Arıza 14 bölüm Total’de 6,05 reyting, AB’de 4.87 reyting ve ABC’de 5.92 reytingle her üç kategoride de 4. oldu. Bölüm izlenimleri konuk yazar Gözde‘nin kaleminden. Keyifli okumalar ^^
“…Çünkü ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrıIanIar haIa sevgili.” – Attila İlhan
Geçtiğimiz bölümü Ali Rıza’yı özel tim görevlilerinin başına çuval geçirip götürmesiyle noktalamıştık. Bölüme ise Ali Rıza’nın ertesi sabah bir parkta gözlerini açmasıyla başladık. Ali Rıza’nın başına neler geldiğini, ne işkencelere maruz kaldığını ve yine de kendini nasıl ifşa etmediğini geriye dönüşlerle gördük. Kendine gelir gelmez ilk söylediği şey Halide’nin ismiydi. Öyle çok yanıyor ki kalbi bu sevdayla, aklında hep o var doğal olarak.
“Saatlerdir boşu boşuna uğraştırıyorsun bizi. Konuş, sana yardımcı olalım. Kimin için çalışıyorsun?”
Ali Rıza: “Ben yevmiye için çalışıyorum, taksiciyim.”
Ali Rıza’nın kendisine yapılan onca işkenceye karşı nasıl direndiğini, lafı nasıl kıvırdığını gördük. Ayrıca “Konsorsiyumu anlat.” dediklerinde kelime kökeninden başlayarak anlattıklarıyla aslında ne kadar bilgili, okumaya meraklı biri olduğunu gördük, keşke eğitimini tamamlayabilseymiş dedim… Belki ileride yarım bıraktığı okuluna geri döndüğünü görürüz, kim bilir?
Meğer Ali Rıza’yı aldıran Fuat’mış. Muzaffer’in bağlantılı olduğu hiç kimsenin Ali Rıza’yı aldıran ekibi bulamamasıyla benim de tahminlerim bunun Fuat’ın oyunu olabileceğine yönelmişti. Zaten son iki bölümde ulaştığı bilgilerden sonra bile Ali Rıza’ya olan şüphelerinin tam olarak bitmediği ortadaydı. Açıkçası bu planı çok zekice ama keşke konsorsiyumun diğer ortaklarına da bilgi verseydi. Adamların aklı çıktı her an alınıp götürülecekler diye. Ali Rıza’yı konsorsiyumda en çok zorlayacak ismin Fuat olduğu böylece netleşti. Kesinlikle içlerinde en zekisi, kurnazı o.
Ali Rıza’nın kendini aldıranın Fuat olduğundan şüphelenip ona telefon etmesi ve konsorsiyumu toplanmasını istemesi ise güven sınavının başarıya ulaşması açısından önemliydi. Ali Rıza’m Fuat’ın operasyonundan da alnının akıyla çıktı. Bravo. Ali Rıza-Muzaffer ve Fuat karşılıklı olarak güzel hamleler yapıyorlar. Tıpkı bir satranç oyunu seyrediyor gibiyiz. Bakalım oyunun sonunda kim mat olacak?
Haşmet’in Fuat hakkındaki çıkarımları çok doğru. Fuat, oğlunu korumak uğruna konsorsiyumun işini baltalamış oldu Ali Rıza’yı kaçırtarak. Burak, konsorsiyumun karşısına çıkıyorsa onun başarılı olmasını babası olarak elbette isteyebilirsin ama bunu senin desteğinle değil kendi becerisiyle başarmalı. Gerekirse de yenilmeli.
“Kurtla ölüp çoban ile yiyen sırası gelince çakallara leş olur.”
Ali Rıza’nın Fuat’ın oyunundan sonra kalbi kan ağlayarak Halide’den ayrılma kararı alması kaçınılmazdı. Ne yazık ki Haşmet bu yoldan dönmedikçe onu koruyamayacağı konusunda çok haklıydı. Ali Rıza’nın da belirttiği gibi ya onu kaçıranlar Halide’yle tehdit etselerdi, Ali Rıza direkt her şeyi anlatırdı. Ve ne onu, ne ailesini koruyamazdı, intikamı da yarım kalırdı.
Halide’nin Ali Rıza’dan onca saat ses çıkmadıktan sonra onu karşısında gördüğü an verdiği tepkide ona karşı duyduğu tüm hisleri doruklarda yaşadığını gördük. Merak, kızgınlık, öfke, endişe, aşk, kalp kırıklığı hepsi iç içeydi. Bu anların üzerine ondan ayrılarak kalbine hançer saplayabilmek büyük cesaret. Ali Rıza’nın yerinde olsam bunu o an yapamayabilirdim. Ama Ali Rıza iyice ölçüp biçtikten sonra bir karar aldıysa bunu ne olursa olsun uygulayan biri. Annesinin dediği gibi kimse ona istemediği bir şeyi yaptıramaz yani bu onun kendi kararı. Tam sevdiği kadın ona sarılmışken, onun sıcaklığını duyarken birden ona karşı buz oluverdi Ali Rıza. Çok fazla şey söyleyemediler birbirlerine ama sessizlikleriyle, bakışlarıyla, göz yaşlarıyla anlattılar ne yaşadıklarını. Açıkçası içime bir yumru oturdu bu sahnede. Öyle yoğundu ki duygusu. O ilk öpücüğün geldiği andaki yoğun tutku, şimdi de ayrılık anında tavandı. Evet, güzeller güzeli çiftimiz ayrıldı ama ayrılık da sevdaya dahil değil mi? Kalpleri bir attıkça onlar hala sevgili… Ayrılık var ama aşk hala bitmedi.
Ayrılığa rağmen Ali Rıza’nın Halide’ye mesaj atmak isteyip atamayışı, o tereddütleri, Halide’nin onun yazdığını görüp ümitlenmesi… Ne kadar gerçekçi sahnelerdi. Bir ilişki başlamadan önce mesajlaşmak heyecanlıdır. Ancak severek ayrılanların korkuyla, ümitle karışık heyecanı bir başkadır. Bu sahneyi seyrederken aklıma ilk bölümlerde henüz Ali Rıza Halide’den hoşlandığı yeni anladığı dönemlerdeki mesajlaşma sahnesi geldi. İlerde bir gün o mesajı yazıp silmeye engel olamayacak parmakları Ali Rıza’nın, dayanamayacak kalbi ayrılığa…
Rukiye, Ali Rıza henüz yanlarına gelmeden önce Halide’yle konuştuklarında söylediklerinde haklıydı. Şimdi Ali Rıza Halide’den ayrılınca gerçekten de yaşayan bir ölü gibi oldu. Yine Nihan’ın öldüğü ilk zamanlardaki gibi hayattan tat alamayan o adama dönüştü. Elinde tutunacak sadece intikamı kaldı. Bunu Numan’ın deposuna baskına gittiği sahnedeki yüz ifadesinden bile hemen hissetmek mümkün.
“Ali Rıza’yı yaşatacak olan şey senin sevgin. Eğer bu sevgiden vazgeçerse Ali Rıza’m kendi mezarını kazıyor demektir.”
Halide gece klinikte çalışıp kafa dağıtmaya geldiğinde onu uzaktan seyreden, yanına yaklaşamayan Ali Rıza işte tam da böyleydi. Birbirlerinin varlığını sadece hissedebildiler. Meşhur bir şarkının sözleri gibiydi durumları: Gel desen gelemem ki…
Ali Rıza’nın eve gittiğinde Rukiye’nin dizlerinde hüngür hüngür ağlaması çok etkileyiciydi. Annesinin şefkatinde teselli bulmaya çalıştı. Açıkçası ben erkek karakterlerin ağlamasından, hele böyle ağlamak da yakışıyorsa çok etkileniyorum. Gidip sarıp sarmalayıp teselli edesim geliyor karakteri. Tolga Sarıtaş da ağlamanın çok yakıştığı aktörlerden.
Ben Haşmet’in Halide ile olan durumlardan ötürü ne kadar kızarsa kızsın Ali Rıza’ya kalpten değer verdiğini biliyordum. Ali Rıza’nın ayrılma kararını açıkladığı ve daha sonra bir araya geldikleri sahnelerde bunu ona da hissettirdi. Yavuz meselesinde az kalsın zıtlaşacak gibiyken yine eski ortaklıklarının devam ettiğini görmek güzel. ArHal’ı bir süreliğine kaybettik en azından bu ikiliden yüzümüz gülsün biraz. Yalnız Haşmet Babacığım teessüf ederim Ali Rıza’nın nasıl Halide’yi sevmekten vazgeçtiğini düşünebiliyorsun? Sen Ali Rıza’yı hiç mi tanımadın yahu?
“Ben onu sevmekten vazgeçmiyorum. Ben ona sevgimi göstermekten vazgeçiyorum.”
Halide, ayrılığın ardından teselliyi Melek’te aradı. Halide’nin zaten hiç arkadaşını görmedik, Derya’yla da arası bozuk, e genelde babalarla böyle şeyler pek konuşulmaz, o da teyzesine sığındı. Ama annesi de derdi oldu mu böyle yaparmış. Melek’in Halide gelecek diye ona ablasının yaptığı tatlıdan yapması güzel bir jestti. Halide’nin yüzünü biraz olsun güldürdü. Tabii bunda akşamdan beri aklında ablasının olmasının da etkisi vardı bence. Aşk üzerine konuşmalarından ve üslubundan Melek’in bugüne kadar sadece bir kişiyi sevdiğini ve nefret ediyorum dese de hala sevdiği sonucunu çıkardım. Bu kişi kesinlikle Haşmet diyorum. Uzun süredir bundan şüpheleniyordum zaten. O olmasa Halide kimdi diye sorduğunda geçiştirmeye çalışmazdı.
Melek: “Ben hayatımda sadece bir kere aşık oldum. Sonu hüsran. Şimdi içimde ona karşı koca bir nefret var.”
Halide: “Neden teyze? İhanet mi etti?”
Melek: “Yok. Başkasını seçti… “
Melek, tahmin ettiğim gibi Derya ile Burak’ın ilişkisinin bitmesini istedi. Tabii ki Derya bunu reddetti, Burak’a aşıkmış sözde. Halide’yi yenme hırsından kendini yakıyor. Melek’in onu Burak’a gitmesin diye odasına kilitlemesi ne kadar anlamsız bir hareketti. Burak’la evlenmelerini istemeleri de bu olanlar da bu yaşta bir kıza yapılmayacak davranışlar. Ebeveynlerin çocuklarının hayatları hakkında tabii ki fikir belirtebilirler ama böyle direkt karışmalarını hiç hazzetmem. Ayrıca bu şekilde bir inatlaşma Derya’yı Burak’a daha çok iter. Odaya kilitlenince hamile olduğunu söyledi. Tabii ki şu an bu imkansız, daha yeni birlikte olmuşlardı. Ya yalan söyledi ya da o bahsi geçen eski sevgilisinden bu bebek.
Murat’ın babasının sağladığı imkanları tümüyle reddetmesi Füsun tarafından memnuniyetle karşılandı. Zaten Füsun Murat’ı parası için değil o dünyanın içinde bambaşka biri olduğu için sevmişti. Bu bölüm beni daha fazla inandırdı sevgisine. Burak’ın çat kapı evlerine gelmesinden hoşlanmamakta, hatta onu mümkünse hiç görmek istememekte de çok haklı Füsun. Burak’ın yüzsüzlüklerinden gına geldi. Halbuki bu durumu anlayışla karşılaması gerekir. Ağabeyiyle baş başa görüşecek.
Halide’nin kliniğine Burak’ın yarattığı gerilimden dolayı hasta gelmez mi diye endişelenmiştim. Ama hem hasta geldi hem de öyle güzel konuştu ki bu övgüler Halide’yi çok mutlu etti. Evet, bu aşkın başlama sebeplerinden biri Nihan’ın ölümü, ama keşke o güzel kalbiyle Halide’yle gelin görümce olsalardı, ne tatlı olurdu.
Diziye Seda karakteriyle yeni bir kız katıldı. Mahalleden güzel genç bir kız klinikte hemşire olarak işe başladı. Tabii ilk karşılıklı sahnelerinden onu Mert’le yakıştırdım. Zaten Mert de bu güzel kızdan etkilendi. Ben bu oyuncuyu ilk defa seyrediyorum.
Melek, beklediğim gibi ses kaydını Haşmet’le paylaşmaya karar verdi. Yalnız şimdi tam Haşmet kaydı dinleyecekken Halide’nin vurulduğu haberi gelir de dinleyemezse ve sonrasında da Melek ona dinletmekten vazgeçerse fena söverim. Bir şeye karar verdiyse arkasında dursun. Hem Haşmet’in bu gerçeği öğrenmesi diziye hareket katacaktır. Zaten bu sözlerden sonra Haşmet’in merakından kurtulabileceğini sanmıyorum. Zaten Derya’nın da iyiliği için Haşmet’le iş birliği yapmasında fayda var.
“Yıllardır kapanmayan yarana merhem olmaya geldim enişte. Bu telefonda duyacakların senin yarana merhem olacak ama çok insanda yaralar açacak.”
Ali Rıza’dan sonra Burak’a ikinci Osmanlı tokadı Rukiye’den geldi. Rukiye, ailenin kadınlarının daha arıza olduğunu ispatladı resmen. Zaten mahalleli de Burak ve Fiko’ya olan tepkisini ortaya koyuyor, menemenciden de kovuldular. Tabii delişmen Mert, Burak’ı görünce dayanamadı ve aralarındaki arbedede yaralanıp kliniğe geldi.
Bu sayede Halide ile Ali Rıza ayrılığın üzerinden çok kısa bir süre sonra birbirlerinin nefesini duyacak kadar yaklaştılar birbirlerine… Zaten aynı mahallede, Haşmet’in ya da Mithat’ın evinde karşılaşmamaları imkansız. Böyle olunca ayrılığa dayanmak daha da zorlaşacak ikisi için de.
Burak’ın Mert’e zarar vermesiyle sabrı taşan Halide soluğu Burak’ın evinin kapısında aldı ve ona mahalleyi terk etmesini söyledi. Burak’ın zaten Halide’yi de umursamayacağı belli bir durumdu. Keşke tam o sırada Ali Rıza’nın oyunundan sonra Burak’a bilenen Numan, onu vurmak için gelmemiş olsaydı… Ali Rıza çok iyi bir oyun oynadı onların arasını açıp Burak’ı deşifre etmek için, ama hiç akla gelir miydi böyle olacağı? Halbuki yine çok iyi bir plan yapmıştı Ali Rıza.
Numan’ın attığı kurşun Halide’yi buldu. Ne oraya gelmekte olan Ali Rıza, ne Burak bu duruma engel olamadılar maalesef… Vurulup yere düşerken Halide’yi Ali Rıza ile Burak birlikte tuttular. Evet, Burak’ın da Halide’yi tutmasını ben de istemezdim. Ancak orda Burak tutunacak sıradan bir insandan farksız. Halide kime bakıyor ve kimin adını sayıklıyor? Ali Rıza. Benim için önemli olan bu.
Şimdi Ali Rıza da Burak da dolaylı yoldan bu duruma sebep oldukları için vicdan azabı çekecekler. Burak’ın vicdan azabı ve Numan’a öfkesi hata yapıp artık ifşa olmasını sağlayacaktır. Ali Rıza’nın bu durumda Halide’yle yeniden yakınlaşması gerekir ama vicdan azabı daha da fazla uzaklaştırabilir. Bunun acısını Numan’dan fena çıkartacaktır.
Bölümün temposu Halide-Ali Rıza ayrılığının etkisiyle biraz düşük olsa da bayağı güzel bir bölüm seyrettik. Evet, aşk ağırlıklıydı, aksiyon azdı ama bu bölüm böyle olsa ne çıkar? Yeni bölümü merakla bekliyorum. Peki sizler bu bölümü nasıl buldunuz?
Tweetleriyle yazıma renk katan AiSh TLG, lavinia , ℳℯ??ℯ , dreams , snowdropblue , Sema ‘ya çok teşekkürler.
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.