Kategori: İzledimÇukur

ÇUKUR – Gururum Aşkıma Düşman

Tamam biliyorum. Bu aşk dizisi de, yaz romantik komedisi de değil, başrol Yamaç ve sevgilileri değil Çukur olduğunu da biliyorum. Ama bölümün en güzel  sahnesi Efsun’un yemek salonuna girmesini takiben Çağatay’ın kibarca(!) hoş geldin öpücüğü verdiğinde Yamaç’ın yüzünde beliren ifadenin oldu o an idi ^^ Bu nedenle yine bu konuya fazlaca yer ayırmış olabilirim. Hazır olun, başlıyorum.

Bir dakika, başlamadan! Kulkan Erdenet ne zaman gelecek? Ulu kahvaltıda da yoktu! Berk Hakman olarak gelecekse hemen gelsin!   Yoksa siz hala Kulkan Erdenet kim olsun anketine katılmadınız mı?

ÇUKUR – Erdenet Ailesi

 

 

Üstelik bir değil, iki delirme ! Üstelik  Efsun’un güzelliği üstündeyken delirmemek mümkün mü?

 

 

 

“Seni başkasıyla düşünmek hele ki Çağatay’ın yanında düşünmek bana ne hissettiriyor farkında mısın?”

 

Yamaç’ın kıskançlıktan kıvranmasından inanılmaz keyif aldım. Çünkü Yamaç’ın Çağatay ve Efsun hakkındaki ithamları gerçekten çok adiceydi. Çağatay’ın evine gelmesini ondan neden sakladığını tane tane anlatmaya çalışmıştı ama nafile:

“Yamaç sandığın gibi bir şey değil… Sen söyledin artık konuşmayalım bunu diye. Kavga etmeyelim diye söylemedim. Bir saniye dinler misin beni?”

 

 

Ama Efsun’a alkış, birebir Yamaç’ın onun hakkında kurguladığı şeyleri canlandırdı. Hem de gözünün içine baka baka… (Yamaç’ın şekilden şekle giren suratını, kontrol etmeye çalıştığı sesini, voltasını, sinirden titreyen ellerini her hatırladığımda suratıma bir gülümseme yerleşiveriyor)  Ama Efsun Çağatay cephesinde gecenin sonunda kahveye(!) davet biraz hızlı oldu!

 

 

Efsun Çağatay’ın kapısını çaldığına pişman olacak mı dersiniz? Bence olacak.  Çağatay hiçbir zaman güvenli bir liman olmadı, olmayacak. Efsun’un Yamaç’ı kıvrandırması ne kadar hoşuma gitse de bavullarını toplayıp çekip gidebilen Efsun benim için daha kıymetli. Bir kez daha izlemek isterdim.

 

 

Gerçi ‘çeksin gitsin.’ taraftarı olsam da, Efsun ile empati yapalım mı? İstediğinin biraz olsun güvenilmek, değer verilmek olması açısından bakarsak Çağatay’a gitmesin de ne yapsın bu kadın?

 

 

 

Ve bir kez daha yanıldım, bebek varmış. Nehir’in bebeğini kaybettiğini ama kabullenemeyerek kendini hamile zannettiğini düşünüyordum, yaşadığı sancıların da sahte olduğuna kendimi inandırmıştım. Değilmiş. Zaten uzun zaman Nehir’in Yamaç’ın sanrısı olduğu iddia etmiştim. O da tutmadı. Madem kafamdaki senaryo -ki bence daha güzel- ile ilerlemiyoruz, o zaman elimizdeki mevcudu yorumlayalım.  Yamaç’ın bebeğin kalp atışlarını duyduğundaki sevincine bayıldım. İdris Koçovalı’nın tohumu isteği de yerine gelmiş oldu; bebek erkek! Bu arada ne zamandır ‘pipi’ bipleniyor? Nehir’in artık Yamaç’tan beklentisini sıfırladığının altını çizmesi de güzel oldu. Zaten Yamaç’ın Nehir’i çocuğunun annesi olmaktan öte bir yere koymayacağı belli iken bu neyin savaşı?

 

 

Bu arada kocaman bir parantez açmak lazım; EfYam büyüsüne kapılan hiçbir izleyici Yamaç’ın  Nehir‘in bebeğiyle ilgilenmesine, onunla kontrole gitmesine laf etmez. Ama Yamaç’ın davranışlarında sinir bozucu olan Nehir’e – çocuğunun annesine – Efsun hakkında hiçbir şey söylemeyip üstüne, Nehir’in Koçovalı’ların evinde olduğu dönemde de dahil üstü kapalı umut vermesi. Babası kadar yoğun olmasa da sanki iki kadından da vazgeçememe durumu var, değil mi?

 

 

Biraz da asıl başrol Çukur’dan bahsedelim ^^

Herkes Çukur’a düşman. Gerçi hepsi karikatürize düşmanlar, her zaman, her şartta yenilmeye mahkumlar ama düşman düşmandır. Düşmanlar içinde Elvis’in yeri farklıdır ama en hakkını veren  düşman da Beyefendi idi, net!

Son düşmanımız Seyfi’nin babası. Ulu Cengiz Erdenet ilk bölümlerde tanıtıldığı gibi ulu değilmiş. Bu durum sadece beni mi şaşırtıyor? Baksanıza zücaciyeci mafya patronu bile tanıdık, elini kolunu sallaya sallaya yalıya geliyor Cengiz Erdenet’in hatırlı konuğu olabiliyor.

Ve kamu spotu yapılan tacizci, tecavüzcü Seyfi Çukur’dan kız kaçırdı demek? Peki.  Yine çatıcıların sus pus olduğu bir gündü. İsteyince çatıda oluyorlar, istemeyince arazi… Bu vesile ile ‘Damla ile Cumali maceradan maceraya koşmaktadır.’ diyebiliriz.

 

 

 

 

Ve bu arada Sultan Hanım da bulgur yapmaktır ^^

 

 

Karaca güzel delirdi ama artık aksiyon almasının zamanı gelmedi mi? Sıcağı sıcağına o silahın (babaannesine teslim ettiği) ateş alması gerek. Kaç Akın kaç! Madem Akın Çukur’u ele geçirmek için, Çukur’un lideri olmak için uğraşmaya devam etmiyor o zaman geçmişte yaptıklarının intikamı taze taze alınsın. Aslında ilk sezonun başarısı Selim’in aile içinde yer alıp Çukur’un tam göbeğine el bombası bırakması, Yamaç- babamın oğlu Vartolu çatışması değil miydi?  Ah be senarist elinde tutmuş bir senaryo dinamiği varken; keşke Akın hep kötü kalsaydı, karikatür düşmanlardansa Çukur içinde karışıklık, tükenmek bilmeyen kaos daha ilgi çekici olurdu. En azından benim için ^^

 

 

Mustafa Üstündağ artık konuk değil, zaten flashbackler o kadar fazla ki çoktan konukluğu aşmıştı. Sürekli bahsi geçen Cumali Amca gelecekse gelsin… Bakalım Meliha ve İdris Koçovalı’nın bildiği, bir tek Yamaç’ın anlayabileceği sırrı amca ile nasıl bağlayacaklar. Yalnız çok rica edeceğim, hazır flashbackler bu kadar coşmuşken Ayşe – Kahraman ilişkisine de tez zamanda gelebilir miyiz lütfen!

 

 

Selim Yamaç’ı kendine getirdi. Yoksa Yamaç Koçovalı Cengiz Erdenet anlaşma şartlarını çoktan esnetmiş olsa da halen Erdenetlerin adamı olmaya devam edecekti. Kahraman’ın verdiği o yüzüğün hakkını vermesi gerekecek şimdi. Yalnız önemli bir sorun var, uyuyamıyor. Artık uyku ilacı da yok. Ne olacak şimdi?

 

 

Yamaç misafir olarak kimi bekliyordu dersiniz? Odaya bir hışımla geldi ama Efsun zannetmemiştir değil mi?  Çıka çıka ateş hattında oğlu için bulgur pişiren Sultan Hanım çıktı. Ama Sultan Hanım’ın her sözü olduğu kadar her davranışı o kadar… -doğru kelimeyi bulmak çok zor – samimiyetsiz geliyor ki. Anneliğine inanmadığım için sorguluyorum ve sınıfta kalıyor! Sultan Hanım benim gözümde anneliğini Yamaç’ı dinleme, anlama gereği duymadan, eline bavulunu tutuşturup kapıdan kovduğu gün kaybetti. Unutmadım, aklımda!  (Bir de annesinin elini öpmeye çalışıyordu Yamaç’cığım)

 

 

Ve ön izlemede yine  Sultan! Annesi karşısında bu çocuk hala ezilip büzülüyor ya: “Abim, abimler… Onlar da olacak mı?”  Ama o masada -yeniden- oturabilmek Yamaç için çok anlamlı. Bu nedenle bu davet gerçekten çok sıcak.

Olur da gelecek bölüm Yamaç Çukur’a geri dönerse onun ailenin bir bireyi olduğunu unutanlara bir çift lafı olur mu? Olmalı! Ama her zaman olduğu gibi olmayacak. Varsın Çukur’u, aileyi korumak için kafayı yesin, elinde bavulu ile kapıdan kovulduğu, kurşun yağmuruna tutulduğu günleri unutacak.

Yeri gelmişken, Salih’i de Vartoluyu da özledim!

 

Çukur 103. Bölüm reyting bir önceki haftaya göre yükselişte. Total : 7,46 reyting ile 3. , AB : 5,81 reyting ile 5. ve ABC1 : 7,03 reyting ile 7.sırada.

 

 

Yazıya tweetleri ile renk veren  yaren. –  ?. –  d i l a r a????? ?? ?̧????emine stark‘ a çok teşekkürler…

 

Çukur ilk bölümden 102. bölüme  yazılar bu linkte:  Çukur Bölüm Yazıları

 

Çukur 4.Sezon 12.Bölüm Fragmanlar

 

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

DEHA – Bu Savaşın Bir Kazanı Olacak mı?

Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

16 saat Önce

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

7 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

1 hafta Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

1 hafta Önce