BİR ZAMANLAR ÇUKUROVA – Hakikat

Bir Zamanlar Çukurova  sezonu  her üç kategoride de lider kapattı. Reytingler ise total kategorisinde 10,31 ; AB kategorisinde 8,88 ve 20+ABC1 kategorisinde ise 9,81.

Konuk yazarım Gözde dizinin sezon finali izlenimlerini kaleme aldı. Keyifli okumalar ^^

 

Yayınlanan 35. bölümüyle Bir Zamanlar Çukurova da sezon finali yapan diziler arasına katıldı. Olan bitenden memnuniyetsizliğimden dolayı uzun süredir bölüm yazılarını yazmak içimden gelmiyordu, özellikle Züleyha’nın Yılmaz’a yazdığı mektubun bölümlerdir okunamaması ve sürekli başına gelen saçma şeylerdi bunun nedeni. Diziye dört bölümlük konuk oyuncu olarak katılan Ercüment karakterinden de hiç bahsedemedim haliyle ama zaten gelişi diziye ne sağladı onu da pek anlayamadım. Yan karakterlerden Gülten’in hayatını zorlaştırmak için miydi yani gelişi? Belki Yılmaz’ın O’nu meşru müdafaa için öldürmüş olduğu gerçeği yeni sezonda ayağına dolanır, kim bilir?

Ne yazık ki sezon finali beklediğimden daha heyecansız geçti. Çok büyük gelişmeler yaşandı diyemem final sahnesi hariç.

Hiç beklemediğimiz bir şekilde geçtiğimiz bölümü Züleyha’nın hamile olduğunun ortaya çıkmasıyla noktalamıştık. Ben Züleyha O’nu sevmediği için Demir’le ilk gecenin dışında birlikte olmamıştır, Demir de Züleyha’nın aşkını kazanabilmek için bunu kabullenmiştir diye düşünüyordum doğrusu. Ama ne yazık ki Züleyha eşlik vazifesini yerine getirmiş onca olan bitenin arasında bile.

Geçtiğimiz bölüm Demir’in kısır olduğu gerçeğini aslında ilk evliliğinden beri bildiğini öğrenmiştik. Bundan Hünkar’ın da haberi olmuştu. Eminim kimi seyirciler kendinden olmayan Adnan bebeğe sahip çıktı, O’na baba oldu diye düşünmüşlerdir. Ancak ben bile isteye Yılmaz’ın çocuğunun üstüne yattığını düşünüyorum. Sonuçta Yılmaz bebeğin doğumu ile eş zamanlı hapisten çıkmıştı. Daha bebekle tam bir bağ kurmadan O’nu babasına vermeliydi Demir, sevenleri de kavuşturmalıydı. Gerçek sevgi böyle olur çünkü. Ama O, bunu yapacağına Yılmaz’a eziyet edip sırtından vurmuştu hatırlarsanız.

 

 

Tabii bu yüzden Demir bebek haberini aldığında şok oldu ve Züleyha’nın kendisini Yılmaz’la aldattığını düşünüp O’nu ihanetle suçladı. Bu düşüncesi normal olsa da bir kadına söylenebilecek en ağır itham bu olsa gerek. Bu iftirasının bedelini mutlaka ödemesi şart.

Demir ile Züleyha arasında yaşanan yüzleşme sahnesi bölümün duygusu, heyecanı en kuvvetli sahnelerindendi. Özellikle Hilal Altınbilek mükemmel bir oyunculuk sergiledi. Demir’in kıyamayacağını bilsem de silah patladığında Züleyha’yı yaralamış olabileceğini düşünmüştüm. Uzun zamandır görmek istediğimiz Züleyha’yı gördük bu sahnelerde. Artık hiç kimse Züleyha’nın Yılmaz’a olan aşkının büyüklüğünü sorgulamayacaktır. O’nu Demir’e de aşık gibi davranmakla suçlamayacaktır. Ben zaten hiçbir zaman Demir’e aşık olmaya başlar gibi bir hava sezmemiştim. Sadece çok yalnız, kimsesiz, çaresiz ve Yılmaz’dan yana ümitsiz olduğu için Demir’e sığınıyordu zaman zaman. Yerinde olsam belki ben de böyle davranırdım.

Demir Züleyha’nın neden kendisiyle evlenmeye razı olduğunu öğrenirken bizler de Züleyha’nın onca zaman neler hissettiğini öğrendik. Züleyha bu cümleleri kurarken aklıma Demir’le gerdek gecesindeki yüz ifadesi geldi. Yerinde olsam nasıl dayanırdım diye düşündüm… Karakteri bugüne kadar en iyi anladığımız sahneydi kesinlikle.

 

“Yılmaz ölmesin diye oturdum ben o nikah masasına. Yılmaz ölmesin diye. Annen beni tehdit etmeseydi, “Ya Demir’le evlenirsin ya da Yılmaz asılır.” demeseydi oturur muyum sanıyorsun ben oraya?”

“Sen bana her dokunduğunda, her dokunduğunda dedim ki içimden “Yılmaz beni affet” dedim, “Beni affet, ben sana aitim.” dedim. “Bu işkenceye sadece senin çocuğun için katlanıyorum.” dedim.”

“Peki Yılmaz’dan olsaydı ne olurdu biliyor musun? O’nu her gördüğümde kalbimin sesini duymasın diye ellerimi böyle etime geçirmezdim. O’nu her gördüğümde “Ben sadece seni sevdim, ben sadece sana aitim, ölene kadar da seni seveceğim.” dememek için dilimi ısırmazdım Yılmaz’ın olsaydı, keşke O’nun olsaydı.”

 

 

 

Hünkar Demir’in aksine Züleyha’ya inandı, bir mucize olduğunu düşündü. Ama O’nun Züleyha’nın arkasında durup destek olması Züleyha’nın umurunda değil elbette. Tek güzel olan şey O’nun bu evlilikten mutlu olabileceğini düşündüğünü Züleyha’ya itiraf etmesiydi. Peki kendisi evliliğinden ne kadar mutlu olmuş ki Züleyha’dan da bunu bekliyor? Ne kadar bencil bir kadın bu Hünkar ve görünen o ki hiç değişmeyecek. İtibar için herkesi harcadı, oğlunu bile… Demir’in ise Hünkar’ın Züleyha’yı nasıl tehdit ettiğini öğrendiğinde O’na kızmayacağı belliydi. Züleyha’ya aşkı için bir bebeği babasından ayırmaktan hiç rahatsızlık duymayan Demir bundan mı rahatsızlık duyacaktı sanki?

 

[wp_ad_camp_1]

 

 

Züleyha’nın hamile olduğunu öğrenen Yılmaz bir kez daha yıkıldı. Fekeli’ye anlattığı gibi köklerini kazıyamadıkları Yamanlar büyüyor diye değil elbette. Bu O’na Züleyha’yı kaybettiğini tekrar hatırlatan yeni bir darbe oldu. Züleyha’nın mutlu olduğu sanıyordu, hamilelikle bu iyice kanıtlanmış oldu. Belki de kapısına Adnan bebekle geldiği günden beri içten içe bir umudu vardı, bu haberle umutları söndü.

Peki Müjgan sen Yılmaz’la neden bu konu üstünde uzun uzun konuşmaya kalkıyorsun ki? Demek ki Yılmaz’ın sana söylediği her şeye körü körüne inandın, hala içinde Züleyha’ya dair hisler olduğundan şüphelenmiyorsun. Aslında evlenmek için bu kadar acele etmese, biraz daha kalbiyle değil aklıyla düşünebilse Yılmaz’ın kendisini yara bandı olarak gördüğünü anlardı Müjgan. Ya da bile bile kabulleniyor bu durumu, bir gün gerçekten sevilmek umuduyla.

Ama yine de Müjgan’a kızamıyorum, bu durumun asıl suçlusu O’na inanmadan bir sürü güzel söz söyleyen, vaatler veren Yılmaz. Yılmaz’ı hayata tutunmak istemesi açısından anlayabilsem de O’nun da bunun için çok aceleci davrandığını, karşısına çıkan ilk adayla hemen bir ilişkiye başladığını düşünüyorum. Müjgan’ın evlenmek için heyecanını bize yansıtan sahneler ise çok gerçekçiydi. Sadece Müjgan’ın Züleyha gibi Yılmaz’a “Yılmaz’ım.” demesi beni aşırı irrite etti. Keşke başka bir hitap kullansaydı, bu hitap ZülMaz’a özel kalmalıydı.

Fekeli’nin Yılmaz’a kin ve nefretle ilgili öğütlerini yerinde bulsam da kendisiyle aynı kaderi yaşamaya gittiğini göre göre susmasından da aşırı rahatsızım. Bırak O senin gibi sevmediği bir kadınla evlenmesin, bırak gerekirse yalnız devam etsin hayatına. Ayrıca her şeyi çarçabuk kavrayabilen, şüpheli her şeyi didikleyip doğrusunu öğrenen Fekeli nasıl olur da hala Züleyha’nın kalbinden geçenleri öğrenemedi? Hünkar’ın bu konuda söylediği her şeye rağmen yine de aklında şüphe olması gerekmez miydi? Neden Fekeli’yi aptal aşık modunda bir adama dönüştürdünüz? Bizim tanıdığımız Fekeli’ye hiç yakışmıyor bu durum.

 

 

Yılmaz’ın Züleyha’yı hala unutamadığını dile getirdiği, anıları aklından geçirdiği köprü sahnesiyle ona paralel kurgulanan Demir’in intihara teşebbüs ettiği sahne yine duygusu ve çekimleriyle bölümün en beğendiğim sahnelerinden oldu. Demir’in bunca yaptığı kötülük olmasa O’nun acısından etkilenip, üzülebilirdim doğrusu. Bu da Murat Ünalmış sayesinde. Hiç beklemediğim kadar başarılı canlandırdı Demir’i, karakterinin gelgitlerini sezon boyu çok iyi yansıttı.

 

 

Demir’in Yılmaz’la karşılaştığında O’na silah çekmesine ise hiç şaşırmadım. Ancak birkaç bölümde bir vurulan Yılmaz’ı vurmaması doğru bir senaryo hamlesiydi. Bu konuda yeterince tekrara düşüldü zaten. Ancak Yılmaz sen neden kendini öldürtmek için karşındaki adamı kışkırtıp duruyorsun? Belki de içten içe düğün ertelensin diye böyle yapmıştır ha, ne dersiniz?

 

 

Fekeli ise Hünkar’a bunun nedenini bilip bilmediğini sorduğunda Hünkar’ın bilmediği yönündeki cevabına ne kadar çabuk inandı yine her zamanki gibi. (Pofff!) Bir Fekeli, iki Müjgan, bu iki karakterin de gözleri aşktan o kadar kör olmuştu karşısındakinin yalan söylediğini fark edemiyorlar.

Yılmaz’ın Demir’i davet etmesi gibi Fekeli de Hünkar’ı düğüne davet etti düşmanlık bitsin diye. Yılmaz’ın hayatını değiştiren, O’nu mutsuz eden Hünkar’ı düğünde görmek hiç hoş değildi. Ne o öyle dalga geçer gibi düğüne gelmek… Bence Hünkar oraya barış için değil Yılmaz’ın evlendiğini gözleriyle görmek için geldi.

Dilerim, yeni sezonda Fekeli Hünkar hakkındaki tüm gerçekleri öğrenir ve bu aptal aşık davranışlarından vazgeçip Hünkar’a sırtını döner. Hünkar, O’nun güzel aşkını hiç hak etmiyor.

 

[wp_ad_camp_1]

 

 

Yamanlar’ın Şermin’e borç çıkarıp dava açmasını yanlış bulsam da bu konuda Şermin’in de hataları var. Demir’in O’na verdiği paralara sırtını dayamış, üniversite mezunu olmasına rağmen çalışmamış, çok zenginmiş gibi har vurup harman savurmuş yıllarca. Gizlice konağa gelip Hünkar’a beddua da etmemeliydi. Beddua her ne sebeple olursa olsun desteklemeyeceğim bir şey. Ayrıca Saniye’ye Gaffur’la ilgili söylediklerinde haklı bile olsa böyle yapıp O’nu üzmemeliydi. Şermin artık dilini tutmayı öğrenmeli, bu patavatsızlıklarına bir son vermeli.

Züleyha’nın artık eski Züleyha olmama kararına da çok sevindim. En başından beri korkak bir karakter seyrediyoruz. Yeni sezonda güçlü ve aşkına sahip çıkan bir Züleyha görmeliyiz artık. Kabul, Adnan bebeği elinden alıp durdukları için, korkup sinmesi de çok doğaldı ama bu O’na ne kazandırdı? Kendi sevmediği bir adamla bir evliliğe mahkum, üstelik o adamdan hamile! Sevdiği adam ise bir başkasıyla hayatını birleştirdi. Elinde tek hatırası Adnan bebekten başka ne kaldı?

En başından beri olması gereken Demir’le odasını ayırma hamlesini de karnındaki bebeği Şermin’le birlikte aldırmaya gitmesini de normal karşılıyorum. Evet, karnındaki kendi canından kanından masum bir bebek. Ama sevmediğiniz bir adamdan, sizi iffetsizlikle suçlamış bir adamdan kim bir bebek sahibi olmak ister? Kim ona, bu evliliğe daha çok mahkum kalmak ister? Hem bu bebeğin varlığı ZülMaz kavuşmasını daha da çıkmaza sokacak. Hem de aşk için diye diye birçok kötülük yapan Demir mükafatlandırılmış olacak. Züleyha’nın bebeği aldırmaya gittiğini ve muayene odasına girdiğini gördük bölümde, sonucunu ise yeni sezonda öğreneceğiz.

Demir ise İstanbul’a giderek yeni tetkikler yaptırdı ve yüzde on bebek sahibi olabileceğini öğrendi. Kendi canından bir bebeği olacağı için çok mutlu oldu elbette, ama ben ihanet suçlamasında bulunduğu için ve yaptığı onca şeyden dolayı bu mutluluğun sürmemesinden yanayım.

Peki sizce Züleyha bebeğini aldırdı mı? Ben yukardaki gerekçelerden dolayı aldırması gerektiğini düşünsem de kesin aldırmıştır diyemiyorum. Belki de bebeği aldırmamıştır ama yeni sezonda düşürür, siz ne dersiniz?

 

 

Saniye bu bölüm Züleyha ile Yılmaz’dan sonra içten üzüldüğüm tek karakter oldu. Züleyha’nın 2. bebeğine hamile kaldığını öğrendiğinde odasına gidip dövündüğü o anlar hepimizin yüreğini parçalamıştır eminim. Selin Yeninci yine mükemmel bir performans sahneledi bölümde; iyi ki bu dizinin kadrosunda, iyi ki Saniye’ye hayat veriyor. Gaffur’un da Seher’e para götürdüğünü öğrendi. Umarım yeni sezonda O’ndan boşanıp, başka biriyle yuva kurar, anne olup mutluluğu yakalar. Evet, Züleyha’ya birçok kötülük yaptı, ama yine de mutlu olmasını can-ı gönülden diliyorum.

İlk bölümlerde Gaffur, Yılmaz ile Züleyha’nın sahne kimlikleriyle Gülten yakarken eline geçen mektup parçasını saklamıştı. Aynı yere sakladığı paraları Seher’e götürdüğünü, ne Seher’den ne de bebeğinden hiç vazgeçmediğini gördük. Ben Gaffur’un bu kadar çabuk bebeğini sahiplenmesine çok şaşırdım. Ama Saniye’yi boşayıp Seher’e alacağına asla inanmıyorum, O’nu kandırıyordur.

Gaffur’un duvarın çıkan taşının arkasına sakladığı bu kimlikler, mektup ve paraları duvarı yıktırırken tesadüf eseri Çetin buldu ve Yılmaz’a götürdü. Düğün günü neden duvar yıkılıyor? İlk mektubun başına gelenler, en son olarak üstüne boya dökülmesi ne kadar gülünçse bu da öyle. Kimliklerle mektubu Saniye veya Gülten’in oradan alıp Yılmaz’a götürmesi bu duvar kırma olayından çok daha mantıklı olurdu ama Züleyha 2. bebeğe hamile olduğu için yapmazlardı.

Keşke Züleyha’nın yazdığı öbür mektup postada kaybolsaydı da düğün günü eve gelseydi, Yılmaz da onu okusaydı. Böyle gülünç durumlarla karşılaşmazdık biz de.

Haliyle Çetin bulduklarını Yılmaz’a götürdü. Ama ne yazık ki Yılmaz kimliklere bakmakla yetindi ve mektup parçasını fark edemeden onları çekmeceye kaldırdı. Züleyha’nın fotoğrafını eliyle okşama detayı ise güzel düşünülmüştü.

 

[wp_ad_camp_1]

 

 

Yılmaz ve Müjgan’ın düğününe dair hiçbir detay atlanmamıştı. Yılmaz olması gerektiği gibi sanki kendi cenazesinde gibiydi düğün günü boyunca. Mutlu olmaya çalışıyordu, ama dikkatli bakan gözler O’nun halini görebiliyordu Fekeli gibi.

Müjgan’ın gelinliğini, saçı, makyajı o yıllarda çekilen filmlerdeki gibiydi. Bu haliyle Türkan Şoray’ı bayağı andırıyordu.

Müjgan’ın annesiyle babasının düğüne katılmaları O’nun açısından güzel bir detay olsa da keşke bu Yılmaz’ın kaba üslubuyla olmasaydı. Geçen bölümde babasıyla telefon konuşmasındaki üslubunu da, yüz yüze görüşmeye gittiğindeki üslubunu da hiç beğenmedim. Yılmaz naif görünümlü bir adam, bu tavırları ise çok kabaydı. Ayrıca Yılmaz’ı kızına uygun görmeyen baba illa böyle paragöz, kalpsiz mi yazılmalı? Pekala birçok baba Yılmaz gibi biriyle kızının evlenmesine karşı çıkar, bu o kadar doğal ki.

 

 

Düğüne davetsiz olarak katılan Hatip Ağa’nın bir olay çıkarmasını da bekledim ama maalesef düğün Yılmaz’ın suratsızlığı dışında keyifli geçti. Sezon finalinde olaysız düğün mü olur? Ama Hatip Ağa’nın sözleri ileriye dair tüyolar verdi. Sanırım Yılmaz’ın karısı olduğu için Müjgan’a zarar verecek ilerdeki bölümlerde.

 

 

ZülMaz’a dair gerçekleri, Yılmaz’ın Müjgan’ı gerçekten sevmediğini bilip bölümlerdir susan Sabahattin’in nikah şahidi olması ise şaka gibiydi. Artık iyice değersiz bir karakter gözümde.

 

 

Yılmaz’ın nikah memuru gelini öpebilirsiniz dediğinde Züleyha’yı hayal etmesi ise beklediğim bir şeydi ancak neden Züleyha’ya Müjgan’ın gelinliğini giydirip, saçını da onun gibi yapıp bu hayali kurdurmamışlar ki? Demir’le evlendiği sahnedeki Züleyha planları kullanılmış bu sahnede. Eğer amaç hem Züleyha, hem Yılmaz isteksiz evlendi aynı şekilde diye göstermekse bu maalesef bana ve birçok seyirciye geçmedi.

Yılmaz ve Müjgan’ın Züleyha ile Demir’inki gibi detaylı gerdek gecesini görmedik ancak sabahki hallerinden birlikte olduklarını anlamak hiç de zor değil. Ben Yılmaz’ın bunu yapabileceğine inanmamıştım, hayal kırıklığına uğradım doğrusu. Umarım bir de Müjgan hamile kalmaz ve işler iyice Arap saçına dönmez.

Düğünün ertesi sabah Yılmaz’ın erkenden kalkıp giyinmesi en azından bu gerdek gecesinin mecburiyetten yaşandığını gösterdi. Yılmaz’ın Müjgan’ı kolay kolay sevmeyeceği iyice belli oldu. Üstüne bir de Müjgan odadan çıkar çıkmaz çekmeceye sakladığı kimliklere bakması da bunu kanıtlıyor. Kimlikleri eline alırken birden araya sıkışan mektubu gördü ve okumaya başladı, ardından kendini bahçeye attı Yılmaz. Acaba bu mektubu düğün öncesi görse ve okusa sizce düğün gerçekleşir miydi? Yılmaz yine de nikah masasında “Evet.” der miydi? Bence yine aynı sebeple “Evet.” derdi. Çünkü O, Müjgan’ı yüz üstü bırakmamak, verdiği sözden dönmemek için evlendi.

 

 

Yılmaz’ın gerçekleri öğreneceği anı çok beklemiştik. Gerçi gerçeklerin sadece bir kısmını öğrendi ama o bile yetti Yılmaz’ın yıkılmasına. Uğur Güneş mükemmel hissettirmedi mi size de Yılmaz’ın duygusunu kısacık sahnede? Beklediğim performansı gördüm. Gözyaşlarına hakim olamayıp, Kurban olduğum.” derken hem haline üzüldüm, hem de gerçekleri öğrendi diye sevindim. Şimdi Züleyha isterse onu mutlu evliliğine inandırmaya çalışsın, Yılmaz asla inanmayacaktır. Adnan bebeği öğrenmesinin bu kadar uzun süreceğini de sanmıyorum böyle düşünen seyirciler gibi:

 

 

Yeni sezonu aklımdaki sorularla merakla ve ZülMaz’a dair filizlenen umudumla bekleyeceğim. Umarım 2. sezonda senaryo toparlarmış olur ve biz özellikle mektubun başına gelenler gibi aşırı saçma, gülünç şeyler seyretmeyiz. ZülMaz kavuşamasa bile yan yana çok daha fazla sahneleri olur. Züleyha artık söylediği gibi cesur, farklı bir kadın olarak karşımıza çıkar. Yılmaz, Züleyha’nın peşini asla bırakmaz. Demir ve Hünkar ise yaptıklarının bedelini öder.

Peki siz sezon finalini nasıl buldunuz ve yeni sezondan beklentileriniz neler?

 

Yazımı renklendiren kolaj resim için birzamanlar_cukurova55 , tweet’ler için  ahmetmevlütadar  ve  Sisss  çok teşekkürler…

 

Dizi ile ilgili diğer yazılara göz atmak isterseniz  İzledim / Bir Zamanlar Çukurova  kategorisini ziyaret edebilirsiniz.

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

2 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

5 gün Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Özünü Görmek İsteyen

Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

2 hafta Önce