Bölümü keyifle izlediğim doğrudur. Bu keyfin temel nedeni Kıvanç Tatlıtuğ ve Onur Saylak’tır. Yoksa hikayenin temelindeki çarpışma daha doğrusu kader ile kesişen hayatların bu kadar tesadüfi bir şekilde kesişmesine bağlanan mantıksal hatalara takılsam bırak keyif almayı bu yazı uzar gider, en iyisi fazla takılmadan yüzümüzde hafif bir gülümseme ile bahsetmek…
Yazıyı bölümü keyifle izleme nedenim ile açtım ya; bana sadece bu bölümde aralanan sır ile Kadir ile Veli sahneleri verin, ekran başından kalkmam. Söz. En kötüleri en iyi canlandıran (bknz, Tekin, Tevfik) Onur Saylak yine bir kötü(!). Ama Veli’nin dediği gibi: “dünyada hep iyi insanlar olsa dünya pek sıkıcı olmaz mı?” . Kuzey Tekindor karakterini Kadir’de harmanlandırmış Kıvanç Tatlıtuğ ise karakteri öyle bir giymiş ki üzerine… Adam zaten net yakışıklı…
Her ikisinde de 03.02.2008 madalyonunu gördüğümde özel tim gibi bir askeri payda diye düşünmüştüm. Veli’nin Organize Müdürü’nü pek(!) sevdiği detay gözümden kaçmış, ortak nokta polis akademisiymiş. Ondan da öte Kadir’in Veli’nin ailesini / sevdiklerini kurtaramadığı bir operasyon. Bu operasyon ertesi düşmanlık nasıl evrilecek mer
Bölüm sonunda Zeynep’in ‘Kadir’ dediğini fark etmemiştim ben. Fark etmemekten öte böyle bir mantıksızlığa ihtimal vermemişimdir. Bir önceki bölüm yazısında bahsedilince açıp yeniden izledim de, vay be ne gözlermiş onlar, yoğun yağmur, trafik kazası gibi faktörlere rağmen Zeynep Kadir’i tanımış. Nasıl bilemem ama neden biliyoruz artık: Zeynep ile Kadir tanışıyorlarmış, tanışmaktan öte yakın arkadaşlarmış: O, Kadir ve (rahmetli) Aslı.
Ay yapım cast oluşturmakta çok başarılı. Zeynep ve Kadir’in küçüklükleri pek benzemiyor mu?
Aralarındaki bu bağın detayı şöyle olabilir mi? Kadir Zeynep’e aşıktır. Zeynep de arkadaşı Aslı’nın Kadir’e karşı olan duygularını bildiği için bu sevdaya karşı durur, belki de sırf Aslı için ortalardan kaybolur. Zeynep’in çocuğunun babası Kadir ise de tam ‘pes’lik bir durum olur hani…
“Ama bak yalan yok, aklıma geliyordun. Sen benim arada aklıma geliyordun. Diyordum ki ‘ulan işte kız gitti, kendi hayatını yaşamaya gitti. Kendi kaderini, kendi çizgisini çizmeye gitti’. ‘Bırak artık’ diyordum ‘bu saplantıdan vazgeç artık’ diyordum. Tamam, gitti işte kız.”
‘Tamam’ olduğunu düşünen Kadir’in elinden Aslı’yı ve kızını alan kader ona Zeynep’i ve belki de kendi evladı olan aynı yaşlarda küçük bir kızı hayata yeniden tutunması için verebilir mi? Kadir’in “Tekrar bir ailem olacak mı benim? Yaşamak için mutlu olacağım bir sebebim olacak mı?” sorusu kilit bir cümle olabilir. Ne dersiniz?
Özellikle Kadir – Zeynep sahnelerinde Elçin Sangu çok daha iyi olabilirdi. Neden bana evladı mafyanın elinde olan bir ‘anne’ hissiyatı bir türlü geçmiyor? Ama bir #ZeyKad enerjisi çok yakında çıkacak besbelli…
Bölüm açılışı duygulandırdı… “Sizin hiç babanız öldü mü?” ile Zeynep’in geçmişine uzandık. Duvardaki resim, kapıyı ısrarla kilitlemesi, ailesini kaybetmesi… – Dilerdim ki Cemal Süreya’nın dizilerine atıfta bulunan metni seslendirirken düz metin gibi okumasaydı Elçin Sangu, üstelik duygu katarak okumaya zorlamış gibi sanki kendini… Neyse ki flashback’deki görüntüler ile desteklendi de…
Ama geri kalan bölümlerde duyguyu izleyiciye geçirebilen tek karakter Kadir Adalı idi… Hem de her sahnesi ile…
[wp_ad_camp_1]
Sırf çarpışma ile kenetlenen hayatları tek bir karede göstermek uğruna, zaman ve mekan farkı olmasına rağmen aynı hastanede buluşturmayın. Zamanlama olarak farkı geçtim, karakterler mekanı bile belirttiler: Zekeriyaköy – Çatalca. Kaç kilometre vardır aralarında, 90? 100?
Gelelim diğer mantıksızlıklara; yağmurlu bir gecede çarptığı arabadaki sürücünün Kadir olduğunu gören gözler, hastaların aynı hastaneye ışınlanması, Kadir’in patlamada eşi ve çocuğu ile birlikle onlarca kişinin hayatını kaybetmesinin acısını yaşarken hayatına son vermek için bir patlamayı hedeflemesi (doğal gazı açıp elinde zippo çakmakla beklemesi).
Bir de küçük bir detay var ki beni rahatsız eden; Zeynep kızını kurtarmak için bir değil birden fazla suç işledi. Ama ısrarla ‘Ben masumum’ demesi size garip gelmiyor mu? Banka soymak, polise çarpıp kaçmak, araba gasp etmek… Daha neyin itirafı? Ha bu arada hala tane tane başına gelenleri anlatmaması, polisin Zeynep’in açıklamalarını ihbar kabul edip kayıp kızı aramaya başlamaması da enteresan, kazadan sonra geçen 3 koca günden bahsediyoruz burada…
Ama organizenin başı adamın ailesi bombalı saldırıda ölünce ‘Yazlığa git kafanı dağıt’, intihar eğilimi ortaya çıkınca da ‘Vazifene dön kafanı dağıt’ diyen empati yoksunu bir adam olunca bu dizideki emniyet kurumundan çok da fazla şey beklemiyor insan…
Gelelim diğer karakterlere… Müjdeler olsun a dostlar. Bir Eyşan’ımız daha oldu. Kerem’e üzüldüm, gerçekten… İlk bölümde ‘acaba mı?’ demiştim ama konduramamıştım. Bakalım hikayenin bu aksı nasıl ilerleyecek…
Cemre Kerem’le kafa kafaya çarpışmış olmasının nedenini sorgulayacak birine benziyor, mantık olarak aynı yönde gidiyor olmaları gerek ya… Kerem’in elinde sadece gördüğü ama kanıtlayamayacağı üvey anne – sevgili ilişkisi var. Kasayı patlattıklarında buldukları zaten yok. Bununla birlikte üvey anneye Yakup’un şantajı da kapıda. Görüntülerin peşine Cemre ve Kerem birlikte düşseler? Elektrik ilk andan hissettim ben ^^ Bekleyelim, görelim…
Ve bekleyip göreceğimiz bir başka konu da Cansız Kim?
[wp_ad_camp_1]
En sevdiğim sahnelerle yazıyı sonlandırayım;
Kadir’in kızının hayalini gördüğü sahne;
Kadir’in trafikte korna çalanlara verdiği tepki hep yapmak istediğim;
Yazıyı tweetlerini alıntılayarak renklendirdiğim ∠ ve ag reis ‘ ateşekkürler <3
Dizi ile ilgili diğer yazılara göz atmak isterseniz İzledim / Çarpışma kategorisini ziyaret edebilirsiniz.
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.