Çatı Katı Aşk ikinci bölüm Total’de 4,34 ve ABC1 de 4,14 reyting ile zirvede, AB’de ise 3;76 reyting ile 2.sırada. Bölüm izlenimleri konuk yazarım Gözde ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar ^^
(For my foreign followers, please go to select language section on the top right side of the screen for google translate.)
Çatı Katı Aşk bu hafta da keyifli bir bölümle geldi ekrana. Geçtiğimiz haftayı Ateş’in halası Gülriz ve Efsun’un aniden ortaya çıkışıyla noktalamıştık. Efsun’un “Sevgilim” diye Ateş’e seslenmesi Ateş’i hem Ayşen’e, hem Yasemin’e, hem de evdekilere karşı zor durumda bıraktı. Ama evdekilere karşı bu olaydan sıyrılmayı iyi becerdi Ateş ile Yasemin. Ateş resmen sevdiği kadın için evini ve her şeyini bırakan kaçak damat oldu. Yılmaz Ailesi bu yalan evlilik hikayesiyle yeni kiracılarını daha bir sevdi gibi geldi bana. Ama yine de evin babaannesi onların bir numara çevirdiğinden emin. Bir gün yalanlarını ortaya çıkaran biri olursa bu babaanne olur.
Yasemin’le Efsun’un herkesin önündeki saç saça baş başa kavgasını resmen Demir gibi seyrettim. Eskiden beri filmlerde böyle sahneler beni çok güldürmüştür. Ama Efsun da kaşındı. Yasemin gibi bir kıza “Kezban, paçoz, kenar mahalle dilberi” gibi laflar ederse olacağı bu. Ve bence de Efsun Yasemin’in dediği gibi Ateş’e senelerdir takıntılı biri sadece.
Ateş Gülriz’e evliliğin sahte olduğunu söylemedi. Kendi kendine bir şeyleri tam olarak başarabildiğini göstermek istedi bence. Bir de söylerse Gülriz ağzından kaçırabilirdi. Ama Yasemin’e de laf ettirmemesi güzeldi. Henüz çok fazla tanımasa da kader ortaklığı ettiler neticede. Bu bölüm Ateş ile Gülriz’in yakınlığı bana geçti. Ateş’in babası ise duydukları karşısında yine çok katı bir üslup takındı. Babası neden Ateş’e karşı bu kadar sevgisiz? Acaba bunun annesinin ölümüyle bir alakası olabilir mi? Karısının ölümünden Ateş’i sorumlu tutuyor gibi geliyor bana.
Geçtiğimiz hafta yazımda bahsettiğim Emin Dayı ile Gülriz Hala’nın eski aşıklar olduğu yönündeki teorimden bu hafta iyice emin oldum. Emin’in eskicide görüp aldığı plakta çalan Zerrin Özer “Her Şey Seninle Güzel” şarkısını Ateş’in de çok iyi bilip sevmesi, Emin’in geçmişine dair flashbackte O’nunla kaçmaya gelmeyen bir “şehir” kızından bahsedilmesi, Emin ile Gülriz’in henüz hiç karşılaşmamış olması bu şüphemi arttırdı.
Ateş: E ilk basım bu.
Emin: Şaka mısın sen? E sen bensin.
Ateş: Asıl bu şarkıyı seviyorsan sen bensin.
Sami eve girdiği gece tüm mahalleli evin orada toplanmışken Emin’in olmaması tuhaf değil miydi sizce de? Hatta “Ayşen de bu aşkın meyvesi mi?” diye daha çılgınca şeyler de geçiyor aklımdan ama bu durumda Ateş ile Ayşen kuzen olurlar. Eğer senaristler çiftleri değiştirmek isterlerse böyle bir senaryo yazılacaktır o yüzden şimdilik sadece eski aşıklar olabileceklerine yoğunlaştım.
Yasemin’in yaptığı ve evin erkeklerinin bayılıp tamamını bitirdiği kek ev içinde krize neden oldu. Süheyla bu duruma aşırı derecede bozuldu. Bazı insan mutfağına girilmesinden hoşlanmaz ama burada kontrat var ortak mutfak diye, dengesizlik oluyor bu davranışı. Peki daha önceki kiracılarla ne oluyordu? Onun yaptığı yemekleri yiyen Sami ilk kiracı mıydı ki? Zaten bence sorun mutfağa girilmesi değil, evin erkeklerinin keki fazlasıyla beğenmiş olması. Bir de üzerine Celal, ek iş arıyor diye Yasemin’i mantıcıya alıp bunu en son kendisi duyunca iyice delirdi Süheyla. Ama Yasemin’in kekinden yapmak için mantıcıda çalışması sayesinde Yasemin ile Demir’in bolca didişmeli sahneleri, Demir’in Yasemin’den etkilendiği sahneleri seyrettik ve daha da seyredeceğiz. İyi ki dizi akşamı yemekte mantı yemişiz, yoksa canım deli gibi mantı çekerdi. Yasemin’in vejetaryen müşteriye yaptığı ıspanaklıyı bile. ^^ Mantıcının işletmesini Demir üstlenmişti ama Yasemin sayesinde bu işi kıvıracağı kesin. Nasıl da vejetaryen olan müşteri için hemencecik pratik bir çözüm buldu Yasemin.
Unutmadan, Yasemin’in kek yapma sahnesi çok ama çok tatlıydı, bir insanın eline mutfak malzemeleri bu kadar mı yakışır. Yasemin’in yemek aşkı, işine olan sevgisi çok iyi yansıtılmıştı.
Yalnız daha sonra Demir’le yaptıkları kek üzerinden atışmalara ne demeli? Adama söylenilenleri geç anlıyorsun diye kek demez mi Yasemin. Demir’e kek, hödük demek yerine daha kibarca yaklaşsa O da daha çabuk bu hallerinden vazgeçer.
Yasemin ile Demir çiftini bu hafta da çok sevdim. Hem aynı evde yaşayacaklar hem de dükkanda çalışacaklar. Demir her yerde, devamlı Yasemin’i görecek. Yasemin sayesinde Demir’in davranışlarının törpüleneceğini, daha kibar bir adama dönüşeceğini düşünüyorum. Şu an çok kaba saba tavırları. İyi kalpli yontulmamış bir odun kendisi.
Demir’in Yasemin’den etkilendiği apaçık. Özellikle her yerde Yasemin’i görme sahnesine bayıldım. Yalnız Demir, Yasemin’i gerçekten evli zannediyor, o yüzden hislerine ket vurma istediğini görmeliyiz, buna dair bir şeyler duymalıyız. Mesela Ayşen bunu yapıyor, benzer sahne Demir için de yazılmalı.
Süheyla’nın kek olayından dolayı evdekileri cezalandırma yöntemleri komikti Şuayip’in odada cezalı kalması hariç. Bize tanıtılan Yasemin, Şuayip’in çikolata sosuna bulanmış halini gördükten sonra hiç korkmaz, mutfağa girmekte daha bir ısrarcı olup Süheyla ile uğraşır. İkisi arasındaki mutfak savaşları kolay kolay bitmez bence…
Celal’in Süheyla’dan özür dilemesi ise belki biraz fazla ama güzel bir hareketti. Biraz abartsa da yıllarca evin mutfağını çekip çevirmiş neticede. Gerektiğinde büyüklerin de özür dileyebileceklerini göstermesi açısından örnek bir sahne oldu. Evde barışın sağlandığı ve ailecek sarıldıkları sahne bölümün en etkileyici sahnelerindendi. Böyle sımsıcak bir aile tablosu her zaman karşımıza çıkmıyor.
Ailenin pek sevilmeyen damadı Şuayip ne yazık ki dizide ısınamadığım tek karakter. Sadece aileye kendini sevdirmek için rehberden turist kafilesini çalıp onları öğle yemeğinde mantıcıya götürmesi, dükkanı müşteriyle doldurması güzel bir hareketti o kadar. Tabii Yasemin ile Demir gerçek rehber memurlarla gelip ortalık karışınca karakolluk olana kadar. Her şeyi elini yüzüne bulaştıran bir tip Şuayip. Süheyla çok aşık olmasa bir dakika evde tutmazlar onu.
Ateş’in Ayşen’e “Benim adım Ateş Avcı. Kafaya taktığım kızı eninde sonunda elde ederim.” şeklindeki yaklaşımından hoşlanmadım açıkçası. Ayşen ile Ateş’in hikayesinin daha naif işlenmesinden yanayım. Ateş, Ayşen’i elde etmeyi ucuz hırslarından değil kalpten istemeli. Mesela terzideki dertleşme sahnesi böyleydi. O sahnede Ateş’in Ayşen’le ailesi hakkındaki gerçekleri ve duygularını paylaşmasını çok sevdim. İkisinin de gerçek ailesinden yana dertli olması, yani aynı yaralara sahip olması detayı ikiliyi birbirine daha da yakınlaştıracak gibi. Ayşen de Ateş’in kendisine yaralarını açmasından çok etkilendi. Yine Ateş’in bahçedeki kediyle ilgilenmesi, ona mama vermesi ve bu sırada Ayşen’le karşılaşmaları da naif sahnelerdendi. Ayşen, Ateş’e dikilecek takım için ölçü almaya tamirhaneye geldiğinde Ateş’in Ayşen’i bekletirken yaptığı ucuz etkileme numaralarının yerine böyle sahneleri tercih ederim. Ayşen, ilk karşılaştıklarında Ateş’in önce fiziğinden etkilenmişti ama ben aşkın oradaki işletilmede olduğu gibi huyundan suyundan, konuşmalarından etkilenerek gelişmesini isterim. Ayşen gibi minnak bir aile kızını böyle şeyler etkilemeli. Çünkü Celal ani parlayan bir adam da olsa özünde naif bir adam. Ayşen’in rol modeli, hayalindeki erkek onun gibi biri.
Geçtiğimiz bölüm sonunda başka bir fragman yayınlanmıştı ve orda Yasemin ile Ateş’i gelinlik damatlıkta fotoğraf çektirirken görmüştük, bir de ev sahipleri çatı katındaki araya çekilen çarşafı görüp hesap soruyorlardı. Bu sahneler bölümde yoktu. Eğer bilerek kesildiyse bunu çok yanlış bulduğumu söylemek isterim. Yasemin ile Ateş’in çift olmasını isteyenler, yorumlardan gördüğüm kadarıyla bu sahneler olmadan da onları yakıştırıyorlar.
İkilinin sahnelerinden şu an bana geçen his aşk şeklinde değil. Yani birbirlerine tavırları arkadaşça. Görsel anlamda aralarında bir uyum olduğu kabul etmiyor değilim elbette. Dizinin oyuncuları ilk açıklanmaya başladığında ikisini yakıştıranlardanım ben de.
Ayşen’in Ateş’e tokat atmasından da vazgeçilmeli. Hem bu da erkeğe şiddete giriyor. Ateş’in Ayşen’in tokatları konusundaki analizi çok yerinde, hislerine ket vurmaya çalışınca tokat atmaya kalkıyor. Halbuki Ateş’i beğendiği, kıskandığı bal gibi ortada. Bakalım Ayşen ne zaman hislerini inkar etmeyi bırakacak? Ne zaman Ateş’e inanacak?
Ateş: Sende beni sana bağlayan bir şey var Ayşen ve bununla n’apacağımı hiç bilmiyorum.
Ayşen: Ama ben seninle n’apacağımı çok iyi biliyorum.
(Ayşen tokat atmak ister, Ateş engel olur.)
Ateş: Emin ol sen de bilmiyorsun, bilmediğin için de her fırsatta tokadı yapıştırıp kaçmaya çalışıyorsun.
Ayşen de Yasemin gibi tokat gibi sözlerle reddetmeli Ateş’i. Ayşen ile Ateş çifti fiziken yakışıyorlar, sahnelerinde görsel uyum var. Bir kısım seyircinin Ayşen ile Ateş’e bu yüzden ısınamadığını düşünüyorum. Bir de doğruyu söylemek gerekirse Nilay Deniz’in ekran ışığı daha kuvvetli, bu Yasemin karakteriyle birleşince Ezgi Şenler geri planda kalıyor. Mesela benim şu an dizide en sevdiğim karakter Yasemin. Eğer çiftlerle ilgili bir senaryo değişikliğine gidilmeyecekse iki çifte eşit sahne yazılarak bu durum çözülebilir.
Gülriz Yasemin’in ailesiyle tanışmak istedi ve Ateş evdekilerin düğüne gideceği akşam evde bir buluşma organize etti, tabii sahte bir anne babayla. Ben baba olarak Emin gelecek diye düşünmüştüm ama Hilmi Usta’yla eşi geldiler.
Gülriz’in Yasemin’in ailesi ile tanışmaya geldiğindeki giyimini çok abartılı buldum. Düğüne gider gibiydi sanki. Yasemin’in ailesinin nasıl insanlar olduğunu biliyordu, biraz daha mütevazi olması daha yerinde olurdu.
Ama tam çaylar servis edilecekken evdekiler gittikleri düğünden geri döndüler ve bizimkiler yakalandılar. Yılmaz ailesi Yasemin’in anne babasıyla tanışırız diye sevinirken karşılarında mahalleden tanıdıklarını bulacaklar. Bakalım haftaya bu durumdan nasıl sıyrılacak Ateş ile Yasemin?
Emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Bölüm yorumlarında buluşmak üzere.
Çatı Katı Aşk dizi yorumları için dizinin kategorisine burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Bölüme damgasını vuran Zerrin Özer‘in Her Şey Seninle Güzel şarkısının sözleri Çiğdem Talu’ya bestesi Melih Kibar’a ait.
Her şey seninle güzel yolda yürümek bile
Olmayacak düşlerin peşinde koşmak bile
Her şey seninle güzel bu toprak bu taş bile
İçimdeki bu korku gözümdeki yaş bile…
Sözlerin güzelliğine bakar mısınız? Dinlemek için tıklayın…
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.