BİR ZAMANLAR ÇUKUROVA – Senden Asla Vazgeçmedim

Bir Zamanlar Çukurova  her üç kategoride de lider. Oranları ise total kategorisinde 15,23 ; AB kategorisinde 12,78 ve 20+ABC1 kategorisinde ise 14,23.

Konuk yazarım Gözde dizinin 27. bölüm izlenimlerini kaleme aldı, bir de sizler için anket hazırladı. Katılmayı unutmayın! Keyifli okumalar ^^

 

Geçtiğimiz bölümü Züleyha’nın Adnan bebekle Yılmaz’ın kapısına gelmesiyle noktalamıştık. O esnada Müjgan’la nişan töreni olan Yılmaz’ın tepkisi merak konusuydu. Tam Züleyha niye geldiğini açıklayacakken elbette ki bir şey mani oldu : Demir Yaman. Olmasa hatırım kalırdı.

 

 

“Karımla çocuğumu almaya geldim.”  diyen Demir bu açıdan haklı da olsa yanında onca adam getirmesi ve silahını ateşlemeye, çatışma başlatmaya hazır haliyle medeniyetten uzak ve haksız bir duruma düştü.

 

 

Yılmaz ve Fekeli’nin kapımıza sığınan birini kendisi istemedikçe göndermeyiz anlayışını haklı buldum. Zaten kurşun Züleyha veya Adnan bebeğe gelebilecekken Demir çatışma başlatmasa onların da ellerine silah almaya niyetleri yoktu. Çatışma çıkmasıyla Yılmaz için endişelenen Züleyha’nın gitmek istemesi de normaldi, sonrasında başına gelebilecekleri düşünememesi de.

 

 

Çatışma sahneleri güzel çekilmişti, dizinin başından tansiyonun bu şekilde yükselmesi, en baştan bölümün içine girmeyi sağladı. Yılmaz’ın Züleyha’yı geri çevirmeyişi, hatta onları eve aldığı esnada içeriye kurşunlar yağdığında onlara siper olması, Züleyha gitmek isterken bile kendisini koruyacağını söyleyip göndermemesi uzun zamandır Yılmaz’dan Züleyha’ya karşı görmek istediğimiz hareketlerdi. Ama ne yazık ki Demir Yaman bir kez daha mertçe dövüşmedi ve Yılmaz’ı sırtından vurdu. Tabii o esnada oraya gelmiş olan Hünkar ve Gaffur Züleyha’yı kolundan tutup götürdüler.
Müjgan’ın çatışma ilk çıktığında yakındaki bir düğünden silah atılıyor yalanına inanması çok saçmaydı. Ama Züleyha ile bebek eve alındığında onlara yardım elini uzatması güzel bir davranıştı, tam bir kendini insanlığa adamış doktora yakışır türdendi. Evet, bile bile bu ilişkiye girmişti ama Yılmaz’ın Züleyha ile bebeğe siper olduğunu gördüğünde içinden bir şeyler kopmasına, o an hissettiklerinden dolayı O’na acıdım. Karşılıksız aşk çok zor, hele bir de karşınızdaki sizi sevdiği konusunda inandırmaya da çalışıyorsa.

İlk bölümden beri başına gelmeyen kalmayan Yılmaz, bir kez daha Demir’in kurşunuyla sırtından vurulduğu yetmezmiş gibi bir de riskten dolayı konağın bahçesinde ameliyat edilmek zorunda kaldı. Bu sahnede aklıma huğlarda Sabahattin’in O’nu ameliyat ettiği sahne geldi. Ve Gülten’in evde unuttuğu tahta kaşığı yine ısırsın ameliyatta diye aklımdan geçti hemen. ^^

 

[wp_ad_camp_1]

 

 

 

Yılmaz ilk vurulduğunda rüyasında Züleyha’yı ve Adnan bebeği gördü. Sahne çekimleri, efektleri, kullanılan replikler ve duygusu ile şahaneydi. ZülMaz rüyada öpüştüler, ama olsun. Adnan bebeğin babasına bakarken bugüne kadar hiç görmediğimiz kadar gülüyor olmasına ne demeli peki? ^^ Keşke daha uzun sürseydi bu sahne.

 

“Züleyha, oğlun benim de oğlum olsun mu?”

 

 

Demir’in Yılmaz’a bugüne yaptıkları yetmezmiş gibi, O’nu vurması marifetmiş gibi teslim olmak yerine kaçmayı düşünmesine ne demeli peki? Çukurova’nın en güçlü beyisin diye adalet seni es mi geçmeli Demir Yaman?

Ya Fekeli, sen neden kararı Yılmaz’a bırakıp Demir’i jandarmaya şikayet etmiyorsun? Peki sen Yılmaz, neden olaylar duyulmasın diye şikayet etmeyeceksin Demir’i? Az kalsın ya canından olacaktın, ameliyatta bir şeyler ters gitse felç! Yaptığı yanına kar mı kalacak? Umarım bu hatandan dönersin en yakın zamanda.

Bir de Züleyha’nın gelişi ile ilgili yaptığın sorgulamada nasıl bunun Demir’i sevmesiyle alakalı olabileceğini düşünebiliyorsun? Nasıl Hünkar’ın Fekeli’ye bu konuda attığı yalanlara inanıyorsun? Hünkar’ın nasıl biri olduğunu, seni idama göndermek istediğini unuttun mu?

 

“Züleyha’yı hiç anlamıyorum. Demir O’nu çok sevsin diye mi yapıyor? Müjgan’ı mı kıskanıyor? Benim saadetime mani mi olmak istiyor, ben hiç anlamıyorum bu kızı. Ne yapmak istediğini hiç anlamıyorum.”

 

Bugüne kadar Züleyha’nın her söylediğine inandın; gözlerinin içine doğru dürüst bakıp acısını, sana olan aşkını göremedin. Demir’den korkmasına şaşırmadın. Üstüne Müjgan’la olanlar var, onları hiç saymıyorum.

Valla bu tavrıyla Yılmaz’a Züleyha’dan daha çok kızmaya başladım. Çünkü Züleyha kimsesiz. Senin Fekeli baban var, Çetin var… Züleyha oğlunu düşünmek zorunda. Ondan da ayrılmamayı istemek zorunda.

Umarım bu şüphenin arkası daha belirgin olarak gelir, Fekeli’nin kıymetini bildiği için Müjgan’la olması yönündeki telkinine de kulak asmazsın.

 

 

Demir Yaman ve Hünkar yine(!) Züleyha’yı Adnan bebekten ayırdılar, yine koynundan çekip aldılar bebeğini. Her defasında Züleyha’yı bu şekilde cezalandırmaktan vazgeçsinler. Yüreğim kaldırmıyor artık. Benim gibi birçok seyirci de tepkili bu duruma. Hem daha önce denediler iki kere ama ne oldu? Züleyha’nın Yılmaz’a aşkını silebildiler mi? Hayır. Üstelik bu son olayda Züleyha o evden ve Demir’den kaçmak istemekte çok haklı. Kim Demir gibi bile isteye adam öldürmekten çekinmeyen biriyle evli kalmak ister? Tepki göstermeyip köşesine mi çekilseydi? Tamam Demir, Adnan bebeği kendi çocuğu sandığı için tepkili, ama canından bir parça sandığını annesinden nasıl ayırmaya gönlü el veriyor? Böyle mi sevecek Züleyha O’nu? Böyle mi evcilik oyunu oynamaya devam edecekler?

Adnan bebeği Züleyha’nın koynundan çekip aldıkları sahnede Züleyha üstünde geceliği, yalın ayak peşinden koşarken Demir’e küfretmeyen, Züleyha’ya içi parçalanmayan var mı? Eminim çoğumuz bu sahneyi Yılmaz’ı jandarmalar götürdüğündeki sahneye benzetmiştir. Züleyha yine Yılmaz’ının ardından aynı şekilde koştu, ayakları yara bere içinde kaldı. (Adnan bebeği Yılmaz diye seviyor.)

 

 

[wp_ad_camp_1]

 

 

Hünkar da bir anne, peki O nasıl bunu yapmasına destek çıkabiliyor Demir’in? Kendisi zamanında sevmediği bir adamla evlendi diye aynısını Züleyha da yapmak zorunda mı? Hem O’nun çocuğunun babası kocası idi, Züleyha’nınki Yılmaz.

Evet, Züleyha Yılmaz’a göndermekten vazgeçtiği mektup konusunda hatalı, O’na eline fırsat geçen diğer zamanlarda da gerçeği söylemediği için de. O yıllarda şimdiki kadar rastlanmasa da boşanma davası açmadığı için de. Ama hiçbir kadın böyle cezalandırılmayı, oğlundan ayrı bırakılmayı hak etmiyor.

Hünkar’ın istediği gibi davranmaya da mecbur değil artık. Çünkü Yılmaz hapiste değil, afla çıktı. Sevdiği adamla ömrünü geçirmek istemek, bebeğini babasına kavuşturmayı istemek O’nun en doğal hakkı.
Aslında Hünkar da her şeyin farkında. Fekeli’ye Züleyha Demir’i sevdi diye yalan söylüyor ama Haminne’nin yanında kendiyle yüzleşiyor. Ah tatlı Haminne’m belki bir gün bu duyduklarını mesela Demir’in yanında dile getirirsin de O da kandırıldığını öğrenir.

 

“İnsan insanın kaderini yazamıyormuş. Ben Züleyha’ya kaderin benim demiştim. Şimdi kibrimin cezasını ödüyorum. Torunumu da annesiz bıraktım. Evladımın mutluluğu için her şeyi yaptım. Ama elim kolum bağlandı. Öyle bir yere girdim ki nerden çıkacağımı bilmiyorum.”

 

Dilerim bir gün hatalarından gerçekten ders alan ve Züleyha’nın Yılmaz’a kavuşmasının önünü açan bir Hünkar görürüz.

 

 

Fekeli de hislerinin esiri olup O’na inanmaktan vazgeçsin artık, biraz şüphe duysun. Fekeli böyle bir adam değildi, resmen aşktan gözü kör oldu. Bu Fekeli’yi seyretmek tat vermiyor.

Sabahattin’le konuştuğunda da O’nun Züleyha – Demir evliliği hakkında konuşurken ki halinden şüphelenmedi. Halbuki biraz daha üstüne gitse belki Sabahattin gerçekleri anlatacaktı. Ah Sabahattin neden Fekeli’ye gerçekleri anlatmadın? Yamanlar güçlü evet ama Yılmaz da güçlü artık, arkasında Fekeli var. Ne yazık ki Sabahattin bir süredir dizide hikaye akışında hiçbir katkı sağlamıyor bize. Bütün umutlarımı boşa çıkardı.

 

 

Gaffur’un çatışmayı Saniye’ye bire bin katıp anlatması tam O’na göre bir hareketti. Bir de Yılmaz öldü diye Demir hapse girer, çiftliği kendisi yönetir diye hayaller kurmaz mı? ^^

Gülten uzun zaman sonra ilk defa üst üste doğru hareketlerde bulunarak şaşırttı. Sonunda O da insafa geldi herhalde. Adnan bebeği nereye götürdüklerini duydu, bunu Züleyha ile paylaştı ve O’nun gizlice evden çıkmasına yardım etti. Ama maalesef o sırada eve gelen Demir durumu fark etti ve onlar oraya vardıklarında Demir çoktan ordaydı bile.

Ama Gülten’in Yamanlar’ın karşısında sinmeyişi, yaptığının arkasında durması, ardından verdikleri tapuyu da iade edip işinden ayrılması ve Şermin’in yanına çalışmaya gitmesi tekrar O’nu sevmeme neden oldu. Bakalım Şermin’in evindeki bol dedikodulu ortama nasıl tahammül edecek Gülten? ^^

 

Gülten: Bebesi anasından ayrılır mı hiç? Vicdanı sızlatır bu.
Demir: Gülten bak haddini bil!
Gülten: Size göre yanlış olabilir Demir Bey. Ama ben doğru bildiğim şeyi yaptım. Benim yüreğim bir anayı o şekilde görmeyi kaldırmıyor…

 

Yamanlar konağındaki meşhur duvardan dolayı Şermin’in merdiven dayayarak yukarı çıkıp büyük konakta olan biteni seyretmesi ve Gaffur’un işe gelip gitmek için iki kişilik motoru kullanması ise tatlı detaylar olmuş. ^^ Bütün bölüm de üzülmeyelim ama değil mi?

 

 

Yılmaz’ı ne kadar çok sevse de hem nişan gecesi olanlar hem de Yılmaz’ın ameliyat sonrası yatakta Züleyha’yı sayıklaması, arkadaşının sözleri Müjgan üstünde etkili oldu. Yılmaz kendine biraz geldikten sonra mektup bırakıp O’nu terk etti. Allah’tan Fekeli’nin edebiyat paralayan ama bu defa saçmalayan laflarına kanmadı. O esnada ekrandan içeri girip “Fekeli ne yapıyorsun? Bırak, gitsin.” demek istedim. En azından Müjgan, Demir gibi gurursuz davranmadı. Mutsuz bir ömür geçirmeyi tercih etmedi. Yine de ya dayanamayıp geri dönme ihtimalinden O’na karşı temkinli davranmayı tercih ediyorum.

 

 

Fekeli’ye silahlı saldırının arkasında Demir’in olduğunu tahminimde yanılmadım. Fabrikadan pamuk çalan adamı bu iş için kullanmak ve bahane olarak bu olayı göstertmesi çok akıllıcaydı. Fekeli’nin o adam teslim olduğunda buna bu kadar çabuk inanması da yine şaşırttı. Bakalım bir şekilde bu işin arkasında Demir olduğunu çözmek için uğraşıp başarılı olabilecek mi? Demir’in bir yaptığı kötülük daha cezasız kalmamalı, artık yetti.

Ayrıca Demir’in sanki her şey güllük gülistanlıkmış, Yılmaz’ı vurmamış, Adnan bebeği annesinden ayırmamış gibi hareketleri de saç baş yoldurtan cinstendi. Züleyha’nın yara bere içindeki ayaklarını görüp onları öptüğünde, ağladığında hiç etkilenmedim doğrusu. İnsan dokunmaya utanır biraz. Sonra kalkıp Züleyha’ya hediye alması, şehir kulübüne zorla götürmeye kalkmasına ne demeli? Tabii amaç çevreye mutluluk oyunu oynamak. Bir de en son Adnan bebeğin eşyalarını toplatıp onu İsviçre’ye göndermeye kalkmaz mı? Yahu minnacık bebeğin ne günahı var? Bir bebek annesiz büyüyebilir ama mutlu bir bebek, çocuk, insan olarak yetişebilir mi? Gerçekten de Demir karakterinin bu bölümden sonra sevilecek hiçbir yanı kalmadı. O’nu hala destekleyen, yaptıklarının arkasında duranları anlayamıyorum.

 

[wp_ad_camp_1]

 

 

Kesinlikle bu bölümün yıldızı Züleyha’yı oynayan Hilal Altınbilek’ti. Önce sevdiği adamın öldüğünü düşünen bir kadının ondan kalan bebeğiyle çaresizliğini çok iyi yansıttı. Alakasız bir zamanda ninni söylemesi de bu yüzdendi. Ardından sığındığı tek varlığı bebeği yine elinden alınmış bir annenin ıstırabını, çaresizliğini öyle iyi yansıttı ki… Onun yokluğunda gün be gün acısı katlandıkça ne kadar değiştiğine tanık olduk. Gözündeki tik detayı çok iyi düşünülmüştü.

Demir ona yeni hediye aldığı elbiseyi giyip şehir kulübüne gitmek için hazırlanmasını söylediğinde sinir krizi geçirirken çok inandırıcı oynadı. Züleyha’nın yerinde kim olsa onca şeyden sonra çoktan sinir krizi geçirirdi zaten.

Ve nihayet Züleyha Yılmaz’a yeniden mektup yazdı. Bir şekilde duvarın arkasındaki Gülten’e vermeyi başardı ve mektup Yılmaz’ın evinin önüne kadar gitti. Züleyha’nın mektubu yüreğimi burktu.

 

“Oğlumuzu babasız bırakma Yılmaz. Dilerim oğlumuz sana benzer. Dilerim birlikte çok mutlu bir hayatınız olur. Oğlumuz büyüdüğünde ona beni anlat olur mu? Annenin başka çaresi kalmamıştı de. Annen seni bırakıp gitmek istemezdi bu dünyadan, ama mecbur kaldı de. Seni bana emanet etti de.”

“Oğlumuza iyi bak Yılmaz. Son nefesimde bile sizi seviyorum. Elveda.”

 

Mektubu yolladıktan sonra eline jilet alıp intihar etmek için mürebbiye odasına kilitledi kendini. O anki duruşu, bakışları ile hayatından vazgeçtiğine inandırdı bizi. Bence Züleyha kesinlikle intihar edecektir. Bir annenin varabileceği en çaresiz noktada olduğunu öyle net geçirdi ki, intihar etmesine kızamıyorum. Yamanlar’ın bunca şeyi yaparken bu ihtimali göz ardı etmesine de ayrıca pes diyorum. Umarım pişmanlık içinde kıvranırlar.
Sosyal medyada da Hilal Altınbilek’e övgüler yağdı. Uzun zamandır karaktere kızanlar bile bu bölümde gözyaşı döktüklerini dile getirdiler. Tabii ben de…

 

Yeni bölüm fragmanına göre yine Züleyha için içimizin paramparça olacağı bir bölüm bizi bekliyor. Züleyha akıl hastanesine kapatılıyor. Tek olumlu gelişme Demir’in tutuklanıyor olması. Yılmaz ise bir mektup okuyor ama bu hangi mektup anlamak güç.

 

ANKET

This poll is no longer accepting votes

 

[wp_ad_camp_1]

 

Ve Adana Portakal Çiçeği Festivali’nde oyuncularımız:

 

 

Tweet’leriyle yazımı renklendiren  Aslı Ben   ugur’ness   Ugur Güneş News  ‘e teşekkürler.

 

Dizi ile ilgili diğer yazılara göz atmak isterseniz  İzledim / Bir Zamanlar Çukurova  kategorisini ziyaret edebilirsiniz.

BİR ZAMANLAR ÇUKUROVA 28. BÖLÜM FRAGMANI

 

 

 

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

DEHA – Bu Savaşın Bir Kazanı Olacak mı?

Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

8 saat Önce

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

7 gün Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

1 hafta Önce