Disney+’ın yerli yapımlarından Ben Gri 8. Bölüm izlenimleri Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Ben Gri final mi sezon finali mi belli olmayan 8.bölümüyle karşımızdaydı bu hafta. Fuat’ın dönüşümü tamamlandı bölüm sonu itibariyle. Bölüm sonu ilginçti, karakterler birbirine güzel bağlanmıştı kabul ama cevabını alamadığımız pek çok soru kaldı. 6.ve 7.bölümden sonra final bölümüyle ilgili beklentim çok yüksekti. Geçen haftaki yazımdaki final beklentilerimi bölümden sonra geri dönüp okuyunca çok uçmuşum, ben senaristlerden daha psikopatmışım dedim. Bölüm final olarak duyurulunca insan tüm konuların açıklığa kavuşsun, kafada soru işareti bırakacak bir durum kalmasın istiyor. Karakterlere yazılan sonu öğrenmek, izlemek istiyor. Ancak bölüm sonu itibariyle acaba ikinci sezon düşüncesi mi var demeden edemedim.
Bölüm süresi otuz dakika olunca konu da Fuat’ın Selin’e ulaşması, onu kurtarması üzerine kurgulanmıştı. Dolayısıyla bölüm oyuncuları Fuat, onu kızına götürecek olan Aylin, Ceyda, Selin ve Sefa idi. Emniyetin bir sahnesi vardı, Hülya’nın hiç yoktu.
Bölümü tabuttaki Fuat’ın kızının ve Ceyda’nın partideki videosunu izlerken açtık. Fuat görüntünün üzerine tabutu kırarak çıkmayı başardı. Öncelikle tabuttan bu kadar erken çıkacağını düşünmemiştim. Geçen haftaki bölümde Fuat’ın Selin’in getirildiği evin bodrumundaki kilitli kapının arkasında gömülü olduğu izlenimi vermişti ama yanılmışım. Fuat bambaşka bir yerden çıktı. Onu, Sefa’nın çiftliğine götürmek için bekleyen ise Aylin’di. Polis çevirmesi örgütün işi miydi, rutin bir kontrol müydü yoksa emniyet, seri katil olarak ilan ettiği Fuat’ı yakalamak için mi araçları kontrol ediyordu bilmiyoruz ama Aylin’e gelen telefondan sonra ilk düşüncem örgütün planladığı şeklindeydi. Böylece Fuat kızına bir kez daha yetişemeyecekti.
Aslında geçen hafta Selin’in getirdiği evin örgütün başındaki kişiye ait olduğuna dair ipucu verilmişti. Jenerikteki içi sütle dolu buzdolabını görmüştük o evde. Demek ki kilitli kapının ardındaki alan da jenerikte gördüğümüz kameralı odaydı.
Fuat Selin’e ulaşmaya çalışırken ama engellerle karşılaşırken, çiftliğe giden yol uzadıkça uzarken, o arada Sefa kızın etrafında dolaşıp dururken, onu çiftlikte gezdirirken, tiyatral bir kesit oynarken gözünü dikip izlerken ben gerildim.
Fuat’ı bekleme sürecinde, Selin Sefa ile giderken, özel bölgeye geçiş yapıldığında Ceyda’ya giriş yasağı geldiğinde gerçekten tedirgin oldu kız. İçeri girememek demek Selin’in başına geleceklere engel olamamak demekti. Örgüt ve Ceyda’nın amacı Fuat’a Sefa’yı öldürtmekmiş anladığımız kadarıyla. İlk seferinde o içkiyi içip ölseydi, Fuat sonrasındaki kâbusu yaşamayacaktı belki. Sefa’nın gerçek yüzüyle ve hatalarıyla yüzleşerek bedel ödedi. En sonunda çiftliğe geldiğinde Ceyda’nın yönlendirmesiyle, tam da Sefa Selin’i birlikte olmaya zorlarken bastı Fuat. İçeri girip kızını onun elinden aldı. Geçen bölüm başındaki rüyada nasıl Sefa Fuat’ı dövdüyse, şimdi Fuat onu dövüyordu. Sefa önce yaptıklarını inkâr etse de daha sonra kabul etti. Gizem davasında Fuat’a çuval dolusu para saydığını söylerken, Fuat’ın cin gibi olduğunu, gerçekten suçlu olduğunu anlamamasının imkânsız olduğunu söylerken, Fuat bir kez daha kendisiyle yüzleşiyordu. Gerçekten de Sefa’nın suçlu olmasına ihtimal vermemiş miydi, kızın doğru söylüyor olma ihtimali hiç mi aklına gelmemişti. Yoksa başarı ve maddi kazanç elde etmek, bir genç kız için adaleti sağlamanın önüne mi geçmişti. Bilemiyoruz…
Sonuç olarak; Fuat, bu kez zorla değil, tehditle ya da yanlışlıkla değil, bile isteye, kendi iradesiyle tetiği çekti. Gizem’in babasının hayalinin gözlerinin içine bakarak, sadece Gizem ve Selin’in değil, Sefa ve onun gibiler tarafından zarar görmüş, canından olmuş diğer çocukların, gençlerin de intikamını aldı. Selin ise babasının gözlerinin önünde katil oluşunu izlemek zorunda kaldı. Amaç madem buydu, Sefa’yı Fuat’a öldürtmekti, Ceyda’nın da o orada, Selin’in yanında olması gerekirdi. Ceyda’nın tepkisini göremedik. Fuat Ceyda yüzleşmesi izleyemedik. Selin babasının katil olmasına ne tepki verdi bilmiyoruz.
Fuat’ın tetiği çekmesinin adlından final sahnesine geçiş yapıldı ve tüm karakterlerin hikâyesi birbirine bağlandı. Tekin bilgisayarındaki çocuk porno videoları ile tehdit edilerek DORUK SEZGİN’İ, Arda Hülya’yla birlikte oldukları gecenin video görüntüleriyle tehdit edilerek TEKİN’İ öldürmek zorunda bırakılmış. Aylin kızıyla tehdit edilerek, Ceyda kardeş acısı ve intikam isteğiyle bu intikam oyununa dâhil ettirilmiş. Ve tüm bu oyunu kuran hiç ummadığım biri çıktı. Bir örgüt beklerken, örgütün başında güçlü biri olduğunu düşünürken, meğer bizim piyano hocasının oğluymuş herkesi- emniyet müdürü dâhil- parmağında oynatan, öldürten, intikam oyununu kuran. Adını bile bilmediğimiz çocuk Gizem’in sevgilisiymiş. Bu gerçekten sürpriz oldu. “Bu oyunu kuran ya psikopat ya da canı çok yanmış biri olmalı” demiştim geçen hafta. 15 yaşında sevgilisini kaybetmiş bir çocuk bundan iki yıl sonra 17 yaşındaki bir genç kızın hayatıyla oynayarak, sevgilisinin intikamını aldı. Selin başına gelenleri sebebinin “ezik” diye tabir ettiği o çocuk olduğunu bilseydi ne hissederdi acaba? Kimseyi küçümsemek gerektiğinin farkına varırdı belki çünkü “Ummadık taş baş yarar” durumu bu tam olarak.
“ Sosyopat bir hacker’dan cellat, saygın bir avukattan katil, saf bir melekten şeytan, bir adalet havarisinden intikamcı yaratabilirsiniz. Çünkü insanların içinde iyi ve kötü var kimse siyah ya da beyaz değil herkes “Gri”.Bazen hiç görmediklerimizdir oyunu başlatan.”
Belki beklediğimiz gibi güçlü bir örgüt tüm bu oyunu kurmadı ama burada bambaşka bir güce parmak basılmış: Sosyal ağların ve teknolojinin gücü. Tam da son sahnede bahsedildiği gibi. Akıllı telefonlar, kameralar, yapay zekâ araçları derken neredeyse aklımızdan geçen bile takip edilecek noktaya geldi ki artık teflonlara, bilgisayarlara, tabletlere sızmak çocuk oyuncağı. Yani özel hayat da dâhil gizli saklı bir şeyimiz kaldı. Bu teknoloji intikam hissiyle dolu genç bir beyinle birleşince – z kuşağının gücüne vurgu yapıldığını düşünüyorum burada- nelere sebep olabileceği gözler önüne serilmiş. Bu kadar da olmaz dedirtse de maalesef günümüzde ama daha çok yakın geleceğimizde yaşanması olası durumlar bunlar. Bu noktada güzel bir yere bağlanmış hikâye ancak bir yandan da açık uçlu bırakılmış. Karakterlere yazılan sonlar izleyicinin hayal gücüne bırakılmış. Bizden bu kadar sonunu siz tamamlayın demiş sanki senaristlerimiz.
Bölüm sonunda cevabını alamadığımız akıbetini öğrenemediğimiz karakterler:
Son beş bölümdür Hülya Arda ilişkisinin hikâyeye nasıl bir katkısı olacağını, aldatma meselesinin nereye bağlanacağını merak ettik. Bu bölüm öğrendik ki bu topa girilmesinin nedeni Arda’yı tehdit ederek ondan bir katil yaratmakmış. Bu noktada bir yanım madem bu hikâyenin ana temasında Akıncı ailesi var, o zaman tehdit edilen, suça itilen neden Hülya olmadı diyor, diğer yanımsa Sefa davasında, adamı kurtaran ifadeyi verdiği için bu oyunda çocuğun hedefi haline geldiği için kurbanlardan biri olarak onun seçildiğini tahmin ediyorum. Selin’in geri dönecek bir evi olsun, yanına dönebileceği bir annesi olsun diye Hülya’yı aldatan eş konumunda bırakarak cezalandırdı demek ki.
Sonu beni çok tatmin etmemiş olsa da güzel bir iş izledik. Senaristlerimize yarattıkları karakterler, oyuncularımıza, özellikle de Fuat Akıncı’ya hayat veren Timuçin Esen’e, o karakterleri canlandırıp bizleri duygudan duyguya sürükledikleri için teşekkürler.
Gizem ve onun gibi nice mağduru temsil ediyor hikayemizde Mavi Morfo Kelebeği. Onların ruhunun huzur bulması ise sevdiklerinin eliyle işlenmiş. Mavi Morfo Kelebeğinin hikayesi nedir merak edenler için kısaca paylaşmak istedim.
Bosna – Hersek vatandaşlarının vahşice öldürülmesinin ardından cesetlerinin gizli bir şekilde toprak altına gömülmesi kaynaklarda sıkça karşımıza çıkan bir gerçektir. Bu cesetler, toplu mezarların bulunduğu bölgede muhafaza edilmek istenirken uluslararası tarafta da mevcut vahşetin bilinirliğinin azaltılması hedeflenir. Ancak hikâye beklenildiği gibi tamamlanmayacaktır. Doğa, insana yaptığı sürprizlerden birini gerçekleştirmenin farklı bir yolunu tutar. Cesetler, muhafaza edildikleri gizli bölgede Artemis adında çiçekleri beslemeye çoktan başlamıştır. Çiçeklerin günden güne yetişmesi ve artması sonucunda ise sadece Artemis kokusuna gelen ve bundan beslenen mavi kelebeklerin bölgede birikmesi dikkat çeker. Mavi kelebeklerin bölgede birikmesi öncelikle farklı bir doğa olayı gibi algılanır. Bunun kaynağını anlamak isteyen araştırmacılar ise bölgede toplanarak çalışmalarına başlar. Kaynağın ne olduğu çok zaman geçmeden anlaşılır. Toplu Mezar Enstitüsü’nün yaptığı bu çalışma neticesinde bölgede yirmi binden fazla cesedin olduğu tespit edilmiştir. Bunun sonucunda ise Srebrenica, artık hüzünlü hikâyesini bir kelebeğin kanadına sığdırarak tarih sahnesinde varlığını koruyacaktır…
Mavi kelebekler, Bosna – Hersek coğrafyasında, masum ölülerin ruhlarını temsil eden özel bir yere sahip olmuştur. Bu dokunulması artık güç insanlar, kelebeklerin kanatlarında var olarak dünya tarihine büyük dersler vermek için çırpmaya devam ederler.
Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 85. bölümde özlenen Svl analizleri geri döndü. Keyifli okumalar…
Yalı Çapkını 85. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını hep konuşuyoruz, biraz da Ferit'i konuşalım mı? Özge (OZZY)‘nin kaleminden, keyifli okumalar…
Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…