İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun yeni sezon oyunlarından biri olan Bir Peri Masalı Radyum Kızları izlenimleri yeni yılın ilk tiyatro yazısı olarak konuk yazarım Bade‘den. Keyifli Okumalar ^^
Bir varmış bir yokmuş. Bu bir peri masalıymış. Kah keyifli kah hüzünlü, kah komik kah acıklı. Ama en ince ayrıntısına kadar gerçek.
Yıl 1924… ABD’de Waterbury Saat Fabrikası’ndayız. Hepsi hayatının baharında 20’li yaşlardaki genç kızlar 1.Dünya Savaşı’ndan sonra askerlerin cephede iken taktıkları son teknoloji ürünü karanlıkta parlayan saatleri radyumdan yapılmış özel bir boya ile parlatmakla görevlendirilmişler. Haftalık maaşlarının yanı sıra boyadıkları her bir saat kadranı başına da ilaveten 8 sent kazanıyorlar, yani ne kadar çok radyum demek o kadar fazla ücret demek. Kimisi anne, kimisi sevdiği adamın cepheden dönmesini bekliyor, kimisi delidolu, kimisi içine kapanık… Ama hepsinin ortak yanları; hayalleri. Despot bir müdürün hegemonyasında ve baskıcı koşullar altında çalışmalarına rağmen yaşama sevinçlerini kaybetmiyorlar, ne olumsuzluk yaşarlarsa yaşasınlar hayal kurmaktan asla vazgeçmiyorlar. Reklam yıldızı olmak isteyen de var, mutlu bir yuva kurma düşü olan da… Fırsat buldukları her molada da bu hayallerini birbirleriyle paylaşıyorlar.
Fakat bir müddet sonra radyumun insan vücuduna zararlarının ortaya çıkmasıyla birlikte bu peri masalının bir kabusa dönüşmesi kaçınılmaz oluyor ve kadın işçilerin amansız bir hak arama mücadelesi başlıyor. Peki anlatıcımız Mae’nin de dediği gibi, bu mücadele kime veya neye karşı verilecek? Savaşa mı, gencecik bedenlere taşıyabileceklerinden fazla yük yükleyen hayat şartlarına mı, daha fazla para kazanmak uğruna işçilerin haklarını sömüren fabrika patronuna mı, radyumu icat eden Madam Curie’ye mi, bu maddeyi üretimde kullanan ve kullandırtanlara mı? Hepsi ya da hiçbiri… Seyredin ve kararı kendiniz verin.
Yazarından yönetmenine, kostüm tasarımcısından oyuncularına, tepeden tırnağa bir kadın oyunu var karşımızda. Yazar Karden Kasaplar böylesine trajik bir olayı o kadar dokunaklı ve duru bir metin haline dönüştürmüş ki, hemen alıveriyor sizi içerisine. Yönetmen Laçin Ceylan ise kusursuz rejisi ve duyguların sağılmasındaki başarısıyla alkışların en büyüğünü hak ediyor. Sevinci de, acıyı da, hüznü de iliklerime kadar hissettim, tüm duygular tam kıvamında verilmişti, ne bir eksik ne bir fazla. Trajik bir hikaye, ajitasyona kaçmadan bundan daha iyi anlatılamazdı. Işık, dönem kostümleri, olaylara özgü makyajlar ve doğru zamanda o yerde olmamızı sağlayan dekor tasarımı için de tüm emek verenlere tebrikler.
Kadroda popüler bir oyuncu görmeyi umuyorsanız hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Ağırlıklı olarak kadınlardan oluşan, genç bir kadro var karşımızda. Ama küçük kadınlar öyle güzel giymişler ki rolleri üstlerine, öylesine yalansız ve içten oynuyorlar ki, adeta devleşiyorlar sahnede.
[wp_ad_camp_1]
Oyunun süresinin uzunluğundan şikayet edenler vardı ama böyle bir hikaye daha kısa nasıl anlatılabilir ki? Derinliğini kaybeder, etkisini yitirir. İkinci perdeyi daha çok sevdim ben, hiç bitmesin istedim. Salonun ışıkları yanıp da selam faslına geçildiğinde çoktan dağılmıştım bile. Gözlerim dolu dolu, boğazım düğüm düğüm… Avuçlarım patlayana kadar alkışlamak istedim.
Radyum Kızları’yla, kendilerinin anılmasını istedikleri isimleriyle; Periler’le mutlaka tanışın. Onların masalının içinde kaybolun, hayallerine ortak olun. Onlarla sevinin, mutlu olun, hüzünlenin, ağlayın.
Yolunuz uzun, alkışınız bol olsun Radyum Kızları… İyi ki varsınız.
(*) Yazıdaki görseller Devlet Tiyatrosu Arşivi’nden alınmıştır.
Unutmadan, ilgili diğer yazılar için blogun SAHNE SANATLARI kategorisini mutlaka ziyaret edin.
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.