Kategori: İzledimÇukur

ÇUKUR – Koçovalı Brothers için Aile Her Şeydir

Aile Her Şeydir dediğimiz on numara beş yıldız bir bölümle ara verdi Çukur. Üzerine destanlar yazılası, ara değil de bölüm finali tadında…

 

 

Öncelikle hem bölüm sırasıyla ilerleyelim –  evet itiraf ediyorum, bölüm üzerinden bir hafta, ikinci seyretmemin üzerinden de dört gün geçtiği için yazıyı kaleme alırken bir kez daha fonda açıp kopya çekiyorum ^^, bölüm içinde serpiştirilmiş duygusal sahnelerden en sevdiğim ile başlayayım: Hoş geldin Selim!

 

 

Koçovalı Brothers Selim’in Karaca’dan aldığı cesaretle kapıyı çalması ile kavuştu. Voltran tamamlandı.  Ama Cumali’nin onay olarak başını sallaması ile gelen sarılma da “bu işte bir iş var, hiç Cumali Abi’lik bir hareket değil” demiştim ki, haklı çıktım. Ardından gelen dayak Yamaç yetişmeseydi öldüresiye idi. ‘Şerefsiz’ dedi Cumali. Haklı. Selim’in derdi İdris Koçovalı ile olduğu halde aldığı kararlar tüm aileyi etkiledi. Bu arada flashback’ler ve Meliha’ya da itirafı gösteriyor ki Çukur’a baba olan İdris’in -ki babalığın sonuçlarının maddi kazançları da olduğunu biliyoruz, o tapular öpücükle alınmadı herhalde, çocuklarına baba olamamış. Ama en çok da Selim’e…

Selim abisinin dayağından nasibini alırken Yamaç’ın müdahalesi ile kurtuldu kurtulmasına da biraz daha devam etseydi Cumali şiddeti evin dışında bekleyen bir kurtarıcı daha vardı: Salih!

Salih’in müdahelesine gerek kalmadan Yamaç’ın sihirli kelimesi ile ortalığı dinginleştirdi: “Korudu.”

 

“Koruyacaksın. Korurken öleceksin. Sen kardeşini koruyamadın.”

 

Korudu. Medet Baykal’ın beyin yıkamasının etkisi ile Yamaç’a kurşun yağdırırken perde oldu kurşunlara… Cumali öğrendi öğrenecek derken Medet’in sessizce sıvışması^^

Selim konusunda gönlümden geçen babasının kapısında el pençe bekleyeceğine Cumali gibi Karakuzu avına çıkmasıydı. Bir dönem avcının Selim olduğunu bile düşünmüştüm. Değilmiş. Efeler gibi birbirlerinden bağımsız ama iki koldan indiriyor olsalardı birer birer, o zaman daha sırtı dik bir şekilde çıkardı kardeşlerinin. Bugün itibariyle etkisiz eleman. (Etkili olduğu sahnelerde gelecek elbet, durun sırayla gidiyoruz, daha Lal sahnesine gelmedik ^^)

“Sen seni en iyi anlayanı sırtından bıçakladın” dedi Yamaç. İtirazım var! Selim’i en iyi anlayan hep Salih oldu. Bu benim için net. Ama sırtından bıçakladı mı? Evet. En büyük darbe de Sena konusundaydı. Yazmaktan vazgeçmeyeceğim bir konudur Sena’ya yapılanlara Vartolu’nun müdahale etmemiş olmasının karakterine ters olduğu. Haydi deformasyonu bilemedi ama hastanede şahit olduğu an bu işe bir ‘dur’ demeliydi. İntikam ateşi ile yanıyor bile olsa bize tanıtılan Vartolu bunu yapardı. Selim ise Sena dama çıktığında Yamaç’ı çağırmaktan öteye gitmedi. Eski defterleri açmak istemem ama yeri gelmişken bir kez daha içimi dökmek istedim. Sena affetmiş, bakalım kayıp bebeği öğrenince Yamaç affedebilecek mi? Bunu gerçekten merak ediyorum doğrusu…

Yamaç Selim’e güvenebilir mi? Güzel soru! Cevabı bana göre ‘Zor, hem de çok zor!’. Çünkü ilk sezondan biliyoruz tam da ifa ettiği gibi Yamaç’ın sırtı delik deşik, hem de güvenerek sırtını döndükleri yüzünden.

VarSel diye bir gerçek var!  Yüzlerine yansıdı yeniden karşılaşmalarının mutluluğu. (Ne de güzel veda etmişlerdi değil mi?)  Farkında mısınız ailenin tüm fertleri Selim’le onca zaman sonra karşılaşmış olmalarına rağmen bir tek Salih sordu: “Nasılsın?”

Salih umut verdi Selim’e: “Sana alışacak, zamanla iyice alışacak.”  İhtiyacı olan da buydu. Aksi halde yine kapı bekçiliğine dönmesi an meselesiydi. Bu nedenle gülümseyerek ayrıldı evden. Bölümün ilerleyen sahnelerindeki fonksiyonunu düşününce İyi Ki’ diyoruz değil mi?

Ersoy’un anma töreninde gördük ki Karakuzular epey(!) kalabalıkmış. Koskoca Çukur mahallesi bunlara karşı mı savaşamadı? Bakın bu konu ikinci sezon için önemli bir detaydır. Öyle alışmışlar ki hazıra konmaya! İdris Baba kadar sizi de sevmiyorum Çukur ahalisi! Neyse konumuza dönelim; Çeto’da Ersoy’un katlinin etinden sütünden faydalanıyor faydalanmasına da Ersoy gitmeden Mahsun’un aklına şüphe tohumlarını serpiştirmiş.   Ama hakkını vermek lazım, Çeto tam hatip! Kitleleri peşinden koşturma potansiyeli var.

 

Bu bağ bir gün olur kopar mı dersiniz?

 

Organ işini sistematiğini anlayan var mı? Organları Lal mı alıyor? Balta ile ^^ Gerçi beyin ölümü gerçekleşmiş birinden organ nakli yapılabiliyorsa organ da balta ile alınabilir. Ne diyelim; Çukur evrenine hoş geldiniz. İnanır mısınız burada insanlar makineli ile taranınca ölmeyebiliyorlar.

 

 

Bölümün en kritik konularından biri Veysel Çıyan değil miymiş? Offf… Çıyan olsa Karakuzular tarafından Veysel’e çevrilse neden dayak yesin?

Sena ince ince, bazen bilerek isteyerek, bazen de bilinçsizce Mahsun’un derinliklerine iniyor. Yakışıyorlar mı? Evet. Ama cıks cıks cıks, çok ayıp yoksa siz Mahsun Sena mı shipliyorsunuz? Sena güvenlik için Emmi’nin yanına yerleştirilirken ne oldu da güvenliksiz evine geri dönüverdi. Mantıksızlıklara yelken açıyoruz, ama olsun detaylara takılmıyoruz… Olur da Fikret’in Mahsun olduğu ortaya çıkarsa Sena Fikret’i Yamaç’a karşı korur mu? Korkarım ki ‘Evet’! Neden mi? Çünkü o Sena ^^ Sevgi pıtırcığı, yüce gönüllü…

 

[wp_ad_camp_1]

 

Bulgarlar…

 

Karakuzular’ın Şampiyonlar Ligi’ne adım atmasını hikayesine gelelim artık… Vartolu’nun Yamaç’tan gizli(!) elcaağızları ile hazırladığı en kalitelisinden mal teslimata hazır. Hem de sürprizli^^ Ne sürpriz ama… Bidonlar bir varmış, bir yokmuş.

 

Şok… Şok… Şok….

 

Bidonlar birer birer patlarken seçilen şarkı da çok hoş değil miydi?

“Tombalacık Halimem çay başına gel,
Ben gidiyorum Bolu’ya düş peşime gel.” 

 

Çocuklar gibi şen ^^

 

Yamaç ve Vartolu nasıl sevkiyata patlayıcı yerleştirdilerse bir sürpriz de Bulgarlardan geldi. Karakuzular’ın evi tarumar edildi.  Ve tam da bu sürprizle karşılaşmalarının ardından muhteşem ikilinin arasındaki bağ çatırdamaya başladı…

-“Yani, sen bana bu işi beceremedin mi demek istiyorsun? Yanlış yaptın mı demek istiyorsun?”

-“Aynen öyle diyorum. Yanlış yaptın diyorum.”

 

Anılar… Anılar…

 

Karakuzular’ın kim olduğunu, nerden geldiklerini, gerçek amaçlarını öğrenemeden gittiler mi şimdi?  Nerede o lüks arabalarla Çukur’da görünen adamlar, nerede tüm sezon izlediğimiz sürü?

Çeto yarım akıllı olabilir mi dersiniz? Bir süre güvende olacağını düşündüğü yer Vartolu’nun evi. Hani terasından Koçovalı’ların evini izlediği ev. Yan bina. Kuş uçuşu 10 saniye. Orada mı saklanacakmış Karakuzuları ile… Şaka olmalı.

Ama hakkını vermek lazım, bu saklanma planından bağımsız Sadiş’i evin dibindeki Vartolu’nun evine saklamak güzel fikirdi ^^ En son bakılacak yer.  Bilmeden istemeden hayatını da kurtardılar üstelik…

Ve yine bir sürpriz ile karşılaştı Çeto ve Mahsun ikilisi. Bir günde üç sürpriz de fazla doğrusu. Yazık adamlara. Darbe üstüne darbe…

 

Sadiş nasıl kurtuldu?

 

Burada söylenecek tek cümle var: “Bir elin nesi var, Koçovalı Brothers’ın sesi var”

Bulgarlar teslimatı sırasında Vartolu’nun tutsak edilmesi doğru bir karardı. Kardeşlerine haber uçurması olasılığının bertaraf edilmesi için tek çözüm. Gerçi Yamaç buna da bir çözüm bulmuştu bulmasına da gözcü ve kurtarıcı Celasun’nun yakalanması planlarda yoktu.  Ve tam da burada Koçovalı Brothers’ın sesi uzaktan duyulmaya başladı. Selim’in Çukur’un gençlerini devreye sokması ile Vartolu kurtuldu.

 

 

Bu sahnede en çok sevdiğim bölüm Selim  –  Aliço diyalogları idi.

-“Sakın benden bahsetme, bana kızgın”

-“Herkes sana kızgın”

 

Herkes Selim’e kızgın. Ama kızgınlıkların geçmesi çok yakın…

 

Run Salih Run

 

Meke’nin kurtarma aşamalarını geçiyorum ve Vartolu’nun dejavu sahnesine geliyorum. O ne koşuştur aslanım… Bu koşu sahnelerinde Erkan Kolçak Köstendil’in aktif sporcu olmasının avantajı nasıl da hissediliyor, ilk 11!

 

 

 

Bu sahne ekranda bile olsa iç acıtıcı. Bu arada İdris Jr. da ne tatlı maşallah!. Vartolu’nun efsane Mihriban sahnesinden sonra ilk defa elinin silah tutarken titremesini gördük. Konu sevdikleri olunca dengesi bir anda bozuluveriyor. Üstelik bu sefer gönül bağı ölü annesi değil; canı, evladı…

Selim (the Kardeş!) bir kez daha tam zamanında yetişti. Tek kurşunla. ‘Ya yetişmeseydi’ ihtimalini düşünmek bile istemiyorum. Mihriban’ın tam yanında bir mezar daha kazılmasına hazır değilim.

Mutluluğun ekran görüntüsü

 

Ve fonda It’s time to say goodbye çalarken üç acı! sürprizle Çeto ve Mahsun’u Çukur’dan uğurluyoruz…

 

Güle Güle anam babam! Gidişiniz olsun, dönüşünüz olmasın inşallah…

 

İdris Jr.  Yamaç amcası /dayısı ile kavuştu. Tam da bu sahne için ‘bu çocuğun varlığını bu adamdan neden sakladın be Salih’ denilebilir…

 

Dayısının bir tanesi bakışı.

 

[wp_ad_camp_1]

 

Aile Her Şeydir

 

İdris Koçovalı kapıda karşıladı ailesini, daha doğrusu ailesinden geride kalanları. Selim el öpme aşamasına geçemese de bu tabloda yer alabilmesi çok güzeldi doğrusu. Büyük biraderin katılmamasından öte aile büyüklerinin onu sormamasını garipsesem de, ne diyeyim, İdris ve Sultan normal bir ebeveyn değil ki. Nice sonra İdris’in aklına geldi de…

Sadiş’le en son evden kovulduğunda karşılaşmıştı İdris Koçovalı! Şimdi bir ‘anne’ olarak karşısında. Gözler dolu dolu. Merak ediyorum, acaba kendi elleriyle – Salih’e rağmen,  onu bambaşka biri ile evlendirmeye çalıştığı aklına geliyor mu?

 

 

Cumali Koçovalı. Aile toplantısını izleyen bir akbaba gibi. İdris – Selim’i buluşmasında babasının elini uzatmamasına içten içe onay verirken Salih’in elini öpmesine iç geçiriyor. Aklından ‘oğlunun katiline elini öptüren baba’ geçirdiğine adım gibi eminim.

 

 

Yamaç’ın Ersoy’dan mesaj geldiğinde bir Cumali’ye bir de Salih’e bakmasının anlamını bölüm sırasında onlara söylesem mi diye düşünmüştüm ama şimdi izleyince yüzündeki ifadeden hesap vaktinin gelmiş olması telaşı olduğunu anlıyorum. Cumali bahçenin dışında saatli bombanın ‘tik tak’ ları gibi beklerken, Salih’e düşen, çayından son yudumu alıp Sadiş ve bebeğe veda etmek ve Cumali’nin peşine düşmek oluyor. Aynı söz verdiği gibi…

 

Zordur vedalar…

 

 

Hesap kapatma için çok güzel bir mekan seçilmiş. Kahraman’ın mezarının başı. Her şeyin başlangıç noktası.

Hesaplaşma öncesi anneye selam vermeden geçmek olmaz. Ah Mihriban…

 

 

Bu mekanda efsane bir sahne izledik Yamaç ile Vartolu arasında, şimdi de Cumali ile Salih arasında mı izleyeceğiz dersiniz? Cumali bir kadını ve yeni doğmuş bebeği babasından koparabilecek mi? Ya Salih, babasının bir oğluna daha zarar verebilecek mi? Cumali’nin Sadiş ve bebeğe iyi bakılacak demesi kararlı olduğunu gösteriyor; Salih’in ‘Belki de mürvetini görürüm’ demesi karşılık vereceğinin göstergesi.

 

Yapmayın be çocuklar, siz kardeşsiniz ^^

 

Çeto kiminle konuştu?

 

 

Öyle biri ile konuştu ki Çukur’u ele geçirme projesinden haberdar.

Öyle biri ile konuştu ki bir araya gelmek riskli.

Öyle biri ile konuştu ki işin içine sokmak istedikleri bir kişi değil.

Öyle biri ile konuştu ki tek kişi değil, o Çeto ile konuşurken Mahsun’un canı tehlikede olabilir.

Öyle biri ile konuştu ki Koçovalılar’ı aile olarak karıştırabilecek biri.

 

Karıştırdı da… Nasıl mı? Yamaç’a ateş ederek.  Belki de bu kişi  o kişi değil. Ateş eden kişi  Yamaç’a ateş ederek onu ateş hattından alan kişi olabilir mi? Olur yada olmaz bilinmez ama her kimse Yamaç’ın tanıdığı bir kişi olduğu belli. Biz de Yamaç gibi soruyoruz;  Neden?

 

 

Belirtemeden geçemeyeceğim Yamaç’ın vurulmasını takip eden çekimler çok ama çok güzeldi. Yattığı yerden gökyüzüne uzanan ağaçlar, hayaller ve müzik (Eric Satie  Gnossienne No.1) …

 

 

Bu yazı genel bir bölüm yazısı, beyin fırtınası için Yamaç’ı kim vurdu anketine katılmış mıydınız? Yorumlara mutlaka uğrayın birden fazla teori ile karşılaşacaksınız…

ANKET – YAMAÇ’I KİM VURDU?

 

 

Haydi bakalım,  1 haftası gitti, kaldı 2 hafta ^^ Ama ilk bölümde de yanıtı alacağımız şüpheli…

 

 

Tweetleriyle yazımı renklendiren drmytngrn , Ayten Teksoy  , babamın oğlu  , purple   , Ezgi ve Charlotte  çok teşekkürler.

 

Dizi ile ilgili diğer yazılara göz atmak isterseniz  İzledim / Çukur  kategorisini ziyaret edebilirsiniz.

 

 

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

2 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

5 gün Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Özünü Görmek İsteyen

Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

2 hafta Önce