Bu hafta Çukur yazısına en merak edilen konu ile başlayalım: Sonunda Cumali Koçovalı ile tanıştık. Hoş geldin! Mufit Kayacan da – nedense bu karakter için aklımda hep Altan Gördüm vardı – on numara beş yıldız bir amca olmuş. Abi kardeş masal anlatmayı da pek seviyorlar; ama ikisi arasındaki farklı ilk anlayabilecek kişi Vartolu! Aynı masalı iki farklı kişiden iki birbirinden farklı son ile dinledi.
“Bana bir masal anlat baba!” derken -baba içses- bir gün bu masalı bir kez daha dinleyeceğini tahmin edebilir miydi?
Bakalım senarist İdris ile Cumali arasında geçenleri, İdris’in abisini öldürecek kadar büyük kopuşun nedenleri damla damla mı anlatacak?
Çukur’un başına İdris Koçovalı’nın suçları yüzünden çok şeyler geldi. En büyüğü de Yücel’in yaptıkları. Ama Yamaç Koçovalı’nın altınlar uğruna yaşadığı kayıpları bir düşünsenize. Kayıpların en büyüğü de Selim. Hani İdris Koçovalı’nın suçlarından bir aile dağıldı diyoruz ya, ya Yamaç’ın suçlarını göz ardı mı edelim… Unutmayın Erdenetlerin İstanbul’daki Çukur adlı mahalleyle dertleri yoktu ki… Her şey külçe altınlar ile başladı. Varsın Karaca “Sen dedemin koltuğuna oturduğundan beri hepimizden çok daha az hata yaptın.” desin. Yamaç’ın ellerinde Selim’in kanı var. Net!
Vartolu Selim’in ölüm haberini alması Afganistan’da bir aşiretin sonu oldu, yazık… Ama kendi sesinden gazel güzel düşünülmüş bir detaydı. Vartolu Afganistan’da hangi gazeli okudu diye merak edenler vardır elbet: Nice bu hasret-i dildar
“Nice bu hasret-i dildar ile giryan olayım
Yanayım ateş-i aşkın ile büryan olayım
Görmedim gönül yüzünü ah u figan etmedeyim…”
Vartolu memlekete İskandar ile gelmiş olamaz değil mi? Dönmüş olsa mis gibi olmaz mı ^^ Erdenetlerin soyu kurudu Vartolu’cuğuma düşman kalmadı yahu… Bir sonraki düşman Cumali Amca ise onlar şimdiden amca yeğen olmuşlar bile, nasıl olacak?
Düşmanlardan Vartolu’ya sıra gelmeden teker teker listeden düşüyor düşmesine de; Çağatay Erdenet’in Kulkan’a inanması sadece bana saçma gelmiş olamaz değil mi? Cengiz Erdenet’den bahsediyoruz, ülkenin en güçlü, en karanlık adamına. Size onun Kulkan’a inanma, güvenme ihtimali var mı? Cengiz Yamaç’ın hatırlattığı gibi muhteşem bir patlama ile girmişti hayatımıza, veda edişi aynı muhteşemlikte olmadı. Vedanın en güzel anı kitap, tespih, emzik gibi Koçovalı seremonisine verdiği tepkiydi.
Çağatay Erdenet’in hikayemize nasıl girdiğini bütün izleyiciler hatırlayacaklardır.
“Aivazovsky’nin nefis bir tablosu vardır; Çeşme’de Deniz Savaşı…İşin aslı bu işte ‘İnsanlarla Değil Kavramlarla Uğraşmak Lazım”
Vedası aynı etkide olmadı bence. Hem intihar bombacısı misali, kendi ile birlikte üç Koçovalı’yı öldürmeyi neden akıl edemedi ki?
Çağatay ölüme yürürken Rusça söylediği cümlenin anlamı “hayran olduğun kadın artık senin değil” imiş. Rusça bildiğimden değil, kaynak sosyal medya. Kulkan Efsun’u hangi cehennemine gönderdi dersiniz? Spoiler’a göre pavyona. Pes!
Bu arada bölümü izlerken Kulkan’ın Yamaç’a Efsun’un telefonunu verdiğini fark etmemem? Sanırım Kulkan, Cengiz, Yamaç üçgeni saçma geldiği için ilgilenmemiş olmalıyım.
Diyelim ki Yamaç Efsun’u kurtardı. Yamaç Sultan ilişkisi ne olacak? Yoksa Yamaç da Sultan’ı… Güzel ^^ Bu sözler havada kalmamalı değil mi:
“Ben de olsam, aynı şeyi senin için yapardım. Seni sevdiğim için, seni çok sevdiğim için.”
Yamaç’ın sevdiği kadına kalkan o el nasıl kırılacak bekleyelim görelim…
Efsun’un başına gelenlere sinirleniyoruz ama günün sonunda Sultan’dan bahsediyoruz. Sultan Koçovalı. Kadının hayata bakış açısı belli. Kocam, Çukur, (kendi çizdiği sınırlar içinde) aile… Bu üçgende Efsun’u kabullenme şansı var mı? Yok. O evde Efsun’un geçmişini bilen Cumali varken, Karaca varken – hele ki hadi Cumali’yi geçtim, psikolojik sorunları olduğunu bilinen Karaca ile bu konu konuşulmamışken- Yamaç hangi akla hizmet onu eve getirmekte ısrar etti anlaşılır değil. Bari Sadiş’in evinde misafir ettirseydi. Sonuçta aynı bahçe. O zaman da elini tutarak eve getirmesini, meşhur koltuk sahnesini vs. izleyemezdik gerçi ama daha kabul edilebilir olurdu.
Bir de “O telefon her şartta açılmalı sayın Yamaç Koçovalı” diyeceğim ama bu cümle ‘aile her şeydir.’ ile tıkanıyor. Belki de en büyük pişmanlıklarından biri olacak Yamaç’ın o telefona yanıt vermemesi. Bunu da izlemek isterim.
Sultan Efsun’u tokatlayıp yaka paça evden atarken ses çıkartmayan Koçovalı kadınlar ne yaşarlarsa müstahaktır onlara. Nerede Damla’ya tepki koyan Sadiş, Ayşe? Nerede Efsun’un amcası için önemini anlayan Karaca? Ve kapıdaki korumalar da Sultan Hanım’ın sözünü Yamaç Koçovalı’dan üstün tutuyorlarsa Çukur evimiz Yamaç Babamız demesinler boşuna. Sayın senarist, Sultan Hanım tahmini ne zaman ölür? Lütfen, tez zamanda…
Meliha Şenay Gürler’in dizisi erken final yapınca belki döner demiştim. Nice ölüler döndü, o dönemedi. Dönebilmek bir yana, baksanıza ölmüş! Mektubun yok olması, Emmi’nin aklının uçması ile Meliha’nın sırrı da Meliha ile öldü. Dua edelim de Yamaç yanlış biliyor olsun!
Meliha’nın sırrını onlarca bölüm unutan senarist ondan çok daha eski olan bir cümleye dair olanları tutmuş günümüze getirmiş. Hayır Ayşe ile Murtaza’yı ortak paydada birleştirdin de ne oldu? Romcom’mu bu? Ayşe’yi pek sevdi de ona mutlu son mu yazacak acaba?
Yazı bitti ama EfYam’a dair o tatlış “seni seviyorum” u unuttum zannetmeyin. Aş evi köşelerinde bile olsa, gözlerdeki ışıltı, yüzlerine yapışmış kocaman gülümseme olunca, varsın aş evinin kapı eşiği olsun. Daha nicelerine inşallah…
Çukur reyting bu hafta Total ve AB’de artışta… Total 8,61 reyting ile 2. AB’de 6,02 reyting ile 5. ABC1’de ise 7,24 reyting ile Total’deki gibi yine 2. Sırada.
Çukur bölüm yazı ve yazı altı yorumları bu linkte: Çukur Bölüm Yazıları