Bay Yanlış 8.bölüm TOTAL – 5,45 , AB 5,02 ve ABC1 de 5,14 ile bu hafta da günün izlenen 2. yapımı oldu.
Bölüm izlenimleri yeni bölümden bir gün önce yayında, her hafta olduğu gibi konuk yazarım Gözde ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar ^^ (For my foreign followers, please go to select language section for google translate. On the top right side of the screen for desktop, Last line on the hamburger menu bar for mobile)
Geçtiğimiz bölümü tam Ezgi ile Özgür birbirine açılacakken Yeşim ile Serdar’ın gelmesiyle noktalamıştık. EzGür’ün sevgililiğe ilk adımı böylece ertelenmiş oldu. Serdar ile Özgür arasında başlayacak Ezgi savaşının sinyallerini de bu karşılaşmada aldık. Neyse ki Deniz ile Ozan da geldi de ortam daha fazla gerilmedi. Ben en çok şunu merak ettim: Acaba Serdar, Ezgi’nin eski erkek arkadaşının Soner olduğunu öğrense ne olurdu? Arkadaşının eski kız arkadaşıyla bazı insan birlikte olmak istemez. Serdar da böyle biri olabilir mi acaba?
Serdar, belki Levent O’na söylediği yalanı itiraf etse Özgür’e bu kadar bilenmeyecekti. Ama şimdi O’nun gözünde Özgür hem Ezgi’yle ilgilenip hem kardeşinin duygularıyla oynayan biri. Şimdi Ezgi’yi bir savaş ganimeti gibi görüp daha fazla istiyor. Ama hep dedim aşktan değil, kesinlikle hırstan.
Ezgi’ye, iş yerine bir sürü çiçek göndermesi eğer aralarında gerçekten bir şey olsa güzel bir sürpriz olabilirdi elbette. Yine de her türlü biraz görgüsüzce oluyor. Bir kadını tek buket çiçek de mutlu eder, illa buketlerce olması gerekmiyor. Ama Yeşim’in söylediği gibi Serdar gösterişi seven biri besbelli. Ezgi ise tam tersi sadelikten hoşlanıyor. Bu jestin tek iyi yönü Özgür’ün Ezgi’yi kıskanması ve bunu O’ndan saklayamamasıydı.
Yeşim, o gece bir anda Özgür’ün evinde biraz daha kalmaya karar verip Ezgi’ye nispet yapmaya çalıştı ama Özgür’ün O’na karşı dürüst olması yerinde oldu. Kalbinde Ezgi varken Yeşim’le gönül eğlendireyim dememesi ve O’na ümit bile vermemesine benden tam puan. Açık açık aralarında bir şey olamayacağını söylemesi kırıcı olabilir ama en doğrusunu yaptı.
Yeşim, o geceden sonra Özgür’ün Ezgi’ye ilgisini kabullenip geri çekilmiş gibi duruyor. Ama Serdar’ın Özgür’le savaşına destek olup O’ndan böyle intikam alacak kendince. Ah Levent, bu yalanı kendinin uydurduğunu saklamasaydın belki Yeşim geride kalır, ama bu kadar hırslanmazdı. Yalanı yalanla örtmek yerine, neden yalan söylediğini açıklayabilirdi. Ezgi ile Özgür’ün sahte sevgililik oyununu Serdar’ın şu anda bilmesinin bir mahsuru yok ki…
Aynı şekilde Ezgi’nin de Serdar’la konuşmak istemesi çok doğru bir hareketti ancak mecburi nedenlerle ertelendi. Umarım Ezgi, bu konuşmayı yapmakta çok gecikmez.
Sevim, Fitnat ve Nevin’in eş zamanlı İstanbul’a gelmeleri diziye net bir ivme kattı bu hafta. Oluşan kaos ortamı, kaçma kovalamaca halleri çok güldürdü. Deniz Özerman ve Lale Başar’ın abartısız ama başarılı mimiklerle oynaması kaliteli komedi sahneleri seyretmemize neden oluyor. Zaten dizide bu tarz bir oyunculuk hakim ve bu seyir zevkini arttırıyor. Can Yaman ve Özge Gürel’in de mimiklerini kullanmalarına ve romantik komediye çok yakıştıklarını ilk yazılarımda söylemiştim.
Nevin ile Ünal eş zamanlı olarak farklı şekillerde Özgür’ün aslında doktor değil, sahte sevgili Bay Yanlış olduğunu öğrendiler. Bu bir yandan iyi de oldu, sevgililik oyununu çift taraflı sürdürmek EzGür için zor olacaktı. Nevin gerçekleri öğrendiğinde verdiği büyük tepkide çok haklıydı. Bugüne kadar ona hiç yalan söylememiş kızı bir değil birden çok yalan söylemiş, onu hayal kırıklığına uğratmış elbette ki bozulacak. Ne kadar yumuşak bir anne olursa olsun kandırılınca sert yüzünü göstermesi beklenen bir durum. Neyse ki Ezgi yeni girdiği işine devam etmesi konusunda annesini ikna edilebildi.
Sevim ile Fitnat ise henüz gerçeği bilmedikleri için devamlı planlar yapan, bunları uygulama koyan bir haldeydiler. Özellikle herkesi evlendirmeyi kafasına koyan Fitnat’ın radarına bir bekar girmeyiversin. Emre’nin bekar olduğunu duyup son dakikada da olsa telefonunu almaktan geri durmadı. İlk görüşte beğendiği Gizem’i de Özgür’ün başına iyice sarmasa bari. Mümkünse Gizem’e de yeni bir damat adayı bulup EzGür’ün ensesinden çekiverirse çok sevinirim. (Âmin!) Duyumlarıma göre Fitnat, Haydar’a kız bulacakmış. İsabet olur, Haydar Ezgi’den temelli vazgeçer.
Ezgi’yle Özgür’ün anneleri karşılaştırmamak için verdiği çaba Sevim’i Ezgi’den daha fazla soğutmasa iyiydi. Ama önünde sonunda Sevim Ezgi’nin ilk tanıdığı gibi biri olduğunu anlayınca yeniden tatlı bir kayınvalide seyredeceğiz.
EzGür anneleri karşılaştırmamak için ellerinden gelenin fazlasını yaptılar ama önünde sonunda gerçekleşecek olan karşılaşmaya engel olamadılar. Sağ olsun Sevim ile Fitnat evde yangın çıkarınca Nevin’in merakla yan daireye gitmesi kaçınılmazdı ve böylece nihayet Nevin’in bilmediği sır kalmadı. Sevim aslında oldukça modern bir kadına benziyorken böyle büyülerle falan uğraşması çok saçma ama Fitnat’ın aklına uydu bir kere. ^^ İnsan kendini çaresiz hissedince saçmalayabiliyor. Evdeki negatif enerjiyi göndermeye çalışırken Özgür’ün kolsuz tişörtleri konusunda da senaristler yine bir mesaj verdiler bence.
“Fitnat: Korkup giymesin bir daha. Kolsuz tişörtlere de git, git, git, git, git.”
Ezgi ve Özgür çoktan sevgili olmuşlardı bile. Anneler geldiğinde balkona koşup el ele tutuşup konuşmaları, Nevin ile Ünal’a karşı yaptıklarının sorumluluğunu birlikte kabul etmeleri oyunun çoktan gerçeğe döndüğünü gösteriyordu. Sadece birbirlerinin hislerinden emin olup aşklarını itiraf etmeleri gerekiyordu ilişkilerinin resmileşmesi için.
Deniz-Ozan sahneleri bu hafta biraz az geldi bana. Ama diziyi daha ne kadar uzatabiliriz ki? Annelerin sahneleri de hikaye akışı için gerekiyor. O yüzden elde olan güzel sahnelerin tadını çıkaralım derim ben. Ozan’ı İrem’den kıskanması ve çocukluk aşkı çıkması Deniz’in var olan duygularını körükledi. Bizim negatif Deniz artık ne güzel bol bol gülüyor yahu. ^^ Lütfen eski, suratsız, negatif Deniz geri gelmesin. Ozan ile mutlu bir çift görelim. Zaten EzGür’ün yolu çok çetrefilli, bari OzDen’den yana yüzümüz gülsün. Bir de Göcek’ten İstanbul’a dönüşteki araba sahnesini görememiştik, umarım restorandan taksi durağına birlikte yürüme sahnesini görebiliriz bu bölüm.
Cansu’nun kızına bir türlü gerçekleri söylemeyen, devamlı dansöz gibi kıvırıp duran Levent’e postayı koyup O’ndan ayrılması yapabileceği tek doğru hareketti. Kimsenin bir kadının gururuyla daha fazla oynamaya hakkı yok. Evet, Levent Cansu’ya aşık ama bir o kadar da korkak. Cansu’nun Levent’in hediyelerine, şirinliklerine kanmayıp O’nunla barışmaması gerekiyor. Ancak Levent Zeynep’le konuşup evlenme kararı alırsa barışılabilir.
Cansu ile Deniz’in ve Ezgi’ye Serdar konusundaki baskıları da çok yanlış. İyi bir ailesi var, iyi bir doktor diye doğru erkek mi olunuyor? Bir de Ezgi, sadece aşk için Özgür’ü seçmeli, Serdar kötüye evirilmemeli bunun için. Ama Ezgi’ye baskı kuranları ancak bu susturabileceği için de bir yandan destekliyorum senaristleri bu konuda. Umarım Cansu, Deniz ve Nevin Ezgi’nin aşk hayatına burunlarını sokmaktan bir an önce vazgeçerler. Bırakın yine hata yapacaksa yapsın, gerekirse yine üzülsün, onu böyle koruyamazsınız devamlı.
Emre-Gizem dinamiğinden sonra Emre-Levent dinamiğini de çok sevdim. Acayip eğlenceli değil miydi birlikte sahneleri? Birbirlerine ince ince laf sokmaları, paslaşmaları, uyumlarına bayıldım. Bir de üzerine dostluk başlarsa keyifli bir ikili olacaklardır. Zaten gördüğümüz kadarıyla Levent’in yakın bir arkadaşı da yok.
O kadar kargaşa ve stresten sonra Ezgi’yle Özgür’ün işi bırakıp ortamdan uzaklaşması, nefes alması lazımdı. Ne de iyi ettiler. O gittikleri manzaralı yer herkese iyi gelir. Hele ki aşıklara. ^^ Arabayla oraya giderken çalan şarkı ise yine on numara bir seçimdi. Şarkının sözleri kesinlikle taze aşıklarımız için yazılmıştı.
“Bir başka oldum senle bir başka ben
Kim derdi aşkla vurulur hercai beden
Dünyada var mıdır hiç yanmadan sönen, yanmadan sönen
Bundan sonra durmaz, hiç uymaz
Bana gözlerin lazım
Bundan napsam kışa bakmaz
Ben her mevsim yazım
Senden sonra kaçmaz tadım asla
Bir tek sana nazım
Bir tek sana nazım”
Özgür de Ezgi’den sonra değişmedi mi? Bambaşka bir adam olmadı mı? İçinde sakladığı o nahif adam ortaya çıkmadı mı? Bundan sonra her ikisi de birbirleri olmadan mutlu olabilir mi? Şarkı cevabı veriyor: Asla!
Gittikleri o yerde daha itiraflar gelmeden iki sevgiliyi seyrediyor gibiydik. Ah ne güzel sarılıyor, birbirinize bakıyorsunuz siz öyle. Eridim. ^^ Özge Gürel de Can Yaman da karşılıklı tüm sahnelerinde duyguyu çok iyi geçiriyorlar. Onları yeniden partner olarak seçenlere bir kez daha teşekkürler.
Tabii ki başta anneler olmak üzere herkesten kaçmak için gece de orada kalmayı seçtiler. Manzaranın tadını çıkarmak işin bahanesi. Hayret arayıp rahatsız eden de olmadı. Acıkınca aynı ekmeği bölüşmeleri de aynı aşkı, hayatı bölüşeceklerini, paylaşacaklarını belli eden bir metafor olarak güzel seçimdi.
Aşklarını itiraf ederken Özgür’ün Ezgi’ye daha önce ilişkilerle ilgili anlattığı karşılıklı soyunma, sırayla açılma detayının kullanılması yerinde olmuştu. O eğitimler boşa verilmedi. ^^ Ezgi bugüne kadar Özgür’e kendini çok açık etmiş olsa da önceki ilişkileri gibi olmasına müsaade etmedi ve böylece ilişkinin doğru temellerle başlamasını sağladı. Bölüm Ezgi’nin cevabı ve çiftimizin nihayet öpüşmesiyle son buldu. E artık EzGür resmen sevgili diyebiliriz, değil mi? O zaman dans. ^^
Bölümde emeği geçenlerin ellerine sağlık. Peki sizler bu bölümü nasıl buldunuz?
Bölüme damgasını vuran Zeynep Bastık – Her Mevsim Yazım‘i dinlemeye ne dersiniz:
Bay Yanlış 9. Bölüm Fragmanları: