. Bölüm Total’de 2,34 reytingle 8. AB’de 1,78 reytingle 9.  ve  ABC1’de 2,14 reytingle 8.oldu. Bölüm yazısı Gözde‘den… Keyifli okumalar ^^

 

Ada Masalı’nın bu haftaki bölümüne kötü diyemem ancak daha önceki birkaç bölüm kadar akıcı değildi ve PoyHaz sahneleri süre olarak azdı. Sanırım Poyraz’ın nezarethaneye düşmesinden kaynaklı bir durumdu, umarım haftaya da böyle olmaz. Ancak geçen bölüm kadar beni geren, sinir eden bir bölüm değildi; daha tatlı bir bölümdü. Reytinglerin düşmesiyse bence bundan değil tamamen PR hatasından kaynaklı. Bu hafta fragmanlar çok geç yayınlandı ve ilk yayınlanan fragman kötüydü. Biz ilk fragmanı yayınladığımızda rakibimiz 2. fragmanı yayınlamıştı. Bölüm sonrası yayınlanan ilk ön izleme sahnesi ise PoyHaz tartışması olduğu için merak uyandırıcı değildi. İkincisine ise bence gerek yoktu. Ayrıca sosyal medya hesaplarında bölüm gününe kadar yeni bölümden hiç fotoğraf paylaşılmadı. Youtube kanalındaki kısa videoların başlıkları ise hiç ilgi çekici değil ve sahneler çok iç içe. PoyHaz sahnesi diye açtığımız klip bambaşka bir sahneyle başlayabiliyor. Bunlara özen gösterilmesi şart.

 

 

Geçtiğimiz bölümü Poyraz’ın Batu’nun söyledikleri sonucu gözünün dönmesiyle onu yumruklamasıyla noktalamıştık. Batu yere düşmüştü, kafasında kan da vardı. Ama daha o andan numara yaptığı belliydi, Poyraz ve Haziran fark etmeden gözlerini açıp onlara bakmıştı. Zaten besbelli Poyraz’ı bile isteye kışkırtıp kendini dövdürdürmüştü. Batu her ne kadar sonradan o sözleri Poyraz’ın Haziran’a aşkından emin olmak için, Haziran’ı korumak için sarf ettiğini söylese de onun asıl hedefinin Poyraz olduğu çok açık. Yani adaya da Haziran için gelmiş gibi görünse de Haziran sadece bu gelişi için bir kılıf. Haziran ile yeniden birlikte olmaya o kadar da meraklı olmaması da bunun ispatı.

 

 

Aliye’nin Poyraz’ın başına gelenlerden Haziran’ı sorumlu tutacağı belliydi. Poyraz’ın başına en ufak kötü bir şey gelse suçlu Haziran zaten. Yalnız Haziran adaya gelmeden önce çok mutlu olduklarını iddia eden kadın, o geldiğinde komada uyuyor olduğunu ne çabuk unuttu. ^^ Hatta Haziran’ın o komadayken ona davranış şeklinin süreci hızlandırdığını da eklemek lazım. Zeynep’in ona söyledikleriyle tüm seyircilerin iç sesinin dışa vurumu olması harikaydı. Aliye de Poyraz da Kırlangıç Adası kendi tapulu malıymış gibi davranıyor, ancak ne Haziran’ı, ne Zeynep’i, ne de Batu’yu adadan kovmaya hakları yok. Tabii buldun Haziran gibi nahif, düşünceli, saygılı kızı saldırdıkça saldırıyorsun. Sen anca Haziran ile Poyraz’ın düğününde davullu zurnalı eğlence düzenlersin Aliye Teyze, Haziran’ın adadan gidişinde değil. Oh be Haziran nihayet Aliye’nin de devamlı onunla kavga edip senin hayatına müdahale eden Zeynep’in de ağzının payını bir güzel verdi de içim rahatladı. Ebeveynler bir zahmet yetişkin evlatlarınızın hayatlarını yönetmeye çalışmayı bırakın artık.

 

“Bizi artık rahat bırakın. Poyraz’ı da beni de rahat bırakın. Biz artık büyüdük. Kendi kararlarımızı kendimiz verebiliriz. Siz de bizi rahat bırakacaksınız, tamam mı? Siz ne yapıyorsunuz artık, birbirinizi mi yiyiyorsunuz ne yapıyorsunuz bilmiyorum ama, son kez söylüyorum bizi rahat bırakın.”

 

Poyraz’ın Batu’yu yumruklamasıyla onun geçmişinde de böyle bir olay yaşandığını öğrendik. Bir de altı ay hapishanede kalmış. Açıkçası Poyraz’ın yeterince travmatik bir geçmişi varken onu daha da travmatikleştirmeye gerek var mıydı bilemiyorum. Sizce Poyraz, çocukken kime bıçak çekti ve bunu neden yaptı? Bu olay çok mantıklı bir sebep ve kişiyle alakalı çıkmazsa çok iğreti duracak. Bir de Selma “Tam da durulmuşken.” dedi Poyraz için. Başka vukuatları da mı var? Hani Poyraz hiçbir zaman şiddet yanlısı biri olmamıştı? Yeni senarist lütfen önceki senaristin yazdıklarını göz ardı etmesin, tıpkı Poyraz’ın fındığa alerjisi varken İdil’e yaptığı fındıklı keki yediğini söylediği gibi.

 

Aklımdasın…

 

Poyraz nezarethanedeyken Haziran ile birbirlerini göremeseler de, aralarında parmaklıklar olsa da aşk onları yakın kılmayı bildi. Aşkı, özlemi, endişeyi anlatmak için illa yanında olmaya, birbirini görmeye, uzun uzun cümlelere gerek yok. Haziran’ın yazdığı kısacık not ve Poyraz’ın kısacık cevabı yetti de arttı bile. Yalnız notlara aracı polis memuru ne şekerdi öyle. Hemşireler, polis memurlarından sonra sırada kim var PoyHaz aşkına aracı olmak için? ^^

Haziran: “Dışarıdayım. Aklımdasın.”

Poyraz: “İçerideyim. Aklımdasın.”

 

 

Ancak Poyraz’ın sabah nezarethaneden çıktıktan sonra hem Batu’ya bunu yapma sebebini açıklayamamaktan hem de Haziran’ı deli gibi kıskanmaktan kaynaklı tavırlarına delirmemek elde değildi. Resmen ateşi başına vurmuştu, en acilinden yangın tüpüyle söndürülesi bir haldeydi. Biz nezarethane sonrası birbirinin aklından çıkmayan sevgililerin kavuşacağını, el ele olacağını beklerken onların tartışıp durması, birinin yanında Batu, birinin yanında İdil olması bana saç baş yoldurdu. Poyraz’ın her kıskançlığı böyle sinir bozucu olacaksa eksik kalsın. Ben Haziran’ın kıskançlığını seyretmeyi tercih ederim.

Poyraz’ın Haziran gece bir süreliğine de olsa Batu’ya refakat etmesini kıskanmasını anlıyorum. Ancak görünürde Batu’nun şikayetini geri çekmesini de Haziran sağladı. Bence Haziran bunu istemese de Batu bunu yapacaktı, onun amacı Poyraz’ın o geceyi yaşamasıydı ve başarılı da oldu. Hem sana not yolladığına göre bu kadın senin yanına gelmiş demektir. Sonrasındaysa Haziran eski bir arkadaşı hasta diye ona merhamet gösterdi, ne var bunda? Sen Batu’nun oyunlarını fark ettin, ondan kurtulmak istiyorsun diye Haziran da bunu o anda istemek zorunda mı? İlla her konuda aynı düşünmeli, aynı mı davranmalısınız? Ayrıca kusura bakma kıza öyle akıl verip ağır konuşunca ne geçti eline Poyraz Ali Özgür? Kız bütün gün Batu ile beraberdi, siz de küstünüz. Biricik’in yaza veda partisinde kös kös somurttun, meraktan kudurdun. O yüzden Poyraz daha kontrollü davranmalıydı. Ama yaşadığı travma, geceki uykusuzluğu, kıskançlık hepsi üst üste geldiği için kontrollü davranamaması da anlaşılabilir ve kolaylıkla affedilebilir.

 

Kıskançlıkta yeni dünya markası Poyraz Ali Özgür

 

Poyraz’ın kıskançlığına yenilip İdil ile birlikte Haziran’ın evine gitmesiyle bölüm çok daha keyifli bir hal aldı bence. Haziran ile kavga etmeyen, kuzu gibi yumuş yumuş bir Poyraz seyredince resmen nefes aldım. Sen istediğin kadar inkar et, Haziran’ı deli gibi kıskanıyorsun Poyrazcığım. Sen kim Batu’ya hasta ziyaretine gelmek kim, duy da inanma. Hasta olduğuna umursasa adamın ateşine bakmak için canını çıkartmazdın.

Haziran: “Eee, kıskandığını ne zaman itiraf edeceksin?”

Poyraz: “Kıskanmak mı?”

Haziran: “Hı. Haydi haydi söyle. İkimiz de buraya onun için geldiğini biliyoruz.”

Poyraz: “Ben niye geldiğimi söylediğim sanıyordum ama.”

Haziran: “Hmm. Duygularını ifade etmeyi öğrenirsen işimiz daha kolay olacak ama… Tabii ben de o zamana kadar seni idare etmeye çalışacağım.” (Esner.)

Poyraz: “Sen uyuyamadın mı dün gece?”

Haziran: “Uyuyamadım değil, uyumadım.”

Poyraz: “Neden?”

Haziran: “Niye biliyor musun? Ya bir arkadaş var başını belaya falan soktu. Ben de karakolda sabaha kadar onun çıkmasını bekledim. Ama hak ediyor mu, hiç emin değilim.”

 

Yalnız o ne kıskançlıkmış, Batu’yu evine, odasına bile aldı Poyraz Beyimiz. Peki Batu gizli gizli evin içinde gezinirken ne arıyordu? Poyraz’ın geçmişine, annesine, babasına dair bir şeyler mi? Zeytinyağlı fabrikasına, arazisine dair evraklar mı? Okumak için kitap arayacak değil ya?

 

Safımız belli

 

Biricik-Alper-Melisa üçgeninden kurtulamıyor muyuz? Ne kadar da dizinin havasından gittikçe uzaklaşan bir hal aldı. Başta Melisa’nın Alper’e komik itirafı falan eğlenceliydi ama şu an işler çığırından çıkmaz üzere. Lütfen sezona girdik diye entrikaya bağlamayalım, hiç gerek yok. Şimdi bu yazım şeklinden sonra iki çifti de isteyenler için ortada elle tutulur bir şey kalmadı. Alper, Melisa’nın öpücüğüne karşılık verdi mi, verdi. Sonra pişman oldu ama yine de aklında her iki kadın da var gibi dolanıyor ortalıklarda. Poyraz Alper’e öyle önemsiz bir konu gibi basitçe aklını başına toplamasını söyleyeceğine, adam gibi karşısına alıp uzun uzun konuşmalıydı onunla.

Melisa ise sadece Görkem değil, Sadık ve Burak’la da Alper’i elde etmek için planlar yapıyor. Aslında bu durumdan rahatsız olduğunu, Biricik’e karşı vicdan azabı çektiğini hissediyoruz. Ama madem öyle, kendi isteğiyle bu konuyu kapatıp yoluna bakmalı. Tatlı, sevimli, şeker gibi Biricik’i ise sakın bozmayın. Duyduklarından sonra Melisa ve Alper ile yüzleşsin, Alper’den ayrılıp kendi yoluna baksın. Öyle öfkeyle yılan gibi etrafına zehir saçan, kötülük yapan birine dönüştürmeyin ve lütfen Haziran ile o eski ilişkisini bize geri verin. Sakın Haziran, Melisa’ya adım atması için destek verdiği için bu güzel dostluğu harcamayın. Sonuçta Haziran Melisa’nın kalbindeki kişinin Alper olduğunu bilmiyordu. Bilse asla Biriciğine kıyamazdı.

 

 

Açıkçası Görkem’e hala Biricik’in arkasından iş çevirdiği için çok kızıyorum. Sonra utanmadan kadının evindeki partide keyifle yiyip içiyor ama. Biricik ile Haziran küsse bile Görkem’in onu cezalandırmak için Melisa’yı kullanmaya hakkı yoktu. Ayrıca Görkem’in devamlı Sadık’ın evini küçümsemesi çok kırıcıydı. Ama Sadık’ın o lüks evini görünce nasıl da apışıp kaldı. E tabii aynı anda beş iş yapıp muhtemelen turistleri kazıklayan Sadık parayı bulmuş. ^^ Unutmadan, Sadık’ın devamlı herkese midye dolma satmaya çalışması, üstüne bas basa midye deyip durması bana geçtiğimiz günlerdeki kabuklu deniz ürünleriyle ilgili yapılan bir açıklamaya tepki gibi geldi. Eğer bu amaçla yazıldıysa senaristi tebrik ederim.

 

 

Zeynep’in Latif’e bozulup evi terk etmesi bence abartılıydı. Her kızdığında evi terk edecekse vay Latif’in haline. Geçmişte de onu ne için terk etti, Allah bilir. Ama yeniden Selma’nın evine yerleşmesi ve abla kardeş ilişkisinin gelişimini seyretmesi çok güzeldi. Açıkçası Zeynep’in Selma’dan özür dilediği sahnede gözlerim doldu. Selma bu özürü çoktan hak etmişti. Çok dokunaklı replikler yazılmıştı. Biz niye boşu boşuna küs kardeşler seyredelim ki, onlar bir arada çok daha güzel ve güçlü. Beklediğim gibi -profesyonel olmasa da- birlikte Selma için elbise de tasarladılar.

 

Şer ittifakı

 

Bu hafta Batu’nun sahnelerinde yine gıcık olsam da tavırlarından dolayı çok da güldüğümü itiraf etmeliyim. Eğer bu tür dizide bir kötü karakter yazılacaksa böyle yazılmalı. Zaten yaptığı ve yapacağı kötülükler yeterince sinir bozacak, en azından bunaltıcılığı azalır. Yalnız fazla konuşuyor, zaman zaman lafı çok uzatıyor, dozunun ayarlanması lazım. Bu Batu kesin şizofren. Otelde ayna karşısında kendi kendisiyle konuşuyordu. Haziran ve Zeynep onun bu haline bayağı şaşırıyorlar. Bu adam iki senede ne yaşadı da bu hale geldi acaba? Haziran, Poyraz’a söylediklerini öğrenip haddini bildirdiğinde bile utanıp sıkılacağına saçma sapan şakalar peşindeydi hala. Batu’yu acilen Ada Masalı’ndan Kırmızı Oda’ya göndermelisiniz sevgili Ada Masalı ekibi. Açıkçası Nehir ile kurduğu saçma yakınlığı da Haziran acilen fark edip müdahale etmeli. Nehir ona aşık oluyor gibi bir his var içimde. O yaştaki ergen kızlar sık sık kendinden yaşça büyük erkeklere aşık olurlar malum. Ben de yaşamıştım. ^^

Bir de bu şimdi İdil ile PoyHaz’ı ayırmak için ekip olacak. Mümkünse birbirlerine aşık olup gereksiz planlarından vazgeçsinler. İstanbul’a gidip Kırlangıç Adası’nı ve PoyHaz’ı rahat bıraksınlar. Yalnız İdil ile olan dinamikleri çok güzel. İdil ile Hakan sahnelerinden bu kadar keyif almıyordum. İlk tanıştıkları sahnede Hacivat ile Karagöz misali ne güzel atıştılar öyle. ^^

 

Batu: “Senden korktum ben sanki.”

İdil: “Kork zaten.”

Batu: “Ne ayaksın sen?”

İdil: “Hiç. Sen ne ayaksın?”

Batu: “Hiç. Poyraz’a mı yürüyorsun?”

İdil: “Sen.”

Batu: “Valla ben Poyraz’a yürümüyorum. “

İdil: “Haziran’na mı?”

Batu: “Sen?”

İdil: Seni hiç ilgilendirmez.”

Batu: “Makul.”

 

 

Unutmadan, bölümün en keyif aldığım anını az kalsın yazmayı unutuyordum. Poyraz, İdil’i tedavi için İstanbul’a götürmek isteyince tabii İdil Hanım korkudan panikledi ve Poyraz’a söylediği yalanı Aliye’ye itiraf etti. Açıkçası Aliye’nin, İdil’in yaptığı gayet normalmiş gibi tepki verip ona destek çıkmasını bekliyordum. Çünkü bize gösterilen Aliye için şu an PoyHaz’ın ayrılmasından daha önemli bir şey yok. Ancak Aliye, Poyraz’ın duygularının İdil tarafından sömürülmesine öyle bir kızdı ki İdil’e okkalı bir tokat attı. Dizide bugüne kadar gördüğüm hiçbir şeye böyle şoke olmamıştım. Ellerine sağlık Aliye Babaanne. Ama yine de seni sevmeyeceğim. ^^

 

 

Batu’yu evine aldıktan sonra Haziran’ı ziyarete gelen Poyraz resmen bütün günün acısını çıkarttı. Seven sevdiğini hep böyle uyutsun. Hatta o da yanında uyusun. Birkaç bölüme onları yan yana uyurken görürüz değil mi? Fazlasında gözüm yok vallahi. ^^

Eğer Haziran’ın doğum günü dizide unutulsaydı büyük hata olurdu. Kampta Hakan boşuna 21 Ağustos’u vurgulamadı herhalde değil mi? ^^  Haziran, Poyraz’a saat 12 oldu mu diye sordu ya, Poyraz orada anlamazdan geldi ama hafif gülümsemesi, Haziran uyurken ona aldığı kolyeyi boynuna takması bunun bir nevi doğum günü hediyesi olarak boynuna taktığını gösteriyor bence. Haziran’ın Poyraz’dan kolyenin çöpe atılmasının hesabını sorması da gerekliydi, geçen haftadan içimde kalmıştı. Vermekten vazgeçtin diye çöpe atacağına, evde bir kenara koysana Poyraz Ali Özgür, hep abartılı fevri hareketler.

Haziran’ın doğum gününü annesi ve Biricik dahil herkesin unutması gerçekten çok dramatikti. Herkes resmen kendi derdine düşmüş. Ama Haziran’ın bankta yanına oturduğu amcaya dert yanması tirajikomik bir durumdu. Bir de amca sağır çıkmaz mı? ^^ Eğer Poyraz da Haziran’ın doğum gününü hatırlamasaydı, bu bugüne kadarki en kötü geçen doğum günlerinden biri olabilirdi. Yalnız hayret, Haziran’ın babasının kaybolduğu günü hatırlayan Batu, bu günü nasıl hatırlamadı? Aman iyi ki hatırlamadı, Poyraz’dan önce o kutlasa sinirlerim zıplardı.

 

En güzel doğum günü

 

Poyraz’ın Haziran için hazırladığı doğum günü sürprizi mükemmeldi. Eminim pek çok kadın ekran başında benim gibi bu sürprize imrenmiştir. Poyraz sen ne zarif, ne romantik adammışsın. Yalnız Poyraz gibi erkekler sadece dizilerde bulunuyor, bunun bilincinde olup eşlerimizden, sevgililerimizden böyle sürprizler bekleyip sonra boş yere hayal kırıklığına uğramayalım sevgili hemcinslerim. ^^ Bir araya geldiklerinde geçen geceki dileklerinin yazılı olduğu kağıtları birbirlerini göstermeleri ve ikisinin de “SEN” yazmış olmaları, Poyraz’ın Haziran’ın doğum gününü unutanlara karşı verdiği tepki, Haziran’ın mutluluğu, aşkla birbirlerine bakmaları ve ilk defa ikisinin de isteğiyle öpüşmeleriyle muhteşem bir sahneydi.

 

Poyraz: “Haziran, bu bir rüya değil. Ama biz seninle beraber gerçek bir rüyayı yaşayacağız.”

Haziran: “Herkes unuttu biliyor musun?”

Poyraz: “Boşver. Bizim hiç kimseye ihtiyacımız yok.”

Haziran: “Poyraz ben çok mutluyum.”

Poyraz: “Bitti artık. Bundan sonra hep birlikteyiz.”

Haziran: “Benim en güzel hediyem sensin. En güzel doğum günüm bugün.”

Poyraz: “Seni çok seviyorum Haziran. Bunu sana hep söyleyeceğim artık. Sana aşığım.”

Haziran: “Ben de seni çok seviyorum. Aşığım ben sana.”

Poyraz: “Bizi artık hiç kimse ayıramayacak. Hiç kimse.”

 

Sahneye Batu ve bu defa İdil de eklemlenmesine rağmen yine de muhteşemdi, onlar bile PoyHaz’ın güzelliğini bozamadı. Yalnız bu Batu’nun her güzel sahnede bitivermesine gerek var mı? Bu her güzel şeyin bir sonu var mesajı mıdır, nedir? Son olarak ben bu sahne için seçilen şarkı konusunda arafta kaldım. Şarkının belli kısımlarındaki sözler pek hoşuma gitmedi. Bir de her dizide Sezen Aksu şarkısı duymaktan bana fenalıklar geldi doğrusu. En azından Çift Gökkuşağı çalmadığı için sevinçliyim. ^^ Evet jenerik şarkımız çok güzel ama o kadar çok çalındı ki artık duyduğumda içimden yeter diyorum.

Yeni bölümden gelen ön izleme ve fragmana göre PoyHaz resmen sevgili. Üstelik de çok mutlular. Yalnız hiç ayrılmayacaklarını üstüne basa basa vurguladıklarına göre kesin ayrılık yolda. Bari birkaç bölümü sorunsuz geçirelim. Bir de Haziran, Poyraz’ın aklında başka bir şey olduğunu söylediğinde Poyraz oralı olmadı ama benim içime gizli evlilik kuşkusu düştü. Güzel olmaz mı sizce de? Fragmanda Poyraz’ın bıçakladığı kişiyle ilgili de bir fotoğraf görünüyor. Poyraz, tahmin ettiğim gibi annesini mi bıçakladı acaba?

Emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Peki sizler bu bölümü nasıl buldunuz?

*Haziran’ın internetten yemek siparişi verilemeyen adada Yemek Sepeti’nden pizza siparişi vermesi yanlış olsa da dizinin böyle bir reklam alması beni sevindirdi.  O yüzden bunu görmezden geleceğim. 

 

 

Göz atmanızı öneririz: Ada Masalı Bölüm Yorumları

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

DEHA – Bu Savaşın Bir Kazanı Olacak mı?

Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

3 saat Önce

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

7 gün Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

1 hafta Önce