Bu haftaki bölüm yazısında söz verdiğim üzere bölüm geneli ve özellikle yeni Çukur’a ağırlık vereceğim. Yoksa Yamaç’ın Efsun’u kaybetme korkusundan girip, Seher’in evinde birlikte güne merhaba demeden önce Efsun’un yaralarını gördüğü anda yüzüme çöken ağırlıktan çıkar araya da anne babasını camda bekleyen miniş Masal iliştirebilirim ama yok, okuyucu kaçıyor ^^Ama en azından ilk fotoğrafı EfYam’a ayırayım izninizle <3
Yamaç ile Vartolu karşı karşıya, hem de yine mezarlıkta. Ama bu sefer yumruklar değil sakince ama arkası dolu sözler konuştu. En güçlü sağ kroşe ise Yamaç’tan Salih’e geldi: ‘Vartolu’. Yamaç’ın bırak babamın oğlunu ya da Salih’i, Vartolu diye seslenmesi nasıl da karabasan gibi Salih’in üstüne.
Yamaç Koçovalı geri döndü… Aliço Yamaç’ın değerlisi. Amca Cumali ile anlaşma masasına oturduğunda ilk şartlarından biriydi, Aliço’nun evi geri verilecek. Verilmedi. Üstüne bir de Cumali, hatta onun üzerine de Aliço dayak yiyince Yamaç’ı kim tutabilirdi ki… Yamaç bir döndü pir döndü! Çok yakında da Aliço ile yürürken gördüğü evi yeni Koçovalı hanesi yapacak. Tüm aileyi – Sultan ile Masal’ın bir araya gelmesinin hayali bile kötü- bir araya toplayacak.
“…Ben feleğin şu çarkına çomak sokarım
Ben felegin tekerine çomak sokarım
Yeter ki ıslak ıslak bakma öyle
Ne olur ıslak ıslak bakma öyle.”
Hem diziye hem Yamaç Koçovalı’ya hem de Barış Akarsu’nun anısına yakışır bir sahne oldu. Özellikle Aras Bulut’un gökyüzüne selam çakıp belki de Barış Akarsu ile göz göze gelmesi ne güzel bir detaydı.
Son albümündeki biyografisinde yazdığı gibi:
“Çok uzaklarda olduğumu sanmayın sakın. Ben hep yanı başınızdayım. Her akşam başınızı kaldırıp, gökyüzüne bakın. Ben orda olacağım. Islak ıslak değil, gülümseyerek bakacağım gözlerinize.”
Vartolu’nun Aliço’nun evini yeniden balıkçıya vermesi kendini ‘haklı’ çıkartmaktan öte yersiz bir güç gösterisi. Konunun öznesi Aliço olduğu için yersiz olduğu kadar densiz de… Hadi müsamere tadındaki gösteriyi geçtim ya Çukur’un başına gelen her felaketten Yamaç’ı sorumlu tutmasına -İstanbul’a savaş ilanı, altınları çalması hataydı, kabul- ne demeli? Vartolu’nun Yamaç’ın yaptıklarından içten içe gurur duyması, bölüm sonunda izlediğimiz pusuyu Yamaç’ın kurduğunu zannettiği için ateş ettirmemesi an itibari ile aynı dili konuşup aynı doğruları savunmasalar bile küçük bir kıvılcıma işaret. Yamaç’ın Vartolu’yu durdurmaya çalışıp ‘savaş çıkacak’ dediği günlerin üzerine neler neler yaşandı; baksanıza bugün roller değişti Vartolu Yamaç’a ‘yapma, savaş çıkacak’ diyor.
Yamaç Amca’nın gelir kaynaklarını kurutunca Çukur mu kalır… Daha önce Vartolu’ya yapmıştı, Amca’ya mı yapamayacak… Çukur hazır ve taze parayı sever. Yamaç istediği kadar ‘insan biriktiriyorum’ diye avunsun Çukur’u bize mi anlatıyor? Baksanıza bir zamanlar sağ kolu olan Meke bile tarafım belli Amca, nedeni de ‘karım’ diyor, hem de karısının hayatını Çukur’dan kovulmuş olduğu halde kurtaran adama diyor. Nankörlük almış başını gidiyorken neyin savaşı bu?
Vartolu her şeyin farkında, bu net! Ama ister keçi inadı deyin ister içten içe Truva atındaki askerler gibi amcanın sistemini içeriden çökertecek deyin bilemem ama Aliço’ya ‘biraz sabır’ diyorsa vardır bir bildiği…
Kulkan’a acıdım mı? Kesinlikle hayır. Ama üzüldüm mü? Evet. Hem de Cenk’e söylediği tek bir cümle ile: “Bu hayatta en azından ‘ölmüş müsün?’ diye bakanın var. Benim o da yok” Kimsesizliğinin altını çizmesine üzülen sadece ben miyim? Bir gerçek var ki değişmez; Yamaç’ın Erdenet ailesinin en düzgün karakteri olan Ogeday’ın ölümünü kardeşi Kulkan’ın elin den planlaması çok ağırdı! Başına gelenler Yamaç’a yaptığı işkenceyi haklı çıkartmaz elbette ama Yamaç’a saygı duyuyor ve yaptıkları için vicdan azabı duyuyor gibi değil mi?
Günün sonunda; Kulkan’ın hayatta kalma çabasını alkışladım. Ben de Cumali Amca gibi basitçe, Kulkan’ı takip ettirir, her akşam kime hayatta olduğuna dair bilgi verdiğini öğrenir, ikisini de ortadan kaldırarak sorunu çözer gibi düşünmüştüm. Bu bölüm yaşama çabasına şahit olduğumuz Kulkan bir adım önde, düzenek kurmuş, böyle keskin zeka örneklerini, güzel hamleleri seviyorum. Amca Cumali konusundaki gerçeği direk Salih’e göndermeyi hedeflemesi de çok yerinde bir hareket. Amca Cumali’nin sonu Yamaç’tan değil, Salih’ten gelecek. (Spoiler) güzel hamle.
Kulkan Cenk’in evinde Kral Tsongor’un Ölümü kitabını buldu. Makbule’nin okuduğu bu kitap üzerine ne teoriler yazmıştık. İste yazısı:
ÇUKUR – Kral Tsongor’un Ölümü İncelemesi
Yamaç’ın Efsun’u gecenin sabahında da yalnız bırakmamasını sevdim. Hiç ayrılmasınlar, amin ^^ Yamaç Efsun’un açık omzundan görünen yara izlerini gördüğündeki yüz ifadesinden ona yapılan eziyetleri de düşündükçe canının nasıl yandığını anlıyoruz. Efsun’un kızının karşısına güçsüz çıkmak istememesini anlıyorum, ama o özlem yok mu…
Biraz da Masal’dan bahsedelim. O kadar minnoş ki, sette onu yiyorlardır kesin. Küçük oyuncunun tatlılığı bir yana, karakter o kadar sevgi dolu ki ona yazılan sahnelerden aşk çocuğu olduğu düz ekran karşısından bile hissediliyor. Özellikle Masal ve Yamaç geç kavuştular ama ne kadar güzel baba kız oldular değil mi?
– Babammmm
– Oy, kızııımm…
Efsun’u kızına götüremezdi ama özlem duyduğu kızını görmesini sağlayabilirdi. Bunun için en güzel yolu seçti Yamaç. Çukur’la özdeşleşmiş duvar yazıları bu kez sevgi ile yazıldı: “Anne seni çok seviyorum Masal” Kalbi de unutmayalım <3 Efsun’unu iyileştirebilecek en önemli şey kızı Masal’a duyduğu sevgi.
Akın’ın aile içinde dile gelmeyen, dolayısı ile herhangi bir yüzleşme yaşanmayan suçları üstüne tonlarca ağırlıkta bir yük gibi binmiş, zaman kendi iç hesaplaşmasına ilaç olmuyor. Aksine kanserli bir hücre gibi yayılıyor zihnine. Pişman mı? Evet! İşte belki de bu nedenle dedesi İdris’in emanetine sahip çıkıyor. Bir zamanlar spoilerı gibi her yere Akın Koçovalı yazmadı ama yine de hem teoride hem de pratikte başarılı bir oyun kurucu olduğun ispatladı. Şimdi ‘içerde’ olduğunu Yamaç’a söyleyip güçleri birleştirme zamanı…
Çukut Reyting; Total’de 7.90 reytingle 2. AB’de 6.41 reytingle 3. ABC’de ise 7.99 reytingle 2.oldu..