“Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan”
Son bölümler… Bir gemi daha kalktı Çukur limanından. Bu öyle bir gemiydi ki bir devrin sonuna işaretti… Emmi’nin Cumali’nin kurşunları ile can vermesi ile İdris – Paşa – Emmi üç silahşör devri kapandı. “Kardeşiz canız tekiz. Biz ölsek de ölmeyiz“ dediler ve çukur için öldüler.
Emmi’nin ölmeden önceki son kelimelerinin “korkma” yerine sakladığı sır olması daha mantıklı olurdu ama sırrını saklaması için ölü bir adamdan, daha doğrusu mezarından medet uman bir adamdan çok da fazla bir şey beklememek lazım. Zaten sır da sır olarak değerlendirilecek önemde bir şey olmadığı için (İdris Cumali’yi vurdu, Çukur’dan kovdu! Vay be… ) üzerinde konuşmaya çok da gerek yok…
Asıl konuşulması gereken; Ah be Yamaç… Sena’yı ayrı tutalım, İdris, Kemal, Selim… Şimdi de baba mirası Emmi… Çukur’un kayıplarını tek başına sırtlanıyor. Neden? Çukur için, Çukur’daki düzenin devamı için. Ama bu kadar kaybın ağırlığı ile kamburu çıkmış farkına varan yok.
Bu bölüm maskeliye de veda ettik. 3 yıl önce Erdenetler için çalışırken fötr şapkalı, turuncu takım elbiseli bir ninjadan pejmürde maskeliye olan dönüşümü Çağatay Erdenet ile Cumali Amca arasındaki kalite farkının bir örneği. Hele ki 90 lardan kalan bir telefondan kısa mesaj okuması olur şey değildi… Karakter daha fazla sapıtmadan hücrelerine ayrılması iyi oldu. Üstelik Yamaç’ın sorduğu soruyu izleyici olarak kaç kere sorduk: “maskeli ile amca ne alaka?”
Aras Bulut Bey’cim maskeli sahnesinde gerçekten eğlenmiş, belli. Ama Yamaç Koçovalı karakteri ile düşmanlarını eğlenerek yenmeye çalıştığı zamanları hatırlayın ilk aklıma gelen dans ederek limanda yürümesi ve Baykal Bey’i elinden kaçırması oldu. Neyse bu kez sadece yediği dayak eğlenmesinin olumsuz sonucu.
Yamaç’ın Çukur gençlerine vücutlarına taşıdıkları Çukur amblemini hatırlatması çok ama çok güzel bir sahneydi. Çukur halkını sevdiğimden, akıllarını başlarına toplamalarını can-ı gönülden istediğim değil, Yamaç’ın yüzündeki hayal kırıklığını taa içimde hissedebildiğimden, sahne bütünlüğü açısından çok dolgun bir sahneydi.
Başındaki Çatı: Başın sıkıştığında, çal kapıyı gir içeri, artık o evin çatısı senin de çatındır.
Yamaç Koçovalı başlarının altında bir çatı olmadığını tane tane anlatmak yerine uygulama ile gösterdi. Böyle bir anlatıma gerçekten ihtiyaçları vardı, kurşun yarası ile çaldığı tüm kapılar açılmadı… En güzeli de Yamaç’ın Çukur kim olduğu fark edene kadar verdikleri eli kabul etmemesi oldu: “Siz önce kendinizi ayağa kaldırın oğlum”
Ders alınmıştır alınmasına da Meke ile başlayan ‘öz’ Çukur’a dönüş zinciri devam eder mi? Eğer ederse bölüm sonunda Çukur logosunun ortasındaki nokta da geri gelir mi dersiniz?
Meke’nin daha bir kaç gün önce dövdüğü Yamaç abisinin evine geldiği sahne, kendisinden pek haz etmediğim için sadece İçerde’ye selam çakışı ile anlamlı oldu benim için: Tak tak taka tak… Altı karıncanın dili olsa da konuşsa; Umut’dan Yamaç’a, Yamaç’tan kızı Masal’a…
Siz de benim gibi İçerde özleyenlerdenseniz göz atmanızı öneririm: Çok Özlediklerimizde Bugün: İÇERDE
Efsun’u zamanında alıştırdığı üzere Yamaç bir kez yüzü gözü kan içinde eve döndü ama burada önemli bir detay var. Müziği bastıkları için ancak dudak okuyarak fark edebildik ama Efsun’a sorduğu soruya yazıda yer vermemek olmaz: “Masal uyudu mu?” Üstü başı kan revan içindeyken ve girmemesi ve kızını içinde bulunduğu bu ‘kanlı’ dünyadan uzak tutmak istemesi güzel bir detay değil mi? Kanlı eli ile Masal’ın eşyalarına dokunmayan Yamaç’ın bir üst versiyonu bu….
Efsun’un şifalı elleri gündüz Yasmin’e şifa olurken gece de sevdiği adamı ruhen ve bedenen iyileştirdi. Yamaç’ın Efsun’u dizlerine uzanıp başını okşatarak huzur bulduğu kaçıncı kez bu, sayamadım.
“Sen beni her düştüğümde kaldıran Salih abimdin”
Bu sahneler aklıma gelse, ağlarım. O derece doğru, o derece özel sahnelerdi her biri… Çok uzağa gitmeyelim, herkes sırtını çevirdiğinde onu kucaklayan tek bir isim vardı: Salih. Bu nedenle Yamaç’ın kalbinde çok özel bir yeri var, tam da bu nedenle konduramıyor ya Salih abisinden Vartolu’ya dönüşümünü. Oysaki Yamaç’ın diline ne çok yakışıyor Salih’e ‘abi’ demek… Ben de dahil çoğu Çukur izleyicisi için VarYam hep özel kalacak. Günümüze dönersek Vartolu Sadettin ile Yamaç arasındaki çekişmeli ilişki de malum. Salih Vartolu kimliğinde iken abi-kardeş olmak bir o kadar zor. Yamaç’ın “Celaliyim, celalisin, celali” sözleri ile başlattığı isyandan sonra Çukur’da yıllar sonra silahlar ilk kez patlarsa ve namlunun ucunda da Vartolu var ise akla tek isim geliyor: Yamaç.
“Senin yüzünden, ölüyordum ben. Bak altını çiziyorum ha; yüzünden. Senin için değil, senin uğruna değil; öyle olsa seve seve… Senin yüzünden. Sırf beni babanın oğlu değil düşmanın olarak gördün diye.”
Sezar’ın hakkı Sezar’a… Biliyoruz be Salih. Ölürsün.
Yamaç’ın dönüşünü takiben Vartolu Amca’ya karşı her durumda Yamaç’ı korumaya çalıştı bakalım Yamaç da Vartolu’yu koruyacak mı? Bu bölümdeki her iki VarYam sahnesi de birbirinden güzeldi. Son bölümlerde birinden biri can vermeden -ağzını hayra aç diyeceksiniz ama büyük olasılık- yine yan yana abi kardeş olarak izlemek istiyorum. Çok da özel bir istek değil bu değil mi sayın Horzum?
Bu arada Yamaç’ın silahları Çukur’a sokmamasına ne diyeceksiniz? Uyuşturucuya hayır elbette ama ayakta kalmak için tek bildiği yasal olmayan ama uyuşturucu gibi de olmayan silah ticaretini bırakacak mı?
Efsuncum Kentcim is back. İhraç fazlası dükkanından alınanlar yaramış hele ki o örgü saç <3 (Yamaç’ın fark edemedi ama onca dayaktan sonra, normaldir…) Efsun’un normale dönüşü gösteriyor ki Kulkan’ın ölümü ile -yaşadıklarını elbet unutmadı ama- geçmişi ile mücadele etmeyi bıraktı. Geçtiğimiz bölüm yazısında Kulkan nasıl sadece Efsun’u meselesi olur diye serzenişte bulunmuştum. Bir okuyucu yorum yapmış, sorumun yanıtımı aldım. Özetle sizinle de paylaşayım: Yamaç, Salih’e tek ihtiyacı olanın Efsun’u bulmak olduğunu söyledi, bu yeterliydi. Ve Yamaç, Efsun’u (ve Masal’ı) canlı gördüğü anda iyileşme süreci başladı. Ancak Efsun için bu kadar kolay olmadı ve Yamaç’a kendini geri alabilmek için Kulkan’ı öldürmesi gerektiğini söyledi. Yamaç, Efsun’u Kulkan’ı öldürmekten daha çok istedi ve Efsun en çok Kulkan’ı öldürerek geri dönmek istedi. Sonunda, ikisi de istediklerini ve ihtiyaç duydukları şeyi aldılar.
Akın’a Yasmin’i kaybetme korkusu yeter. Aileye yaptıklarının bedelinin sevdiğinden çıktığını düşünmesi kadar doğal bir şey yok. Bu nedenle hiçbir şeyden haberi olmayan Yamaç’a “Benim yüzümden değil mi?” diye soruyor ya…
Kabul, ‘Çare Akın Koçovalı’ ile Akın’ı Koçovalılar’a karşı tarafta izlemeyi daha çok seviyordum. Kötüden iyiye dönüşü çok hızlı oldu, yaptığı kötülüklere dair hiç yüzleşme de yaşanmadı ama günün sonunda Akın mutlu olsun isterim. Bu nedenle Yasmin de iyi olsun… Gerçi artık o evden kurtulduğuna göre, Masal ve Asiye’nin pozitif enerjisi ile ruhen ve bedenen sağlıklı bir Yasmin izlemek yakın. İyi ki hem Efsuncum Kent’cim hem de şifacılığı geri geldi. Ne havalı bir şekilde giriş yaptı hastaneye ^^ Yamaç Çukur’un derdine düşmüş, haberi bile yok. Varsın kimsenin haberi olmasın, Akın – Efsun yakınlığına da ekstra kalp <3 Size bir soru, Akın kendisinin değil Efsun’un yoğun bakıma gireceğini söylediği sahnede keşke ‘Efsun Hanım’ yerine ‘Efsun Yenge’ deyip tarafını belli etseydi diyen sadece ben miyim?
“Sabah uyandığımda seni yanımda görmeye alışık değilim, çok hoşuma gitti.”
Ne… Yazıda EfYam’ın sabah diyaloglarına yer vermemiş miyim? Çok ayıp bana… Detaya girmeyeceğim ama Damla Hanım’cım ile Aras Bey’ciğimin doğallıkları dikkat çekiciydi. Yine tatlış bir sahne olarak zihinlerimizde yerini aldı ama EfYam’dan daha tatlı olan biri var: Masal. Acaba onu yiyebiliyor muyuz?
Yazıyı geri sayım ile bitirelim; hazır mısınız? Kendi adıma yanıt vereyim. Değilim, hem de hiç…
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.