ADA MASALI – Gerçek Sevgiye Yolculuk

Ada Masalı ekran yolculuğuna başladı. Yolu uzun, reytingi bol olsun.  Totalde 3.20 reytingle 9. AB’de 2.25 reytingle 11.  ve ABC’de 3.48 reytingle 8.oldu. İlk bölüm yazısı konuk yazar Gözde‘den… Keyifli okumalar ^^

 

Ada Masalı daha adını ilk duyduğumda ilgimi çeken bir proje oldu. İşlerine çok güvendiğim Ay Yapım, daha önce yönetmenliği üstlendiği işleri çok beğenerek seyrettiğim Ali Bilgin ve başrol kadın oyuncu olarak çok sevdiğim Ayça Ayşin Turan benim için ilk fragmanı merakla bekleme sebebi oluverdiler. Henüz bir buçuk yıllık taze bir İzmirli olarak yaşadığım şehrin diziye ev sahipliği yapacak olması da cabası. ^^ İlk tanıtımla başrollerin uyumu beni etkiledi, ikinci tanıtımdaki büyülü atmosferle de ben bu diziyi mutlaka seyrederim dedim. İlk bölüm sonrasında ekran karışışından ne kadar doğru bir karar verdiğime emin olarak kalktım. Ben bu hikayenin sonuna kadar takipçisi olurum.

 

 

ADA  MASALI konusu kısaca şöyle:

Şehirli, başarılı iş insanı Haziran (Ayça Ayşin Turan) ile adanın yakışıklı ve yardımsever genci Poyraz’ın (Alp Navruz) Kırlangıç Adası’nda kesişen yollarını konu alan ‘Ada Masalı’, zıt karakterlere sahip ikilinin anlaşmazlıklardan doğacak aşklarını seyirciyle buluşturacak.

Ada Masalı’nı alışılagelen romantik komedilerden ayıran ve benim de diziye başlama sebeplerimden biri elbette hikayenin ada konseptinde geçiyor olması. Bu dizinin atmosferini güçlendirmiş, ortaya sımsıcak, cıvıl cıvıl bir iş çıkmış. Ali Bilgin rejisi adayı o kadar güzel yansıtmış ki eminim çoğu seyirci “Kırlangıç Adası nerede? Ben de Kırlangıç Adası’nda yaşasam.” diye içinden geçirmiştir. ^^ Dizinin müzikleri de bu konseptle bütünleşmiş. Dizi için özel olarak yazılıp bestelenen, Buray’ın seslendirdiği Çift Gökkuşağı şarkısı duyduğum andan beri hep dilimde. ^^

 

 

Oyunculardan gelen ilk kareden beri Ayça Ayşin Turan ile Alp Navruz’un çok uyumlu olduklarını düşünüyorum. Haziran ile Poyraz bu yılın en iyi çifti olabilecek derecede birbirlerine yakışıyorlar. PoyHaz resmen ateş ediyor. Haziran’ın sıcaklığı, Poyraz’ın soğukluğu birbirini tamamlıyor, tıpkı Poyraz’ın anlattığı hikayedeki Ay ve Güneş gibi.

 

Poyraz: “Burası Güneş Tanrısı için yapılmış zamanında. Sanırım Güneş tutulmasının en net görüldüğü noktalardan birisiymiş burası. Bir zamanlar Güneş tutulmasını kutsal sayıyorlarmış.”

Haziran: “Neden?”

Poyraz: “Çünkü Güneş ve Ay birbirine çok aşıkmış. Yüz binlerce yıldır birbirlerine kavuşmayı beklemişler.”

Haziran: “Birbirlerini yanlış zamanda bekliyorlar yani?”

Poyraz: “Ama Güneş tutulmasında buluşuyorlarmış.”

 

 

Ayça Ayşin Turan mükemmel bir dram oyuncusudur ve onu bugüne kadar genellikle bu türdeki işlerde seyrettim. Bu kez bambaşka bir işte yer almak istemiş, çok da iyi etmiş. Kendisi Haziran için biçilmiş kaftan. Yeşilçam filmlerinden gelmiş gibi bir havası var dizide. İmaj değişikliğini de sevdim. Hem Haziran’ın hem dizinin stil çalışması genel anlamda çok başarılı olmuş. Haziran tam bir şehir insanı, şehrin karmaşasını sevecek kadar hem de. Ben de Kırlangıç Adası gibi sessiz sakin yerlerde önce ciddi anlamda afallayanlardanım.

 

“Şehirden başka yerde yaşayamam. Kendimi kaybedecek kadar da aşık olamam.”

 

Haziran’ın şu cümlelerinde resmen kendimi gördüm. Aşık olduğum adamla evlendikten sonra asla ayrılamam dediğim İstanbul’dan İzmir’e yerleşmiş bir kadın olarak “Büyük lokma ye, büyük konuşma Hazirancığım.” demek istiyorum. Haziran işinde çok başarılı, tam bir görev insanı. Güçlü, hırslı, inatçı bir kadın, en ufak bir başarısızlığa tahammülü yok. Üstelik bunun için yıllardır kaçtığı, köklerinin olduğu yere gelebilecek kadar da cesur. Ama aslında çok da merhametli. Küçük bir kız çocuğunu sevindirmek için saatlerce sadece ismini bildiği bir adamla dans edebildi. Kırlangıç Adası’na Ali Özgür’ün arsasını satmasına neden olabilecek bir açık bulmak için gelmişti. Ancak bulduğu bu açıkla Poyraz Ali Özgür’e ne kadar büyük bir zarar verdiğini anladığı an pişman oldu ve ona yardım etmenin yollarını aramaya başladı. Yalnız ben resmi evraklarda Poyraz ismini nasıl görmedi de Poyraz’ı Ali Özgür’ün yanında çalışıyor zannetti onu pek anlayamadım. Poyraz resmi evraklarda yazmıyor mu? Haziran evraklara hiç mi bakmadan bu işi halletmeye geldi?

 

 

Poyraz tıpkı adı gibi soğuk, mesafeli, kendi dünyasında yaşayan bir adam. Ancak asla Haziran’ın başka zannettiği gibi kötü biri değil; aksine yardımsever, ada halkınca sevilen biri. Ada halkı onu olduğu gibi kabullenmiş. Poyraz’ı Kadir İnanır’ın Yaban filminde canlandırdığı Ali karakterine benzettim. O da Ali gibi yabani biri. Poyraz bölüm boyunca o kadar somurttu ki “Bir gül be adam.” dedim zaman zaman. Onun neden böyle içine kapanık olduğunu öğrenmek ve Haziran’ın gelişiyle hayatının değişimini, yüzünün güldüğünü görmek için heyecanlıyım. Komadaki hasta babaannesinin de Haziran sayesinde iyileşeceğini düşünüyorum. Onun sevgisinin gücü babaanneye de iyi gelecek.

 

 

Haziran ile Poyraz’ın bölüm boyunca didişmeli hallerine bayıldım. Birbirinden bu kadar zıt iki insan olunca çatışma da haliyle kaçınılmaz oluyor. Yazılan replikleri de beğendim, Poyraz Beyciğim besbelli çok da kültürlü biri.

 

Nehir: “Benim hayatımdaki ilginç bir şey yok ki. Sen ne güzel bir o ülkeye gidiyorsun, bir bu ülkeye gidiyorsun.”

Haziran: “Bak ben ilk yurt dışına bursla gitmiştim. Tamam mı? Sen de yaparsın. Sonra benim gibi uluslararası şirketlerde çalışırsın. Bu adaya çakılıp kalmazsın .”

Poyraz: “Çivi çakılır. Yaşadığın yeri sevmek bambaşka bir şey.”

 

Keşke yaz dizisi klişesi olarak Haziran’ın Poyraz’ı üstü çıplak görüp vücudundan etkilendiği klişe sahne hiç olmasaydı. Neden her romantik komedi dizisi başrol erkeğinin bolca kası ve baklava göbeği olmak zorunda? ^^ En azından bu sefer başrol kızımız da oldukça fit bir vücuda sahip. ^^ Ancak Haziran ile Poyraz’ın gemide ilk kez yan yana geldiklerinde, Poyraz’ın esen rüzgarla Haziran’ın uçuşan saçlarının kokusunda kendini kısa süreli kaybettiği sahne bu klişe sahneyi ona katladı. Resmen havada aşk kokusu vardı. Hazirancığım “Adalı.” diye arkasından konuşarak büyüyü bozmasaydı daha iyiydi tabii.

 

İlk dans

 

Normalde bu tarz dizilerde çiftlerin aşık olma süreci başladıktan sonra dans sahneleri gerçekleşir. Ancak bizim dizimizde çiftimiz küçük bir kıza yardım etmek için saatlerce birlikte dans etmek zorunda kaldılar. Ben Haziran kadar dışa dönük bir kadının yeni tanıdığı bir adamla saatlerce dans etmesini, hatta uykusu gelince onun omzuna başını yaslamasını yadırgamadım. Sonuçta küçük bir kıza yardım etmek isteyen, yarışmayı kazanmak isteyen hırslı bir kadın o. Hem fırsattan istifade ikisi de etkilendikleri kişiyle yakınlaşma şansı yakaladılar. Aşk demiyorum çünkü aşk demek için henüz erken. Bu saatler süren dans yarışması sahnelerini birbirlerini tanımaları için fırsat olarak gördüm. Haziran, Poyraz’ın babaannesinin hastalığını orada öğrendi.

 

 

Dizinin oyuncu seçimlerini çok beğendim. Herkes şu ana kadar karakterine uymuş görünüyor. Haziran’ın teyzesi Selma ve kuzeni Nehir, başrollerden sonra en sevdiğim karakterler oldular. Özellikle Nehir’in tipik ergen hallerini, o cıvıl cıvıl genç kız enerjisini çok sevdim. Eylül Ersöz’ü Hekimoğlu’nda konuk oyuncu olarak seyretmiştim, geleceği çok parlak bir genç kız. Selma ile Haziran’ın annesi Zeynep’in neden yıllardır küs olduğunu henüz anlayamadık. Basit, sudan bir şey çıkmamalı altından. Zeynep’in yakın dostu Görkem’i ise çok seveceğime ve bizi eğlendireceğine eminim.

 

 

Tabi iki hemen Biricik ile Alper’i yakıştırdım. E onlar da ilk andan birbirlerini beğendiler. İnşallah ikinci çiftimiz de asıl çiftimiz kadar güzel yazılır. İki oyuncuyu da ilk kez seyredeceğim.

 

 

Haziran’ın iş arkadaşı ve aynı zamanda adalı olan Hakan’ın neden adaya bu kadar mesafeli olduğunu ve Haziran’a Poyraz’ı bu denli kötülemesinin nedenlerini merak ediyorum. Tahminim onun İdil’e aşık olduğu için Poyraz’dan nefret ettiği. Ancak Poyraz’ın İdil’e karşı sadece arkadaşlık beslediğini öğrendiğinde ve onu Haziran gibi gerçekten tanımayı denediğinde iki iyi dost olabilirler. Neden olmasın? Ayrıca İdil’e de ilk bölümden gıcık oldum. Kendisinin bir an önce Poyraz’ın yakasından düşmesini temenni ediyorum. Mis gibi Hakan var, yan yana güzel de görüneceklerdir. İdil’in ucuz oyunlarına ancak Haziran tarafından geri püskürtülüp beni güldürdüğü sürece katlanabilirim.

 

 

Haziran’ın Biricik ile telefon konuşmasına kulak misafiri olan Nehir’i susturmak için ilk bölümden Poyraz’ı öpmesi ise hiç beklemediğim bir hamleydi. Daha önce Kara Para Aşk ve Sen Çal Kapımı ilk bölüm sonunda bu sahnenin birebir aynısına rastlamıştım. Şimdi bu öpücük ikisinin de iyice kafasını karıştıracak. Birbirlerinden uzak durmak isteyecekler ama iş ortaklığı buna izin vermeyecek.

Haziran şimdi hem Poyraz’a verdiği zararı telafi etmek hem annesinin borçlarını ödeyebilmek için birkaç ay için Kırlangıç Adası’na yerleşti ve ortak mülklerinde Poyraz ile otel işletecekler. Bakalım Haziran’ı köklerine döneceği ve aşkı bulacağı bu yolculukta neler bekliyor? PoyHaz’ı yan yana görmek için 2. Bölümü sabırsızlıkla bekliyorum.

Emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Peki sizler Ada Masalı’nın ilk bölümünü nasıl buldunuz?

 

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

2 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

5 gün Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Özünü Görmek İsteyen

Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

2 hafta Önce