BEN GRİ – Siyah ve Beyaz Savaşır, Kazanan Gri Olur

“İçgüdülerinle hareket etmek mi zor, mantığınla mı?” sorusu ile yayın hayatına Disney+ başladı Ben Gri.  İlk üç bölüme dair izlenimler konuk yazar Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

 

“Ben Gri” dizisi Disney+ ta 16 Kasım Çarşamba günü ilk iki bölümüyle yayına girdi. 23 Kasım Çarşamba günüyse 3.bölümüyle ekranlarımızdaydı. Başrol oyuncularının Timuçin ESEN ve Ebru ÖZKAN SABAN olduğunu duyup da diziyi izlememem imkansızdı. Tanıtımı ilk izlediğimden beri yayın tarihini bekliyordum.

Hekimoğlu sever bir izleyici olarak bu ikiliyi yeniden bir arada izlemek büyük keyifti üstelik de bu sefer evli ve lise çağında çocukları olan bir çift olarak.

Dizinin jeneriği oldukça dikkat çekiciydi. Restoran mutfağına benzeyen bir yer ve kamera sistemiyle gözetlenen evler dizinin konusu hakkında fikir sahibi olmayı sağladığı gibi neler izleyeceğimiz konusunda merak da uyandırıyor.

Ben Gri adalet kavramını temel alan bir dizi. Adalet sistemini sorguluyor bir yandan da. Bu kavramı suçlu, mağdur veya mağdur yakını, hukukçu olmak üzere farklı kişilerin bakış açılardan ele alıyor. Kim haklı kim haksız, yoksa herkes mi kendine göre haklı dizinin sonunda cevap bulacağımız sorular arasında yer alıyor sanıyorum.

Dizimiz Akıncı ailesinin bir gecede değişen hayatının karakterler – özellikle de ana karakter olan Fuat Akıncı- üzerindeki etkileri üzerine kurgulanmış. Bir de ailenin çevresindeki karakterler var ki her biri birbirinden gizemli ve hepsinin Fuat Akıncı’yla bir derdi var gibi.

Akıncı ailesini tanıyarak başlayalım.

 

Fuat AKINCI ( Timuçin ESEN)

 

Fuat başarılı, saygın, tanınmış, kendinden emin, belki kibirli olarak da tabir edilebilecek bir avukat. Onu ilk olarak televizyonda yasa teklifiyle ilgili bir tartışma programında tanıyoruz. Konu ve Fuat’ın sözleri ilerleyen sahne ve bölümler için önemli ipuçları barındırıyordu içinde.

Fuat : Şenay Hanım. Yasaları eğip bükemezsiniz. Yasaları kafanıza göre yorumlayamazsınız. Biz eğer adaleti hukukun alanından çıkarırsak, bir bireysel intikam meselesi haline getirirsek, tehlikeli sularda yüzmeye başlarız. Mağdurun ve mağdur yakınlarının bu yöndeki eylemlerine cezai indirimi öngören yasa teklifi bir kaos yaratır.

Şenay : Karısını kızını öldüren adam geçecek hakim karşısına, giyecek takım elbiseyi pişman oldum diyecek, ağlayıp sızlayacak ve ceza indiriminden faydalanacak, bu kaos yaratmayacak, adalet talebiyle harekete geçen insanların eylemleri kaos yaratacak öyle mi?

Fuat : Şenay Hanım, Şenay Hanımcığım afaki konuşuyorsunuz. Bakın, kargaşa çatışma kaos kapınıza dayanırsa o küçümsediğiniz hukuku çok ararsınız, bunu aklınızdan çıkarmayın. Lütfen…

Şenay : Siz de şunu aklınızdan çıkarmayın Fuat Bey. Adalet yoksa huzur yok.

Bu tartışmadan sadece iki gün sonra Fuat’ın hayatı tepetaklak olacaktı.

Kızını çok seven bir baba o. Onunla baba kız ilişkinin yanında iyi bir arkadaşlık ilişkisi de kurmuş. Kızının kararlarına saygı duyan ve onu destekleyen bir baba Fuat. Kızını çok sıkmamaktan ona çocuk gibi değil de yetişkinliğe adım atmış bir genç gibi davranmaktan yana. Tabi ki çocuk gibi davrandığı zamanlar da olmuyor değil. Araları iyi olsa bile Fuat kızını çok da iyi tanımıyor sanki. Zamanla bunu daha iyi anlayacağız.

Eşini de seviyor ama yeri geldiğinde beyaz yalanlar söyleyebiliyor. Bunun sebebi eşinin evde baskın bir karakter olması mı, yoksa kıskanç bir karakter olması mı zaman gösterecek bize.

Fuat temiz bir karakter gibi görünse de dizinin tanıtımında geçen “ Fuat karanlık ve aydınlığın ortasında geçmişiyle de yüzleşecek” cümlesi kafa karıştırıcı. Geçmişinde unutmak ya da saklamak istediği neler var acaba? Bunlar her neyse ailesinden de sakladığını düşünüyorum. Fuat’ın geçmişine indikçe şaşıracağız gibi duruyor.

Kızıyla sınanmasıyla başlayan süreç nasıl sonuçlanacak?

Fuat’ın beyaz bir karakterden gri bir karaktere dönüşümü nasıl olacak? Bu dönüşüm ondan neler alacak? Doğrularıyla yanlışlarının çarpışmasının kazananı kim olacak? Fuat aydınlığı mı seçecek yoksa karanlıkta mı kaybolacak?

 

Hülya AKINCI ( Ebru ÖZKAN SABAN)

                                        

Fuat’ın eşi. Selin’in annesi. Kızına karşı korumacı biraz da baskıcı tavrı dikkat çekici. Onun, hayatını garantiye alacağı bir meslek sahibi olmasını istiyor. Kızının tiyatroyla ilgilenmek, daha doğrusu meslek olarak seçmek istemesini pek onaylamıyor, hobi olarak tiyatroyla uğraşmasında ise sorun görmüyor gibi hissettim.

Hülya altıncı hissi kuvvetli bir kadın. Selin’in Ceyda’yla olan yakınlığı, Ceyda’nın kadınsı halleri, 2-3 ay gibi kısa bir zamanda hayatlarına gereğinden fazla dahil olması onu rahatsız ediyor. Fuat ise onun hislerini dikkate almıyor hatta onu dinlemiyor bile çünkü okuması gereken mailleri var. Hülya’nın korumacı tavrına karşılık Fuat daha rahat, kızını çok da sıkmamak taraftarı ancak Selin konusunda evde sözü geçen isim Hülya belli ki. İlk bölümde Şile’ye mezunlar yemeğine gitmeden önce kızını piyano dersinden alması için Fuat’ı sıkı sıkı tembihlemesi, geç kaldığı için ona kızması annelik içgüdüsü belki de. Hülya çalışıyor mu, çalışıyorsa mesleği ne henüz öğrenemedik. Şimdilik onu evde izliyoruz hep.

 

 

Selin AKINCI ( Buçe Buse KAHRAMAN)                              

Fuat ve Hülya’nın kızı Selin. On yedi yaşına bastı. Hedefi tiyatrocu olmak. En yakın arkadaşı Ceyda. Henüz başka arkadaşlarıyla tanışmadık. Piyano çalmayı sevmiyor annesinin isteğiyle derse gidiyor gibi görünüyor. Başarılı olmak onun için önemli. Ailesini hayal kırıklığına uğratmaktan korkuyor.

Doğum gününün ertesi akşamı başına gelen olay sadece onun değil ailesinin hayatını da değiştiriyor. Selin göründüğü gibi bir kız değil. Ailesinden gizledikleri ortaya çıktıkça anne ve babası daha çok sarsılacak tahminimce.

Şimdi de dizinin diğer karakterlerini tanıyalım .

 

Ceyda (İlayda AKDOĞAN)

Selin’in yakın arkadaşı. Sadece birkaç aydır tanışıyor olsalar da onun hayatında önemli bir yere sahip. Hedefi psikolog olmak. Ceyda gizemli ve tehlikeli bir kız. Karakteri hiç sevemedim. Selin’le yakınlaşması planlı gibi geliyor bana. Bu aileye bir zarar vermek istediğini düşünüyorum. Belki onları kıskandığı için, belki de derdi Fuat’la. Adama bayağı bayağı asılıyor, baştan çıkarmaya çalışıyor. Ara ara Fuat’ın bakışlarından kızdan etkilendiğini sezinliyorum, lütfen yanlış hissediyor olayım, lütfen.

Ceyda’nın eski okulundan Selin’in okuluna neden geldiğini de bilmiyoruz ama okuldan atılmış olma ihtimali yakın geliyor üçüncü bölüm itibariyle. Ailesi hakkında da bilgimiz yok ama başlarına bir iş geldiği, mahkemelik oldukları ve karşı tarafın avukatının Fuat olduğu, onun yüzünden ceza aldıkları, Ceyda’nın da intikam almak için aileye yanaşmış olduğu düşüncesi ağır basıyor bende. Kendi ailesi nasıl dağıldıysa Fuat’ın ailesi de dağılsın istiyor sanki.

Ceyda konusunda ben de Hülya gibi temkinliyim. Kıza hiç güvenmiyorum.

Arda ( Alican YÜCESOY)

Fuat’ın ortağı ve dostu. Fuat’ın yanında olsa da arkasından iş çeviriyor bence. Onun da Fuat’la derdi var belli ki ve bunun Hülya’yla alakası olabileceğini düşünüyorum. Hülya Arda’dan hoşlanmıyor bahane olarak çok alkol almasını ve içtiği zaman ne konuştuğunu bilmemesini öne sürüyor. Bence fazlası var, zamanla çıkar kokusu.

Tekin ( Mücahit KOÇAK)

Fuat ve Arda’nın ofisinde bilgisayarlardan sorumlu teknik eleman. Gizemli ve az konuşuyor. Arda ve Tekin’in bakışmaları, Tekin’in tedirgin halleri, Arda’nın Fuat’ın arkasından bakışları hoşuma gitmiyor.

Komiser Bülent (Onur Bilge)

Selin olayını araştırıyor. Fuat’ı 10 sene öncesinden tanıyor,  geçmişten gelen bir problemleri var galiba ama Fuat onu henüz hatırlamıyor görünüyor. Fuat’la ilgili şüpheleri var ve haklı da.

Leyla ( Selin KAHRAMAN)

Bülent’in yardımcısı. Selin davasıyla ilgileniyorlar. Bülent ve Fuat’ın geçmişinde ne varsa Leyla da bundan haberdar. Onun da Fuat’la ilgili şüpheleri var.

Karakter tanıtımlarının ardından dizinin ilk üç bölümünde yaşananlara bir göz atalım.

İlk bölüm Akıncı ailesinin evinde , bir gün önceki tartışma programından kesitler izlerken başladı. Ardından o gün Selin’in on yedinci yaş gününü kutlayacaklarını öğrendik. Fuat kutlamaya Arda ile gelecekti ancak Hülya istemediği için, Fuat telefonda ona davetli olmadığını uygun bir üslupla dile getirdi. Arda da çok üstlenmedi.

 

 

Doğum günü yemeğinde Ceyda’yla tanıştık. Tam da Hülya’nın gözlemlediği gibi daha kadınsı bir tavrı var Ceyda’nın. Psikoloji eğitimi almak istemesiyle Hülya ve Fuat’ın dikkatini çekti. Hatta Hülya onu Selin’e örnek bile gösterdi, ne istediğini bilen kararlı bir kız olduğu için. Selin de ne istediğini biliyordu ve bu istediğini bir kez daha dile getirdi. Annesi karşı gibi olsa da Fuat kızının tiyatroyla ilgilenmesini destekler gibi görünüyor.

Ceyda’nın Fuat’la samimi konuşmaları Hülya’nın dikkatinden kaçmadı. Yemek dönüşünde Hülya’nın ertesi gün Şile’deki mezunlar yemeğine katılacağını öğrendik. Gitmek istese de Fuat ve Selin’i evde yalnız bırakacak olmak onu tedirgin ediyordu. Fuat’tan Selin’i piyano dersinden almasını özellikle istedi. Fuat kızını bu kadar sıkmayı gerekli görmese de karısının içi rahat etsin diye ona söz verdi. Belki de Hülya kızının başına gelecekleri hissetmişti.

 

 

Ertesi gün Fuat’a son anda bir müvekkil çıkmasaydı, karı koca kavgasını ayırıp kadını gideceği yere bırakmak için arabasına almasaydı ya da Selin, babası arayıp da beklemesini, biraz geçirebileceğini söylediği halde piyano dersinden erken ayrılmış olmasaydı, bir sokak arasında darp edilmiş ve tecavüze uğramış olarak bulunmayacaktı.

Kızının başına gelenleri öğrenen Fuat geç kaldığı için, kızını koruyamadığı için kendini suçlarken, haberi alıp gelen Hülya da sözünü tutmadığı için kocasını suçladı. Timuçin Esen ve Ebru ÖZKAN SABAN sahneyi çok güzel oynamışlar. Bir babanın pişmanlığını, kendiyle kavgasını, bir annenin öfkesini ve acısını derinden hissettirdiler.

 

 

Komiser Bülent , Fuat’a kızına bunu yapanı bulacaklarını söyledikten sonra Fuat’ın kurduğu cümle dikkat çekiciydi.

Fuat: Yakalasanız ne olacak? Takacak kravatı, başını eğecek üç sene yatıp çıkacak.

İşte tam da bu noktada iki gün önceki tartışma programında Şenay Hanım’ın savunduğu şeyi kendi dile getiriyordu.

Fuat bir hukukçuydu ancak bir baba olarak adaletin yerini bulamayacağını, kızının canını yakan adamın ceza indirimiyle az bir ceza alıp hayatına devam edeceği gerçeğiyle yüzleşiyordu.

Peki şimdi savunduğu gibi adaletin yerini bulmasını emniyete hukuk sistemine mi bırakacaktı yoksa kızı için adaleti kendi sağlamak mı isteyecekti?

Komiserden kızının bulunduğu sokağın adını alırken,  komiser arkasından yanlış bir şey yapmayın diye seslenirken, Fuat kızının canını yakan adamın peşine düşmeye karar vermişti. Adamı bulup kendi eliyle öldürmek yoksa adalete teslim etmek niyetiyle mi bindi arabasına bilinmez ancak gelen bir mesaj ve videoyla kendini bir karar aşamasında buldu. Kızına tecavüz eden adam karşısındaydı ve ölmesini istiyorsa tek yapması gereken şey 45 saniye içinde bir gülen yüz mesajı yollamaktı. Fuat son 1 saniye kala gülen yüz emojisi yollayarak adamı ölüme göndermeyi seçti. Üstelik adam gerçekten suçlu mu, video montaj mıydı araştırma gereği bile duymadan. Böylece tartışma programında söylediği tüm o sözleri yutmuş oldu ve kendi adaletini sağlamayı seçti. Fuat için bununla yüzleşmek bile büyük bir şeyken sonrasında olacaklar onu tam bir çıkmaza sürükleyecek. Sadece daha olacaklardan haberi yoktu. Son saniyede o ifadeyi yollamasaydı adam belki de öldürülmeyecekti belki de her türlü kurban olarak seçilmişti bilemiyoruz. Adam gerçekten suçlu mu bunu öğrenmenin tek yolu Selin’in o geceyi anlatmasıyla olacak. Fuat daha ilk mesajda polise gitmeyerek hata yaptı. Bedelini ağır bir şekilde ödeyeceğinin sinyalleri verildi.

Peki bu gülen yüz çetesinin ya da örgütünün arkasında kim ya da kimler var? Fuat’la dertleri ne?

İlk etapta müvekkili olarak kabul ettiği Aylin Hanım’ın mafya kocasının “Senin de kızın varmış avukat, onu senden koparsalar ne yaparsın” sözü Selin’e zarar vermeye kalkışacağı izlenimini verse de buna ihtimal vermiyorum. O kadar kısa sürede kızın yerini bulup kaçırması mantıklı gelmiyor.

İkinci bölüm itibariyle şüpheli listeme Tekin eklendi. Fuat’ın her hareketinin biliniyor oluşu, ofisinin izleniyor olması, telefon aracılığıyla mesajların gelmesi bu işin arkasında ofisten birileri olduğunu düşündürttü bana. Bu profile en uygun kişi Tekin şu anda. Güvenilir bir eleman olduğu için kimse ondan şüphelenmez nasılsa. Arda’nın da karanlık bir yüzü var gibi hissediyorum. Henüz açık vermemiş olsa da şüpheli davranışları tedirginlik veriyor.

Tecavüz olayının üzerinden iki hafta geçmiş olarak başladı ikinci bölüm.  Selin’in saldırganı olduğu düşünülen şahıs ölü olarak bulunmuştu. Fuat ve Hülya bu duruma farklı tepkiler verdi. Kadın sevinirken Fuat’ın duyguları karışıktı. Hukuk insanı olarak, bir kişinin ölüm emrini vereli iki hafta olmuştu. Şimdi adamın fotoğrafı karşısındaydı ve komiser suçun üzerine atılmış olma ihtimaliden bahsediyordu. Fuat masum bir insanın ölümüne sebep olmuş olabilir miydi?

 

 

Bu düşünce içini kemiriyor olmalı ki Selin’i adamı teşhis etmesi için çok zorladı ki bu da Bülent ve Leyla’nın gözünden kaçmadı. Aslında Fuat ilk açığını “Kim vurmuş adamı belli mi?” diye sorarak verdi. Komiser ölmüş dedi adam için öldürülmüş demedi çünkü. Normalde soracağı soru “Nasıl ölmüş?” olmalıydı. Fuat’ın bu tepkisi Leyla’yı şüphelendirirken,  Bülent bu ayrıntının üzerinde çok durmadı. Daha çok Fuat’ın Selin’in üzerine gitmesine takıldı.

Leyla Bülent konuşmasında öğrendik Bülent’in Fuat’ı on sene öncesinden tanıdığını. Aralarındaki meseleyi merak ettim. Onun geçmişiyle yaşayacağı yüzleşmenin Bülent’le bir ilgisi var mı yoksa daha eskilere mi inilecek? Fuat adamı gerçekten mi hatırlamadı yoksa Bülent’in savunduğu gibi tanımazlıktan geliyor olabilir mi?

Selin iki hafta sonra tekrar okula döndü. Yaşadığı olaydan duyduğu utançtan dolayı herkes sana ona bakıyormuş gibi hissetmesi, kimsenin yüzüne bakamaması, bakarsa başına gelenleri anlatacaklarını sanması, dolabının arkasına gizlenmesi, tuvalete kaçışı… Sahne çok gerçekçi ve abartısız çekilmiş, Buçe Buse KAHRAMAN sahnede çok iyi ve doğal bir performans sergilemişti. Ceyda her zamanki gibi yanındaydı ona destek olmak ve moral vermek için.

 

 

Yalnız anlamadığım şey Ceyda neden Selinlerin evine yerleşti ki. Selin’e psikolojik destek versin diyeyse bunu yapmak için o evde kalmasına gerek yoktu. Ailedeki iyi cesaret gerçekten. Hiç tanımadıkları bir kızı evlerinin içine kadar sokmuşlar. Bu kız başlarına çok bela açtığında iş işten geçmiş olacak maalesef.

Selin’in psikologla ilk görüşmesinde ilerleme kaydedilmedi. Olay gecesiyle ilgili flashbackte telefonuna gelen bir mesaj gördük sadece piyano dersinden çıktığı zaman. Tanıdığı birinden beklediği bir mesaj gibiydi şaşırmadı çünkü. Olay gecesini hatırlamadığı konusunda ısrar ederek görüşmeyi bitirdi.

Fuat ofiste neredeyse Arda’ya yaşadıklarını anlatacakken gelen mesajla neye uğradığını şaşırdı. O anda ofisinin de izlendiğini anladı ve konuyu kapattı. Tekin’den ailesi ve Ceyda için mesaj ve video engelli telefon ayarlamasını istedi. Telefon değişirse mesajlardan ve takipten kurtulacağını sanıyordu ama maalesef öyle olmadı.

Telefonların değişmesi, evin bahçesindeki güvenlik kameralarını kırması sadece Hülya’nın daha fazla korkmasına sebep oldu ama adamların kendisiyle iletişime geçmesini engelleyemedi.

Yeni telefonunu hayırlayan mesaj aynı zamanda yapılan iyiliğin karşılığını verme zamanının geldiğini söylüyordu. Gelen fotoğrafla Fuat, üzerine oynanan oyunu fark etti. Selin’e tecavüz eden adam Fuat’ın ruhsatlı silahıyla öldürülmüştü. Peki bu silahı nerede tutuyordu acaba Fuat? Ofiste mi evde mi ve adamların eline nasıl geçti? Ofisteyse eğer bunu adamlara verecek iki kişi var: Tekin ya da Arda. Evde tutuyorsa devreye Ceyda girer.

Fuat iyice kapana kısıldı adamların istediğini yapmaktan başka çaresi kalmadı aksi halde direkt cinayetle suçlanacaktı.  Zor olan o ilk hatayı yapmak, sonrasında hatalar peş peşe geliyor işte. Fuat da kendinden istenilenleri harfi harfine yerine getirdiğinde sonucunun ne olacağını bilmiyordu. Bunun kurtuluşu olacağını sanırken iyice batağa saplanacağını belki dakikalar sonra öğrenecekti.

 

 

İkinci bölüm haberlere yansıyan bombalı suikast eylemini gören Fuat’ın GÖNEV Başkanı Selim KARACA’yı öldürdüğü gerçeğiyle karşı karşıya kalmasıyla sona erdi.

Üçüncü bölümde ağırlıklı olarak Fuat’ın kendini, mesleğini sorgulaması işlenmişti. Selim KARACA’yı öldüren motoru oraya bırakanın kendisi olması, bu sefer gerçekten katil olduğu gerçeğiyle yüzleştirdi onu. Kızına tecavüz eden adam suçluydu ve ölmeyi hak etmişti belki ama bu adam öksüz ve yetim çocuklara yardım eden vakfın başkanı, iyi ve masum bir insandı haberlere ve onu tanıyanlara göre. Bu durumda Fuat masum bir insanın katili olmuştu bu sefer.

Peki gerçek öyle miydi?

Cevabı bölümün sonunda aldık.

 

Fuat ölümüne sebep olduğu adamın cenazesine geldiğinde onu yeni bir sürpriz bekliyordu. Yanına gelen genç adam sözleriyle görünenle gerçeğin birbirinden farklı olabileceği, en iyi insanın bile içinde kötülük olabileceği, herkesin içinde hem aydınlığı hem karanlığı barındırdığı vurguluyordu. Aynı adam Fuat’a doğru olanı yaptığını söyleyip Selim’in küçükken kendisine zarar verirken çekilmiş videonun olduğu telefonu bırakıp gidiyordu. Fuat bir kez daha kim olduklarını bilmediği bu örgütten kaçamayacağıyla yüzleşiyordu.

Bölüm Fuat’ın haberleri izlemesinin ardından belki de ilk kez “Ben ne yaptım? Ben de yapıyorum? Ben kimim?” diye kendini sorgulamasıyla başladı, sözlerle değil elbet ama duvarda asılı diplomasına, avukatlık belgesine bakışıyla başını duvarlara vuruşuyla, kendini sokağa atışıyla, sokaktaki insanlara şüpheli bakışıyla, kendini içkiye vurmasıyla…

Barmenin sözleri Fuat’ın adaleti sorgulamasına neden oldu bir daha. Adam haklıydı. Bütün suçların cezası kitapta yazıyor ancak maalesef herkese aynı şekilde uygulanmıyor. Adamın verdiği örnek zengin iş adamının oğlunun alkollü araç kullanarak bir çocuğa çarpıp ölümüne sebep olup üç yılda çıkmasına kim olsa isyan eder. Çocuğun babası gidip iş adamının oğlunu öldürse taammüden adam öldürmekten yıllarca yatar. Aynı şekilde bir genç kadını canlı canlı yakan adam “canice his gütmediği, amacı sadece delili ortadan kaldırmak” olduğu için ceza indirimi alır ama ekmek ya da baklava çalan çocuklar yıllarca hapisten çıkamaz. Kız erkek fark etmeden tecavüz edilen çocuklar hayır demediği için tecavüzcü kendi rızası vardı der ve cezasında indirimi gidilir, kimi çocuklar ise tecavüzcüleriyle evlendirilir.

Evet ülkemiz maalesef adaletli bir yer değil peki çözüm herkesin beline silahı takıp canını yakanın canını alması mı? Kesinlikle o da değil. Çözüm hukuk sisteminin gerçek mağdurun yanında olacak ve suçlunun mevkiine mesleğine statüsüne bakılmadan adil olarak yargılanacağı şekilde düzenlenmesi ve işlemesiyle mümkün. Çünkü bireysel intikamın başladığı yerde kaos çıkar ve huzur kalmaz. Tıpkı Fuat’ın savunduğu gibi.

Fuat bir mağdur yakını olarak suçlu şu anda. Peki onun cezası ne olur? Ünlü biri avukat olduğu için adalet ondan yana mı işler, yoksa sıradan bir kız babası olarak yıllarını hapiste mi geçirir? Fuat o itiraz ettiği yasa teklifine mecbur kalır mı beraat etmek için?

 

 

Fuat bardan çıktığında yaşadıklarını geç kalmış da olsa komisere anlatmaya karar vermişti. Emniyete gittiğinde yeni bir gerçekle karşı karşıya geldi. Tam örgütü komisere anlatıyorken içeri giren emniyet müdürünün onunla selfie çektirmesi, telefonundaki gülen yüz yapıştırması( yanlış görmediysem vardı) Fuat’a gülen yüz ifadesinden bahsetmesiyle müdürün de örgütün içinde olduğunu anladı. Fuat konuşmasın diye özellikle çıkmadı adam dışarı,  yüzündeki gülümseme ve bakışıyla Fuat’ı kararından vazgeçirdi. Konuyu değiştirip kızının davasıyla ilgili geldiğini saldırganı gördüğünü düşündüğünü söyledi. Tabi bir anda çark etmesiyle şüpheleri iyice üstüne çekti. Komiser emniyet müdüründen onay çıkmayınca yardımcısı Leyla’yı Fuat’ın peşine taktı.

Emniyetten çıkan Fuat telefonunu parçaladı parçalanmasına ama her kamera, elinde telefon olan herkes korkutuyor onu. Sürekli takip edilme gözetlenme korkusu sonunda onu evinden de ayırdı. Timuçin Esen o sıkışmışlık,  kıstırılmışlık duygusunu çok iyi yansıtıyor ekrana. Hırsız gibi girdiği evinden ruhsatlı silahını ve birkaç parça eşyasını alıp çıkıyorken Hülya’ya yakalandı. Saatlerce onu arayıp ulaşamadığı, Arda telefonda öğlen çıktığını söylediği için zaten endişeli olan Hülya, gördüğü manzara karşısında susmak yerine hesap sorma hakkını kullandı. Öfkeliydi, haklıydı, ona en çok ihtiyaç duydukları anda Fuat kaçıyordu. İki haftada hayatları tamamen değişmişti ama Fuat konuşmadığı için olanlara onun gidişine anlam veremiyordu. Mafya yalanına inansa da davayı bırakmamasını o kaçarken Arda’nın kalmasını ve hayatına devam etmesini sorguluyordu.

 

 

Hülya’nın Fuat’ı itmesi, dokunmasına izin vermemesi doğal bir tepkiydi. Korkarım kısa bir süre sonra Fuat’ın hayatında başka biri olduğundan bile şüphelenebilir. Ceyda da bunun için uğraşıyor zaten. Fuat’la arasında bir şey varmış gibi hissetsin Hülya diye her şeyi yapıyor.

Dışta bilinmeyen düşmanlar içeride ise Ceyda tam gaz harekete geçmiş durumda. Ceyda’nın eski okulundan olduğunu iddia ettiği bir arkadaşından hap alması, Selin’i onu içmeye ikna etmesi, kendisinin de içmiş gibi yapmasıyla( hapı içtiğini düşünmüyorum Hülya kapıyı çaldığında cebine bir şey koydu gibi geldi o ilaçtı bence) kızı iyice ağına düşürdü. Uyuşturucu olmadığını söylese de pek inanamadım. Selin’in iyiliği için değil kötülüğü için yapıyor ne yapıyorsa.

Hülya Selin’e babasıyla konuşup konuşmadığını sorduğunda, Ceyda’nın atlayıp kendisinin de konuşmadığını söylemesi Hülya’yı zaten tedirgin etmişti. Üstüne bir de sigara içerken Fuat’a cilve yapması, onu yanağından öpmesi balkondan izleyen Hülya görsün diyeydi büyük ihtimalle. Yavaş yavaş şüphe tohumlarını atıyor sanki Hülya’nın içine. Fuat kendi derdiyle uğraşıyor zaten kızın yaptıklarına kayıtsız kalıyor. Bu da Ceyda’nın aileyi parçalamak için o evde olduğu konusundaki düşüncemde haklı olduğumu hissettiriyor.

Fuat yerleştiği otelde oda numarasını nasıl öğrendiğini anlayamadığım kadın konuğu emniyetten arıyor gibi yapıp telefona çağırtıp, bilgisayarını aldığında,  Selim KARACA’yı aratıp defnedileceği yeri öğrendi. Oraya gittiğinde Leyla’nın radarına girdi. Fuat yanına oturan gizemli adamla konuşurken onların fotoğrafını çekti. Şimdi Fuat’ın neden orada olduğunu da sorgulayacaklar haliyle komiserle birlikte.

 

 

Adam konuşurken fonda Arda ve evine gelen Tekin’i, tecavüzcüsünün öldüğünü öğrendiği gazete haberine bakıp ağlayan Selin’i gördük.

Adamın giderken bıraktığı videoyu izleyen Fuat, onu burada nasıl bulduklarını anlamaya çalışırken, Selin gazete bakarak olay gecesine döndü.

Telefona gelen mesajın ardından kendini bekleyen arabaya binip “merhaba” dediği kişinin yüzünü göremedik ama bu kişi sevgilisi muhtemelen. Ölü bulunan adamsa eğer Selin iki çocuk babası bir adamla görüşüyor demektir. Bu da fotoğrafı tanımazlıktan gelmesini açıklar. Sevdiği adamı korumak istediği için susmuş olabilir. Kendisini darp eden oysa bunu söylemesi daha doğru olur polislere. Ama o değilse,  adamla arabadayken saldırıya uğradılar, adamı alı koyup kıza tecavüz edip çektikleri videoyu montajladılar ve suçu adamın üstüne attılarsa susmasını bir derece anlarım. Şimdi öldüğünü öğrendiğine göre yaşadıklarını anlatır belki Selin. Bölüm Selin flashbackiyle sona erdi.

Simdi akıllarda iki soru var.

  • Arda ve Tekin ne karıştırıyorlar? Arda’nın evinde buluşmalarının sebebi ne? Fuat’ın yaşadıklarıyla bir bağlantısı var mı? Yoksa aralarında başka bir mesele mi var?
  • Selin’in arabada buluştuğu kişi kim? Ona tecavüz eden ve onu darp eden arabadaki mi başkası mı?

Ben diziyi sevdim ve yeni bölümleri merakla bekliyorum. Gerek çekim gerek müzikler gerek oyunculuklarla güzel bir iş olmuş. Sadece gece sahnelerinin çok, gündüz çekimlerinde renkler soluk olduğu için olsa gerek, dizi çok karanlık geldi bana. Adı Ben Gri olduğu için çekimlerde de o hissi loşluk oluşturacak renklerle mi vermek istiyorlar acaba? Yine de biraz daha aydınlık ve canlı renkler görmek isterim naçizane.

Sizler Ben Gri’yi nasıl buldunuz? Yorumlarda buluşalım. Keyifli okumalar.

 

Göz atmanızı öneririz: Disney Plus Dizileri Yorumları

 

 

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

2 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

5 gün Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Özünü Görmek İsteyen

Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

2 hafta Önce