Bizimkisi bir aşk hikayesi
Siyah beyaz film gibi biraz
Gözyaşı umut ve ihtiras
Bizimkisi alev gibi biraz
Gönlümdeki Çukur için Koçovalı Biraderler’in üstüne ship tanımam, hikayenin fandom etkileşimine yönelik aşk hikayesine dönüşümüne isyan da ederim ama Karaca ile Azer birbirlerine yakışmış. Bu net! Fakat kusura bakmayın Azkar fanları, bu ikiliden Karaca’nın alev alev yandığını kabul ederim de Azer için aynı şeyi söyleyemem. Adam şokta! Annesi diyor ki ‘odasına gitme!’, Karaca diyor ki ‘bana yaklaşma’, sanki istiyor. Anadolu’nun bağrından kopmuş gelmiş delikanlı, Karaca gibi içten pazarlıklı, hedef odaklı, sinsi kadınları nereden bilsin? Karaca’nın da Azer’e verdiği ayar bile adamın aklına kendini düşürmek için planlı programlı.
“Bu eve geldim diye, karşında başımı önüme eğdim diye kafan karışmasın. Bir ömür burada kalmam gerekse bile yüzüne her baktığımda tükürmek isteyeceğim. Ben asla Koçovalı olduğumu unutmayacağım; sen de unutma!”
Geçmişteki perde arkasından izlemeler, hakkında bilgi almaya çalışmak boşuna değildi elbet. O ki belki sevdiği için bile değil, sadece istediği için kuzeninin canını acıtmaktan çekinmemiş, Azer için babasına, amcasına ve hatta Çukur’un intikamına sırt çevirmekten tabii ki çekinmeyecekti. Karaca güç sever – bu özelliğini annesinden almış, bir liderin yanında olmak ister; bu güçlü lider kişi Celasun olamayacağına göre? Bence yol yakınken Azer tası tarağı toplayıp Adana’ya kaçıversin^^
-Azer’in arkasındaysan, bir şekilde güçlenmesi için ona imkan sağlıyorsan yapma, sen zararlı çıkarsın.
-Bu beni korumak için bir uyarı mı, yoksa ben tehdit mi ediliyorum şu an?
Efsun Yamaç sahnelerini seviyorum. Efsun’un gönlü çoktan kaymış. Belki de ilk defa ona karşı duyguları konusunda açık verdi. Nehir’e yakınlaşmasının amacı Yamaç’ın seçim kriterleri hakkında biraz daha fazla detay öğrenmek istemesi olmalı.
Aliço yine çöplerden ‘ipucu’ buluverdi. Efsun’un Azeri le ortaklığı tescillendi. Demek İdris Bey insan biriktirirken Baykal Bey külçe külçe altın biriktirmiş. Kızı Efsun da hesapsızca saçıveriyor. Paracıkları böyle fos bir plana harcandığı için Baykal Bey’in kemikleri sızlıyordur.
Akın Vartolu Sadettin amcasının izinden gitmeye kararlı. Elini ayağını çekmiş ‘şimdilik’ Çukur liderliğinden. Günün birinde paraya para demediğinde megafonu alır da çıkar mı dersiniz berber Muhittin’in balkonuna?
Mezar taşı ayrıntısını sevdim, ‘benim abilerden biri’ ayrıntısını daha çok. Yamaç’ın intikam uğruna karakterden karaktere geçmesi (7. Koğuştaki mucize’ye selamı da fark etmedik sanılmasın ^^) hoştu da ince plan yapmıyor da körlemesine düşman avlıyor gibi değil mi?
“Senden her türlü çantadır, kemerdir yapıcam zombi mahali.”
Bu avlardan en çok beklediğim timsah avı…
[wp_ad_camp_1]
Nehir’in ölümler karşısındaki pervasızca Yamaç’a yürümesi beni çok rahatsız ediyor. Sevdiği herkes ölmüş ya, Yamaç da ölecek; işte tam da bu nedenle her an Nehir için keyif. Yamaç da pek keyif(!) alıyor gibi görünüyor. Ama günün sonunda Nehir beklenin aksine Yamaç’ı teselli etmek yerine her ihtiyacı olduğunda kafasını dağıtmasına yardımcı oluyor. Nehir onu avutmuyor ama ona gerçekten iyi geliyor.
Vartolu hala Berlin de koştursun dursun. O sahnelerden bana kalan VarMed sahnelerinin bölüme verdiği renk, o kadar…
Selim’in sahneleri çok güzeldi. Öner Erkan yaşayarak canlandıran oyunculardan, en afilisinden çatapat sahnesine yüz kere tercih ederim bu detayda yazılan sahneleri.
Selim içini açtıkça garson ölüme daha çok yaklaşıyordu, tik tak tik tak. Eve gider, gecenin sabahında sessiz bir ölüm bekler düşünürken sahil sahnesinde Selim’in eldivenli olduğunu fark edince, ‘hah şimdi’ dedim. Yazık oldu, gençten bir çocuktu. Ölümü tam da İngiliz atasözündeki gibi oldu : Curiosity killed the cat (merak kediyi öldürdü.)
“İnsan babasını öldürdükten sonra gerçekten yaşıyor olabilir mi? Nefes alıyor olsa bile buna yaşamak denir mi? Babasını öldürmenin yükünü çekemiyor insan, taşıyamıyor…”
Selim rahmetli yeni Cemil’e içini açarken anıların üzerinden teker teker geçmesi İdris’in ölümü konusunda aklına şüphe getirdi. İlk öğrenecek kişi Salih olacak derken görüntüleri izlemeden önce Selim mi gizemi çözecek dersiniz?
Her bölümde ince ince Akın’ın Kahraman’ın çocuğu olduğu vurgulanıyor. Baksanıza Selim “Kahraman’ın ölmemesini istememişim ki korumadım onu. Ama Cumali abim ölmesin istemişim ki koruyabildim” dedi. Bu işte de Sultan Hanım’ın parmağı olduğu o kadar belli ki. Günün sonunda koskoca Kahraman’dan ‘Sana en büyük kazığı atan adam’ diye bahsediliyor ya; acı, çok acı…
Gerçi Selim’in hayatını karartan Kahraman değil, Sultan Hanım. Bir de utanmadan ‘senin yapamadığını’ deyip duruyor ya, ıslak odunla dövülesi… Bir de savaşı durduracakmış ya, bak sen…
Sultan’ın dengesizliğini bu tweetden daha güzel ne anlatabilir. Selim’e aileyi toparladın diyen kadın şimdi koruyamadın diye serzenişte bulunuyor.
[wp_ad_camp_1]
Hoş geldin Mahsun… Aklıma ölmemiş olabileceği gelmişti ama Yamaç’a destek geri dönebileceğini hayal bile edemezdim. Ekmeğinin peşindeki Remzi gibi ölüler diriliyor eleştirisine Mahsun’u en son ne zaman gördüğümüzü hatırlayarak yanıt verelim. Mahsun ve Yamaç’ın çatıdaki kavgasından sonra (İçerde’ye selam!) çatıdan birlikte arabanın üstüne düştüler (bir selam daha) Yamaç üstte idi, sendeleyerek kalktı, yürümeye devam etti. Yamaç sahneden çıkarken Mahsun hala arabanın üzerinde yatıyordu. Bu sahneden sonra Mahsun’dan bir daha bahsedilmedi. Böylelikle Mahsun hayatta olması mantık çerçevesine kolaylıkla oturuyor. Mahsun ve Yamaç aynı kaderi paylaşan iki adam, Aras Bulut İynemli de Berkay Ateş de iyi oyuncu. Mis gibi sahneler bizi bekliyor desenize ^^
Mahsun ölmeyeceği aklıma gelirdi de Yamaç’ı kurtaran kişinin Mahsun olacağını hayatta tahmin edemezdim. Ama tahmin edenler varmış. Haftalar önce yayınlanan Yamaç’ı kim kurtaracak anketinde bırakın Mahsun‘u işaretlemeyi kesinlikle Mahsun diyenler bile var… Ne diyelim: Tebrikler…
Bölümün en sevdiğim sahnesi ile bitireyim. Repliklerdeki geçişler, sahne ve Aras Bulut İynemli’nin yüz ifadesi o kadar güzeldi Yamaç Koçovalı büyüksün!
-Sen savundun olmadı belki de savunmayacaksın.
-Ben buna izin vermem Yamaç sen eski sen olsaydın sende izin vermezdin.
-Saldıracaksın belki de bu hayatta bir kez olsun sen Vartolu olacaksın.
-Ben hiç yerimi savunmasını saldırdım.
-İçindeki öfkenin geçmesini bekledim ama bir türlü geçmiyor, git gide daha beter oluyor.
-Ben Salih olmaya çok uğraştım beni hep Vartolu Sadettin yaptılar.
-Ama o yaranın kapanmasını beklersem değil çukuru ailemi de kaybedicem!
Tweet’iyle yazıma renk katan akliselim beis © ve Vegankadın ‘a teşekkürler.
Dizi ile ilgili diğer yazılara göz atmak isterseniz İzledim / Çukur kategorisini ziyaret edebilirsiniz…
Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.