ÇUKUR – Acısına Son Vermemi İstiyor

Bakmayın bu haftaki Çukur bölümünü benim iki güne bölüp izlediğime, bölümün hakkını vermek lazım: Güzelmiş. Güzelmiş güzel olmasına da bir tutam tutarsızlık, epeyce dikkat çeken tekrar, fandomı küstürebilecek AzKar’sızlık deken… Tek kalemde serzenişte bulunacağımız uzunca bir liste çıkartabiliriz…

Daha düne kadar düşmanların masasında oturan Akın bugün Çukur’u koruyor, onu bırak Songül’ün peşinde, Timsah yurtdışına kaçmış aklına kurtarıcısı olabilecek video gelmiyor bile, Murtaza serseri mayın,  5 milyon TL’i yakmaktan çekinmeyen Azer’in para kaynağı sadece Efsunmuş(muş) parasızlıktan yalnız kalmış, adam evden dışarı çıkmıyor, bundan öte Karaca’nın … Sahi Azer Karaca’nın nesi? Bekçisi? Bakıcısi? Sevdiceği ^^

 

 

Gelelim tekrarlara… Sanki Gökhan Horzum başarısı tartışılmaz ilk sezonun önüne açmış, üçüncü sezonda da birebir uyarlıyor.  “Amerika’yı tekrar tekrar keşfetmeye gerek yok.” diye düşünüyor olabilir.

On altıncı bölümde ne yazmışım? Hmm, Vartolu’nun İdris’in oğlu Salih olduğu büyük sır açığa çıkar. O zaman üçüncü sezon on altıncı bölümde de bir başka büyük sır ortaya çıksın, Salih babasının katilinin Yamaç olduğunu öğrensin.

On yedinci bölümde ne yazmışım? Yamaç ölmesin diye Vartolu’yu kaçırtıp öldü süsü veriyor. O zaman üçüncü sezon on yedinci bölümde de Salih Yamaç’ı kaçırtıp öldü süsü versin. Ne de olsa karma…

 

 

On sekizinci bölüm? Zindandaki yüzleşme… Gelecek bölümde de karşımıza çıkarsa şaşırmayalım.

Bu arada düşmanların Selim’in açığını bulma konusundaki çabalarının benzerliğinin de altını çizmek isterim. Baykal’ın Selim’i avucunun içine almasını sağlayan açıklar Çağatay’ın eline de geçer mi dersiniz? (İsmi olmayan bodur adam bir şeyler buldu ama?)

 

Bunlarca benzerliğe rağmen oysaki elimizde bir de Efsun’un anlattığı masal var. Bir karma da annesi ve Baykal’ın yansıması olarak Efsun ve Yamaç’tan gelir mi? (Baykal’ın da dindirilemeyen baş ağrısından mustarip olduğunun altını çizerim, tanıdık geldi mi?)

 

 

 

Çağatay Erdenet yalılar, açık denizde gemi patlatmalar, tavan yapmış bir ego derken gerçekten çok, çok güçlü çizildi. Yücel ile Mahsun’u küçük tatlı kuklalar olarak tanımladığında da karakterine uygun davranıyordu ki, Yamaç’ı bitirmek için Mahsun’u sahaya sürmek de nereden çıktı? Hele ki beğenmediği Azer’in zamanında talep ettiği gibi Yamaç’ın ölüsünü görmek istememek de nedir?  Baykal Bey’in snipperları nerede koskoca Çağatay Erdenet’in Çukurlulardan hallice adamları nerede… İstanbul’un kralıymış… Peh…

 

[wp_ad_camp_1]

 

 

Bizim tanıdığımız Mahsun ani kararlar alan bir adamdı ve Yücel’i ilk gördüğü anda sinirle boğazına yapışırdı. Ne oldu da onun içinde intikam soğuk yenen bir yemek oluverdi?

Cumali, hapishanede koğuş kralı, kaç zamandır emir eri gibi dolanıyor. Nerede hapisten çıktığında saygı ile elini öpen ahali?

Yazmaktan bıkmayacağım, Karaca’nın ulvi bir sebeple Azer’in evinde olduğuna i-nan-mı-yo-rum! Düşmanı ile flörtleşirken mi koruyacakmış Koçovalıları? Adı koyulacaksa AzKar fandomda ön sıraya yazın beni, yakışıyorlar.  Ama öyle girl power arkasına falan saklanılmasın, kız aşık ve aşk yolunda her şey mübah, evine zorla davet edilmek de…

 

Karakterlerden bir Yamaç tutarlı!

 

 

“Böyle mi geçecek benim hayatım. İntikam alarak mı geçecek? Sevdiklerimin intikamını almaya çalışırken bir başka sevdiğimi kaybederek mi geçecek benim hayatım? Böyle mi geçecek? Hayır geçmeyecek. Ben buna izin vermeyeceğim abi. Ben buna izin vermek istemiyorum abi. Ben istemiyorum abi, böyle olsun istemiyorum. Gerekirse hepimiz yok olacağız. Ama bitecek bu iş. Ben bir daha elim kolum bağlıyken gözümün önünde düşen kardeşler, eşler, babalar görmek istemiyorum.”

 

Bölümün en güzel sahnelerinden biriydi Yamaç – Selim sahnesi.  Fragmanı aldatmacısı ile Yamaç Selim’e itiraf ediyor zannetmiştim ki… Neyse ki yanılmışım. Dikkat çeken bir başka nokta da Yamaç’ın Vartolu’yu kast ederken Selim’in Çağatay’a yorması idi ^^

Selim istediği kadar Yamaç’ı yatıştırmaya çalışsın, haklı adam!  Ee hal böyle iken bir kez daha sevdiğini – Yamaç’ın Çukur’dan olmayan tek sevdiği,  kaybedince delirmesin mi?

 

[wp_ad_camp_1]

 

Bakmayın yazının başında karakterin yolculuğunda yolundan saptığına laf ettiğime, Burak Dakak’ın oyunculuğuna laf ettirmem. Eden bu sahneyi tekrar izlesin!

 

 

 

Salih’in öğrendiği bilginin ağırlığı ile kendini sokaklara atmasını sevdim.

 

 

Salih’in kaçış noktası olarak seçtiği mekan çok iyi belirlenmişti, baksanıza Deli Halil ile de yolları yeniden kesişiverdi. Halil’in bilinçsiz yönlendirmesi ile Yamaç’ın amacını anladığı sahne de bölümün artıları arasında:  Benden istiyor, acısına son vermemi istiyor…

 

“Onu öldürmemi istiyo, benden istiycek tabi kimden istiycek, çünkü Vartolu Sadettin affetmez, acımaz, intikamını alır, babasının oğlu mu, yine alır, yapar o yapar, çünkü daha önce yapmışlığı var, canından can mı fark etmez, koparıp alır, kendi kafasına sıkamıyo benden istiyo.”

 

Yazıyı bir anket ile sonlandıralım:  Sizce Yamaç ölecek mi?

Cevaplar %100 Hayır’ı göstereceğine emin olduğumdan vazgeçtim. Çünkü;

 

 

 

Unutmadan, Çukur liderliği – o saçma sapan – diziye de kaptırdı ise, sezon sonu veda etmenin zamanı gelmiştir!

 

 

Tweet’leriyle yazıma renk katanlara  Fatima.  Lavinia   ve Emine Stark ‘a teşekkürler.

 

 

Dizi ile ilgili diğer yazılara göz atmak isterseniz  İzledim / Çukur  kategorisini ziyaret edebilirsiniz…