Kategori: İzledimÇukur

ÇUKUR – Ben Yamaç Koçovalı, Bir Mahallenin Lideriyim

Bir kez daha babasının sevilmeyen oğulları… Çağatay sevilmiyordu, baksanıza Arık Böke de sevilmiyormuş!  Çağatay ile Arık Böke’de birbirlerini sevmiyorlarmış. Pek tanıdık. Çağatay babası yalıya geldiğinde “Hoş geldiniz baba” diyerek tedirgin bir karşılama yapıyor, Arık telefon görüşmesinde bile olsa babasının karşısında ezilerek “bu sefer halledeceğim baba, güven bana” diyor. Yine  psikopat bir baba, yine yaralı çocuklar

 

Polisin Çağatay Erdenet’i, yani suç imparatorluğunun bir numaralı adamını, tutuklama ihtimali bırakın gerçek yaşamı Çukur aleminde bile sıfırın altı olduğu için Yamaç’ın planını gereğinden fazla hızlı ve boş olduğunu düşünüyorum. Şimdi de part 2 Arık Böke Erdenet! Erdenet’ler buyursun gelsin, babası, kardeşi, çoğalarak gelsinler; ona da lafım yok. Ama böyle tek günlük planla gitmesinler. Bu arada sosyal medyada üvey kardeş Erdenet’i Berk Hakman canlandırsın dileği okudum. Ay inşallah <3

 

Gazeteci Emir Çukur’a güzelleme yapmaz demiştim, yanılmışım. Yahu bu adamlar silah tüccarı, değerli taş kaçakçısı. Tehdit var, kaba güç var…Birbirlerine kenetleniyor olmaları onları İYİ insan yapmaz! Çok yanlış oldu bu sahne, çook…

 

 

Bir tanecik EfYam sahnesinin en güzel dakikaları Efsun’un kapıyı açması akabinde yaşandı bana göre. Aşağıda paylaştığım tweetteki gülüşlerine bakar mısınız? Tam buraya gözlerinden kalp çıkan bir emoji yerleştirdiğimi hayal ediniz.  Varsın Yamaç’ın içsesi “kızgınsın!” , “Unutma, buradaki amacın hesap sormak”diye tekrarlaya dursun; Efsun’un sırf yüzü değil gözlerinin içi bile güldüğü müddetçe zor, çok zor. İnsanın kendini bu içten gülüşe kaptırmaması mümkün mü?

 

 

Ama neden geldiğini hatırladı. Adam zaten tescilli deli, Efsun ile ilgili konuları kafasında kura kura daha da delirecek bu gidişle… Birçok kere farklı farklı nedenlerle delirdiğini gördük ama kıskançlıktan delirmesi de Sena’ya değil Efsun’a kısmetmiş.  Ama Efsun’da üstüne üstüne gidiyor, hiç altta kalmaya, sinirle söylenmiş lafları yutmaya niyeti yok. My Girl ^^  Yamaç’ın ‘anlatacaksın zaten’ çıkışına çok yerinde cevap verdi. Anlattı! Hem de kudurturcasına…

 

“Ama sen benim yanımda olmadığın her gece gidip başka bir kadının yanında uyuyorsun.”

 

Efsun Yamaç’ın Nehir ile uyuduğunu – dikkat! Sadece uyuduğunu, ima etmesinde Yamaç sadece gülümsedi. O noktada belki bir açıklama yapmalıydı, yapmadan çekip gitmesinin yanı sıra bir de kapı önünde duraklaması, Efsun’un gelip gelmeyeceğini beklemesi, ve gülerek girdiği evden kırgın ayrılması onun hatası idi.  Ardından izledik ki Yamaç eve gitmiyor ki, çatılarda sabahlamaktan zatürre olacak…

Demek ki neymiş? Yamaç Efsun’a olan hisleri dile geldiğinden itibaren asla ihanet etmemiş. Bu noktada ‘keşke’ler oluşuyor doğal olarak. Keşke Efsun’a Nehir’den bahsettiği gibi Nehir’e de Efsun’a karşı olan hislerinden bahsedebilse… Tamam, Nehir’i Koçovalılar’ın evine getirmesinin ardından altını çize çize onu sevmediğini söyledi ama kalben başka bir bağı olduğunu söylemedi. Nehir ‘belki bir gün’ diye düşünmekte haklı!

 

 

Bu arada Çağatay’ın gidişi ile Efsun Akın Böke’mi Emanet? Ah be Çağatay’cım, kurda kuzu emanet ettin, haberin yok ^^  Bu işler Erdenet kutusunu emanet etmeye benzemez.

 

[wp_ad_camp_1]

 

 

Vartolu Yamaç sahneleri ilk bölümden bu yana hep özel oldu benim için. Ama ikilinin her sahnesi Vartolu’nun Yamaç’ın İdris’in ölümü yüzleşmesine yardımının ardından çok daha özel, çok daha güzel…  Hep en güzeli Koçovalı biraderler’in birlik olması diyoruz ya, en azından ben diyorum; Cumali ile Selim’in bu bağdan uzak, anlamadan dinlemeden, durum analizi yapmadan hareket ettiği bu günlerde Vartolu’nun varlığı Yamaç için basit bir destekten çok daha öte…

 

“Abilerle kavga ettik bu sabah çocuk gibi”

“Sonuç?”

“Günün sonunda abiye el kalkmıyor biliyorsun.”

“Oğlum bana kaç defa vurdun ya…”

 

Vartolu bir kez daha mentor’u oldu Yamaç Koçovalı’nın. İdris Baba’nın “Kavga etmeyin oğlum, maç edin” sözlerini hatırlattı.

 

 

Üç kardeşin maçı baba ve oğulları maçı kadar tat vermedi ama sonu güzel bağlandı. Aykut’un Çukur’un gözü kulağı olmasını sevdim. Ama Yamaç’ın konuşması ertesi belki de ilk defa ayağa kalkmasına ise bayıldım.

 

 

Vartolu konusunu tam kapatmak bir noktaya daha değineceğim. Sadiş! Yahu bu kadar algısı kapalı (çok daha farklı kelimelerle anlatabilirim ama yazımı kirletmeyeyim) bir karakter yazmak zor olmalı. Benim için izlemek zor açıkçası. Boğasım geliyor. “Benim kocam nerede Yamaç?” diye soruyor. Tamam bir kez daha ailesi için kendini tehlikeye attı ama Sadiş’in Çukur dünyasında, Koçovalı ailesinin içinde, onların kuralları ile yetişip hala Salih’i pamuklara sarıp köşe yastığı olarak evin bir köşesine koymayı istemesine ne demeli?

Bir de Medet serzenişi var tabii.. Ama o haklı:  Medet bir çok izleyicinin iç sesi idi son bölümde: “Abimi gene ateşe attınız di mi? Bir gün yüzü görmedi abim.”

Koskoca masa, tamam alkol yok ama biri de Salih’in şerefine ayran kaldırsa!

 

 

[wp_ad_camp_1]

 

Karaca’ya üzüldüm. Yamaç’ın bu üstten tavırlarını hiç sevmiyorum. “Ailenin lideri ama” diyen varsa hiç duymayayım. Ailenin reisi İdris Baba da Salih’in gözünün içine baka baka Sadiş’i Cemil ile evlendirmeyecek miydi?  Babasının oğlu işte! Selim’e söylemek gereği bile duymadan kararını açıkladı ya, belki bi’ umut: oyundur? Varsın oyun olsun, koskoca masada tek bir ‘gık’ duyulmadı.  Azer Karaca sevdasını müstakbel dünüründen ilk ağızdan duyan Sultan’ın ağzını bıçak açmıyor, havası Cumali ile Selim’e yetiyor ancak.  Ah Damla’cığım ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı olsa idi keşke…  Yalnız aklıma gelen bir detay daha var, malum Kubilay Aka hiç bir şekilde hikayenin içinde yer bulamıyor; ona özel bir açılım yapma çabası olabilir mi bu? Eğer öyle ise, yok kalsın. Biz Celasun’suz Çukur’la daha mutluyduk ^^

AZER SAHALARA NE ZAMAN DÖNECEK? Fazla mı sessiz sedasız serzenişte bulunuyoruz? Bu sefer büyük harflerle yazdım ^^ Yamaç’ın bu kararı vesile olacak ise, yorumun nettir: ağzına sağlık Yamaç’ım.

 

 

Yahu milyon TL’leri kardeşi uğruna yakan, İdris’e kafa tutan adam, bir ponçik bir ponçik sormayın. Sahil kenarında bankta halka tatlısı (! İlahi, halka tatlısı mı? ^^)  yiyor sevdiceği ile.  Yazıya bir de AzKar fotoğrafı ekledim ama omuza başı yaslamak bu kadar mı eğreti olur, bakar mısınız?

 

Yazı bitmeden söylemezsem olmaz;  hani duvar yazıları spoiler diyoruz ya, “Çare Akın Koçovalı” yazarken neyin kafasındalardı acaba? Dostunu bıçaklayan, avukatın yolunu kesip taşla canını alan psikopat ve dengesiz Akın’ı daha çok sevmiştim.

 

 

 

Ve Arık Böke Çukur’da…  Bakalım bizi  Çukur – Erdenet kavgasında ne gibi güzellikler bekliyor…  Unutmayın;  düşmanlar Çukur’a düşer, Çukur her zaman kazanır!

 

 

Bu yazıda gönlümce EfYam yazamadım yine… O zaman  gözümüz gönlümüz tweetler ile şenlensin <3

 

 

Tweet’leriyle yazıma renk katan Meyra   İsalmazz  ve Melek ‘e    çok teşekkürler.

 

Dizi ile ilgili diğer yazılara göz atmak isterseniz  İzledim / Çukur  kategorisini ziyaret edebilirsiniz…

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

3 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

5 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

5 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

5 gün Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

7 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Özünü Görmek İsteyen

Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

2 hafta Önce