Kategori: İzledimÇukur

ÇUKUR – Koçova’da Aile Her Şeydir, Yamaç İçin de Öyle…

Aile her şeydir. Aile, her şeydir… Ailen yanında değilse sıfırsın, yoksun. Hiç kimsesin. Ailen arkanda değilse, hiçbir şeysin. Onlar senin ellerin. Bak; kolların, bacakların. Onlar vurur tekmeyi, tetiği onlar çeker;  sen sanırsın ben çektim, ben vurdum. Ailen korur seni gerektiğinde. Sen de aileni korursun. Bunu en iyi sen bilirsin. Aile her şeydir.  

 

 

Bölüm böyle başladı. Bu yazının da bu replikten başka bir şekilde başlaması da imkansızdı. Karadeniz kökenli geniş ve birbirine kenetli bir ailenin ferdi olarak ‘aile herşeydir’e katılmamak imkansız. Peki ya İdris Koçovalı mahalleliye ‘baba’ olurken kendi çekirdek ailesinde babalığının hakkını verebilmiş mi bugüne kadar? Adaletli bir şekilde evlatlarının ellerinden tutabilmiş mi? Kesinlikle hayır. Aksi olsaydı Selim aileye ihanet eden evlat durumunda olmaz, Yamaç ise on yıl önce evden ayrılmazdı. Aile kavramı paragrafında Sultan’dan hiç bahis açmayalım, sinirlerimizi yıpratmayalım. Sultan, seni hala sevemiyorum Sultan. Bir elin beş parmağı Koçova kadınlarının üstüne kurduğun anlamlandıramadığım hakimiyetini sevmiyorum. İdris’in Sena’ya olumlu yaklaşımıyla gelinine giderek daha fazla diş bilerken de aklındaki kötülükleri ceketinin cebine saklamanı sevmiyorum. Hele ki Perihan Savaş’ın performansını hiç sevmiyorum.

 

Sevgili Yamaç, sen ağlama kıyamam…

 

Babam uyandı mı?” Odasına kaçıp sevinç gözyaşlarına boğulması çok güzel detaydı. Ve yıllar sonra ilk karşılaşma… Ben ‘şükür’ gördüm o gözlerde… ‘sevgi’ gördüm, ‘hürmet’ gördüm. Düşmemekte direnen gözyaşları gördüm, nedeni sevinç mi, hüzün mü olduğunu bilmediğim.   “Niye geldin?” Sahi niye geldin Yamaç?  ‘Gideyim mi?’ İdris Koçovalı “sen bilirsin” derken içsesi ‘gitme’ diye haykırmıyor muydu?

 

Aile her şeydir. Varsın yıllarca uzakta kalsın, Yamaç için de bu böyledir.

 

İdris Koçovalı Selim’i görmek bile istemedi. Bu onu sevmediğinden değil, cezalandırmak istediğinden hiç değil, aile kavramına bu kadar sahip çıkarken ‘Selim’in abisini korumak adına tek bir kurşun bile sıkmadığını bilerek’ gözlerine bakmaktan kaçındı. Bu kaçış ile Selim’in iç dünyasına, tercihlerine biraz daha girdik. O da kendine çizilen bir hayatı yaşayan bu hayatın içinde kaybolmuş bir karakter. Selim ile empati yapabilen tek kişi ben miyim?

 

 

Çukur’da onca yazıda hiç Aliço’ya yer vermemiş olmam benim ayıbımdır. Bir an kendimi onu mahallede yerleştiği sıcak evinden koku nedeniyle kovan şuursuz mahallelilerden biri gibi hissettim.

Aliço daha düne kadar İdris’in sokaktaki gözü kulağı idi, artık Yamaç’ın.  Aliço’nun cerrah titizliğiyle yaptığı çöp analizi sonuçları İsa’yı işaret etse de sonuçları ne olacak dikkatle bekliyor olacağız. Performansı nedeniyle Rıza Kocaoğlu’na kocaman bir <3 bırakıyorum…

 

Aliço – Yamaç; pek sevdim bu işbirliğini ^^

 

“O locistikci kardeşine söyle” O locistikçi kardeş daha başına ne çoraplar örecek bir bilesin Vartolu. Ne Çukur’da ne Dere’de üretim yapmak yok sana… Vartolu’yu bu bölüm çok sevdim. Sırtını dayamış Selim’e akıllı hamlelerle bir yandan para kaybederken bir yandan da havadan para kazanıyor. Köstebeği sayesinde hep dört ayak üzerine… Kaşla göz arasında 5 milyon TL’si oluverdi.

Berber Muhittin’in ‘Turist mi geldi mahalleye?’ sorusu güldürdü. Turist değil bütün Varto Çukur’a indi… Bi’ nevi kavimler göçü.   Yamaç Vartolu’nun bu gövde gösterisi, geçit töreni 23 Nisan bayramına benzetti ama Vartolu’nun bakış açısı çok da yerindeydi: “bize her gün bayram”. Adam haklı,  23 Nisan bir gün bayram, deliye her gün bayram ^^  Gerçi bırakın çocuk eğlensin misali Yamaç’ın olayı sakinlikle karşılaması o an için en doğru karardı.

 

 

Oda kokusunun yanıcı olduğunu bilememe şokuyla Yamaç’ın Yamaç Koçovalı ceketine bürünüp aksiyona direk dalmasını kaçırdım.  Ama ilerleyen bölümlerde bol bol aksiyon sahnesi bizi bekliyor. Bir o kadar da romantik Yamaç sahnesi. ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ detayı <3 Açıkhava sineması organizasyonunu geçtim film seçimindeki incelik on numara beş yıldız <3 <3 <3

“Sena müsait değilim sonra” cümlesi = bir oda dolusu çiçek ile gönül alma denklemi eminim en az  Sena kadar tüm hemcinslerimin hoşuna gitse de gönül alma da çıtayı bir seviye yukarıya taşıdığı aşikar^^

Doğukan sahneleri yine bir Baba esinlenmesi Johnny Fontane benzerliği mi geliyor diye düşünsem de hikaye farklı bir yöne evrildi. Gelecek bölümden ilk sahneye göre rahatlıkla ‘emniyet kemeri hayat kurtarır’ diyebiliriz.

Gelecek bölümü ben merakla bekliyorum, ya siz?

Unutmadan, diziyle ilgili diğer yazılar için Çukur kategorisini ziyaret edebilirsiniz.

Çukur 5.bölüm Sneak Peek

 

 

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

DEHA – Bu Savaşın Bir Kazanı Olacak mı?

Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

18 saat Önce

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

7 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

7 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

1 hafta Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

1 hafta Önce