Arıza 15. bölüm Total’de 6,7 reyting ile 4., AB’de 4.49 reyting ile 6. ve ABC’de 5.55 reytingle 5. oldu. Bölüm izlenimleri konuk yazar Gözde‘nin kaleminden. Keyifli okumalar ^^
Yazıya bölüm fotoğraflarından bile sonra, yayına iki gün kala fragman gelmesine söverek başlayacaktım ama meğer bu durumun bir sebebi varmış. Arıza’da bu hafta beklenmedik şekilde senarist değişikliği yaşandı. Bu durumu jenerikle öğrendik. Dizinin yeni senaryo ekibinin başında Yılmaz Şahin var. Pek çoğumuzun Muhteşem Yüzyıl’dan tanıdığı isim kendisi. Açıkçası bu durum diziye kesinlikle olumsuz yansımamış, aksine aksiyon-dram dengesi iyi kurulmuş, replikleri oldukça iyi, aşk sahneleri daha özenli bir bölüm seyrettik.
Geçtiğimiz bölümü Halide’nin Numan tarafından vurulmasıyla noktalamıştık. Yeni bölümü ise nefis bir ArHal sahnesiyle açtık. Halide’nin hastaneye götürülüşü sırasında Halide ile Ali Rıza’nın birbirlerine duydukları aşkın ne kadar büyük olduğunu gördük. Duyguyu çok yoğun, bugüne kadar bu aşkı bize en güçlü hissettiren sahnelerden biriydi doğrusu. Ali Rıza’nın yine çok sevdiği birini kaybetme korkusuna karşılık; Halide’nin o yaralı haliyle bile Ali Rıza’yı teselli edişi, kendinden çok onu düşünmesi dikkat çekiciydi. Ali Rıza’nın sevdiğine ilk defa romantik bir hitabını da böylece duymuş olduk, Halide’ye “Canımın içi” dedi.
Ali Rıza: “Halide’m.”
Halide: “Beni hala sevdiğini biliyorum. Eğer bana bir şey olursa…”
Ali Rıza: “Sana hiçbir şey olmayacak, seni yetiştireceğim söz veriyorum. Hiçbir şey olmayacak sana.”
Halide: “Biliyorum. Ama eğer benim gücüm yetmezse… Sakın kendine kızma. Beni unutma. Unutma. Seni nasıl sevdiğimi unutma…”
Ali Rıza hastanede beklerken kaybetme korkusu o kadar yüksekti ki… Nihan’ın öldüğü günün bir benzerini tekrar yaşadı resmen. Hiç sesi çıkmasa da mimikleriyle hissettirdi bize içinden geçenleri. Yaşadığı acı ve korkudan midesinin bulanması ve kapının önüne çıkıp kusması bence oldukça doğal bir tepkiydi. Bunu iğrenmeye benzetenlere “Ne alaka?” diye sormak isterim.
Hastaneye girerken düşen kanlı beyaz mendili gören Ferit’in, Nihan’ın düğün günü elindeki beyaz mendili düşürdüğü anı hatırlamasıyla nihayet uzun zamandır beklediğimiz bir flashback gördük. Hem Ali Rıza hem Ferit için Nihan’ın ölüm gününü hatırlatan, bu vurulmada bu olmazsa olmaz bir flashback’ti.
Haşmet, Halide’nin vurulmasından dolayı Ali Rıza’ya gösterdiği tepkide haklıydı. Hayatta tek varlığı bir tanecik kızı kalmış olan her baba, bu olaya sebep olabilecek herkesi suçlar, yakıp yıkar etrafını. Bunu hastaneye Burak’ı sormaya gelen Fuat’a gösterdiği tepkide de gördük. Onun gücünü hiç umursamadan, sorumlulardan biri oğlu Burak diye karşısında aslan kesilen bir Haşmet vardı. Ailenin geri kalanının katilini öğrendiğinde, bu karşısında böbürlenen Fuat’ın kaçacak delik aradığını görmek için sabırsızlanıyorum.
Haşmet’in çok yakın bir zamanda benzer bir acı yaşayan Rukiye ile dertleşme sahnesi favorim oldu. İleride çok iyi iki dünür olacaklar. Rukiye’nin Halide’yi gelini, kızı gibi sahiplendiğini sözleriyle bir kez daha anladık.
Halide’nin vurulduğu haberi gelince Melek, Haşmet’e ses kaydını dinletemedi. Herhalde bu durum sezon finaline kaldı dedim. Haşmet’ten önce kaydı dinleyen Mithat oldu. Melek, duygusal davranarak bu sırrı bir an önce Haşmet’in bilmesinden yanayken Mithat ise onun tersine bir oyun kurmaktan yanaydı. Mithat’ı en son Ali Rıza’nın Burak’a tokat attığı videonun sosyal medyada yayılmasını sağlarken bu kadar plancı, sinsi görmüştük. Genel anlamda konsorsiyumun diğer üyeleri Galip ve Şehmuz gibi biraz pasifti bana göre.
Mithat’ın, Derya’nın Burak zaafını kullanarak yaptığı hamleyi sevdim. Derya, Burak’ın kapatıldığı yere giderek ona telefon bıraktı. Bu telefonla Burak’ı arayan Mithat ona ses kaydını dinletti. Halide’yi kandırarak bu işten sıyrılırım sanmıştın ama her cinayeti işleyip elini kolunu sallaya sallaya gezemezsin Burak Efendi. Mithat daha sonra Fuat’la buluştu ve muhtemelen Fuat’ın Burak’ı kaçırma planını öğrendi. Ama bunu sadece öğrenmekle yetinmeyeceği kesin. Gerçeği öğrendiğinden beri Melek’in iyi tarafı daha ön plana çıktı ve sevdiğim karakterlerden biri haline geldi. Kalbiyle hareket eden, Halide’ye karşı anne yarısı olduğunu daha fazla hissettiren, kızını menfaatleri için harcamak yerine onu korumaya çalışan birine dönüştü. Gerçi Burak’a ses kaydını ulaştırmak için onu kullanmasalar iyiydi ama o Derya yine de Burak’ı görmek için elinden geleni yapardı eminim. Derya’ya acıyamıyorum kusura bakmayın.
Bu bölüm Halide, Ali Rıza’ya karşı tam bir terk edilen güçlü bir kadın gibiydi. Asla ona barışmak için yalvarma modunda değildi; aksine çoğu zaman tersleyen, iğneleyen, lafını esirgemeyen bir Halide vardı. Sevildiğini bilse de alttan alacak hali yok. Çoğumuz ayrılıklarda bu hatayı yapmışızdır, Halide ise olması gerekeni yaptı.
Halide: “Sen anlamıyorsun değil mi? Sen yanımda yokken benim iyi olamayacağımı anlamıyorsun.”
Ali Rıza: “Ben kapatsam iyi olacak.”
Halide: “Aynen kapat. Sen bu şekilde kaçmaya devam et. Hatta ne yap biliyor musun? Bir daha sakın beni arama, görme en güzeli bu!”
Ali Rıza elbette onu merak edebilir, ama arayarak halini soramaz. Ne o sevgilini ya da arkadaşını mı arıyorsun? Halide’nin telefonda çok sert çıkması bu yüzden normal. Hastalık durumunda bile arasan yarasını kanatmış olursun. Yine de Ali Rıza’ya kızamıyorum, zorunlu ayrılık, merak ediyor adamcağız. Halide vurulduğunda ne hale geldiğini gördük. Suyun altında rahatlamaya çalışırken, gözyaşları sulara karışırken ne kadar yakışıklı olduğunu da yazmamak olmaz. Ekran başında erimelik bir sahneydi.
Severken ayrılmak ne zoru. Hele bir de aynı mahallede, aynı yerlerde karşılaşma ihtimalin varsa… Ali Rıza kliniğin oralarda dolaşırken yine eski anılara dalıp kaldı… Anılar yakasını bırakmazken ayrılığa ne kadar dayanabilecek bu adam? Sanırım bu ayrılıkta onun için birazcık daha fazla üzülüyorum.
Sonra uyuyakalmış içerde. Sabah Halide kliniğe geldiğinde karşılaşma sahneleri çok tatlıydı. Ardından tatlı atışmaları, Halide’nin iğnelemeleri ve duygusallığa geçiş… Kademeli olarak yüzleştiler ayrılığın ardından ilk defa. Bu konuşmanın mutlaka yapılması gerekiyordu. Neden ayrıldıklarını anlamak, ayrılığı kabullenmek, Ali Rıza’nın kararından dönmeyeceğini görmek için.
“Hayırdır, bir derdin mi var? Yoksa sen de benim gibi sevgilinden mi ayrıldın?”
Ali Rıza: “Sen niye çıktın Halide? Daha iyileşmedin.”
Halide: “İyiyim ben, bir şeyim yok.”
Ali Rıza: “O ne demek ya, kurşun yedin Halide.”
Halide: “Sen benden daha mı iyi bileceksin? Doktor olan benim ya.”
Ali Rıza: “Ateşli silahlar uzmanı da benim.”
Halide: “Tabii, sen yara açmayı iyi bilirsin.”
Ah Ali Rıza keşke Halide’nin teklifini kabul edebilseydin de buralardan gidebilseydiniz. Ama bu, güzel bir final senaryosu olur bak. Sen avukat olmuşsun, uzak bir şehirde evli, mutlu, çocuklu hayatınızı sürdürüyorsunuz. Bu arada biz hiç bu kadar uzun süren ArHal sahnesi seyretmemiştik. Yeni senaristler çift sahnelerimizi daha iyi yazacaklar besbelli.
Yalnız bölümün en güzel ArHal sahnesi kesinlikte Halide’nin hastanedeki rüyası. Haşmet yüzünden odasına giremeyen, gizlice kapılardan bakan Ali Rıza’yı rüyasında yanı başında gördü Halide. Ah Ali Rıza, yine ne güzel “Halide’m…” deyip saçlarını okşadın sevdiğinin, ne de güzel güldün yüzüne bakarken. Biz bunu da bugüne kadar hiç görmedik, barıştığınızda gerçek hayatta saç okşamalı böyle sahne rica edeceğim.
Açıkçası bu bölüm Ali Rıza’nın Muzaffer’le konuşma tarzına biraz şaşırdım. Neden böyle davrandı? Muzaffer’e güvenmiyor olamaz değil mi? Ama esprili hali güzeldi. Malum kendisi fazla ağır ağabeydir. Eniştesinin de duraktaki paraları çaldığını ve nelere bulaştığını öğrendi. Ama onu ve Fatih’i bu bataktan kurtarabileceğini sanmıyorum.
Halide’yi Ali Rıza ile Burak birlikte hastaneye getirecekler diye korkmuştum açıkçası. Neyse ki böyle bir saçmalığa tanık olmadık. Hastane önünde başlayan ve bölüm geneline yayılan mücadeleleri çok iyiydi. Aslında uzun bir süre daha güçlü bir Burak, güçlü bir rakip göreceğimizi düşünüyordum ancak işler benim sandığım gibi gitmedi.
Burak, Halide’nin vurulmasından dolayı Ali Rıza’yı suçlarken haksız değildi ama kendisi de en az onun kadar suçlu. Numan’ı başlarına saran o. O yüzden bu vurulmadan ötürü ikisi de üzüntüyle birlikte aynı zamanda vicdan azabı yaşadılar. Burak’ın Ali Rıza’ya taksiciden sonra “Sarışın” diye hitap etmesi güzel, galiba Söz dizisinde kullanılan bir lakapmış, Tolga Sarıtaş’ın o dizisini de seyredenler bu kelimeyi duyunca bayağı sevinçli gönderiler paylaşmıştı Twitter’da.
Sevdiği-kendini seven kadını vuran Numan’ı öldürmek Ali Rıza’ya düşerdi ve gereğini yaptı. Mahalledeki kaçma kovalamaca sahneleri gerçekten güzeldi. Yalnız o sahneleri tekrar seyrettiğimde Fatih’in yüz ifadesine gülmekten kendimi alıkoyamadım. Şu sahnelerde o yüz ifadesini takınmasın ne olur. ^^ Hasan, Ali Rıza’nın Numan’ı hemen öldürmemesi gerektiğinde haklı da olsa Ali Rıza’yı o acıyla kimse durduramazdı.
Numan’ın ölümünün ardından Ali Rıza ile Burak’ı ilk bölümden sonra ilk kez dövüşürken gördük. Teke tek kavgalarından sonra Ali Rıza’nın onu polisler geliyor olmasına rağmen nasıl oradan kaçırdığını merak ettim. Ama sakladıkları izbe yerde yaptığı işkencelerde sonuna kadar haklıydı. Hem Numan’ı başlarına sardı hem Nihan’ın katili hem de hala adamın acısı hakkında arsız arsız konuşuyor. Ali Rıza’nın onu öldürmediğine şükretsin. Ben Ali Rıza olsam çoktan helvasını kavurmuştuk.
“Beni sen öldüremeyeceksin Ali Rıza. Bu zevki sana tattırmayacağım.”
Burak, Ali Rıza’nın elinde ölmemek için her şeyi konsorsiyuma itiraf etmeyi kabul etti. Belki de babasının kendisine asla kıyamayacağından emin olduğu için bu riski aldı. Şükür ki itirafı sırasında Ali Rıza hakkında söylediği gerçekleri ciddiye almadılar.
“Bu herif bizden değil. Bu herif hiçbir zaman da bizden olamaz. Bu herifi aramıza alarak en başta hatayı siz yaptınız ve ben bu hatayı düzeltmeye çalışıyorum, anlamıyorsunuz. Bu herif bizden değil, bu herifin niyeti başka. Beni bitirmek istiyor. Sizi bitirmek istiyor. Bu kurduğumuz düzeni bitirmek istiyor.”
Burak’ın bir günlük karar verme aşamasından sonra infazına karar verildi. Daha iki bölüm önce babasıyla büyük bir çatışma yaşayan Murat’ın, Burak’ın hayatı için babasıyla yakınlığına şaşırmadım. Onun bu hayatta en değerlisi Burak çünkü. Burak’ın hüküm verilene kadar hapsedildiği yerdeki haline de hiç üzülmedim. Ali Rıza’yı alt edeceğim diye kendi kaşındı. O dünyanın içine doğmuş biri olarak kuralları en iyi o biliyor. Ama işte babası gibi kendine aşırı güvenince olacağı bu.
Burak’ın infaz hükmü geldiğinde arabadaki onu götüren adamlarla yaptığı konuşmalar bana biraz gereğinden uzun geldi. Komik de olsa bir şey uzayınca kabak tadı veriyor. Plana göre arabanın benzini bitecek ve benzinlikte onu bekleyen Fikret ve adamlar Burak’ı kaçıracaktı. Ama hiç beklenmedik şekilde benzinlikte arabaya birden Ali Rıza bindi. Arabaya binmesi kadar Burak’a babası hakkında söyledikleri de şaşırtıcıydı. Burak’a babasını kötülemekteki amacı ne? Ali Rıza’nın bu plandan nerden haberi oldu? Mithat’ın bu planda parmağı var mı? Haşmet ya da Muzaffer bu durumdan haberdar mı? Oldukça merakla sonlanan bölüm ve efsane fragman sonrası yeni bölümü dört gözle bekliyorum.
Emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Peki sizler bu bölümü nasıl buldunuz?
Tweetleriyle yazıma renk katan arıza gifs , lavinia , Sema , Ozininkadehii ama OzTol , ? • ‘ye çok teşekkürler.
Arıza bölüm yorumları için tıklayın
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.