Kategori: İzledimÇukur

ÇUKUR – Koçovalı Koçovalı’ya Karşı

Enteresan bir bölümdü doğrusu. Bir kısım izleyici Aras Bulut İynemli’nin bölüm içerisindeki sahnelerinin az olduğundan serzenişte bulunurken bir diğer kısım ise ‘Vartolu’ karakterinin Cumali Abi’sini geçtim ‘uyuz’ Meke karşısında bile ezik gösterilmesini kabul edemiyordu. Kendi bakış açılarından elbette ki haklılar. Ama bu haftaki Çukur bölümü benim oturduğum koltuktan oldukça güzeldi ^^

 

 

“Bu mahallenin adını biliyor musunuz? Koçova mahallesi. Ben kimim? Cumali Koçovalı. Bunu size daha önce söyledim. ‘Sözümün üstüne söz istemem’ dedim. Raconu kestim. Bitti.”

 

Şimdi bu cümleyi bir kez daha dikkatli okuyalım. (İsteyen videosunu izlesin.) Bu bölümde izleyip gördük ki her şey yolunda gitseydi İdris’in ilk oğlu olarak “Çukur evimiz, İdris Babamız”ın ardından “Çukur Evimiz, Cumali Babamız” asla olamazdı. Gerçi Cumali’de uzun seneler içeride kalacaktı besbelli ama… Bulunduğumuz noktada mahalleyi yatıştırmak söz konusu olduğunda Koçovalı vs Koçovalı karşılaştırmasında öngörülü, (daha) dingin, dinleyen, dinleten (dinlemek isteyene) Salih’in değeri daha da iyi anlaşılıyor. Aylar önce Vartolu Beyefendimiss’e nasıl “Yansın, yıkılsın yok olsun amk yeri, dümdüz olsun, adı tümsek olsun, üzerinde ot bitmesin istiyorum.” dediği noktadayım. İçindekiler ile birlikte, Meke’si Ferhat’ı, Celasun’u… Hepsi hepsiii…. Bu nedenle hafta boyunca ‘Aman yesinler birbirlerini’ diye dolandım durdum. Ama yok, eğer olmayacaksa da Salih Babamız bir diğer kabulüm.   Neden Yamaç değil de Salih… Yamaç için daha güzel projelerim var. O çekip kurtaracak kendini bu kelepçeden…

 

Peki Cumali Bey Abi’ye posta koyan kim? Ferhat. Seni hiç sevmedim Ferhat. Sevenleri kusura bakmasın ama (Var mıdır ki?) kitleleri ardından sürükleyecek biri olmaktan öte haklı kavgası bile olsa, karizması yetmez.

Ama Ferhat’ın Meke’den hesap sormasına seviniyorum o ayrı. Ve anlaşılan o ki yalnız değilim;

 

 

Ferhat ve Meke – Celasun çetesi arasındaki anlamsız kavgayı bitirecek tek şey diyalog. Geçmişteki sorunlar bir yana işte eksik olan;

 

– Sen mi yaktın?

– Hayır.

– Sen mi vurdun?

– Hayır.

 

İki grubun arasında eksik olan  diyalogu kur-dur-abilecek kişinin Cumali Abi olmadığı da kesinleşti. Vartolu ısrarla ‘Çukur yangın yeri’ diye dursun, geçen bölümde evin badana boya derdine düşen Cumali Koçovalı bu bölümde de Muhittin Abi’nin berber dükkanı için ağıt yaktı. Bu noktada sanırım Salih gibi düşünmeyen yoktur: “Bir derdimiz Muhittin Abi’nin hatırası olsa keşke” Üstüne bir de bonus koyalım. Cumali Bey Abi hani biricik kardeşiniz ‘bebe’ hastanede ölümle pençeleşiyor. Ama yok, Cumali bununla da kalmıyor, yine inceden inceden laf sokmalar; sen ne bilirsin!’, ‘senin hayatın boyunca evin mi olmuş? ’  Pek sevimsiz… Ama bu tam da Cumali Koçovalı işte!  Ama mahallede söz dinletememesi, orası ayrı konu! Sırf Cumali’yi Salih’in karşısına çıkartmak için yazılmış ama hoş olmadı. Kriz yönetimi konusunda çuvalladınız Cumali Bey Abiiii…

Ama bizim Salih hala abisinden takdir görünce mutlu oluyor ya <3  Gülümsemeye bakar mısınız?  Bu detayları yakalamak ne güzel;

 

 

[wp_ad_camp_1]

 

Bölümde o kadar çok adı geçti ki ben de rahmetli Muhittin Abi’yi sanatsal bir çalışmamız ile anayım:

 

 

 

 

 

Yamaç uyandı. Günaydın ^^ Koskoca Yamaç’a koca bölümde beş hadi bilemedin 10 dakika ayırmak… Bu bölüm vuran kişi netleşir diyordum, belki de sessiz sedasız netleşti; Metin?  “Tanıdık da değil tam, bi’ dost yüzü, kardeş yüzü.”  Ciddi ciddi Selim bulacak tetiği çeken adamı. Neden sorusunda cevap bulamasam da bence bu kişi Metin!

Hastane sahnelerine en keyif aldığım sahne şüphesiz ki Salih’in Yamaç’ı ziyaret etmesi idi. Çok seviyorum ben bu üçlüyü <3

 

 

– Yamacım.

– Gel, gözüm yollarda kaldı.

 

Çok çok ama çok minnoşlar <3  (Koca adamlara minnoş dediğime inanamıyorum ^^)

 

Ziyarete gelen bir diğer isim şaşırttı. Meliha Hanım’ı hastanede görünce ne yeri ne zamanı dedim doğrusu. Kadındaki genişlik ölçü kavramının dışında.  Bu konuda hepimiz Sultan Ana’yız! – Anasız babasız bir çocuğu zebanilerin eline göndermesi ayrı konu, onu unutmaz, unutturmayız!

 

Selim kardeşini neredeyse ölüme gönderen adamı araştıra dursun, özel görev adamı ‘Aliço’ Çukur’da olan istihbaratını tamamladığında Veysel konusu da açığa çıkar. Demişti dersiniz. Gerçi ben hala Veysel’in Çıyan olduğuna inanıyorum da hikayeye tutarlı bir şekilde bağlayamıyorum. Diğerlerini geçtim Medet’in tanıması gerekirdi. Of şimdi de gizemli ‘kötü’ ile iş birliktelikleri falan…

 

“Aylardır anamızı ağlatan herifi indirecektik, ama biz ne yaptık? Birbirimizi indirmenin peşine düştük. Aferin bize, helal olsun bize”  Salih’cim düşman içinizde, üstelik tam Koçovalı’ların göbeğinde… Sizi nam-ı diğer Ayşe ile tanıştırayım. Çeto bile bu Ayşe beni niye kurtardı anlamlandıramazken bizim anlamamız beklenmiyor herhalde?  Mahsun’un ‘gazı’ ile anlamlandırdığında karşımıza çıkan ‘ergen aşık’ açılımını karakter ile tutarsız buldum doğrusu. Belki de Çeto’yu duygusuz, sevgisiz ve hayata karşı öfkeli hali ile kabul ettiğim için. Beyaz güller mi?  Ahh Ayşe bayılır. İsimsiz beyaz gülller geldiğini düşünsenize ^^ Yalnız bu durumda Karaca Ayşe’yi çıtır çıtır yer ama bu konunun üstü hemencecik kapatılmayacak besbelli. O beyaz güller ge-le-cek arkadaş!

Ayşe’nin liderlikten gelen güce karşı eğiliminin olduğunu biliyoruz. Bu konu Cemil ile tutarsız olsa da Kahraman’a olan duyguları ile örtüşüyor. Çeto’yla olan benzer geçmiş, bu benzer geçmişten çıkıp kendi ayaklarının üzerinde durarak kendine bir yol çizmiş olması, eline kan bulaşarak bile olsa çizdiği bu yolda güçlenmesi vs gibi konular Ayşe’yi etkilemiş anlaşılan. Ama bu etkilenme Karakuzular’ın elinden katliamı yaşamış birini bu derece etkileyebilir mi? Demek ki Ayşe Koçovalılar’a  – geçmişten gelen kötü anılar da var, gönül bağı sanıldığı kadar güçlü değil.

 

[wp_ad_camp_1]

 

Gizemli kişi Karakuzu’ların bir numarası KK001 olamaz. Çeto’nun dediği gibi ‘eski bir dost’ ama bir o kadar da çekinilen bir dost. Çukur’a girmeleri için yön gösteren, ihtiyaç duyulduğunda yardım istenebilecek. Peki kim bu yüzüklü adam? İçimizden biri mi? Çukur’un içinden bir ‘kardeş’i ikna edip Yamaç’a ateş ettirebilecek biri, maddi gücü hayli yerinde olan biri, sevilmeyen (bknz Mahsun) ama saygı duyulan (bknz Çeto) biri. Kim kim kim? Biz daha kolyenin sırrını çözmemişken bir de yüzük çıktı başımıza…

 

 

Kötü adam elbet kim çıkar ortaya, çok da merak etmiyorum açıkçası.  Asıl sorun Cumali ile Salih! Anlaşılan o ki Yamaç’ın ayaklanıp kanlarını deli akan bu iki adamı bir toparlaması gerekecek. Peki ya Çukur? Israrla söylemeye devam edeceğim: “Yesinler birbirlerini… “

 

Tweetleriyle yazımı renklendiren  H e r r o i n , lavinia ve  drmytngrn e ve kapak fotoğrafı için  ‘a teşekkürler. 

 

Dizi ile ilgili diğer yazılara göz atmak isterseniz  İzledim / Çukur  kategorisini ziyaret edebilirsiniz.

 

 

Nur içinde yat Ayşen Guruda

 

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

2 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

5 gün Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Özünü Görmek İsteyen

Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

2 hafta Önce