ADA MASALI – Hayatıma Hoş Geldin Sevgilim

Ada Masalı 25. Bölümü ile Haziran ile Poyraz’ı kavuşturdu ve ekran yolculuğunu sona erdirdi. İlk bölümünden son bölüme, bölüm yazılarını kaleme alan  Gözde‘den final yazısı. Keyifli okumalar ^^

 

“Bu bir veda değil, bu yepyeni bir başlangıç.”

Ada Masalı daha ilk tanıtımında Ayça Ayşin Turan ve Alp Navruz’un muhteşem uyumuyla beni büyülemişti. Ben bu büyünün peşine takılıp 25 bölüm boyunca dizinin ve PoyHaz’ın sıkı bir takipçisi oldum. Senaryo zaman zaman tökezlese de hiçbir zaman dizinin samimi, sıcak, nahif, romantik havası bozulmadı. Aşk, aile bağları, dostluk, dayanışma ruhu hep galip geldi. Kötüler kaybetti, cezasını buldu, iyilik kazandı.

Tüm kusurlarına rağmen 15 Haziran 2021’de hayatımıza giren Ada Masalı yayınlandığı 6 ay boyunca benim için seyretmesi çok güzel bir masal oldu. Sayesinde Ayça Ayşin Turan ve Alp Navruz’un mükemmel uyumunu seyretme şansına eriştik. Onlara hepsi birbirinden başarılı bir kadro eşlik etti. Kırlangıç Adası adı altında başta Sığacık olmak üzere İzmir’in muhteşem güzelliklerine tanık olduk. Yönetmenlerimiz bize doğanın güzelliklerini öyle güzel yansıttılar ki, hepimiz oraları görmek için can attık. Dizinin senaryosundaki bozulmalar nedeniyle daha fazla uzamadığına sevinsem de yine de içimde bir burukluk var. İtiraf ediyorum bölümde zaman zaman çocuğu uzak şehre yerleşecek anneler gibi ağladım.

 

Göz atmanızı öneririz: Kırlangıç Adası nerede sorularına yanıt veren bir gezi yazısı.

SIĞACIK SEFERİHİSAR – Ada Masalı’nın Çekildiği Yer, Nam-ı Diğer Kırlangıç Adası

 

Haftalar boyunca yazılarımı sizlere ulaştıran biricik adminimiz Aslı’ya, yazılarımı ilgiyle takip eden değerli okuyucularıma, gerek sosyal medyada gerekse yazı altında yorumlarını benimle paylaşan herkese çok teşekkür ederim. Yeni masallarda görüşmek dileğiyle.

 

 

 

Geçtiğimiz bölümü PoyHaz’ın bir an önce evlenip ardından da İstanbul’a yerleşme planını Zeynep ve Latif ile paylaşmasıyla noktalamıştık. Daha önceleri Haziran’ın İstanbul’a geri dönmesini Haziran’dan çok isteyen Zeynep bu defa bu durumdan pek memnun olmadı. Çünkü eskiden aralarındaki anne-kız bağı bu kadar kuvvetli değildi ve onun yakınında olup olmamanın çok önemi yoktu. Zeynep için para ve şöhret, sevgi ve aileden önce geliyordu. O da zaman geçtikçe tıpkı Haziran gibi değişti. Ancak Zeynep yine de bu durumu olgunlukla karşıladı ve doğru olanı yapıp iki yetişkin insanın aldığı karara saygı duydu. Zaten daha önceki gibi kızına saygı duymayıp onu yine mutsuz etmenin ne alemi vardı ki.

PoyHaz kaybettikleri zamanın acısını çıkartmak istercesine bir hafta içinde evlenme kararı almış. Öyle birbirlerini tanımak için aylarca, yıllarca bekleseler ne olacak ki? Onca yıl flört edip evlenince ayrılan hiç kimse yok mu sanki? Evlilik içinde de birbirlerini tanırlar. Zaten Haziran’ın da dediği gibi Poyraz onun için doğru kişi. Poyraz, Haziran’ın kendi özünü bulmasını sağlayan, onu tamamlaya ruh eşi. Yalnız Zeynep’in Haziran’ın endişelerini gideren konuşması da ne güzeldi öyle. Sadece Haziran’ı değil, evlenmeyi düşünüp tedirginliği olan herkesi rahatlatacak olgunlukta bir konuşmaydı. Görünen o ki Zeynep de Kırlangıç Adası’na geri dönerek içindeki muhteşem kadını buldu.

 

Haziran: “Ben Poyraz’ın doğru kişi olduğundan eminim. Çok mutlu olacağız ondan da şüphem yok. Ama ben biraz böyle kendimden korkuyorum. Ya değişirsem ya onu üzersem ya hep aynı kişi olarak kalmazsam o zaman ne yapacağım?”

Zeynep: “Kızım tabii değişeceksiniz. Sen de değişeceksin, Poyraz da değişecek. Böyle şeyler için üzülmene değmez ki. Ama değişirken yalnız olmayacaksınız. Birbirinize destek olacaksınız. Yani bir ilişkiyi ikiniz daha iyi bir hale getirebilirsiniz, tamam mı?”

 

Haziran ile Aliye’nin çeyiz ve bohça sahneleri bu yollardan geçtiğim için midir, çok gerçekçi yazıldığı için midir bilmem beni çok güldürdü. Bu işler hiç Haziran’ın tarzı olmadığı için Aliye’yi atlatmaya çalışması ve verdiği tepkiler çok tatlıydı ama ne de olsa geleneklerden kaçılamıyor. ^^ Mesela bir zamanlar ben de heves edip tüylü topuklu terlik almıştım ve Haziran gibi evde giyilebilir olduğunu düşünmediğimden birkaç sefer sonrası dolaba kaldırmıştım. Yine de tatlı telaşlar bunlar. ^^

 

 

PoyHaz’ın İstanbul’a gitme kararını herkesin hemen sevinç çığlıkları atarak karşılayacağını beklemiyordum. Ancak Biricik’in de Melisa’nın da Haziran’a tavrını çok abartılı buldum. Başkasından öğrendiğiniz için bozulabilirsiniz ancak alınganlık yapmak da neyin nesi? Eğer isteme ertelenmeseydi o mutlu günü kaçıracaktınız. Neyse ki sizler Aliye gibi hatanızı son dakikada anlamadınız.

Aliye’nin PoyHaz’ın düğünden hemen sonra İstanbul’a gideceklerini öğrendiğinde bozulması, alınması normaldi. Bunu onlardan değil de Görkem’den duyduğu için kırılmaya hakkı var. Ancak bohça işini halledip sonra isteme ve düğünde Poyraz’ın yanında bulunmayacağını söylemesi yanlıştı. Sonuçta hem onları üzecek hem de kendisi böyle günlerde onun yanında olamadığı için üzülecekti. Zaten Ayten böyle bir zamanda yanında olamayacakken çocuğu çöpsüz üzüm gibi bırakmak olacak iş mi? Ayrıca onları ilk seferde fazlasıyla üzmüşken bir kez daha bunu yaşatmaya ne hakkı vardı? Bu düpedüz bencillik değil mi? Resmen Poyraz’ın dibinden ayrılmasını istemediği için bencillik yaptı Aliye Teyzem. İsteme, kına, düğün o olmadan gerçekleşse PoyHaz adına yine sevinirdim ama onlarınki gibi buruk bir sevinç olurdu. Bravo Haziran’a, Aliye’ye yaptığı konuşma çok etkileyiciydi. Ömrünü o adada geçirmiş, yeni yerlere adım atmaya korkan, bilmediği sularda boğulacağı sanan Poyraz’ın başaramayacak olsa bile bunu denemesi gerekiyor. Kırlangıç Adası’na bir gün dönseler bile en azından denemiş, sevmemiş, mutlu olmamış olurlar ama bunu denemedikleri için pişmanlık yaşamazlar. Hem başka bir şehirde yaşayınca Aliye ile bağları kopmayacak ki, yine onu çok sevmeye devam edecekler. Şimdiki kadar sık olmasa da yine görüşecekler.

 

“Eğer sen beni bu aileden saymıyorsan bu yüzüğü geri ol olur mu? Çünkü bu yüzüğün bir hikayesi var ve biz ona yeni bir hikaye yazamamışız, yazsaydık eğer sen bizi kutlardın, tebrik ederdin, yanımızda olurdun, destek olurdun. Ama bil ki biz bu kararı cesur yeni bir hikaye yazmak için aldık. Bir sürü yeni boş sayfa bizi bekliyor. Ve onun içinde senin büyük bir yerin var. Sen istesen de istemesen de böyle. O yüzden sen al bu yüzüğü. Bu tüzüğün hikayesi yazıldığında biz görüşürüz olur mu?”

 

 

Poyraz’a yazık ya. Haziran’ı istemek için ikinci kez tuzlu kahve içmek zorunda kaldı. Niye kıydınız çocuğuma? Yarasın deyip bol bol şeker koysaydınız ya. İşte bu kahveye tuz koyma olayında hep gelinin arkadaşları gelini gaza getiriyor. (Not: Ben kocama tuzlu kahve içirmedim.^^) Hazirancığım da ikinci kez parmağına alyans takmış oldu. Zaten ikinci kez nikah masasına oturduklarını da düşünürsek çiftim her şeyi çift dikiş yapmayı seviyor mu demeliyiz?

 

Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar ^^

 

Haziran’ın kına gecesi tam olması gerektiği gibiydi. Bindallılar, davullar zurnalar, tahtlar, dansözler ile abartılmamış, sadece olayın esas kısmına odaklanmış bir sahne yazılmıştı. Haziran gibi çeyizdi, kınaydı gereksiz bulan sevmeyen biri elbette başta ağlamayacak hatta dil çıkaracaktı. ^^ Ama Zeynep tıpkı evlilik üzerine yorumlarındaki gibi öyle güzel, öyle duygulu konuştu ki yine Haziran gibi beni de ağlattı. Sahne boyunca güldük, ağladık, eğlendik, Haziran ile aynı duyguları yaşadık.

 

 

Haziran ile Poyraz’ın düğüne hazırlık aşamalarını ve düğünü daha uzun seyretmeliydik. Haziran son gecesini Zeynep ile Latif’in evinde geçirebilir ve ertesi gün de Poyraz gelin almaya gelebilirdi. Ardından Mesela Melisa ve Alper’in düğünündeki gibi Haziran’ı düğün makyajı ve saçı yapılırken görebilirdik. Sadece Zeynep ve Görkem ile değil kızlarla da fotoğraf çekildiğini görebilirdik. Hatta düğünden önce İdil ile görüntülü bir konuşma çok tatlı olabilirdi. (Bana kalsa düğüne İdil ile Batu da katılmalıydı ancak Batu’yu oynayan oyuncunun yeni dizisi olduğu için bu seçeceği eledim.)

 

Bu odanın dili olsa da konuşsa ^^

 

Poyraz’ın Haziran’ı gelinliğiyle ilk kez gördüğü odanın oteldeki süit oda olması da elbette anlamlı bir seçimdi. Ne de olsa burası birbirlerine aşık olduklarını fark etmeden evvel tartıştıkları, Haziran’ın yalanı ortaya çıktığında büyük bir kavgaya tutuştukları, birlikte boya yaptıkları, baş başa uyuya kaldıkları, sevgili olduklarında gizli gizli flört ettikleri, Deniz bebeğe baktıkları, kaç kere aynı yatakta uyudukları, pek çok anıyı paylaştıkları odaydı.

 

PoyHaz evlendi!

 

Haziran kuşum ne kadar güzel bir gelin olmuş öyle. Gelinliğine, gelin tacına, sade ve gösterişli takılarına, gelin çiçeğine, abartısız saç modeline ve makyajına bayıldım. Tek tek yazdım çünkü çok güzellerdi be. ^^ Çizmeler ne alaka onu anlayamadım ama herhalde hava serin diye olsa gerek. ^^ Poyrazcığım da çok yakışıklı bir damattı elbette, eridik. ^^

PoyHaz uzun zamandır gördüğüm en güzel gelin damattı, öyle içten gülüyorlardı ki. Siz bu mutluluğu çoktandır hak etmiştiniz canım çiftim. Sonunda evlendiniz ve resmen bir aile oldunuz. Yalnız nikah defterindeki hatalı bilgileri görmedik sanmayın. Fanlar maşallah dedektif gibiler. Haziran’ın doğum gününü, Poyraz’ın nüfus bilgilerini yanlış yazmışsınız. Unutmadan, ne zaman dizi ve filmlerde nikah merasimi gerçek hayattakine uygun olacak? Biz boşuna mı nikah masasında annemizin, babamın adını, doğum yerimizi falan saydık? Bu arada aramızda nikah kıyıldığında Poyraz’ın Haziran’ı dudaklarından öpeceğini bekleyen saflar var mıydı? Aldık mı yine alından öpücüğü? PoyHaz en öpüşmeyen çift ödülünü alsa yeridir. (TRT dizisi miydik de haberimiz mi yoktu acaba?)

 

 

Finalde, düğünde bile gelin ile damadın ilk dansı o kadar çok diğer karakterlerin görüntüleri ve konuşmaları ile kesildi ki gözlerime inanamadım. PoyHaz Rengarenk Ormanlar şarkısı eşliğinde dans ettiler diye sevinemedim bile. Neyse dans sırasındaki kısacık konuşmalarına odaklanıp bunun üzerinde daha fazla durmayacağım. (Görkem tonlamasıyla okuyunuz.)

 

Haziran: “Haziran Sedefli Özgür. Kulağa güzel geliyor.”

Poyraz: “Hayatıma hoş geldin sevgilim. Adım hep adının yanında olsun.”

Haziran: “Sen de hoş geldin. Seni çok seviyorum.”

Poyraz: “Ben de seni çok seviyorum ve bunu her gün söyleyeceğim sana.”

 

 

Selma’nın şarkı söyleme sürprizi çok güzel düşünülmüştü. Nihan Büyükağaç’ın sesinin güzel olduğunu ve hatta sahne aldığını da duymuştum. Keşke güzel sesiyle Ayça Ayşin Turan’dan da bir şarkı duysaydık. Yanarım yanarım 25 bölüm boyunca Haziran’dan tek bir şarkı dinleyemediğimize yanarım… Selma şarkı söylerken PoyHaz neden askerlik arkadaşı gibi oturuyorlardı, neden diğer çiftler gibi el ele tutuşmamışlardı? Neyse birbirlerine uzun uzun aşkla baktılar ya onun hatırına daha fazla eleştirmeyeceğim.

Haziran’ın gelin çiçeğini tabii ki Görkem tutacaktı. Ama sakın gelin diye Suzan’ı almasın. Çiçeğiyle ne güzel salındı kırmızı halıda. Peki biz neden uzun uzun elinde çiçeğiyle poz veren Görkem’i seyrederken Haziran ile Poyraz’ın düğün pastası kestiğini göremedik? Fragmanda ve bölüm fotoğraflarında yer alan sahne ne gerekçeyle kesildi? 30 saniyelik 1 dakikalık yeriniz mi yoktu? Böyle bir saçmalık olur mu? Biz 25 bölüm bu kadar kısa bir düğün için mi bekledik? Uzun uzun düğün merasimi yapılacak yerin hazırlanmasını gösterdiniz ama düğünün tamamını gösteremediniz.

Haftalardır dizide odağımız PoyHaz değildi biliyorsunuz. En azından final bölümünde odak noktasının PoyHaz olmasını beklerdim. Ancak öyle gibi görünse de Nehir ve babası ve etrafından gelişen konular çok daha ön plandaydı. Sadık ile Suzan, Melisa ile Alper’in dertleri de oldukça fazla yer kaplıyordu. Yan karakterlere ve onların hikayelerine hiçbir zaman karşı olmadım, olmam da. Ancak yan karakter sahneleri hem fazlalaşır hem de bölümün odak noktası haline gelirse tepkimi gösteririm. Finale doğru giderken dizide özellikle son 3-4 bölümdür yan karakterler başrolmüşçesine bir hava hakim oldu. Finalde bile ilk bölümlerdeki kadar PoyHaz sahnesi seyredemedik düşünün.

 

 

Eğer Poyraz’ın yönlendirmeleri olmasaydı, kendisi de benzer bir süreçten geçmeseydi Nehir babası Hasan’a karşı bu kadar çabuk büyük adımlar atmazdı. Poyraz’ın Hasan’a verdiği tavsiyelerin Hasan’ın davranışlarında etkili olduğunu düşünüyorum. Tabii Fatih ile Hasan’ın kavgası da Nehir’i onlar arasında köprü kurmaya itti. Ben de Hasan’ın affedilebilir, en azından tanımaya değer biri olduğunu ve Nehir’in vereceği şansı hak ettiğine inanıyorum. Selma’nın öfkesini anlıyorum ama Nehir’i babasından uzak tutmaya da hakkı yok. Çünkü Nehir’e babasının öldüğünü söyleyerek, gerçekleri saklayarak o da kabahatli.

 

Adaya ilk veda eden isim Sadık

 

Sadık’ın falcının telkiniyle adadan ayrılması, hele kıymetli evini Suzan ile Okan’a bırakması bana pek gerçekçi gelmedi. Söylediği gibi eniştesini getirmeye gitmesi mantıklı kabul edilebilir. Bari Sadık adadan PoyHaz’ın düğününden sonra ayrılsaydı. İnsan yıllardır tanıdığı, arkadaşı, adanın simgesi sayılabilecek Poyraz’ın düğününü hiç kaçırır mı? Giderayak Sadık ile Görkem’in Yeşilçam filmlerindeki aşıklar gibi birbirlerine koşup sarılmaları ikilinin final bölümündeki tek iyi ve komik sahnesiydi.

 

 

 

Poyraz’ın giderken otelin işletmesini Alper’e devretmesi güzel fikir. Alper oteli Poyraz’dan daha iyi işletir ben diyeyim. Selmaların evinden çabuk kurtulmalarına da çok sevindim. Orada biraz daha kalsalar deli çıkacaklardı. Seyircinin bir kısmı Alper ile Biricik ayrıldı diye bu çifte tepkili ancak senaryoda Biricik bile artık bu durumu umursamıyorken ben niye bu durumu kafama takayım?

Haziran ile Poyraz şimdi İstanbul’a doğru yola çıktılar. Onları yepyeni bir hikaye bekliyor. Aşkları, güzel kalpleri artık İstanbul’a iyi gelecek. Orada yepyeni bir masal yazacaklar. Hayallerindeki çocuklarıyla, kedi ve köpekleriyle sonsuza dek çok mutlu olacaklar. Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine.

 

Haziran: “Sizi çok seviyoruz, kendinize iyi bakın.”

Poyraz: “Hoşça kalın, özleyin bizi.”

 

Sizi çok özleyeceğiz PoyHaz… Emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Peki sizler Ada Masalı final bölümünü nasıl buldunuz?

 

Finale özel PoyHaz selfiesi

 

Ada Masalı final bölümünde PoyHaz’ın düğün şarkısı: Rengarenk Ormanlar – Çağan Şengül, Işıl Ayman

 

 

 

Göz atmanızı öneririz: Ada Masalı Bölüm Yorumları

 

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

2 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

5 gün Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Özünü Görmek İsteyen

Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

2 hafta Önce