ADA MASALI – Tut Elimden

Ada Masalı 21. Bölümü ile reytinglerde haftalar sonra küçük de olsa yükselişe geçti ve Total’de 1,65  reyting ile 28. ve AB’de 1,47 reyting ile 22. ve ABC’de 1,45 reyting ile 28. sırada.  Bölüm yazısı Gözde‘den… Keyifli okumalar ^^

 

Ada Masalı’nda bu hafta adına yaraşır bir bölüm seyrettik. Dizi ne yazık ki PoyHaz ayrılığı sonrasında Ada Kabusu olma yolunda ilerliyordu. Yeniden içimizi mutluluk ve huzurla dolduran bir bölüm seyretmenin keyfi paha biçilemez. Yalnız bu demek değil ki bölüm benim tam olarak istediğim şekildeydi. Yine PoyHaz sahneleri güzel olmasına rağmen yer yer kısaydı ve bazı karakterlerin sahneleri tadında kalmalıydı denecek kadar uzundu. Bu denge sağlanırsa ne mutlu bize. Dizinin senaryosunu bu bölüm itibariyle yazmaya başlayan ekibe de hoşgeldiniz diyor ve başarılar diliyorum.

 

 

Geçtiğimiz bölümü Haziran’ın Kırlangıç Adası’na geri dönmeye karar vermesiyle noktalamıştık. Haziran her ne kadar Poyraz için dönmemiş gibi konuşsada da bu geri dönüşün ardında Poyraz’dan kopamamak vardı. Sözde henüz barışmamış bir çift görünümdeydiler. Ancak daha bölümdeki ilk sahnelerinde PoyHaz göz göze dans ederlerken havada buram buram aşk kokusu vardı. Açıkçası onları böyle görünce bir an barıştıklarını sandım.

 

 

Ama barışmamış da olsalar nihayet PoyHaz’ı eski günlerdeki gibi görebildik. Didişseler, birbirlerini sözleriyle iğneseler bile asla kalp kırıcı değillerdi. Eh Haziran da onca yaşanan şeyden sonra biraz dikenlerini çıkarsın, Poyraz’ı peşinden koştursun. Hemen öyle ona karşı yumuşamak olmazdı. Hem böylece Poyraz’ın onu yeniden kazanmak için ne kadar istekli olduğunu da görmüş olduk. Ancak bir ara yine odunluk yapacak diye düşünüp ona sövmeye hazırlandığım doğrudur. ^^

 

Poyraz: “Haziran sen niye böyle yapıyorsun? Ya araya mesafe koymaya çalışıyorsun, kendini de yaralıyorsun beni de yaralıyorsun. Niye böyle yapıyorsun? Korkmadan tutmayacak mısın elimi artık? Ha? Dikenlerini almadan tutmayacak mısın?”

Haziran: “Benim dikenlerimden kurtulmak öyle kolay değil. Çünkü onları bana sen verdin.”

 

PoyHaz’ın bu bölümde neredeyse tüm sahneleri geçmiş bölümlerdeki sahnelerine paralel yazılmıştı. Açıkçası bölüm sonrasında bir fanımızın yaptığı videoyla bunu tam anlamıyla fark ettim. Yani bazı şeyler zaman geçse de onlar için hiç değişmiyor. Mesela ilk sevgili oldukları zaman Haziran’ın eline iğne battığı için yarasını öpen Poyraz, bu defa da eline diken battığı için yarasını öptü tıpkı o günkü gibi. Mesela yine birlikte otelin bir odasının duvarını boyadılar ve Poyraz Haziran’a boyayı düzgün yapamadığını söyledi. Bunlar yeni senaristlerimizin bir nevi eski PoyHaz geri dönüyor mesajıydı. ^^

 

 

Hazirancığım Poyraz’ın göğsünde huzurla uyumayı çok seviyorsun, bunu bir kez daha anladık. Ancak ne zaman siz uyumadan önce başka şeyler seyredebileceğiz? ^^ Sadece romantizmle daha ne kadar devam edeceğiz böyle? Evlenmeden olmaz diyorsanız o başka tabii. ^^

 

 

Haziran ile Poyraz’ın bisiklete bindiği sahneyi çok sevmekle birlikte sahnenin daha şarkı tamamlanmadan bitmesinden hiç memnun olmadım. Ardından da Haziran bisikleti bozulduğu için Poyraz’ın bisikletinde arkasına oturup, onun beline sarılarak başını huzurla omzuna yasladıktan sonra bisikletle yol aldıklarını göremeyişimizden de hiç memnun olmadım. Böyle güzel bir sahneyi neden seyredemedik anlam veremedim.

 

 

“Hikâyemizi izlemeye hazır mısın?”

 

Poyraz’ın Haziran’a evlenme teklif ettiği sahneye bayılmayan yoktur. ^^ Açıkçası ben de PoyHaz gibi mutluluktan ağladım. Baştan sona dört dörtlük bir sahneydi. İlk bölümden bugüne PoyHaz’ın hikayesi sahnede canlandırılırken açıkçası daha çok PoyHaz sahnesinin canladırılmış olmasını istedim. Doyamadım onların bu güzel anlarını yeniden hatırlamaya. Üç sahnenin canlandırması da çok başarılıydı ancak ben en çok tanışma sahnesini beğendim. Eh Biricik Haziran’ın yakın arkadaşı olup onun konuşma şeklini ve mimiklerini iyi bilince tam bir Haziran’a dönüşmüştü sahnede. Bravo Poyraz’a çok romantik ve unutulmaz bir evlilik teklifi sürprizi hazırlamış. Gerçekten de Haziran’a taktığı yüzüğün çok güzel bir hikayesi oldu.

Aliye’nin Haziran’ı kabullenip ona böyle davrandığını gördük ya ölsem de gam yemem. Tam hayallerimdeki, baştan beri görmek istediğim Aliye’ye dönüştü. Haziran’a bu zamana kadar çok kötü davrandı ancak Haziran onu affettiyse ben de seyirci olarak affediyorum. Bence en başından böyle tatlı bir nine olarak yazılmalıydı. Bir masalda cadı olur ancak zaten başka cadılarımız vardı, böyle tonton bir ninemiz eksikti.

Ada Masalı İdil Diziden Ayrıldı mı?

 

Yolun açık olsun.

 

“Biliyor musun ben Batu’yu sevdiğim kadar kimseyi sevmedim.”

 

Beril Pozam’ın oyunculuğunu ve onu seyretmeyi ne kadar sevsem de İdil’in Batu’nun peşinden gitmesinin en büyük destekçisiyim. Batu’nun diziden ayrılacağı haberi ilk geldiğinde de yazmıştım “İdil de onun peşinden İstanbul’a gitmeli.” diye. Madem Batu’yu bize yansıttığı kadar çok sevdi, öyle aşkından vazgeçmek olmaz. Batu geri gelmeyecekse pekala İdil peşinden gitmeliydi ki İdBat çifti de dizideki diğer çiftler gibi mutlu olabilsin. İdil mutsuz olacaksa da bunu yaşayarak görmeli. Öbür türlü hep kafasında soru işaretiyle dolaşacak, hep keşkeleri olacaktı. Zaten eğer İdil, Kırlangıç Adası’nda kalsaydı şu yalnız başına on beş tane kediyle yaşayan huysuz bir teyzeye dönüşebilirdi.

Latif en başından Batu’ya karşı bu kadar olumsuz yaklaşmasa Batu yine de İstanbul’a dönerdi bence. Çünkü onun ilk geldiği dönemlerde de psikolojik sorunları vardı. Ancak en azından intihara kalkışmaz, sonra da İdil’e o saçma oyunu oynamazdı. Latif’in kızının gitme isteğine hemen olmasa da destek olması da doğru bir hareket, sonuçta o bir yetişkin. PoyHaz’a doğrudan müdahale edildiğinde onların ne kadar mutsuz edildiğini gördük. Ben Latif’in İdil’i uğurlarkenki güzel sözleri kadar Haziran’ın da üvey kardeşine arka çıkmasını sevdim. Benzer bir süreci yaşamış biri olarak onu en iyi o anlardı zaten.

Ada Masalı’na kattıkların ve verdiğin emek için çok teşekkürler sevgili Beril Pozam. Seni ilk kez bu dizide seyretttim ve ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu gördüm. Yeni işlerinde başarılar diliyorum.

 

 

 

Bölümde Görkem ve Sadık sahneleri aşırı uzundu. Besbelli dizinin komedi ayağı bu bölümde onlara emanet edilmiş. Açıkçası sahnelerini bir süre sonra bitse de bir an önce PoyHaz sahnelerine geçsek düşüncesiyle seyrettim. Ayrıca bizim otelimizin aşçısı adanın en iyisi Muhsin Usta değil miydi? Neden Görkem, Nehir ve Burak yemek yapıyorlar? Muhsin Usta’yı da Mert ve Duygu gibi bir anda nedensiz yok mu ettiniz?

Zeynep’in hastalığı bence çok sıradan bir şey çıktı. Ben diziye komedi unsuru katacak bir hamilelik ve Haziran ile İdil’e kardeş beklemiştim. ^^ Zeynep’in geçen bölümdeki tavırları da hiç kötü bir hastalığı var gibi de değildi.

 

Çifte düğün

 

Melisa ile Alper’in düğünleri sorunsuz bir şekilde gerçekleşti de derin bir oh çektim. Çünkü bazı çiftlerde rastladığımız düğün stresi onları manasızca yıpratıyordu. Ben bölüm boyunca yaşadıklarını asla kapris ya da huysuzluk olarak görmedim. Aileler de işin içine girdiğinde zaman zaman gerginlikler yaşanması normal. Sadece Beyazıt ile ilgili geçmişte yaşanan şeyin bu denli aralarına girmesi garip geldi bana. Saçma sapan bir şey çıkmadı neyse ki. Alper, Beyazıt’ı gördükçe ona yaptığını hatırladığı ve vicdan azabı çektiği için onu çevresinde istemiyor belli ki. Bence Alper, Beyazıt’a gerçeği anlatmalı ve onun hayatını etkilemiş büyük hatası için ondan af dilemeli. Melisa da onu böyle kabul etti nasılsa.

Melisa ile Alper’in düğününde Görkem’in Haziran ile Poyraz’ı da anons etmesine mi düşeyim, onların el ele gelmesine mi düşeyim, onları yan yana nikah şahidi olarak görmeye mi düşeyim, sürpriz Selma-Fatih nikahında Haziran ile Poyraz’ın yan yana ne kadar muhteşem göründüklerine ve birbirlerine ne kadar aşkla baktıklarına mı düşeyim bilemedim. Göz kamaştırdılar yine.

 

 

Sevgili Haziran ile Poyraz, siz ne diye gidip oteldeki boş bir odada değil de lobide öpüşmeye kalkarsınız? Ey tatlı bebek, sen ne diye tam PoyHaz öpüşecekken ağlamaya başlarsın? Oraya bırakılır bırakılmaz ağlamaya başlamadın da PoyHaz’ın öpüşmesini mi bekledim yavrucağım? Evlatları olsan anne babanı kıskanmış olabilirdin de hayırdın senin derdin nedir? Asıl ilk bölümden bugüne senaristlerimizin derdi nedir? 21 bölümdür kaçıncı kez PoyHaz öpüşecekken son anda bir aksilik çıkıyor valla benim sayacak takatim kalmadı. Diğer çiftlerimiz öpüşebiliyorken esas çift neden öpüşemiyor? Bebeği onlar öpüştükten hemen sonra ya da öpüşürken ağlatsanız ne değişecek?

 

PoyHaz yine öpüşemeyince ben!

 

Ve son olarak bu bebek de neyin nesi? Poyraz’ın bebeği falan çıkartmayın da onun haricinde ne yazarsanız kabulüm. İnşallah bebek, eğlenceli sahnelere ve onları hızla nikah masasına oturtmaya neden olur ve bir an önce kendi bebeklerine kavuşurlar.

Emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Peki sizler bu bölümü nasıl buldunuz?

 

 

 

Göz atmanızı öneririz: Ada Masalı Bölüm Yorumları

 

 

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

DEHA – Bu Savaşın Bir Kazanı Olacak mı?

Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

1 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

5 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

7 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

1 hafta Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

1 hafta Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

1 hafta Önce