Bir Zamanlar Çukurova 83.bölümüyle Total’de 12,20 reyting, AB’de 8,43 reyting ve ABC1’de 10,53 reyting ile bütün kategorilerde zirvede. Üçüncü sezonun 20. bölüm yazısı konuk yazarım Gözde ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar^^
Bu haftaki bölüm için senaristlere ve ekibe çok teşekkür ediyorum. Çok güldüm, çok eğlendim. Bari ZülMaz yok diye mutsuzuz, yüzümüz biraz güldü fena mı? ^^ Yalnız Behice temalı sahnelere güldüğüm kadar saçımı başımı yolduğum sahneler de oldu tabii. Geçen haftalardaki yazılarımı okuyanlar ne olduğunu hemen anladı. Baş harfi: S!
Geçtiğimiz bölümü çocuk esirgeme kurumuna bağışlanan arazi kazılırken Yılmaz’ın sakladığı paraların bulunmasıyla noktalamıştık. Çaktırmadan paralardan almaya çalışan Gaffur komikti, para dolu teneke kutulardan birini alıp kaçmaya çalışan Behice daha da komik. ^^ Her ikisi de parayı o kadar seviyorlar ki resmen kokusunu alıp o anda orada bulunuyorlardı. Behice’nin para için onca insanın önünde düştüğü hal gerçekten acınasıydı. Torunumun hakkı derken haklısın ama nerden senin paran oluyor acaba? O parayı sen yemek istediğin için olabilir mi? Behice’nin parayı ellerinden alıp ona ait olmadığını söylediklerinde o çocuk gibi ağlarken ben ekran başında kahkaha attım. O kadar hakkı değildi ki o para, işte böyle kuruma kaldı. Yalnız merak ediyorum Gaffur ne kadar parayı cebine attı çaktırmadan? Bari anlaşılmadan tefeciye borcunu ödese de Gülten’e ait tapuyu geri alabilse…
Bu durum karşısında düşündüklerinde Züleyha ve Demir çok haklı. Züleyha, mahkeme açıp o parayı alıp Müjgan’a verse bile Behice o parayı anında yiyip bitirir, Müjgan ile Kerem Ali’ye de beş kuruş kalmaz. Mal mülk alsa o da ipoteğe falan gider. O yüzden öksüz yetim çocuklar için kullanılması daha hayırlı.
Behice’nin Züleyha ile konuşmak için konağa gelmesi normal ama düşünce yapısı saçma. Züleyha paralar devlete kalsın diye mi orayı bağışladı sanki? Yılmaz’ın hangi arazileri sattığını araştırdığını bile sanmıyorum. Hünkar’ın anılarını yaşatma peşindeyken buna vakti olmamıştır hanımefendinin. Behice’nin gerçek dahi olsa Sevda’ya metres olduğunu söyleyip hakaret etmesi rezaletti, Sevda’dan yediği tokadı hak etti. Sanki kendisi para için zengin adamlarla evlenip onları öldürmemiş, çok normal bir aşk hayatı yaşamış.
Bir de tam tokadın üzerine Züleyha gelip çemkirmez mi? Saçını başını da yolsaydın keşke. Yalnız Züleyha’nın sinirlenip bağıran hali çok güzel değil mi? Sinirlenmek bu kadar mı yakışır bir kadına. ^^ Müjgan’a ait olan küçük konak üzerinde söz hakkı olmayan herkes kadına karıştı ya, pes! Yılmaz’ın hatırası diyen Züleyha, sen Yılmaz’ın hatırasına çok mu değer veriyorsun sanki? 3 ay sonra ömür boyu seveceğim dediğin adamı unutup, nerdeyse HİÇ anmayıp, Demir’e farklı bir gözle bakma eğilimde olan sen değil misin? Bir de gelmiş hastanenin orta yerinde bas bas bağırıyor ve Müjgan’ı Ümit’in yanında vicdansızlıkla suçluyorsun? Duyan da Gülten ile Çetin açıkta kaldı sanır?
Demir, Müjgan’ın o eve Behice’yi yerleştirmesine kendi kendine kızabilir ama Müjgan’a bu konuda direktif veremez. Müjgan da en az kadar Demir kadar iyi biliyor Behice’yi oraya yerleştirmenin yanlış olduğunu ama başka çaresi de yoktu.
Demir’in Gaffur’u Behice’nin işlerini yaparken yakalayıp ona yumruk atması Sevda’nın Behice’ye tokadıyla yarışırdı. Gaffur’un biblo gibi yere düşüşüne kahkaha attım.
Valla ona hiç acımadım. Kendi suçunu örtbas etmek için Hünkar’ın katili Behice’nin işlerini yapan Gaffur, bundan fazlasını hak ediyor. Demir, elbet bunu da duyacak, o zaman umarım gırtlağına yapışır. Gaffur, Üzüm’den sonra akıllanır sanmıştım ama gram ilerleme yok bana göre karakterde. Hala aklı fikri üçkağıt, para, yemek. Halbuki Behice’nin işlerini Demir’e rağmen gizli gizli yapmaya devam edeceğine Hünkar’ın katili olduğunu cümle aleme ilan etseydi “İşte şimdi adam oldun Gaffur.” derdim.
Müjgan, Yılmaz Kerem Ali’ye hiçbir şey bırakmadı, onu düşünmedi, paralar da gitti diye üzülüyordu ama meğer koca yürekli Yılmaz, Kerem Ali için bankaya 30 milyon liralık hesap açtırmış, içindeki para da 21 yaşından sonra kullanılabilecekmiş. Yılmaz, bunu Behice oğlunun rızkını yemesin diye yapmadıysa ben de bir şey bilmiyorum. Tüm bu olanların üzerine Müjgan’ın nihayet Behice’nin gerçek niyetini anlayıp onun kuklası olmaktan kurtulması beni aşırı sevindirdi. Ben olsam anında küçük konaktan da çıkartır, ne halin varsa gör derdim. Müjgan yine iyi niyetli.
“Ben sana bakmak mecburiyetinde miyim?”
“Benim böyle bir halam yok. Benden de oğlumdan da uzak duracaksın. Buraya kadar. Bundan sonra tek başınasın.”
Ev konusunda ben de Gülten gibi düşünüyorum. Saniyeler o ufacık müştemilat gibi yerde yaşarken onların aslen Yamanlar’a ait küçük konakta oturması hoş değildi. Ben en baştan da yanlış bulmuştum ama zalim görülmekten çekinip yazmadım açıkçası. Küçük ve sıcacık evleri, küçük konağa göre daha yuva gibi görünüyordu. O yüzden Fekeli’nin konağına da gitmeme kararları doğru geldi bana.
Raşit’in amcasıyla yengesi kaza yaptığı için düğüne gelemediğine inandım ben. Fadik’i sevmediğine inanmıyorum çünkü. Ama telefon edip haber vermemesi kabul edilir bir hata değil. Fadik’in yerinde olsam onu hiç affetmem. Gülten ile Çetin evlenirken camlarda ciğercinin kedisi gibi bakan o halini unutamam.
Sevda’nın dizide bulunma amacı nedir? Galiba kendisi ZülDem fandom tarafından Züleyha’yı Demir’e ittirmek için görevlendirilmiş. Kadın resmen Züleyha’yı her yalnız yakaladığında benzer şeyler söylüyor. Herhalde Züleyha-Demir aşkı başlasa, o zaman da onu her yalnız yakaladığında ne kadar güzel bir çift olduklarından bahsedecek. Nazan Kesal’ı çok severim, oyunculuğuna da hiçbir sözüm olamaz, ama keşke Hünkar’ın yerini doldurmak için diziye dahil edilmeseydi. Ancak Hünkar ile onun savaşını seyrettiğimiz dönemler hikayeye hizmet ediyordu varlığı. Hünkar ile Demir’in arasının bozulmasına, dolayısıyla Hünkar’ın ZülMaz’ın görüşmesine ses çıkartmamasına, ardından kaçmasına da yardım etmesine sebep olmuştu. Sevda her Züleyha’yla konuştuğunda ağzını bantlamak istiyorum bu yüzden.
Züleyha’ya akıl verenler kervanına dizilmeyen de kalmadı maşallah. Sevda’nın ardından önce Haminne, sonra da Fekeli. Fekeli’nin daha genç olduğu için Züleyha’ya yeniden aşık olması gerektiğini söylemesi normal belki ama neden Demir? Başka adam mı kalmadı Çukurova’da? Ayrıca Yılmaz öleli daha dört ay kadar oldu. Bunu bir iki yıl sonra ve Züleyha gerçekten yas havasıyken söylesen hak vereceğim ama şu an asla. Ayrıca Züleyha ile Hünkar’a özel yerinizde buluşmanızdan da hiç HOŞ-LAN-MA-DIM! O MEKAN HÜNKAR-FEKELİ AŞKINA ÖZEL KALMALIYDI!
Fikret ile Ümit, daha geçen gün sohbetleri sırasında ikimiz de aşık olursak diye teori üretmiyorlar mıydı? Şimdi niye Fikret, Ümit’e Demir’e aşık olmaması için ültimatom veriyor? Amaçlarını gerçekleştirip buradan gideceklermiş. Zor gidersiniz canım. İkiniz de abayı yaktınız, biriniz Müjgan’a, diğeriniz Demir’e. ^^
Ümit, Demir’e aşık oldu demiştim, haklı çıktım. Hem aşık hem de çok hırslı bir kadın. Fikret’in amaçları için değil kendisi için alacak gibi görünüyor bütün malını mülkünü elinden. Fikret’ten seviştiklerini gizlemesi dikkatimi çekti, bunu aşık olduğu için yaptığını düşünüyorum. Demir de iyice kapıldı Ümit’e, onunla telefonda konuşurken, akşam hazırlanıp ona giderken ne kadar da şen şakraktı. Resmen midesinde kelebekler uçuşuyordu, yeniden yaşam enerjisi gelmiş adama. Bu saatten sonra Züleyha ile Demir’in birlikte olmaları zor. Keşke Züleyha’ya Demir’i sevmesi konusunda akıl verip durmasalardı, kadın en azından boşuna üzülmezdi.
Müjgan’ın Fikret’e karşı duruşunu takdir ettim. Bir kez üzüntü yaşadı, ikincisini yaşamamak için çok temkinli davranması akıllıca. Fragmanda görüp en merakla beklediğim sahne Fekeli’nin onları öpüşürken görmesiydi. Ben görüp, onlar fark etmeden evden çıkıp Yılmaz’ın mezarına gidip bu konuyu ona anlatacağını düşünmemiştim. Zaten ne kadar gereksiz bir hareket. Yılmaz ölmeden önce Müjgan ile karı koca hayatı yaşamıyordu ki. Ama beklediğim gibi memnun oldu bu durumdan.
Demir’in babasının mektubu karşısındaki tavrı bence çok yanlış. Israrlı bir şekilde babasının kendi canından bir evladı sokağa atmayacağını savunuyor. Halbuki Züleyha’nın bakış açısı çok daha doğru. Gerçekse ne yapacağına odaklanmalı Demir de. Fikret, Züleyha’nın arabasına yeni bir mektup bıraktı gece yarısı. Ama mektup içindeyken araba tamire gönderildi. Lütfen bu mektup da dizinin meşhur kaybolan mektuplarından biri olmasın. Aynı rezillik tekrarlamasın. İçinde ne yazdığını çok merak ediyorum.
Hünkar’ın cinayetiyle alakalı dedektifi Kenan’dan niye ses çıkmıyor diye yazıp duruyorduk, meğer adam Libya’daymış. Ama Züleyha’nın tanıdığı eski emniyet amiri gibi çok yönlü düşünmemiş Çukurova’daki emniyet, savcı ve benzeri kişiler. Bu, hoşuma gitmedi doğrusu, onları küçük düşüren bir senaryo oldu bu. Hünkar’ın oraya taksiyle gitmiş olduğunu ve taksi şoförlerinin sorgulanması gerektiğini bulmuş bu adam. Bölüm bir taksi şoförünün konağa gelip Demir’e “Annenizi kimin öldürdüğünü biliyorum.” demesiyle sonu buldu. Haftaya dananın kuyruğu kopacak desenize. Behice kendine kaçacak delik arasa iyi olur, onu Demir’in elinden biraz zor alırlar. Bakalım Behice’yi hapise ya da ölüme götüren süreç nasıl ilerleyecek? Merakla bekliyorum.
Emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Peki sizler bu bölümü nasıl buldunuz?
Göz atmanızı öneririz: Bir Zamanlar Çukurova Bölüm Yorumları
Bir Zamanlar Çukurova Bölüm 84 Fragman
(Henüz yayınlanmadı)