Ne güzel bir bölümdü, Çukur değil dolu dolu VarYam izledik ^^ Diziyi izlesin izlememesin Aras Bulut İynemli’nin de Erkan Kolçak Köstendil’in de oyunculuğunu yerecek pek izleyici yoktur. İki sahnelerindeki uyumları, paslaşmaları farklı bir enerji yoğunluğu oluşturuyor ve bu da zaten iyi olan performanslarına yansıyor. Üstüne canlandırığı karakterler de özel : Yamaç Koçovalı ve Vartolu Saadettin. Çukur’un en sevilen, bölüm içindeki sahnelerinde kanal değiştirmeden, başka bir uğraşla oyalanmadan izlenilen karakterleri… Ve düşünsenize bir tam bölüm, sadece Varyam <3. Miss…
Bölümün heyecanlı girişini takiben aynı mekanda 3 gün önce yazısını görünce “nasıl yani, üç gündür sürüyor mu bu işkence” diyerek boş bulundum. Vartolu ciddi ciddi kıyacak mıydı Yamaç’ına? Oysaki aynı günün sabahında iyileştirme süreci başlamış bile…
İlk olarak olayın nasıl olduğunu anlamalıydı Salih. Ne oldu da baba ile oğul o labirentte karşı karşıya kaldı? Ve ardından Yamaç’ın gerçekle yüzleşmesi için ona tek bir cümle söyletecekti: Ben babamı öldürdüm. Ama bunu Yamaç’ın ağzından duymak pek de kolay olmadı. O iç kıyan cümleyi Yamaç’ın ağzından duyana dek tekrar seyredilesi çok güzel sahneler izledik…
Çukur’a veda edip ‘sihirli’ Erbaa’ya doğru yola çıktılar. Abi kardeş çocukluk anılarının katili Sultan Hanım’ı bir kez daha andıktan sonra ^^ çocukluklarına dokunan sahnelerde küçük Salih ile küçük Yamaç’a yer vermek güzel bir detaydı. Ne Salih ne de Yamaç çocukluklarına dair bir şey bilmeseler de hayalleri nasıl da gerçeğe yakındı. Küçük Salih’in jöleli saçları ^^ Bu arada nasıl da boy atmış…
Yarım kalan hayallere de uzandık bu bölüm… Salih’in edebiyat öğretmeni, Medet’in uzun yol kaptanı olmasından daha ulaşılabilir bir hayaldi Yamaç’ın ki: “ Dünya turuna çıkacaktım, üç çocuğum olacaktı.. Birincisi kız ikincisi oğlan üçüncüsü yine kız. Oğlanı sevmesem evden kovacaktım. Kızlarımı da alıp dünya turuna çıkacaktık.. Sena da olacaktı”
Üzdü…
Öyle bir süreçti ki bu, belki de birbirlerini kendileri tanıdıklarından daha iyi tanıyorlardı ama yapbozun eksik parçaları da tamamlandı.
– Tamam, kötüyüm, ama o kadar mı kötüyüm?
– Beni bir sen anlarsın diye çağırdım.
Anladı. Anlamaktan öte, suçluluk duygusunu bir nebze olsun dindirebilmek için elinden geleni yaptı. Yamaç’a intikam yolculuğunda vicdanını, içindeki ‘iyi’yi dinlememesi gerektiğini tane tane anlattı. İkisinin de elinde Koçovalı kanı olmasına rağmen Yamaç’ın babasını vurması, İdris Koçovalı’nın da ölüme yürürken dediği üzere ‘aile için’ olduğunu vurguladı:
“Sen kötü bir şey yaptın kardeşim ama iyi bir şey yapabilmek için yaptın.”
Vartolu tam bir ‘abilik’ yaptı Yamaç’a. Ders niyetinde olan yolculukları sırasında kardeşine uyguladığı tedavinin nasıl olumlu sonuçlandığını gördük. Aylar sonra Yamaç ilk defa onu babasının ölüm gününe götüren yoğun ışığa kayıtsız kaldı, intikamını gözünü kırpmadan aldı, biri ile kucaklaştı ve günün sonunda uyudu… Adı ne olursa olsun yeni Yamaç’ın maceralarını da merakla bekliyoruz.
Varan 1. As bayrakları izleyici. Bir düşman öldürüldü! Gerçi Yücel’in ölümü yaptıklarının yanında oldukça temiz oldu ama, Yamaç da yavaş yavaş alışacak tabii… Ölü olmayı tercih eden Yamaç sıra ile ava çıkacak besbelli. Yücel gitti, geriye kaldı timsah, Azer, Efsun ve çetedeki konumu henüz ortaya çıkmamış Akın! Peki sıra kimde dersiniz?
Tweet’leriyle yazıma renk katan Fatima iiixmayah ve melisa çok da şaapma ‘a teşekkürler.
Dizi ile ilgili diğer yazılara göz atmak isterseniz İzledim / Çukur kategorisini ziyaret edebilirsiniz…
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.