Bir Zamanlar Çukurova final bölümüne dek zirveyi kimseye vermeyecek belli ki; Reytingler Total’de 12.73, AB’de 7,96, ve ABC1 11,22. Üçüncü sezonun 11. bölüm yazısı konuk yazarım Gözde ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar^^
Geçtiğimiz bölümü Züleyha’nın eczanede karşılaştığı Müjgan’ın hamile olduğunu öğrenmesiyle noktalamıştık. Yılmaz’la şu an araları limoni olsa da bu haber tahmin ettiğimiz üzere Züleyha’yı yıktı.
Züleyha, onun Yılmaz’ı aldatacak bir kadın olmadığını düşündüğü için de buna hemen inandı. Züleyha’nın Müjgan hakkındaki analizi doğruydu.
“Bak bu kadın kıskanç olabilir, deli olabilir, kötü kalpli olabilir ama seni aldatacak bir kadın değil.”
Bu haberi Züleyha’dan öğrenen Yılmaz tabii ki reddetti. Müjgan’ın tahlilleri değiştirmiş olabileceği hiç kimsenin aklına gelmedi elbette. Kadın başhekim yahu. Yılmaz’ın Züleyha’yı ikna etmesi mümkün değildi Müjgan gerçeği itiraf etmedikçe. Aşkı için Demir’e asla yüz vermiyor, ayrı odalarda kalıyor, Yılmaz aksini yapmışsa elbette de kendini kandırılmış hisseder. Züleyha’nın yerinde olsam bu haber üzerine ben de bağrıma taş basar, Yılmaz’dan vazgeçerdim. Ancak bunun üzerine hemencecik Yamanlar’ın hanım ağası olmaya kalkar mıydım bilmiyorum.
Züleyha’ya hanım ağalığın çok yakıştığı bir gerçek. At üzerinde Hünkar’ın tam bir varisi gibiydi. Ondan öğrendiklerini en iyi şekilde uygulayabileceği de ortada. Yalnız şimdi onun yerine, görevine soyunduktan sonra, hamilelikle ilgili gerçek ortaya çıktığında ne yapacak? Bu insanları yüz üstü bırakıp gitmeye mi kalkışacak?
Yılmaz’ın küçük konak yakınlarında gördüğü Adnan’ı sevmesine de engel olmasını, çocuğu kendisine vermesini isteyip durmasını ise sevmedim. Adamdan vazgeçtin diye onun çocuğunu görüp sevmesine engel olamazsın. Yılmaz da vermek istemeyince kendisini ondan ayıracak sanmasını ise yadırgamadım. Aksini söylerken Müjgan’la karı koca hayatına devam eden adam pekala senden ayırmam dediği çocuğu kendisinden ayırabilirdi.
Yılmaz’ın Züleyha’dan hamilelik haberini alır almaz konağa gidip Müjgan’la yüzleşme sahnesinde “Bu çocuk benden değil.” demesi elbette hoş bir tavır değil. Bir eş için çok aşağılayıcı. Ama adam sarhoşken bile birlikte olmadıklarına eminse kalkıp kabul edecek değil ya? Ayrıca Müjgan bu oyunu kurarken bunların olacağını elbette tahmin ediyordu. Buna razı olarak kurmuş olmalı bu oyunu.
Ben bölüm boyunca asla Yılmaz’ın sarhoşken Müjgan’la birlikte olduğuna inanmadım. Behice, Fekeli, Fikret hepsi inandılar ama. Behice bile her şeyin içindeyken Müjgan’ın bir şey çevirdiğini hiç düşünmedi hayret ettim. Fikret’in bu mevzuyu ilk duyduğunda bir an halinden şüphelenmedim değil yalnız. Ancak o kadar da yakınlaşmamışlardı. Ama ben hep tahlilleri değiştirdiğini düşündüm Müjgan’ın.
Müjgan’ın hamilelik haberine en çok sevinen elbette Demir oldu. Ama bunu öğrenir öğrenmez Züleyha’ya kendi aşkına dair övgü dolu sözleriyle daha fazla yaralaması gereksizdi. Ayrıca duyan da evliliklerinin en başından beri Züleyha’ya dokunmaya kıyamadı, o istemedi diye ayrı odada kaldı sanır? Kadın istemeden onunla gerdeğe girerken aklın neredeydi? Bak yine sinirlendiriyor beni. Yılmaz’dan vazgeçse bile Züleyha’nın bu aşka karşılık vermek gibi bir zorunluluğu yok, Yılmaz ölse bile karşılık vermesin. Bu adam ona onca şey yaşattı. Demir’i sevmem ama yeni gelecek kadın karaktere aşık olsun ve Züleyha’nın yakasından düşsün lütfen. Hem onun için de iyi olur mutlu olacağı bir ilişki. Yılmaz’la karşılaşıp bir tur da ona laf sokmasına ise hiç girmiyorum.
Behice gerçekten çok kurnaz bir kadın. Şimdi de hem mağduriyetini herkese duyurmak hem de Züleyhayı affettiğini açıklayarak puan kazanma peşine düştü. Böylece üzerindeki şüpheleri de yok etmeye çalıştı. Basın toplantısı düzenlemek çok akıllıca bir hamleydi. Yalnız bu haber nedir ya. Gülmekten öldüm. ^^
Yalnız Şermin’e de bravo. Nasıl da anladı Behice’nin kendine saldıran adamları organize edecek kadar ileriye gidebileceğini. Çünkü o da iyi bir kurnaz. Bütün cinayetlerin tanıdığı Şermin, Hünkar cinayetine tanık olmadı ama onunla ilgili büyük bir delili yakalayan kişi olmalı bu defa da. Hele hele Behice’den yediği tokattan sonra Hünkar’ın ölümünde parmağı olduğunu ortaya çıkarmak için eskisinden daha kurnaz, gözü kulağı daha açık bir Şermin bekliyor bizi. Demir’e de basın toplantısını haber verip şüphelerini paylaştı. Bunu sadece Züleyha’nın suçlanmasa engel olsun diye değil, yediği tokadın intikamını almak için, Hünkar’ın ölümü cezasız kalmasın diye ve yeniden Demir’le yakın olmak için yaptı bence.
Demir’in isteğiyle Sevda ile ilgilenmesi de güzel bir hareket elbette ama bir anda bu kadar samimiyet de yapay oldu. Ne olursa olsun Sevda, Hünkar’ın yerini asla alamaz. Eğrisiyle doğrusuyla Hünkar Yaman bir başkaydı.
Fekeli’nin bir daha Hünkar’la buluştukları o yere gidemeyeceğini düşünüyordum ama o acısıyla yüzleşmeye cesaret edip o yere gidebilmiş. Kendi kendine kahve pişirip sanki Hünkar karşısındaymış gibi iki fincana kahve doldurması, onun oturduğu tarafa bakıp ağlaması, kahveyi içemeyişi beni de ağlattı. Fekeli bu acıya daha ne kadar dayanabilecek? Hele bir de katili elleriyle beslediğini öğrenince… Ama sanırım o da şüphelenmeye başladı. O görüştüğü adama verdiği zarfta Behice’nin fotoğrafları olmalı.
Demir ise acısını içinde yaşıyor, işlere sarılmaya çalışıyor. Holdingin adı en son sadece Yaman Holding’di sanırım, şimdi Hünkar Yaman Holding olması çok anlamlı olmuş. Keşke Hünkar ölmeden olabilseydi bu. Sevda’nın konaktaki varlığının -her ne kadar yanlış da olsa- hem ona hem Züleyha’ya hem de Haminne’ye çok iyi geldiğini kabul etmeli.
Sevda’nın Züleyha ile arasındaki ilişkide onu gerçekten samimi buluyorum. Demir’in aşık olduğu kadın olduğu için değil ona gerçekten sevgi besliyor. Başta evlat acısından dolayı onu kendine yakın hissetti, tanıdıkça da huyundan suyundan. Bir de Züleyha’yı ağlarken gördüğünde nedenini didiklemeden sadece omuz olmaya çalışması, rahatlatıcı sözleriyle ona sadece omuz olmak, dert ortağı bir abla olmak istediği ortada.
Sevda ile Saniye arasındaki gerilimde bence her iki tarafın da haklı olduğu yerler var. Saniye, onun Hünkar’ın hususi serasına girmemesi gerektiği konusunda haklı ancak arkasında sadece Züleyha değil, Demir Yaman olan birine saygıda kusur etmemeli. Konağın on beş yıllık Saniyesi olması buna hakkı olduğu anlamına gelmez. Saniye bunu zamanında Züleyha’ya karşı da yapmıştı. Ne yazık ki yerini bilmeme konusunda problemli.
Sevda’nın, Saniye’yi Demir’e şikayet etmemesi, hatta Demir ona kızdığında arka çıkmasıysa bence kötü niyetli değildi. Üzüm’e annelik yapmasından da etkilendi, onun ölüm acısını da anlıyor. Yalnız Hünkar’ın yerine geçip evin hanımı olmak istediği de apaçık ortada. Zamanında Adnan Yaman’la evlenip konağın hanımı olamamıştı, şimdi eline bir fırsat geçti, haliyle de değerlendiriyor. Saniye kovulmayı göze alacağına, katlanmayı denemeli.
Gaffur’un Behice’nin tehdidi üzerine Hünkar’ın hatırasına hürmeten gidip Hatip’i öldürmekten teslim olmasını ve Behice’nin dosyasında okuduklarını anlatmasını beklerdim. Almanya’da çalışmak için başvurmasını ona yakıştıramadım. Tek sevdiğim paraya bu kadar tamah etmesinin ne kadar yanlış olduğunu sonunda anlaması oldu. Saniye de yine bir dolaplar çeviriyor diye Seher gibi bir ilişkisi var sandı, bakalım Almanya’ya gittiğinde ya da gidemeyip Hatip cinayeti ortaya çıktığında ne tepki verecek? Ben sadece Üzüm babasız kalacak diye üzülürüm. Çünkü Gaffur’u çok seviyor, bugüne kadar hiç babası olmamış ve bu sevgiyi ilk defa tadıyor. Umarım Hatip’i nefsi müdafaa için öldürdüğü anlaşılır da az bir ceza alır.
Müjgan ile Fikret’i gören hemşire yüzünden şehirde dedikodu çıkacağı belliydi. Belki bu dedikodular onların birbirlerine karşı hissettiklerini fark etmelerine vesile olur. Tabii bu dedikoduları Müjgan’ın hamilelik haberi üzerine öğrenince Yılmaz’ın ne düşüneceği, eline silah alacağı da besbelliydi. Böyle bir durumda Yılmaz, Demir ya da kim olursa olsun silahına sarılıp Fikret’in başına dayardı.
İnsanın aklından “Kendisi karısını Züleyha ile aldatıp dururken bunları duyunca neden celalleniyor?” diye geçiyor elbette. Ama tüm şehre yayılan bir dedikodu varken hiçbir tepki göstermemesini bekleyemem. Ayrıca hatırlatayım Züleyha Leyla’ya hamile kaldığında kendinin kısır olduğunu bilen Demir de aldatıldığını düşünüp Züleyha’nın başına silah dayamıştı, gidip Yılmaz’ın da değil.
Yılmaz’ın Fikret’e kızmasının asıl nedeni ise onu kardeş gibi görmesi. Birlikte oldular, çocuk yaptılar ve bana yamamaya çalışıyorlar diye düşünmüştür. Boşandıktan sonra böyle bir ilişkiye asla karşı çıkmazdı eminim. Zaten bu dedikodular ve bu olay olmasa Müjgan da gerçeği kolay kolay açıklamazdı. Tam Yılmaz Fikret’i öldürecekken Fekeli ile birlikte yetiştiler ve yalan söylediğini, hamile olmadığını açıkladı. Bu saatten sonra Yılmaz’dan boşanmamak gibi bir şansı kalmadı. Zorla güzellik olmayacağını artık anlar umarım. Kerem Ali’nin annesiz babasız kalmaması bahanesinin arkasına sığınmaz, Züleyha’yı yenme takıntısından vazgeçer ve sadece Yılmaz’ı değil kendini de azad eder. Unutmadan, bu sahnede Fekeli’nin sözlerine Yılmaz’ın tepkisi şahaneydi. 3 sezondur bu tamlamadan öyle bezdik ki iç sesimiz oldu resmen. ^^
Fekeli: Uhuletle, suhuletle çözelim.
Yılmaz: Uhulet muhulet yok.
Fragmana göre bizi ZülMaz’la dolu bir bölüm bekliyor. Barışmaları ve aşklarına sahip çıkmaları çok sevindirici. Ancak “Ölüm bizi ayırana dek.” diyorlar ve benim aklıma Yılmaz’ın öleceği gerçeği geliyor, yüzüm düşüyor…
Emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Peki sizler bu bölümü nasıl buldunuz?
Tweetleriyle yazıma renk katan Kilolu Kleopatra , Hüzünlü Kurabiye , Leyla ‘ya çok teşekkürler.
Bir Zamanlar Çukurova dizi yorumları için İzledim / Bir Zamanlar Çukurova kategorisini ziyaret edebilirsiniz.
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.