BİR ZAMANLAR ÇUKUROVA – Düşman İçimizde

Bir Zamanlar Çukurova 81.bölümüyle Total’de 12,49 reyting,  AB’de 8,72 reyting ve  ABC1’de 11,25 reyting ile bütün kategorilerde zirvede. Üçüncü sezonun 18. bölüm yazısı konuk yazarım Gözde ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar^^

Dikkat dikkat! Bu haftanın yazısı sitem dolu olacak, şimdiden belirteyim. İki başrol öldükten sonra diziye en önemli devam etme sebebim Züleyha’nın varlığı. Ama eğer daha iki hafta önce Yılmaz’ın ölümüyle kahrolan karakteri, “Seni hiç unutmayacağız aşkım.” diyen kadını bölüm boyu bir kere Yılmaz’ı hasretle anarken görmezsek sonunda diziyi bırakacağım, olacak olan o. Sevda desen dizide neden var anlamak mümkün değil. Demir de annesinin katilini bulmayı unuttu, yas tutması da bitti, yeni aşklar peşinde. Üstüne üstlük bölümün çoğunu da yan karakterlerin düğünüyle geçirdik. İki buçuk saat sırf alışkanlıktan kaldım ekran karşısında. Açıkçası bu bölüm bu reytingleri hak etmiyor.

Behice’nin Yılmaz’ın mirasına dair gerçekleri duydukça çıldıran halini seyretmenin verdiği haz anlatılamaz. O bağırıp çağırdıkça nasıl eğlendim anlatamam. ^^ O kadar paragöz bir kadın ki hayalini kurduğu paraları elde edemeyeceğini anlayınca yaşadığı hayal kırıklığı da o derece büyük oldu. Bir de satışın gerçek olmadığını, Fekeli’nin oyunu olduğunu düşünmez mi, yuh. Tamam Çukurova’da her şey mümkün de o kadar da değil. Behice’ye karşı sesini yükseltip hatalarını çat çat yüzüne vuran Müjgan’ın bundan sonra halasının kuklası gibi davranmaktan vazgeçmesini bekliyorum.

Bu olay sayesinde Fekeli’nin Müjgan’ı yeniden evine kabul edeceğinden emindim. Benim beklediğimin aksine Müjgan’ı ayartmaması şartıyla Behice’yi de eve tekrar almasına şaşırdım. Ben ne olursa olsun onu eve sokmaz diyordum. Fekeli’ye bu kadar ölüm hiç yaramadı. Bu yufka yürekli, iyi niyetli olmak değil, bu saflık. Behice’nin Müjgan’ı ayartmayı bırakacağına nasıl inanabiliyor? Zaten saf olmasa yanındaki katili fark ederdi, besbelli arkadaşına onun adını bile vermemiş ki hala bir sonuç yok Hünkar cinayetine dair.

 

 

Züleyha, bu bölüm Yılmaz’ın adını sadece miras için kendisine yapılan ziyaretlerde andı. Fekeli ve Fikret ile yaptığı konuşmada o paranın Kerem Ali’nin hakkı olduğunu söylemesi, Adnan’ın onu sevecek bir babası olup Kerem Ali’nin olmamasına yaptığı vurgu güzeldi. Küçücük yaşta babasız kalmanın ne demek olduğunu tahmin edemem ama biz büyükler için bile zor, o yüzden bu sahnede gözlerimin sulanmasına engel olamadım. Fikret’in ileride Kerem Ali’ye babalık yapacağına inanıyorum.

Züleyha’nın “Para benim için de araç.” derken de samimi olduğunu düşünüyorum. Genel olarak bakıldığında parasını kendisinden çok çevresi için harcıyor. Durumu olmayanlara içten bir şekilde yardım ediyor. Koskoca hanım ağa hizmetçilerinden birine gelinlik dikiyor, diğerininkini dikemediği için duvağını işliyor.

Züleyha’nın paranın kendisinde olduğunu düşünüp ona hesap sormaya gelen Müjgan’a verdiği ayar da yerindeydi. Yahu bu Müjgan da işin içine Züleyha girdi mi aklını yitiriyor resmen. Kadın onca paranın içindeyken Yılmaz’ın parasının üstüne neden yatsın? Müjgan, tam halasının kuklası olmayacak derken yine beni hayal kırıklığına uğrattı.

 

 

Fikret’in Müjgan’a karşı hislerinin sahici olduğunu düşünüyordum ve Ümit ile öpüştüğünde Müjgan için samimi olarak üzülmüştüm. Müjgan’a bazen çok gıcık da olsam yine bir aşk hikayesi hüsranla bitsin istemem. Fikret sonunda dayamayıp Müjgan’ı dudaklarından öptü. Ben geçen hafta boşuna “Bir Zamanlar Dallas” dememişim. ^^ Madem Müjgan’a aşık oldun, Ümit ile yoluna sadece iş birlikçi olarak devam etmelisin Fikret. Ümit ile tanıştıklarını da saklamaması doğru bir hareket oldu Fikret’in. Bu çok daha risksiz. Tanışma hikayeleri de bence gerçek, gayet akla yatkın bir hikayeydi.

Ümit ile Fikret ne biçim sevgili yahu. Onların durumuna İngilizce bir tabir uyuyor ama şu an burada yazmayayım. Kısaca sevgili olmayan ama cinsellik yaşayan çift anlamını taşıyor. Baksanıza Ümit Demir’e aşık olursa; Fikret de bir başkasına aşık olursa ne yapacaklarına dair teoriler bile üretiyorlar.

 

 

Yalnız tam onlar Ümit’in yeni evinde kutlama yaparken ziyarete Demir gelmesin mi? Yuh Demir, evli adamın akşam akşam bekar bir kadının evinde ne işi var? Bir de elinde hediyeler, kadınla şarap içmeler falan. Evden kira da almamayı düşünüyor. Buna resmen ev açmak denir yalnız. Bugüne kadar hangi başhekime ev açtın? Fikret haklı, Ümit adamın aklını başından aldı. Gerçekten Demir’e aşık olacak bence Ümit Ama Züleyha da Hünkar gibi evlatlarıyla aynı evde yaşayabilmek için boşanmamakta diretecek ve Demir resmen babasının kaderini yaşayacak.

Behice’nin, Fekeli’nin evinde eski rahatını bulamaması, haksız yere itip kaktığı Nazire’nin onun isteklerini yerine getirmemesi iyi oldu. Çalışanlarına senin çalışanın diye böyle aşağılayıcı bir şekilde davranamazsın. Kadına etmediğini bırakmamıştı, bundan sonra çayıyla tranş limonunu kendisi alır mutfaktan. ^^

 

 

Bu miras meselesinden haberdar olan Şermin’in, dernek toplantısına katılıp hala ellerine para geçmiş gibi hava atan Behice ile dalga geçtiği anlarda nasıl içimin yağları eridi anlatamam. Onlarla ve yaşadıkları yerle dalga geçen Behice hak ettiklerini duydu. Eee etme bulma dünyası diye boşuna dememişler.

 

Şermin: “Neticede Behiceciğim medeniyetten uzak küçük şehrimizde, minik derneğimize kalakaldın. Ya. Allah hakkında hayırlısı eylesin artık inşallah.”

Füsun: “Ay Behice desene medeniyeti öyle uzaktan izlemeye devam edeceksin. Hayatım güzel güzel konuşuyorduk nereye gidiyorsun öyle?”

Kadın: “Medeniyete gidiyor ayol.”

Şermin: “Medeniyet oradan çıkınca sağda Behice.”

 

Yalnız Şermin, hani cinayetten dolayı gözün Behice’nin üzerinde olacaktı? Bana bu söylediklerini unuttun gibi geliyor. Nasılsa Behice’nin görüştüğü avukat da paralara dair bir banka bilgisine ulaşamayacak. Merak ediyorum paraları kim, nasıl bulacak? Muhtemelen bu olay Behice’nin daha çok hata yapmasına neden olacak.

 

Düğünümüz var

 

Gülten ile Çetin’in düğünü, daha doğrusu toplu nikah töreni çok güzeldi ama sanki başrollerin düğünü gibi ne kadar da uzun uzun sahneler seyrettik öyle. Açıkçası bu yılan hikayesine dönen evliliğin yine gerçekleşemeyeceğini düşünüyordum, son ana kadar bir şey çıkacak diye diken üstündeydim. Gelin ve damadımız düğünde çok güzel görünüyorlardı, hele Gülten. Gelinliği, duvağı, gelin teli, makyajıyla tam o yılların gelini olmuştu. Annem gibi, o yıllarda seyrettiğim filmlerdeki gelinler gibiydi. Saniye’nin ne kadar güzel olduğunu da eklemem gerekir. Gelin kadar ona baktıkça da gözlerim kamaştı. Yöresel adetler de unutulmamıştı.

Ah ah… Yılmaz ölmeyecekti de bu düğünde Züleyha ile Yılmaz yan yana olacaktı. Fekeli yerine diğer nikah şahidi Yılmaz olmalıydı. Fekeli, düğün sırasında birkaç kez Hünkar’ı anarken Züleyha bir kez bile Yılmaz’ı nasıl anmaz? Halbuki Gülten ve Çetin ile birlikte evlenmeyi planlamışlardı. Bundan bahsetmesi gerekmez miydi?

 

 

Toplu düğün töreninde Fadik ile Raşit de evleneceklerdi. Ancak önce nüfus cüzdanını kaybettiğini söyleyen Raşit, şimdi de ortadan kaybolmuştu. Bence Fadik ile evlenmeyi gerçekten istiyordu. Ya evlilik korkusu sardı ya da belki de gerçekte evli. Fadik dizinin en bahtsız kızı galiba. Züleyha’nın onu teselli ederken söyledikleri çok doğruydu. Nikah kıyılmadan gerçeklerin ortaya çıkması daha iyi. Onu çok daha fazla mutlu edecek kişi mutlaka çıkacak karşısına.

 

Azize the yargı machine

 

Düğünün ve hatta bölümün en güzel anı şüphesiz Haminne’nin konuşma yapmasıydı. Ders niteliğindeydi sözleri. Sadece geçmişe değil günümüze de ayna tutan bir konuşma. Hala resmi nikah yapmayan erkekler var.

 

Haminne: “Aaaa bu yaşa kadar nikah kıymadın mı sen bu kadına? Koluna takıp utanmadan nasıl gezdin peki? Hı?”

Züleyha: “Kıyacağız şimdi, kıyacağız.”

Haminne: “Aaa ayıp ayıp. Bak bütün ahali duysun, bu topraklarda nikahsız kimse kalmayacak. Kadınları ezdiğiniz yeter, yeter. Ya… Nikah kıymıyorsunuz mal kaçırmak için değil mi? Helalinden mal kaçıran erkeğe de yazıklar olsun. Ya… Bu insanlar, bu kadınlar ne yapıyorsa sizin için yapıyor. Şu adama bakın da hepiniz utanın. Eğer Hünkar duysaydı bunu, kulağına yapışır doğru nikah masasına götürürdü.”

Gelin: “Ağzına sağlık ninem.”

Haminne: “Sen bu kadını bunca zaman nikahsız yanında tuttun. Bundan sonra o ne derse o olacak, anladın mı, ha? Sen de bir şey olursa doğru bana geleceksin. Senin arkanda Azize Saracoğlu var, Azize Saracoğlu.”

 

Gülten ile Çetin’in gerdek gecesinde Gülten’in bir anda üzülüp ağlama detayı ve Çetin’in onu sakinleştirmek için söyledikleri güzel düşünülmüş. Ancak tecavüze uğramış bir kadın öyle kolay kolay gerdeğe giremez. Fatmagül’ün Suçu Ne? dizisinde uzun süre birlikte olamamıştı Fatmagül ile Kerim. Üstelik Fatmagül terapi de görüyordu. Açıkçası Gülten ile Çetin için de böyle bir beklenti vardı bende. Ertesi sabah ev sahipleri ve çalışanların birlikte düğün kahvaltısı ettikleri sahne de çok keyifliydi. Ama eminim Demir bir daha Gaffur ile aynı sofraya asla oturmaz. Hiç görgü yok malum.

 

 

Züleyha bu bölüm Yılmaz’ı hiç anmadı demiştim ya. Anmadı, bir de üzerine meşhur klip bölümümüzde uyuyan Adnan’a bakarken Yılmaz ile değil Demir ile olan bir anı hatırladı. Üstüne bir de gitti, odasında kitap okuyan Demir’e manalı manalı baktı. Demir sık sık akşamları eve gelmiyor diye buna bozulmuyordu ama birden buna da içerlemeye başladı.

Hani ölene kadar Yılmaz’ı sevecektin Züleyha… Hayırdır, sen ne ayaksın? Demir şimdi iyi bir adam oldu diye geçmişte sana yaşattığı onca şeyi nasıl unutursun? Demir Leyla’yı severken onları keyifle seyretmesine ben bir anlam yüklemedim ama, böyle bir anda her anne ya da her eş memnuniyetle bakar çünkü onlara.

 

Çakma hanım ağa

 

Züleyha’ya çok iyi bir hanım ağa oldun deyip duruyorlar da biraz abartmıyorlar mı? Yamanlar’ın topraklarına habersiz çökenleri çıkartabilecek miydi tarladan eğer Sevda elinde tüfekle gelip kovalamasaydı? Toplu nikah töreni düzenledi, hepi topu üç tane çiftle. Bir Hünkar’ın toplu nikahına bak, bir buna. Senin hanım ağa olman için kırk fırın ekmek lazım Züleyhacığım. Bence bu işi bırakıp moda evi açmalısın.

 

 

Fikret de nefretine yenik düşüp düşüncesizce Adnan Yaman’ın mezarının başından ayrılamıyor. Sonunda birine yakalanacaktı tabii, o da mezarcıya yakalandı. Mezarcının Demir’den gizlediği gerçekleri gidip Fekeli’ye anlatmasının ardından Fekeli gerçeği öğrenen ilk kişi olur diye beklemiştim ama Fikret bir sürü bahane sıraladı. Normalde Fekeli bu yetersiz bahaneleri yemez. Fikret de Demir’e bakışlarıyla kendini çok ele veriyor. Fekeli, bu konunun üzerine gidecektir. Ama ben yine de Fikret gerçeği ilk Müjgan’a itiraf eder diyorum.

 

 

Fikret’in fotoğraf albümlerinden bulup okuduğu mektupla Adnan Yaman’dan iyice tiksindim. Bir de Sevda bu adamı öve öve anlatmıyor muydu inanılır gibi değil. Evet, Fikret’in annesi Adnan ile birliktelik yaşayarak hata etmiş, ama Fikret’in günahı ne? İnsanda biraz mı şüphe olmaz da çocuğun resmen piç damgası vurmuş? Yalnız o albümü evden ayrılırken nasıl yanına almış annesi? Yoksa Fikret, Musa Fekeli’nin öylece eşyalarıyla duran evinde mi buldu albümü?

Fikret düğün gecesi gizlice holdinge girip Demir’in masasına bu mektubu bıraktı. Holdingde güvenlik yok mu? Haydi Fikret arka kapıdan gizlice içeriye girdi, içerde nasıl yakalanmadı? Demek ki Fikret artık Demir’in bir kardeşi olduğunu bilmesini ve kim olduğunu merak edip tedirgin olmasını istiyor. Bence güzel plan. O övüp durduğu babasının da ne mal olduğunu da anlamış olur.

Ama mektubu odaya ilk giren olan Züleyha buldu ve Demir’den izinsiz açıp okudu. Bölüm Züleyha mektubu okurken son buldu. Eğer mektubu götürüp Demir’e verecekse buna ne gerek vardı ben anlamadım doğrusu. Bakalım Demir mektubu okuduğunda neler olacak?

 

“Kızım sen niye laftan anlamıyorsun. O çocuğun benim olduğu nerden belli. Tamam bir münasebet yaşamış olabiliriz. Ama kim bilir kimden peydahladın o çocuğu? Bana bir daha o senin oğlun deme mahvederim seni. Benim bir tek oğlum var, o da canımdan çok sevdiğim Demir, anladın mı?”

 

Fragmana göre bizi yine Bir Zamanlar Dallasova diyeceğimiz bir bölüm bekliyor. Emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Peki sizler bu bölümü nasıl buldunuz?

 

Bir Zamanlar Çukurova dizi yorumları için  İzledim / Bir Zamanlar Çukurova  kategorisini ziyaret edebilirsiniz.

 

 

Bir Zamanlar Çukurova 82. Bölüm Fragmanı

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

2 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

5 gün Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Özünü Görmek İsteyen

Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

2 hafta Önce