BENİM TATLI YALANIM – Koca Bir Aşk Alev Aldı

Bu bölümdeki aşk dolu sahnelerin yanı sıra  kritik virajlardan biri Kayra’nın annesi ile aynı evde yaşamadığını öğrenmesi ile oldu. Kayra cin gibi çocuk, özellikle Suna hemen hemen her sabah geç kalınca, üstüne de kötü kalpli cadı Hande Serkan’ın boş boğazlığı ile öğrendiği ‘aynı evde yaşamama’ konusunu Kayra’nın duyduğunu bile bile dile getirince iki ile ikiyi bir araya getirecekti tabii ki. Bu bilgiyi öğrenir öğrenmez okuldan da kaçması tuzu biberi olunca geceyi aynı evde geçirmek –  hatta küçük bir oyunla aynı yatakta ^^  şart oldu.

Henüz dile gelmese de bu aşkın mimarı Kayra cadısı. Küçük oyunlarla anne(!) babasını nasıl da yan yana yatırdı ama^^

 

 

Her sabah 6’da uyanan Nejat o gece öyle keyifli uyumuş ki uyanmak aklına bile gelmemiş. Neden acaba ^^    Bizim ikili ahtapot gibi sarılarak uyumuş olsa da, yerli dizi aleminde ahtapot çiftler içinde Hayat Şarkısı Hülya Kerim’i tek geçerim. Yazım ekibi ilham almak isterse kısa videolarına göz atabilir.

Kayra’nın Suna’nın Aylin olmadığını keşfetmesi ama bu keşfe rağmen hiçbir şey söylemeyip Suna’nın annesi olması adına çabalayacağı (teoriye gel^^) günleri merakla bekliyorum…

 

 

Gelelim oyunun detaylarına;  Nejat 3 ayı ne kadar sık vurguluyor farkına vardınız mı? Sanki kendini ikna etmeye çalışıyor gibi. Suna sadece 3 ay burada. 3 ay, 3 ay, 3 ay… Tekrar ediyor ki kalbi gibi aklı başka yerlere kaymasın. Kalbi çoktan kaydı bile…

Suna’ya gelirsek, hani aşık olunca içinde kelebekler uçuşur ya, Suna’nın kalbi çoktan kelebekler vadisi olmuş bile…

 

 

Suna hakkında en çok sevdiğim şey, inceden inceye Hande’ye laf geçirmesi. Hele ki son anda dahil olduğu kokteylde söyledikleri, Serkan’ın ikili diyalogları maç skoru ile ifade etmesi çok güzeldi. Hele ki   “Herkes kendine göre birini bulsun, evlilik çok güzel şey!” demesi. Herkes kendi evliliğine Hande’cim, yolun açık olsun…

Dans sahnesinde ‘Aç Kapıyı Gir İçeri’ çalınca ortam nasıl da bir anda değişti ^^ Nejat’ın Suna’nın ‘aşk’ olayını sorgulaması, Suna’nın merakla Nejat’ın hayatında biri olup olmadığını öğrenmeye çalışması…

Hava da aşk kokusu var…

 

[wp_ad_camp_1]

 

 

Ödül konusunda kokteylden fotoğraf çekimine çok güzel bir oyun çıkarttılar. Tanışma hikayelerine kadar. İşte tam da burada çuvalladılar. Ama Suna ne yapsın, Nejat’ı ıssız adam olarak kodlamış kafasında. Aman diyeyim, ağzımızı hayra açalım, malum film mutsuz sonla bitmişti.

Ödülün –  en başarılı genç iş insanı ödülünün seçim prosedürü ne kadar saçma olursa olsun^^-  riske girmesi ile Nejat yine uzaklaşmayı tercih etti.

Nejat  Aylin’in onu terk etmiş olmasının yarasını hala kapatamamış. Varsın aradan beş yıl geçmiş olsun. Bu geçen beş yıl içerisinde hayatında bir kadın olmamış, ol-a-mamış. Hiçbir kadına güvenmemiş, güven-e-memiş. Şimdi Suna’nın bütün bu duvarları hemen yıkıp atmasını beklemek olmaz. Her şey zamanla…  Baksanıza bu bölümde de Suna’nın Nejat’ı nefes aldığı resim stüdyosunda bulması ona dair bir gizemi daha öğrenmesini sağladı.

 

 

Bu ödül önemli! Çünkü bu ödül Aylin’e Nejat olarak, baba-kız olarak nasıl da ayakta kalıp, başarılı olduğunu gösterebilmesi için önemli. Bir enkazdan çıkan dev bir baba-kız resmi… Suna’nın son ve özel hamlesi ile ödülü kucakladı. Konuşma içinde ‘Nejat bir mucize’ oldukça basit bir klişe cümle gibi durabilir ama Nejat ve Suna’yı düşündüğümüzde içi nasıl da dolu bir cümle…

Biraz da diğer karakterlere göz atalım;

Saniye ile Hayri konusunda Kayra onay verdikten sonra bize “Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.” demek düşer…

 

 

Röportaj konusunda Nejat’ın sözde(!) tarif ettiği mükemmel kadın profilini hep Hande kendi eliyle kaleme aldı diye düşünmüştüm. Yanılmışım. Ama bu yanılgıya rağmen Hande iyi biri mi? Kayra’yı üzmeyi göze alan hiç kimse iyi olamaz benim gözümde. Ama bunca yıl Hande de kendi kendine gelin güvey olmamış olabilir. Nejat’ın ilgisi konusunda ona da hak verdiğim yönler yok değil…

Şevket’in eski evine ziyareti, hayatının sırrını daha da mantıksız bir çerçeveye oturtuyor. Eşi, çocuklarının annesi onları bir nedenle terk ettiğine Suna hariç epey büyüklermiş. Bu çocukları (boyu 130 cm’yi bile aşmış)  nasıl ikna edebilirsin annelerinin öldüğüne? Hiç mi hatırlamıyorlar? Nüfus idaresi ile ilgili konulara hiç girmiyorum!

Dert ortakları nasıl da birbirlerini buluyorlar. Şevket ile Nejat yine birbirlerini buluverdi baksanıza… Sessizliği paylaştılar çay eşliğinde. Terk edilmesine ‘bir baba olarak imtihan edilmek diyor’ ya Şevket, her ikisi de bu imtihanda başarılı olmuşlar bana göre. Ve ekliyor Şevket, “Eğer kalbini kapatırsan, sakat kalırsın.” Umarım Nejat kalbini çok yakında açacak müstakbel kayın pederi ^^

 

 

Rafet’in Burcu’nun üzülmemesi için erkek arkadaşının ihanetini ortaya çıkartma konusundaki tereddüdü çok hoştu. Adamın foyasını çıkartmasına sevinen ama Burcu’nun teselliyi Serkan’da bulması konusunda Rafet’e üzülen eminim ki bir ben değildim ama kusura bakmayın ben baştan beri Serkan Burcu shipliyorum <3

 

 

Bölümün yıldızı Serkan’dı, net: “Çünkü kimse dürüst değil!”

Serkan’ın yarası da bu! Serkan’ın öncelikle Suna’nın Kayra’yı çok sevdiğini ve çok güzel bir sahte(!) anne olduğunu bilmesi güzel. Suna’nın hislerini henüz bilemese de Nejat’taki değişimini yakından gözlemliyor. Elbette kızdığı, hatta kızmaktan çok kırıldığı konuda haklı. Bu oyun içinde dışarıda mı kalmalıydı? “Anlatsa dinlerdim!” diyor ama Suna’nın analizi haklılık payı var, Nejat bu konuyu daha kendi içinde kabul edememişken, en yakın arkadaşı bile olsa bambaşka birine nasıl anlatsın…

“Sen söylemezsen kimseye söylemem” demişti, ne oldu da Nejat’a gerçekleri bildiğini söyledi? Bak o muamma benim için…Açıkçası Serkan’ın bu oyunu bildiğini oyunun tüm katılımcılarına bir bölümde açık eder diye düşünmemiştim. Biraz hızlı mı gidiyoruz? Malum yerli dizilerde en minik bir sır bölümler boyu açığa çıkmaz. Bu dizide ise Aylin’in Suna olduğunu bilmeyen bir Hande kaldı. Şevket ile abi Rafet’in durumu ise daha farklı. Onlar oyundan haberdar değil. Onlarda gelecek bölümde dergideki fotoğrafı görürlerse tam olur ^^

Bu fotoğraf derginin kapağına sırf Aylin görsün diye basılmadı değil mi?

 

 

[wp_ad_camp_1]

 

Günlerden Pazar, ben hiçbir zorunluluğum olmamasına rağmen 5.bölüm yazısını yazamadım diye hayıflanayım, yapım perşembe günü yayına girecek 6.bölüm öncesinde henüz fragman yayınlamamış. Varsın gün içinde karşısında sadece eğlence / yarışma programları varken tüm kategorilerde birinci olsun, yaz döneminde izlenme oranlarının ciddi düştüğü bilinirken, düşünsenize birinci olan program bile 5 reytinglerde iken, izleyiciyi diziye bağlama konusunda biraz daha mı özenli olunsa?

Fragmanın geç gelmesini, geçen haftaki bölüm yazısında altını çizdiğim kamera arkası videolarını anlamsız bulduğuma dair serzenişi bir kenara bıraktım, bölüm fotoğrafları bile sadece belirli sahnelerden! Oysaki farklı mekanlar, farklı karelerden olsa, daha güzel olmaz mı? Ya da bize böyle özel kareler ile gelin sayın yapım ^^

 

 

Beşinci  bölüm reytingleri her kategoride zirvede: Total 5.27 reyting, 16,51 share,  AB 4.99 reyting, 16,97 share ve 20+ABC1 5.49 reyting, 17.24 share. Varsın sıralamada birinci olsun, bu oranlar diziyi ana sezona taşıyacak kadar yüksek mi? Bence pek değil… Bu nedenle yapıma biraz da çok iş düşünüyor.

 

Kapak başlığını daha bölümü izlemeden fragmanlar ışığında belirlemiştim, Manga’nın Yad Eller’inden… Bu aralar en çok dinlediğim şarkı, tavsiye ederim…

Tweetiyle yazımı renklendiren carpediem ‘e teşekkürler…

 

Dizi ile ilgili diğer yazılara göz atmak isterseniz  İzledim /Benim Tatlı Yalanım  kategorisini ziyaret edebilirsiniz.