Bölümü geriden geriden izleyebilme neticesinde Çukur bölüm yazısı da – bu hafta kısacık, yeni bölüme 3 kala geldi. İlk sezonun efsanesi 16. bölüme atıfla bir kez daha Babamın Oğlu dedik…
Mahsun içeride. Bu net! Ama böyle bir hamle beklemiyordum doğrusu, eminim ki şaşıran bir tek ben değilim. Hele ki (onun da) sevdiği kadının katili Yücel ile birlikte görünmesi daha da şaşırtıcı. Acaba Yücel ile nasıl bir araya geldi. Bu sahne güzel bir flashback hak ediyor değil mi? İşin ilginci – elbette Mahsun içeride ise, pek kurt çizilen Çağatay bu oyuna nasıl geldi? Bu adam koskoca İstanbul’un kirli işlerinin arkasındaki adam olarak çizilmedi mi?
Yeni düşman Çağatay’ı sevdim sevmesine de bir sezon daha kötüler kaybeder, iyiler eksilir ama kazanır temalı senaryo izlemek istediğimi hiç zannetmiyorum. Bu arada üstünde bir toz bulutu olan sırlar da açığa çıkar değil mi?
Salih’in görüntüleri izlediği sahnedeki oyunculuğu yüksekti, eleştirilere hak vermek lazım. Ama yine de insan sormadan edemiyor: “Erkan Kolçak Köstendil sen nasıl bir oyuncusun” Kanal bu muazzam sahneyi bölük pörçük yayınlamasaydı sahnenin ruhuna çok daha iyi girebilirdik! Görüntüleri kapatmamak için kumandanın pillerini çıkartması detayından sığınacak bir yer bulamayışına kadar güzeldi. Babasının katilini aradığını söylediğinde tek bir cümle söylemişti Yamaç: “Bul ve acısına son ver” Buldu. O kadar ağır geldi ki gerçek, kendi hayatına son vermek istedi.
Ama bu görüntüleri izlemeden önce öyle bir sahne vardı ki… Vartolu’nun endişe ile Yamaç’la konuşmak için gelmesi, Yamaç’ın gülümserken gözlerine yansıyan acı, Salih’in Yamaç’ı gözleri ile anlatmak istediğini anlayamayışı belki de anlamamak istememesi bu nedenle sürekli gözlerini kaçırması ve kalkmış giderken birden alnından öpmesi ve mekandan çıkmadan dönüp son kez Yamaç’ına bakması… En güzel VarYam sahnelerinden biri bu olabilir. Ve bir gerçek var ki, yüzleşme sahnesine hazır olamayabilirim!
Zaten bu ikilinin her sahnesi bir başka özel…
“Ben doğurmadım çocuğunu, ben aşık değilim sana. Tamam ben de boş değilim tabii..” VarYam diye bir gerçek var ^^
Ama en büyük ship tabii ki Koçovalı Birader’ler de…
Tabii ne kadar izleyiciden gelen shipleri hikayenin ana çatısına oturtulma taleplerine karşı olsam da yazıda değinmek lazım…
Vartolu Saadet sahnesine ne demeli… Salih’in empati yoksunu bu kadınla bir arada olmasına katlanamıyorum galiba. Net! Hadi daha dün Sultan Hanım’ın özel(!) görevine isyan ediyordun, sonra isyanının unuttun ‘annecim’ demeye devam ettin, karakterindendir dedim, yorum yapmadım. Ama hani Yamaç Salih’in davranışlarının nedenlerini tane tane anlatırken anlar gibi de olmuştun? Böylesine sözleri olan bir şarkı seçiminde sevdiğinin (göreceli) karşısında donuk bir şekilde oturan kadından çok da fazla bir şey beklememek lazım galiba.
Acımasız olma şimdi bu kadar
Dün gibi, dün gibi, çekip gitme
Bırakta dolanayım ayaklarına
Kum gibi, kum gibi, ezip geçme
[wp_ad_camp_1]
AzKar sahnesi gerçekten de göz doldurucu idi. Hala Karaca’nın ulvi bir sebeple Azer’in evine gitmiş olduğuna inanmıyorum. Ey aşk, sen nelere kadirsin… Ama ilk defa Azer’in Karaca ile daha duygusal ikili diyaloga girdiğini izledik. Madem artık Karaca Koçovalı’da değil, Kurtuluş olması yakındır derim. Sizce?
AzKar fandomdan linç yemeyeceksem, Efsun’un Yamaç aşkı gerçekten de dizideki en naif duygu yoğunluğu bana göre. Yamaç’ın Nehir’i sevmediğini anladığı anda içinde kelebeklerin uçtuğunu o kadar güzel hissettirdi ki Damla Sönmez. İçses “Yamaç Nehir’i sevmiyoo, Yamaç Nehir’i sevmiyooo… ” <3
Peki Çağatay’ın Efsun’u gördüğünde gözlerinden kalpler çıkmasına ne diyorsunuz? Çağatay – Efsun sahnesinden anladığımız taptaze bir üçgenimiz daha mı oldu dersiniz? EfCag mı diyeceğiz? Bu arada Efsun’un Yamaç’ı koruduğu efsane diyalogu da hatırlayalım mı?
“-Sana mı musallat oldu?”
“- Yok öyle bir şey. Geldi bir iki kere konuşmak istedi ama gönderdim.”
Pek de gönderdi sayılmaz ama ^^
Özetle yorumlar kısa kısa olsa da dram, aksiyon dengesi yerinde sezonun en güzel bölümlerinden biriydi… Tweet’leriyle yazıma renk katan Fatima. ve flakka ‘Kekam‘a teşekkürler.
Dizi ile ilgili diğer yazılara göz atmak isterseniz İzledim / Çukur kategorisini ziyaret edebilirsiniz…
Ön izleme inanılmaz heyecan verici. Sahnenin öncesini ve sonrasını o kadar çok merak ediyorum ki. Çukur’da en çok sevdiğim sahneler bu gibi sahneler ve türevleri… Fragman’da ilgi çekici. Yamaç depoda kimi bulacak dersiniz?
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.