İzledim

ÇUKUR – Hiç Işık Yok

Pandemi döneminde dizinin üçüncü sezonunu 900’e yakın yorumla masaya yatırmıştık. Öyle derinlemesine (!) incelemişiz ki, twitter linki yasakladı! İşte o yorumlar: 3.sezon izlenimleri.  O dönem yorumların etkisi sanırım diziye hevesim minimuma inmişken ‘zaman her şeyin ilacı’ fragmanlar ile yine(!) beklentimi yükselttim,  4. Sezona (umarım son olur) hazırım.

 

 

Peki nasıl bir ilk bölüm izledik? Güçlü bir giriş hikayesi olmayan, kopuk kopuk sahnelerin bir araya gelmesinden oluşan bir 140 dakika. İlk bölüm o kopuk sahneler arasında bir elin parmaklarını geçmeyen özel sahneler – ki bunlardan biri final- ve ilk sezon ilk bölüm ilk sahneye selam çakan Çukur’un babası pazarda ve gazeteci girişi hariç ekrana mıhlayacak bir bölüm kesinlikle değildi.

 

Bu nedenle senariste hak veriyorum!

 

 

Bölümün sezon ilk bölümüne pek de yakışmayan akıcılığı içinde elbet beğendiğim sahnelerde vardı. Bir elin parmaklarını geçmez ama olsun… İşte bunlardan ilki, Yamaç- Arık Böke dövüşü. Gerçekten estetik kurgulanmıştı. Uğur Yıldıran’ın pandemi nedeni ile yurda döndüğünü duymuştum? Acaba onun dokunuşu mu oldu?  Dövüşün finali elbette Yamaç yenilmeyecekti ama güvenlik ipiyle boğma, Cengiz Erdenet’in oğlunun kurtulmasına son dakika izin vermesi güzel detaylardı. Unutmadan, bir kez daha hoş geldin Mustafa Avkıran.   (Cengiz Erdenet’in diğer oğullarını kim canlandırsın anketine göz atmayı unutmayın: Erdenet Ailesi)

 

 

Bölümü izlerken “Arık Böke evine araba mı girdi?” diye sormuştum sosyal medyada, yanıt gecikmedi: Ofisi imiş. Abartıda sınır tanımayan dizimiz yeni karakteri için de böyle havalı(!) bir mekan bulmuş.  Havalı mekan yetmez, havalı atraksiyonlar da lazım. Hannibal maskeli adamları beysbol topları ile dövmeye ne dersiniz? Yeteri kadar havalı mı?  Kuzen Seren de Arık Böke’ye epeyce yanık sanırım. Arık Çağatay’ın emaneti Efsun ile ilgilenince dizi genelinde yeteri kadar yokmuş gibi bir de bu kanaldan kıskaçlık sahneleri izler miyiz?

 

 

 

Erdenetlerin yasadışı iş koluna gelirsek; milyon dolarlık sevkiyatlarını bu kadar korunaksız bir sistem üzerine kurmaları saçma değil mi? Sistem üzerine hiç kafa yorulmamış. Sistemi bırakın bu akış da hiç Çukur’a yakışmıyor. Bir köstebek olsun (köstebeğinin hayatını garanti altına almadan konuşması komik), bu köstebeğin verdiği bilgiler ile gazeteci Emir harekete geçsin (gazeteci Emir bu akılsızlıkla nasıl hayatta kalmayı başarmış benim için kocaman bir soru işareti), Erdenetler öğrensin, gazeteci Emir ölsün ve Koçovalılar intikama başlasın!

Bakalım bu savaş nasıl ilerleyecek…

 

 

Dizinin aile ile ilgili en önemli konusu Karaca idi. #AzKar fandom zaten Azer’in üç bölüm sonra diziden ayrılacağı spoilerı ile mutsuzken dopdolu sahneler bekliyordu ki, onlara ayrılan süre bir dakikayı geçmedi.

Aile yemeğinde dile gelmesinden bu yana ne kadar zaman geçtiğini pek anlayamadım ama Yamaç’ın Karaca ile Celasun’u evlendirme amacı bu bölümde dile geldi. (Hazırlıklara göre biraz süre geçmiş olmalı, Yamaç’ın bunca zaman planını Selim’e söylenmemiş olması da hata, bu durumun Celasun’a açıklanmaması da ailenin(!) Akşın’ın kocasının Karaca ile evlendirilmesine laf etmemesi de…)  Çukur Evimiz, Yamaç Babamız ama Cumali ve Selim Yamaç’ın kendi kafasına göre hareket etmesine bu kadar karşı çıkarken aile iç problemleri için sessiz kalmaları garip doğrusu. Yamaç’ın kendi kafasına göre kararlar vermesini hiç sevmedim, sevmeyeceğim. Ama bir yandan da ailede konuşabileceği kim var? Bir Salih! O da hapiste. Kimin için hapiste? Çukur için, aile için!

 

 

Salih’in sahnesi ile bir anda bölüme enerji gelmedi mi? Salih hapisten çıktıktan sonra trip kraliçesi Saadet’ten yine efsane bir sahne bekledim. Ama gelmedi ^^ Neyse ki… Konu Saadet olunca bir serzenişim daha var. Aile kararı ile zorla evlendirilme deneyimi yaşamış bir kadın olarak Karaca’nın gelinliğini beğenmesi hiç yakıştı mı? Ailenin azılı düşmanına (o dönem için) gönül vermiş bir kişi olarak ilk önce onun karşı çıkması gerekirdi. O dönem yediği tokatlara içim acımıştı ama ‘Oh olsun!’ diyorum şimdi. Müstahak!

 

Karaca tek dayanağı babasından destek bulamadı. Oysaki Selim – Karaca’dan da Hainlikte babası Selim’e fark atan Akın Koçovalı, bir düşmana aşık oldu diye Karaca’ya öğüt verdi. Ne tatlı bir abi kardeş sahnesiydi o. İdris’in ölümünde planlayıcı Yücel idi doğru ama arka planda Azer’in ne kadar payı varsa Akın’ın da o kadar payı vardır! Anti-Efsun izleyicileri bu sürece Efsun’u da dahil ediyorlar ama Efsun para kaynağı olmak dışında eylemler konusunda böylesine detay bildiğini zannetmiyorum. Ama Akın bu işten tereyağından kıl çeker gibi sıyrılacak belli ki. Ah bir de akıl vermiyor mu: “Gerçekleri bir bilsen…”

 

Yeni imaj pek hoş!

 

Bir öğüt de Nehir’den gelince Karaca aşkını bir kalemde sildi attı:

“Aşk çok acayip bir şey. Yalan yok. Ben bunun canlı kanıtıyım mesela. Baksana; bayağı bayağı hiç gıkımı bile çıkartmadan ‘kapatma’ gibi yaşıyorum. Ama siz bu evde olmasaydınız yine de burada kalır mıydım? Onu bilmiyorum işte. Yani, ben buraya Yamaç için geldim evet ama kalmayı ben istedim çünkü ilk kez bir ailem oldu. Aşk muhteşem bir şey evet, ama hiçbir aşk kimsesizliğin yarasını kapatmaya yetmez. Aşk uğruna bu kadar büyük bir yara açmaya değer mi? İyi düşün, tabi yine de seçim senin.”

 

Bu cümleler Nehir’e hiç ama hiç yakışmıyor. Nehir’den küçük bir Sena çıkartmaya çalışıyorlar ama nafile… Burada küçük bir parantez açalım, Nehir’in en büyük korkusu olarak dile getirdiği ‘bütün sevdiklerim ölür’ yazım ekibi tarafından unutulmuş olmalı ki Nehir açık kalplilikle aile ve Yamaç sevgisini yüksek sesle dile getirebiliyor.

O zaman belki de unutulmayan tek şey olan dizinin mottosunu bir kez daha hatırlayalım: “Aile Her Şeydir”

“Aile her şeydir. Aile, her şeydir… Ailen yanında değilse sıfırsın, yoksun. Hiç kimsesin. Ailen arkanda değilse, hiçbir şeysin. Onlar senin ellerin. Bak; kolların, bacakların. Onlar vurur tekmeyi, tetiği onlar çeker; sen sanırsın ben çektim, ben vurdum. Ailen korur seni gerektiğinde. Sen de aileni korursun. Bunu en iyi sen bilirsin. Aile her şeydir.”

 

Yamaç Nehir – Yamaç Efsun karmaşasına bu muhteşem çalışmayı eklemezsem olmazdı. Bölümdeki eksikleri izleyici tamamlıyor.

 

 

Bölümün içine ‘dur şunu da şuracığa sıkıştırayım’ amacı ile yazılmış sahneler vardı. Kahraman Koçovalı’nın mendili bunlardan biri. Sevgili yazım ekibi, ekinde inanılmaz güzel bir malzeme var. Bu malzemeden Selim ile Akın ile hatta tüm Koçovalılar ve Çukur ile enfes çatışma çıkar mı? Çıkar. Hatta Öner Erkan da Burak Akak da muhteşem bir performans çıkartır bu sahnede… Ama siz bu malzemeyi alıyorsunuz, konuya giriş bile olsa saçma sapan bir sahnede bir o kadar zayıf repliklerle harcıyorsunuz.

 

 

Bir diğeri de kim izleyecek, nasıl izleyecek, düşmanlar bu kozu nasıl kullanacak dediğimiz Yamaç’ın İdris’i vurduğu video. Bu videonun 4. Sezonda düşman kozu olarak kullanılacağına emindim. Fragmanı izleyince videonun Erdenetlerin eline nasıl geçtiğinin mantıklı bir çerçeveye oturmayacağını da tahmin ediyordum ama böylesine kötü yazılan bir sahne tahmin edemezdim…

Bu sahneyi bu tweet’den daha güzel anlatamazdım:

 

Bu kadar serzeniş yeter! Koçovalı Kardeşler’in sahnesi, İdris Baba’yı bir kez daha görmek hangimizin gözlerinden yaş akıtmadı? 140 dakika bu kardeşlere yer verilse sıkılmadan izlerim!

 

Koçovalı Biraderler <3

 

Cumali bebesini vurdu. Gözünü bile kırpmadan, sormadan, konuşmadan: tak, tak, tak…  Oysaki hatırlayalım; aynı videoyu izleyen Salih- abi değil, babasının oğlu- babasının katiline sıkmaktansa izlediği görüntünün ağırlığı ile kendi kafasına sıkmaya çalışmıştı. Şimdi soruyorum size, hangisi daha ‘abi’?

 

Bu çocuk düşmanlarından çok ailesinden çekti!

 

Yamaç vurula vurula kevgire döndü. Gerçi olun ilacı belli olduğundan (Efsuuuun <3) bu yaralanma işi beni pek de üzmez doğrusu, ama abisi tarafından Koçovalı ailesinden kovulmasının gönül yarası… Baş işte, o iyileşmez! Bu doğrultuda ailesiz kalan Yamaç Erdenet ailesine hızlı bir giriş yapar mı dersiniz? Tabii ki Cengiz Erdenet’in evladı olarak değil, ‘içerde’ olarak…

 

Yazı başlığını Çukur Soundtrack’den seçtim. Yamaç için Çukur’da hiç ışık yok!  Salih’i de alsın yanına, kaçsın, kurtulsun…

 

Yazıda tweetlerini alıntıladığım  Zumar@seventhsky  – Seyirci nil.  ve İsise verdikleri renk için teşekkürler…

 

4.sezonda da bölüm yazıları altındaki yorumlarda buluşmak üzere. Tüm yazılar bu linkte:  Çukur Bölüm Yazıları

 

 

Noel Pazarları
AVRUPA – En Güzel Noel Pazarları
sığacık ada masalı
SIĞACIK SEFERİHİSAR – Ada Masalı’nın Çekildiği Yer, Nam-ı Diğer Kırlangıç Adası
Alaçatı Tatil
ALAÇATI – Sanki Ege’de bir Vaha
gezdim gördüm san diego
AMERİKA – San Diego
Mekanlar Tarifler
Sütlü Tatlı
Yılbaşında Yapabileceğiniz 5 Şahane Sütlü Tatlı
LONDRA – Londra’da Öğleden Sonra Çayı
künefe
Bir Değil İki Değil Çok Çeşitli Künefe
BRIDGERTONE
BRIDGERTONE – Gölge Oyunları
BRIDGERTONE – Dearest Gentle Reader
Şimdiki Aklım Olsaydı (Si lo Hubiera Sabido)
ŞİMDİKİ AKLIM OLSAYDI (Si lo Hubiera Sabido) – Ne Dilediğine Dikkat Et!
Poldark
POLDARK – Korkunun, Umutsuzluğun ve Sevginin Derinliklerinde
bergen
BERGEN – Bir Tek Şarkı Söylerken Utanmadım Ben
romantik komedi filmler
Latte Kıvamında Romantik Komedi Filmleri
Yarına Tek Bilet Elle Çekim
YARINA TEK BİLET – Belki de Karşılaşmalar Tesadüf Değil Kaderdir
BİZ BÖYLEYİZ – Olsaydı Nasıl Olurdu?
Deli Bayramı
DELİ BAYRAMI – Kim Akıllı Kim Deli, Nasıl Ayırt Etmeli?
evlat oyunu
EVLAT – Her Şey Çok Zor
übü hep übü
ÜBÜ HEP ÜBÜ – Übülük Müessesesi Üzerine
yaşamaya dair
YAŞAMAYA DAİR – Yaşamayı Ciddiye Alacaksın
Copy link
Powered by Social Snap