Çukur da Nehir hayal değil miymiş? Oysaki sanrı olması Yamaç’ın hikayesini için de en güzel Gökhan Horzum dokunuşlarından biri olabilirdi. Hep söyledim, o öpücüğe kadar Sena’nın yansıması idi Nehir, öyle de kalmaya devam etmeliydi. Diyelim ki yazar başka türlü kurguladı, peki; sadece iki bölümde bir NehYam taraftarlarının ağzına bir parmak bal çalacak sahneler yazılacaksa yorumum net “Hiç yakıştıramadım senarist bey” olur.
Hala bilinmeyen bir konu da Yamaç’ı kazadan kimin kurtardığı… Yoksa o da mı Nehir?
Dizi izleyicileri arasındaki bir diğer taraftar topluluğu da Azer ile Karaca’yı bir arada isteyenler… Azer’i bilemem ama Karaca’nın kalbinde bir hareketlenme var gibi…
Azer karakteri yarı yolda eksen mi değiştirdi? Annesinin sözünden çıkamayacağı belli, bu nedenle git gel yaşayacağı tamam da bir anda böylesi iyi olmak da nereden çıktı? Bir detay da konu dövüş olunca, kendini korumayı sokaklarda öğrenmiş adamın, dövüş sanatlarını salonlarda öğrenmiş birine yenilmesini garipsedim doğrusu. Ama ‘esas oğlan yenilmez’ kapsamında üç maymunu oynayacağız her zaman olduğu gibi. O kızgın demir kalbine doğru yol alacakken ‘aman’ mı diliyor Azer? El de öperse bitti bu iş… Karaca ile de evlenir maksat hem aile bağları güçlensin hem de fandom’ın gönlü olsun… İç güvey olarak Koçovalı malikanesine de taşınır mı dersiniz?
Gerçi kendi kendine spoiler veren yapımdan biliyoruz ki bu ölümü durduran kişi Efsun olacak. Nasıl ikna edecekse artık… Unutmadan, Azer Yamaç’ın listesinden çıkmıştı, nasıl oldu da yine tespih seviyesine çıkıverdi? Bir şeyleri mi kaçırdım ben?
Bir süredir Akın’ın ne sahnesini ayrı bir sever oldum. Geçen bölüm babası(!) ve Yamaç ile sahnesi ne kadar güzelse bu bölümde de Kutay ve annesi ile olan sahneleri çok güzeldi. Hatta bu bölümün en güzel sahnesi benim için Akın Ayşe yüzleşmesi…
Sahi Akın’ı uyuşturucudan dolayı Çukur’dan kovdular, Azer ile iş birliği ile Karaca’nın hayatını tehlikeye attığı için Koçovalı olmaktan da sildiler ama ya abisini tehlikenin karşısında elinde bir avuç boncukla bıraktıran Karaca’ya ne demeli? İlk bölümleri hatırlayın Yamaç Vartolu’nun imalathanesini bastı, sevkiyatını patlattı ama hiçbir zaman onu alıcı ile yüz yüze iken bir sürpriz ile baş başa bırakmamıştı.
Akın konusunda üstü kapalı da olsa babasının Kahraman olduğu her bölüm ince ince vurgulanıyor. Baba Kahraman ise ve Akın bunu öğrenirse dedesini ölüme gönderen adam babasının dolaylı katiline neler yapmaz… Heyecana gel…
Yücel’in küçük bir itici güçle ayaklanabileceğini aynı yoldan geçen Yamaç nasıl düşünemez? Yamaç küçük bir melodiden aldı gücü, Yücel de herhangi bir şeyden alabilirdi. Küçücük bir ihtimal bile varken onu sırf hayattan bir ölçüde koptu diye gerçek(!) cezasız bırakmak olur şey değil…
Celasun’un Yücel’in canını alarak Akşın’ın intikamını alacağını düşünüyordum. Bu girişimden aklımda kalan tek güzel sahne Celasun – Yamaç konuşması oldu: Hiçbir zaman geçmeyecek. Bugün olmadı belki ama bir gün için umudum hala var… Günün sabahında Akşın’ın katilinin peşinde koşarken akşamında eli telefonda Karaca’yı aramaya yönelmesi konusunda sessizlik hakkımı kullanıyorum.
Geçtiğimiz sezonda sırf stilettoları ile arzı endam eden Efsun nerede, zayıf adamlarla iş birliği yapan, onların ayaklarına giden Efsun nerede… Bir tek gün Baykal’ı böylesine güçsüz gördünüz mü? Madem Efsun’u bağımlı yapacaktınız baştan güçlü imaj çizilmeseydi keşke… Bu sezon kötüler gerçekten fos…
En sevdiğim kötü ise Timsah ^^ Canının sıkılması da pek güzel oldu…
Damla – Cumali sahnelerini pek sevdim… Hadi Saadet’i anladım ama neden kendi ayaklarının üzerinde durmayı başaran Koçovalı kadınları bir süre sonra Sultan Hanım’ın yörüngesine geçiveriyor. İlk bölümlerde Sultan Hanım’a kafa tutan Sena’nın nasıl değiştiğini hatırlarsınız, tarih tekerrürden ibarettir, eli silah tutan iş kadını Damla bugüne bugün evde kahve ikram ediyor, dışarı atacağı her adımda izin alıyor… Off…
Emmi ailenin en büyüğü… Sultan Hanım’a da zerre sayı duymadığım için geride bir o kaldı. Belki bu biraz da bu yüzden Emmi ile Yamaç konuşmasını pek sevdim. Yamaç’ın Kahraman’ı anması da içimi epey acıttı doğrusu. Kahraman öyle bir abi idi ki, Yamaç’ın giremediği eve adım atabilmesi için anılar aracılığı ile destek oldu…
“Şimdi de o uça uça büyüdüğüm bahçe var ya, ben o bahçeye giremiyorum. Belki Kahraman Abim olsaydı; omuz verseydi bana, yaslansaydım…”
Bugün o evde kocasının (dolaylı da olsa) katillerinden birinin annesini ağırlayan Sultan Hanım’ın yıllar önce kocasının evladına kapısını kapattığını bir kez daha hatırlayalım da nefretimiz depreşsin… Sahi Salih o eve hiç giremedi değil mi?
Medet’in abisi ile koğuş ortamında bile olsa buluşması bölümü renklendirdi. Biraz da gülümsemeye ihtiyacımız var değil mi ^^
Salih zorlu bir süreçten sonra Ziya’ya ulaştı. Aldığı cevap belki de içten içe duymayı beklediği idi. Asıl önemli olan İdris’in ölümünde yanlış hedefle boğuşmakla kaybettiği süreyi nasıl telafi edecek…
Son söz; düşman düşman değil, kopuk kopuk müsveddeler izliyoruz bu sezon eksik olan tek şey sebebi olan güçlü düşman(lar) ve on(lar)a karşı Koçovalı Biraderlerin voltranı oluşturması… Ee haydi be Gökhan Beyciim…
Tweetleriyle yazımı renklendiren •pınaroloji , soulfly ⎊ , Kader ve day. ‘e teşekkürler…
Dizi ile ilgili diğer yazılara göz atmak isterseniz İzledim / Çukur kategorisini ziyaret edebilirsiniz…
Çukur 10. Bölüm Fragmanlar
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.