Yamaç ile ilk bölümün ilk yarım saatinden sonra Vartolu’nun kulakları çınlasın rakınrolcu kimliğindeyken tanıştık. Aradan çok uzun zaman geçmedi ki Yamaç oldu Yamaç Koçovalı, ardından da Yamaç Babamız… Bu geçiş sürecine an be an şahit olduk; onunla sevindik onunla üzüldük, onunla güldük ve onunla ‘bu hayatın heyecanı meycanı yok’ dedik…
Konuk yazarım Gözde Çukur’un 33 bölümünü taradı ve en güzel Yamaç Koçovalı sahnelerini derledi. Ya sizin gözünüzden en iyileri hangileri? Yorumlarda buluşalım mı?
Bu sezon tam 33 hafta boyunca pazartesi akşamlarının vazgeçilmezi oldu Çukur. Tabii Çukur’u bu kadar vazgeçilmez kılan şeylerin başında elbette sevilen karakterleri geliyor. Bu karakterlerden biri şüphesiz Aras Bulut İynemli’nin canlandırdığı Yamaç Koçovalı.
Yamaç… Çukur’un yani Koçova Mahallesi’nin kurucusu ve babası kabul edilen İdris Koçovalı’nın en küçük oğlu. 18 yaşında babasıyla ettiği kavganın ardından “Ne ölüme, ne ölüne.” diyerek evi terk etmiş. Kimyager. Gündüzleri laboratuvarda çalışıyor, akşamları bir barda gitar çalıp şarkı söylüyordu. Bir gece iş çıkışı Sena ile tanıştı ve hızla gelişen bir aşkın ardından, 5 gün sonra Paris’te yıldırım nikahıyla evlendiler. Ama evlendiği gece hayatı birden bire değişti. Ağabeylerinden Kahraman mahalleye yeni gelen Vartolu’nun adamları tarafından öldürülmüş; babası İdris ise felç geçirmiş, hastanede yatıyordu. Büyük ağabeyi Cumali hapisteydi, diğer ağabeyi Selim’e de ailesi tarafından yeterince güvenilmiyordu. O yüzden işlerin başına geçmesi için annesi Sultan tarafından Paris’ten İstanbul’a getirildi. İşleri yoluna koyunca Çukur’dan ayrılıp hayatına kaldığı yerden devam etmek istiyordu Yamaç. Ama zamanla işler değişti, Çukur O’nun hayatının önemli bir parçası haline geldi. Sorunları akılcı ve sağduyulu planlarla çözmeye çalışması ile ön plana çıktı. Kimse O’nun sevdiklerine zarar veremezdi, onlar için yapmayacağı şey yoktu. Bir parçası olan müziği düşmanlarına karşı yaptığı planlarında kullanmayı da ihmal etmedi elbette. İşte Yamaç deyince aklımıza gelen o sahneler:
(Sahneler bölüm sırasına göre sıralanmıştır.)
Uzun süredir bilinci kapalı olarak yatan İdris sonunda gözlerini açmıştı. Babasının iyileştiğini öğrenen Yamaç 10 yıl sonra onunla ilk defa karşı karşıya geldi. Baba-oğulun yıllar sonra bu ilk konuşması duygu dolu anlara sebep oldu.
İdris: Niye geldin?
Yamaç: Annem çağırdı geldim. Gelmese miydim?
Yamaç, mahallelilerden birinin oğlu olan Doğukan isimli şarkıcının yapımcısından alacağının tahsilatı için O’na yardımcı olma sözü vermişti. Bunun için yapımcı Eser’le görüşmeye gitti. Ancak Eser’in yaptığı ukalalık üzerine sinirlenen Yamaç, O’na unutamayacağı bir ders verdi.
Eser: Ulan it! Sen kimsin lan? Sen benim kim olduğumu biliyor musun yamuk?
Yamaç: Yamaç Koçovalı ben.
Selim’le işbirliği yapan Kumburgazlı Serdar, İdris ve Sena’yı kaçırmıştı. Serdar’a oynadığı oyunla onları kurtaran Yamaç, Serdar’ın durmayacağını anladı ve O’nu bitirmek için harekete geçti, kulaklıkla dinlediği Heyecanı Yok şarkısı eşliğinde tabii ki.
Bu sahne Yamaç’ın Heyecanı Yok şarkısı eşliğinde düşmanlarıyla mücadele sahnelerinin de başlangıcı oldu.
Yamaç, düşmanı Vartolu’nun annesinin adının Mihriban, O’nun da aslında Çukur’un çocuğu olduğunu anlamıştı. O’nun hakkındaki gerçeklere ulaşmak için Paşa’nın yolladığı bombayla hapishanede öldürülmeye çalışılan Kasım’ı hastane yolunda kaçırıp gizlice mahallenin hastanesine getirdi ve tedavi edilmesini sağladı. Ardından Paşa’yla bu konu hakkında konuştu ve Vartolu’nun aslında ağabeyi Salih olduğunu anladı. Bunu teyit etmek için Kasım’ın yanına geldi ve büyük gerçekle yüzleşti.
Vartolu’nun aslında ağabeyi Salih olduğunu öğrenen Yamaç, ne yapacağını bilemez halde eve geldi. Önce babasına bir oğlu olduğunu bildiğini söyleyerek onunla çok sert bir yüzleşme yaşadı. Ardından annesinin dizinde ağladı ve son zamanlarda yaşadıklarını düşündü. Ardından soluğu Sena’nın evinin kapısında aldı ve orda sinir krizi geçirdi.
“Delirmeyeyim, delirmeyeyim değil mi ben?”
Uzun zamandır aradığı Beyefendi lakaplı düşmanının aslında Baykal olduğunu öğrenen Yamaç O’nunla görüşmeye gitti. Bu görüşmede Baykal, Yamaç’ı indirmek isterken; Yamaç da hem O’nunla yüzleşmek hem de O’nu ve adamlarını indirmeyi planladı. Yamaç-Baykal kaçma kovalamacasına yine Heyecanı Yok eşlik etti.
Baykal’ın aslında Beyefendi olduğunu öğrenen Yamaç, tüm gücüyle Baykal’a ait olan iş yerlerine saldırdı ve O’na büyük zarar verdi. Baykal da buna misilleme olarak Yamaç’ın değer verdiği insanlardan Gazeteci Hale’yi öldürttü. Bundan evvel Vartolu’yu kurtarmak için bir başka masum insanın ölümüne sebep olan Yamaç, Hale’nin ölümünden de kendini sorumlu tuttu ve Baykal’ın evinin önünde sinir krizi geçirip kendini sorguladı.
Yamaç ve Vartolu işbirliği yapıp Baykal’ı yakaladılar. Bu olanların üzerine Baykal’ı kurtarmak için iş ortaklarından Elvis harekete geçti. Yamaç ve İdris’le konuşmak için restoranında buluştu. Bir yandan da Koçovalı ailesinin tüm kadınlarını kaçırttı ve yemek esnasında bunu onlara söyledi. Bunu öğrenen Yamaç’ın Elvis’e tepkisi ise çok sert oldu.
Emrah’ın yardımıyla Koçovalı kadınları Elvis’in elinden kurtarılmıştı. Elvis ve sevgilisi Lana ise Emrah’ın elinden kurtulup kaçmayı başardılar. Elvis’i yakalamak isteyen Yamaç, onların saklandığı evi öğrenip buraya baskın düzenledi. Baskın ve Yamaç-Elvis dövüşmesi yine Heyecanı Yok eşliğinde oldu. Tabii bu sahneyi unutulmaz kılan şeylerden biri de Yamaç’ın Elvis taklidi elbette
.
Emrah’ın Sena’ya zarar vermek için O’nun sahte bir psikiyatra gitmesine ve halüsinasyonlar görüp, intihara teşebbüs etmesine sebep olacak ilaçlar kullanmasına neden olduğunu öğrenen Yamaç, O’nunla yüzleşmeye gitti. Aralarındaki dövüşte Emrah’ın galip geldiği kısımda karakterle özdeşleşen Türk Marşı, Yamaç’ın galip geldiği kısımda da Heyecanı Yok kullanılması sahnenin dikkat çeken ayrıntılarından oldu.
10 sahne elbetteki Yamaç Koçovalı sahnelerinin yaşattığı keyfi tarif etmeye yetmez. Az sayıda bonus sahne ekleyelim;
Yamaç, Çukur’a geri dönmeden 10 yıl önce “Ne ölüme, ne ölüne.” diyerek evi terk etmişti. Çünkü babasının bu işlerden vazgeçmesini ve Çukur’dan gitmeyi istiyordu. O gece birini öldürmesi bardağı taşıran son damla olmuştu, babasıyla büyük bir kavga etmişlerdi. Meğer aslında o gece evlerine bir baskın düzenlenmiş ve Yamaç rehin alınan ailesini kurtarmak için birini öldürmek zorunda kalmış.
Yamaç, Vartolu’nun aslında ağabeyi Salih olduğunu öğrenmişti. Bu gerçeği bilmeyen İdris, Vartolu’nun Paşa ile Emmi’yi rehin almasının üzerine artık Vartolu Çukur’dan gitmezse O’nu öldürmeye karar vermişti. Yamaç ise sakin bir şekilde O’nu göndermenin çarelerini aramış ancak başarılı olamamıştı, çünkü Vartolu da Çukur’da kalıp intikamını almaya kararlıydı. Mezarlıkta geçen bu sahnede Yamaç, Vartolu’ya gerçeği bildiğini söyledi ve O’nu Çukur’dan gitmeye ikna etmeye çalıştı. Aralarındaki yüzleşmede ikili ilk defa kardeş olduklarını bize hissettirdiler.
Vartolu: Bilmiyorsun lan, hiçbir şey bilmiyorsun.
Yamaç: Biliyorum Salih. Biliyorum babamın oğlu.
Yamaç daha önce de ağabeyi Selim’in aileye ihanetinden şüphelenmiş ama bunu kanıtlayamamıştı. Ama o gece Aliço ile yaptığı konuşmada öğrendiği gerçekler sonucu inanmak istemese de buna emin oldu. Selim’le yaşadıklarını anları düşünüp hüngür hüngür ağladı.
Yamaç yani Aras Bulut İynemli o kadar güzel ağlıyor ki, O’na sarılıp teselli etmek istiyor insan…
Dizi ile ilgili diğer yazılara göz atmak isterseniz İzledim / Çukur kategorisini ziyaret edebilirsiniz.
Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.