2018’in yayına giren ilk yeni projesi Abdullah Oğuz’un yönetmenliğini üstlendiği “ Babamın Günahları ” oldu. Projenin baş rolleri Kadir Doğulu ve Melisa Sözen’e emanet. Hikayesinden kaynaklı ilk bölümünü merakla beklediğim bir proje olmasa da, sevdiğim reji ve oyuncular olunca ekran karşısına geçtim. Öncelikle yürekten bir hoşgeldin… İşte ilk izlenimlerim;
Kadir Doğulu tam bir esas oğlan. Aksiyon desen var, dram desen var. Yine de tez amanda saçlarını kestirebilir mi acaba? Baba figürüne de giderek yakıştırıyorum, baba – kız sahneleri ne güzeldi. Şaka bir yana ikidir setlerde pratik yapıyor birbirinden tatlı kız çocuk oyuncular ile, dilerim ilk bebekleri kız olur (anneye benzerse çok da güzel olur ^^)
Sosyal medyada esas oğlan ve esas kızın birbirlerine yakışmadığı söylemlerine rastladım. Açıkçası ben de Yeşim’i (Melisa Sözen) esas oğlandan (Kadir Doğulu) çok nişanlısı Reha’ya (İsmail Demirci) yakıştırdım. Ama yok Melisa Sözen yaşlı kalmış, yok pasifmiş yorumlarına katılmıyorum. Kaldı ki Melisa Sözen’in bu bölümdeki düşük enerjisini canından bir parçanın, kızının, bir yıldır ölümcül bir hastalıkla boğuşmasının verdiği ağırlık olduğuna yordum. Tükenmişliği her hareketinde hissettim ki bence doğrusu da buydu. Ama bu durum devam ederse, o zaman başka…
Yeşim’in “Beni ve kızımı çok seven bir adam var. Kızım iyileşince evleneceğiz.” açıklamasının satır aralarını okuyan yalnız ben değilim sanırım. ‘Sevdiğim bir adam var’ değil, ‘beni ve kızımı çok seven bir adam’ var. O çok seven adam Reha’nın şimdiye kadar bir falsosunu görmedik. Sanki melek. O zaman taşlanmayacaksam, ReYe ship ship ship <3
Yine bir takım karanlık işler… Ferruh ve adamları. Mustafa Uğurlu’da hep bir karanlık adam havası vardır zaten. Unutmadan, Ferruh’un oğlunu oynayan oyuncuyu Kerem Bursin’e benzeten bir ben miyim?
Sezin Akbaşoğulları her dahil olduğu projeye farklı bir hava veriyor. Kadın resmen ışıldıyor <3 Demek bu projede ‘kötü kadın’. Hmm… Gizli kamera var ya Ferruh ile ilişkisi de bir anda ortaya döküldü. Hatta eski defterleri bile masaya yatıracakları tuttu: Hani adam öldürüp suçu Ozan’ın üstüne atmıştın, hani o hapiste senin yerine yatmıştı. Komik yahu. Bu arada bir kayıp kardeş mevzusu hızlıca geçti ki; Melike’nin Kayıp kardeşi Ozan olabilir mi?
[wp_ad_camp_1]
Müjde Uzman’ı severim. İlk bölümden veda ettiğimize üzüldüm. Başka bir projede uzun soluklu izlemek umuduyla…
Savcı kızımız kimmiş diye Google kullandım. Mehrnoush Esmaeilpour , İran asıllı. Kadroya özel(!) olarak eklendiği o kadar belli ki. Projeye mutlaka dahil edilmesi gerekiyorsa hikayeye dokunup imaja göre bir karakter yaratılsaydı daha iyi olmaz mıydı? (Severek izlediğim Son’da öyleydi mesela ve çok da iyiydi canlandırdığı karakterde) Ama bu projede ‘savcı’ yahu! Estetikleri o kadar ön plandaki, sanki ameliyat masasından kalkmış vakit kaybetmeden emniyete girmiş… İlahi.
Zeyno’nun Ozan’ı ilk gördüğü anda “Sen benim babam mısın?” diye sormasını bir an garipsedim, ta ki fotoğrafa kadar. Yüz hatlarını ezberlemiş belli ki. Nedense ilk karşılaşmalarını Zeynep’in rüyaya düştüğü bir anda olmasını ve ikinci karşılaşmalarında rüyasının (hayalinin) gerçekleştiğini görmesini isterdim. (İki dakikada senaryoyu değiştirdim^^)
Yeşim – Ozan yıllar sonra ilk karşılaşmalarını ‘es’ geçiyorum. Çok daha özenli yazılabilir ve çok daha yüksek duygulu canlandırılabilirdi. Ozan donör olacaktı elbette, besbelli. Ama test sonucu pozitif mi? Hasta çocuk zayıf noktamdır, bir yandan seviniyor insan tabii ama ya ‘test sonucu negatif çıkar ve Ozan ile Yeşim kızlarının hayatını kurtarmak için kardeş yapmak üzere yeniden bir araya gelir’ teorime ne oldu?
[wp_ad_camp_1]
Kadir Doğulu’yu da Melisa Sözen’i de beğenmeme rağmen Babamın Günahları projesi genelinde izleyiciye duyguyu en iyi geçiren oyuncunun çocuk oyuncu olması birilerine bir şeyler anlatıyordur umarım. Gökçen Bilge Çiftçi <3 Yolun açık olsun. Fakat Zeyno’ya kesin torpil geçilmiş replikleri daha incelikli yazılmış:
“Artık cennete gitmek zorunda değil miyim? Çok korktum cennete yalnız gideceğim”
Ciğer söktüren replikler bunlar. Yapma sevgili yazım ekibi…
Ozan’ın ‘Kızımın hayatını kurtaracağım’ sevinci çok içtendi. Keşke Zümrüt tarafından bir karabasana çekilmeseydi. Doktorun odasında ‘Biz sizi arayana kadar kendinize çok iyi bakın, kısaca biz sizi arayana kadar size ölmek yasak’ cümlesi boşuna kurulmuş olamaz. Canım ya, hayatını riske atmamak için motor kullanmaktan bir feragat ederken, ‘katil’ olarak cezaevine girmesi olası olmadığına göre -ki özel izinle operasyon yapılabilir sanırım, bizi sürükleyici bir kaçma/kovalama bekliyor.
Oyuncusu, rejisi ve projeye bir dokunan tüm emekçilerin emeğine, yüreğine sağlık… Uzun soluklu, bol kazançlı bir iş olur umarım ama kendi adıma; üzgünüm, Babamın Günahları ikinci bölüm için ekran karşısına koşacağımı zannetmiyorum. Ve kocaman bir ‘keşke’ bırakıyorum, keşke ilk bölümden izleyiciyi bağlayabilmek adına baba-kız dramından yürümeyi seçselerdi…