BİR ZAMANLAR ÇUKUROVA – Nasıl Özlemişim Seni

Bir Zamanlar Çukurova yeni sezonun ikinci bölümünde  Total’de 8.32 reyting ile birinci; AB’de 5.87 reyting ile üçüncü ve 20+ABC1’de 7.36 reyting ile ikinci oldu.  Geçtiğimiz sezonlarda olduğu gibi haftalık bölüm analizleri konuk yazarım Gözde ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar ^^

(For my foreign followers, please go to select language section for google translate. On the top right side of the screen for desktop, Last line on the hamburger menu bar for mobile)

 

 

Geçtiğimiz bölümü Züleyha’nın Yılmaz’a Adnan’ın onun oğlu olduğunu söylediği anda bırakmıştık. Züleyha, Müjgan onu öldürmek istediği için gerçeği söylemeye karar vermiş. Sonuçta Müjgan yine deneyebilir veya Adnan’ı bildiği için ona zarar verebilirdi. Tabii ki Yılmaz beklediğim gibi bir tepki verdi ve oldukça öfkelendi. Hastane odasında olmasalar çok daha fazla bağırıp ortalığı yıkardı kesin. Bu sahne için beklentim o yöndeydi, bu açıdan biraz hayal kırıklığı yaşadım. Ayrıca araya giren Gülten planları gereğinden fazlaydı, rahatsız etti.

Züleyha’nın her şeyi özet geçerek anlatması yerinde oldu. Ancak ben intihar girişimi, tımarhane ve yolladığı mektuptan da bahsetmesini ve Yılmaz’ın boya dökülen mektubun o olduğunu anlamasını beklerdim. İlerde belki bunu görürüz.

 

 

Yılmaz tabii ki Züleyha’ya söylediği gibi ondan asla vazgeçemezdi. Züleyha ne anlatırsa anlatsın bu Yılmaz’ın öfkesini dizginlemeye yetmeyecekti ve onun gidip Adnan’ı almaya çalışmasına engel olamayacaktı. Yılmaz haliyle ilk öfkesiyle sağlıklı düşünemiyordu ve söylediği hiçbir şey beni şaşırtmadı. Çarçabuk Züleyha’yı anlamasını beklemiyordum zaten.  Züleyha intihar etmekten başka yol bulamayınca Yılmaz’ın öfkesi biraz olsun dindi şükür. Onu hayatında gerçekten istemiyor olsa ölecek diye kahrolmazdı.

İntihar sahnesi cidden çok iyi çekilmişti, Züleyha’nın ölmeyeceğini bildiğim halde aşağıya sarktığında korktum. Şimdi Züleyha bir adamı çocuklarından daha fazla nasıl sevebilir, onları annesiz bırakmayı nasıl göze alabilir diyebiliriz elbette. Ama kocalarını çocuklarından daha fazla seven kadınlar da var. Yalnız bu kadar olaya Züleyha’nın sadece tansiyonunun çıkması yetmedi, dikişleri de patlamalıydı.

 

 

 

Demir ve diğer herkese Züleyha’nın balkonda başı döndüğü için düştüğü yalanının söylenmesi daha iyi oldu. Öbür türlü neden tekrar intihar etmek istediği merak edilecek ve Demir korkudan iyice Züleyha’nın üzerine düşecekti. Allah’tan Yılmaz ve özellikle Gülten çok iyi idare etti. Gülten ekmeğini yediği kişiye yalan söyledi evet ama Yılmaz’ın onun için bugüne kadar neler yaptığı, tekrar katil olduğu da ortada. Vicdan borcu daha önce geldi.

Bu arada Gülten ilk bölümlerde Züleyha’nın bütün mektuplarını okuyup öyle yakmıştı ve Adnan’ın babasının Yılmaz olduğunu öğrenmişti diye biliyorum ben. Züleyha sorduğundaysa aksini söyledi. Gerçi şu an bilip bilmemesi Züleyha için bir şeyi değiştirmez ama senaristler burada dikkatsizlik yaptılar bence.

Yılmaz, Züleyha’ya söz verdiği halde yine de Hünkar’ı öldürme isteğinden vazgeçemedi. Öldürse ne olacaktı, Adnan’ı görebilecek miydi? Neyse ki Hünkar’ın yanına Adnan geldi de Yılmaz yanlış bir şey yapmadı. Belki o da ilerde Hünkar’ı affetmez ama en azından anlayabilir. Züleyha’nın da anne olduktan sonra Hünkar’ı anlayabilmesi, affetmesi çok doğal.

 

 

Yılmaz’ın Adnan’ı kucaklayıp ilk defa babası olduğunu bilerek sevdiği sahnede onun için üzülmeyen var mı? Hele Hünkar yanlarına gelip de Adnan’a “El salla ağabeye.” dediğinde “Ağabey” kelimesi Yılmaz gibi içini acıtmayan… Elbet yakında Adnan Yılmaz’a yine “Baba.” diyecek, daha öncekiler gibi. Ve umarım Yılmaz Adnan’ın ilk kez kendisine “Baba.” dediğini de öğrenir. Nasıl sevinir kim bilir bunu duyunca?

 

 

Yıllardır beklenen anlar

 

Züleyha konağa döndükten sonra Yılmaz ve Adnan’ı buluşturdu. Yıllardır bu anı bekliyordum. Onları aile gibi görmek için o kadar uzun zaman bekledim ki doyamadım bu sahnelere.

 

 

Evet, bu gördüklerimiz, Züleyha ile Yılmaz’ın şu an yaşadığı şeyler aslen yanlış her ikisi de resmen evli olduğu için. Ama şu anki şartlar başka bir duruma el vermiyor. Boşanmak isteseler Demir saplantılı aşkından, Müjgan da Züleyha’ya olan hırsından işi uzattıkça uzatacaktır. Hatta Demir, muhtemelen yine çocukları kaçırır. Keza Müjgan da Kerem Ali’yi alıp gidebilir. Boşanmaya kadar bekleyip birbirlerinden ayrı kalmaya artık dayanmaları da imkansız, Yılmaz Adnan’ı görmeden yapamaz. Yılların özlemi o kadar büyük ki… Hala bitmeyen bir aşk ve ortak bir çocuk varken evliliklerini de sürdüremezler. En doğrusu şu anki gibi hiç hata yapmamaya çalışarak gizli gizli görüşmek ve bir şekilde kaçmak. O yüzden onları anlayabiliyorum ve gizli gizli görüşmelerine, birbirlerine aşk dolu sözler söylemelerine, yüzlerini okşamalarına, sarılmalarına kızamıyorum. O kadar uzun zamandır ikisinin de yüzü, gözlerinin içi hiç bu kadar gülmemişti.

 

 

Açıkçası yapacakları planları merakla takip edeceğim. Planın ilk adımı olarak Züleyha, Yılmaz’dan Müjgan’la konuşmasını ve ona “Züleyha kendini vurmamış, sen vurmuşsun.” demesini istedi.

Tabii ki Yılmaz bunu Müjgan’a söylediğinde bekledikleri gibi Müjgan inkar etti, Behice büyük büyük tepkiler verdi ve Fekeli de Müjgan’ı savunup özür dilemesini istedi. Yahu Fekeli, sen eve geldiğinde onlar Kerem Ali’yi yıkıyorlardı, tamam. Peki gelmeden önce vurup eve gelmiş olamaz mı bu kadın? Sen sanki banyoya bebekle girdikleri mi gördün? Tamam, Züleyha’nın yaşadıklarından dolayı intihar edebileceğinde haklısın ama Züleyha’nın da dediği gibi kalbine değil kafasına sıkar insan.

 

 

 

Bu kavga, Müjgan ve Behice’nin Züleyha başka bir şey planlamıyor diye düşünmelerine sebep oldu, böylece ondan korkmayacaklar, gözleri onun üzerinde olmayacak ve ZülMaz da rahat rahat görüşüp hamle yapabilecek.

Yalnız Müjgan sonunda halasına -tabii aslında kendine-Züleyha’ya olan nefretinin Yılmaz’a olan aşkından büyük olduğunu itiraf etti. Evet, Müjgan bu evliliği bitirebilecekken bunu yapmıyorsa bu aşkından değil, Yılmaz’ı Züleyha kapacak hırsından.

Yine de Müjgan, Behice’ye kanmayıp sadece kendisi ve çocuğuyla ilgilense daha iyi olmaz mı? Demir, başkasına aşık olunca hikayenin ana çatısı çökeceği için bunu es geçiyorum ama Müjgan yeni birine aşık olsa hiç fena olmaz. Şu an elimizdeki tek aday Fikret. Siz ne dersiniz Müjgan ile Fikret aşkına? ^^ Bence gayet güzel olur, Müjgan sağdan soldan çekiştirilip bu hale gelmeden önce gayet tatlı biriydi. Bakın yan yana da gayet uyumlu görünüyorlar.

 

 

 

Hatip ölünce Şermin şimdi de yeni tanıştığı Fikret’e kanca attı. Eee yakışıklı, sarışın adam bulur da kaçırır mı? İlk sezon Veli, şimdi Fikret. Aman Fikret sen sakın kanma hemen kaç uzaklaş oradan çocuğum.

Peki Şermin’in daha yeni tanıdığı adama Fekeli, Yılmaz, Yamanlar hakkındaki her şeyi yumurtlamasına ne buyrulur? Yalnız Yılmaz’ın hakkını teslim etmesini çok takdir ettim. Öyle Fekeli’nin servetiyle havalandığını düşünenlere kapak olsun. Bu sözlerden sonra Fikret Yılmaz’a düşman olmaz, el ele verip işleri daha da büyütürler belki.

 

Amca – yeğen Fekeliler

 

Yalnız Fikret bölüm boyu neden çırçır fabrikasının etrafında dolanıp durdu da gelip Fekeli ile konuşmadı? Sonra Fekeli seni Ankaralıların adamı sanıp gelip odanı basıp başına silahı dayar tabii. Yalnız yan yana gördüğümüz karede Ali Rahmet ile Fikret birbirlerine ne kadar da benziyorlardı. Bir de Fikret’in kaldığı otel hiç o yıllara ait gibi değildi, Adana’da çekim yapılabilecek tarihi otel yok mu ki şu an?

Şermin’le ilgili anlamadığım bir şey daha var. Naciye Savcı’ya Hatip’in Şermin’le telefon konuşmasını duyduğunu söylemedi mi? O zaman neden Şermin’i sorgulamadılar? Şu an dışarda gezip tozacağına nezarethanede olması gerekmez miydi?

Hatip’in ölümü de kesinleştiğine göre “Güle güle Mehmet Polat.” diyebiliriz. Karakteri çok başarılı canlandırmıştı. Onun ardından Naciye (Şirin Öten) de oğullarının yanından giderek diziden ayrılacak.

 

 

Sabahattin ve Jülide’de de diziden ayrılıyor besbelli. İkili evlenip Ankara’ya yerleşecekler. Bu kadar ayrılıkların üstüne tahminim Fikret ve Sevda’dan sonra Ankaralıların başı olan kişinin diziye dahil olacağı yönünde. Ve bakalım Fekeli bu defa Ankaralılar’ın ölüm tuzağından nasıl kurtulacak?

Hatip’in öldürenin Ankaralılar olduğunun sanılmasıyla Gaffur resmen dört ayak üstüne düştü. Cinayetten yırttım sanıyor ama kendini ele vermesi an meselesi. Çarşıda karşılaştıklarında Şermin’in üstü kapalı konuşmasından bir şey anlamadı ama ikinci bir konuşmada tedirginliği artacaktır. Zaten şu anda bile tedirginlikten bu konuda çok fazla konuşuyor, tuhaf davranıyor. Bence ilk Saniye öğrenecek gerçeği davranışlarından şüphelendiği için. Keşke kendiliğinden gidip teslim olsa ama benim tanıdığım Gaffur çok korkaktır, asla buna cesaret edemez.

 

 

Gülten ile Çetin’in sinemada seyrettikleri Siyah Gelinlik filmini birkaç kere seyretmiştim, gerçekten çok acıklı bir filmdir. Böyle o yılların filmlerine dair detayların yazılması hoş oluyor. Normalde çok daha önce yayınlanmasına rağmen Adana gibi şehirlere geç gidermiş filmler o dönemlerde. Dizide de buna tanık olduk.

 

 

Hünkar ile Demir’in arasında uçurum bu bölüm daha da açıldı. Hünkar dediğini yaptı ve Demir’i konağa almadı, üstüne şirketteki Adnan Yaman Holding tabelasını indirip yerine Hünkar Yaman Holding tabelası astırdı, Adnan’ın fotoğraf çerçevesini yere atıp kırdı. Demir’in babası vasiyet etti diye illa Sevda’ya sahip çıkması şart mıydı? Ya da sadece maddi destek olabilecekken sık sık gidip görüşmesi, çocukları emanet edecek kadar güvenmesi mi gerekliydi? Bir de bu yaptıklarını savunmuyor mu? Ayrıca Sevda’nın kendi birikimi yok mu?

Tabii aslında Hünkar ile Demir’in arasının bozulması aslında ZülMaz’ın yolunu açmak için yapılmış bir senarist hamlesi. Şimdi Demir konağa giremeyince Züleyha ile Yılmaz rahat rahat görüşebilecekler. Hatta Hünkar tekrar kavuşabilmeleri için destek de verebilir.

 

 

Hünkar-Fekeli ilişkisinde de yeniden vuslat umudu var. Hünkar derdini onunla paylaşıyor, sığınabileceği tek liman o. Fekeli de sanki Yılmaz’dan oğlunu saklamıyor mu, çok mu masum? O yüzden Hünkar’a kızıyorsa kendine de kızmalı.

 

 

Şermin Füsun’dan öğrendiği Jülide ile Sabahattin’in düğününü basıp olay çıkaracak diye beklerken olay çıkartan Demir oldu. Açıkçası Şermin sayesinde güleriz derken Demir’le şoke oldum. Şermin tam düğünü basacakken gördüğü manzarayı gidip Hünkar’a yetiştirdi ve düğünde Demir’in yapacağı açıklamayı bizzat ilk ağızdan duymuş oldu Hünkar.

Demir düğüne kolunda Sevda’yla geldiği yetmiyormuş gibi bir de onu oraya gelenlere tanıtmaya kalktı. Hem de tüm detaylarıyla. O esnada ekrana bön bön bakmayan var mıdır acaba?

 

“Kendisini hepiniz ses sanatçısı Sevda Çağlayan olarak biliyor, doğru. Ama benim için bundan çok daha fazlası. Babamın emaneti. Babamla annemin evliliği zaten bitmişti. Ama şartlar gereği resmiyete dökülmedi. Bugün Sevda Hanım’ın soyadı Yaman değilse sebebi budur. Ama kendisi babamın eşi, bana da emanetidir. Tüm Çukurova bilsin ki Sevda Hanım benim için çok kıymetli ve muhterem bir insandır, benim ikinci annemdir.”

 

Demir, Sevda’nın evinde Hünkar’a yakalanmasa yine de onu koluna takıp gezebilecek miydi? Bence hayır. Bunu annesine inat olsun diye yaptığı besbelli. O yüzden Demir’in Sevda’ya sahip çıkmasına da düğünde söylediklerine de şaşırmadım. Demir, bence annesinden çok babasına bağlıydı. Annesinin kırgınlığını anlayabildi ancak özellikle holdingde babasının adının silinmesi onu çok öfkelendirdi. Ayrıca geçen hafta da dediğim gibi aldatmayı erkeğin elinin kiri olarak gördüğü belli. Babasının boşanıp Sevda’yla evlenebilecek olmasını, bir evliliğin bitebileceğini normal görüyorken aynı şeyi kendi evliliğinde Züleyha’ya hak görmemesi de saplantı duyduğu kadını bırakmama isteğinden ve bencilliğinden. Annesine böyle bir şey yapılabilir ama kendisine asla.

 

 

Açıkçası Hünkar’ın yaşadığı hayal kırıklığını çok iyi anlıyor ve onun için gerçekten üzülüyorum. Bir yandan da etme bulma dünyası tabii, çok şey yaşattı Züleyha ile Yılmaz’a ve aslında Demir’e de. Önce Fekeli’yle yeniden bir araya gelemeyerek, şimdi de bu şekilde cezasını çekiyor. Yalnız Sevda’nın da Demir’in bu sözlerinden sonra ona sarılıp Hünkar’a nasıl baktığı da gözümden kaçmadı. Sevda Hünkar’ın elinden resmi olarak kocasını ve Yaman soyadını alamadığı için besbelli Demir’i almak istemiş ve şu an bunu başardığı için zafer fışkırıyor gözlerinden. Bakalım Hünkar ile Demir’in arasında bu yaşananlar nereye varacak?

 

*Tweet’leriyle yazıma renk katan Zülmaz , alice ‘e teşekkürler.

 

Bir Zamanlar Çukurova dizi yorumları için  İzledim / Bir Zamanlar Çukurova  kategorisini ziyaret edebilirsiniz.

 

Bir Zamanlar Çukurova 66. Bölüm Fragmanı

(link otomatik olarak oynamadıysa 1.Fragman için tıklayınız)

Fragmana göre Hünkar-Demir savaşı büyüyor ve Hünkar çok şaşırtan adımlar atıyor. Holding hisselerini Yılmaz’a devretmesi ilerde ZülMaz’a destek olacak fikrimi doğrular gibi. Yılmaz ile Fikret’in yakınlığı dikkat çekici ama bence Fikret’inkini samimi değildir. Züleyha ile Yılmaz ise gizli saklı buluşmaya devam ediyorlar ve fragmanda gördüğümüz yakalanma durumu büyük ihtimalle şaşırtmacadır.

 

(link otomatik olarak oynamadıysa 2.Fragman için tıklayınız)

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

2 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

5 gün Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Özünü Görmek İsteyen

Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

2 hafta Önce