Gün olur bir film için sinema salonu kapatmak lüks değil ihtiyaç dersin. Aile Arasında izlerken tam da bu duygular içindeydim. Neden mi? Tercih ettiğim hafta içi öğleden sonra seansında sırayı paylaştığım izleyiciler artık evlerde değil cafelerde yapılan altın gününden çıkmış, evlere dağılmadan hadi bir de sinemaya gidelim diyen teyzelerdi ve o kadar çok güldüler ki… Bu da neden mi diye burun kıvırmayın, insanın yanında ilgili/ilgisiz her sahnede kahkaha atanlar olunca kasılıyor, gülesi gelmiyor ama “Biraz az güler misiniz?” diye de uyarı yapılmaz ki…
Bu seyir üzerine duygu ve düşüncelerimi kaleme alıp bloga taşısam yorumum o kadar negatif olurdu ki, taşlanırdım. Neyse ki konuk yazarım Özlem’in yorumu yetişti^^ Keyifli okumalar…
Neden bilmem hep bir mesafeli olmuşumdur Gülse Birsel’e. Yani zaman zaman büyük bir haz alarak izlesem de projelerini, bir yerden sonra sıkmıştır. Bazen açıp bir çırpıda okurum yazılarını, ama sonra aylarca bir paragraf okuduktan sonra sıkılır, devam etmem…
Aile arasında filmine de bu ruh hali ile gittim. Çocuklara söz vermiştim. İki ergen erkek çocuğu ile ya aksiyon filmine ya da komediye gidecektik ki, benim hayatım şu an aksiyon kaldırmaya müsait olmadığı için tercihimizi Aile Arasında’dan yana kullandık. Bu arada zor bilet bulduk. Sonraki seanslar bile dolu idi, bu nedenle neredeyse perdeye yapışık izledik filmi ve itiraf ediyorum ki bu bile keyfimizi kaçıramadı…
Demet Evgar’ın şahane enerjisini anlatmaya gerek yok. Engin Günaydın çıkınca sahneye “Hah” dedim: “Geldi Burhan Altıntop” Biraz da daha sonra oynadığı Galip Derviş’i ekle al sana yeni karakter, Fikret. Ama vallahi ona bile tav oluyorsunuz bir süre sonra…
[wp_ad_camp_1]
O kadar sıcak bir aile hikayesi ki. Adana da geçen sahneler tek kelime ile sizi koltuğa bir yapıştırıp, bir koltuktan aşağıya kaydırıyor… Ben en son bir filmde ne zaman bu kadar güldüm hatırlamıyorum. Hele ki erkek tarafının sürekli mazbutluktan ve ahlaktan bahsetmesi arasında (editör notu: dikkat spoiler!) damadın annesinin sevgilisinin düğünü basması ve damadın kendi oğlu olduğunu itiraf etmesi ile tavan yapıyor heyecan.
Aynı filmden sonra çekilen klip gibi kıpır kıpır cıvıl cıvıl bir film. Ve bazen ne kadar körce takılıp kaldığımızı gösteriyor ilişkilere… Diyor ki: “Hiçbir zaman yeniden başlamak için geç değil. Ve hiçbir şey göründüğü gibi değildir mutlaka bir ikinci bakış açısı vardır.”
İnsanı aşka umutlandıran heveslendiren, aile olmanın tadını hatırlatan bir film. Film bittikten sonra tek bir şey söylüyorsunuz:
“Hadi sonraki seansa bilet varsa tekrar izleyelim.”
21 yıllık ilişkileri aynı gün noktalanan nevrotik Fikret ile müzikhol vokalisti Solmaz komik bir tesadüfle tanışır. Solmaz’ın kızı Zeynep, Adanalı sevgilisiyle evlenmeye karar verince her şeyden korkan Fikret, kendini bir anda hayatının rolünü oynarken bulur. Aile arasında olması planlanan nikah, damadın ailesinin ısrarıyla büyüdükçe büyür. Bu ekip düğün hazırlıkları boyunca silahlı, geleneksel, kebapçı zinciri sahibi Adanalı aileyle anlaşabilecek ve bu düğün bir terslik çıkmadan yapılabilecek midir?
Yönetmen: Ozan Açıktan
Senaryo: Gülse Birsel
Görüntü: Yon Thomas
Oyuncular: Demet Evgar, Engin Günaydın, Erdal Özyağcılar, Fatih Artman, Devrim Yakut, Fatih Artman, Derya Karadaş, Ayta Sözeri, Su Kutlu, Şevket Çoruh, Devin Özgür Çınar, Deniz Şen Hamzaoğlu ve Gülse Birsel
[wp_ad_camp_1]
Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.