Kategori: İzledimÇukur

ÇUKUR – Vartolu Sadettin Her Zaman Bir Yolunu Bulur

Geldi gönlümün efendisi: Vartolu Sadettin. Geç geldi ama sonunda geldi. Gerçi zamanında gelseydi Sadiş hala Karakuzular’ın elinde hapis olur muydu? Kesinlikle hayır. Bu benim için net. Vartolu’yu pek sevdiğimden Salih’e haksızlık ettiğimi düşünen mi var yoksa?  Sezar’ın hakkı Sezar’a, sessizce eve süzüldü, Çeto’nun inine, yatak odasına kadar sızdı. Az daha beynini uçuracaktı. Sonra Sadiş’i esaretten kurtarmak için aylar boyu uyuşturucu işinde Karakuzular’a yardım etti. Bu dönemde -bizim bildiğimiz, tek yaptığı Sadiş’in evde olma ihtimaline karşın evin önünde türkü söylemekti. Karakuzular’ın oyununa Sena sayesinde uyanınca kaçtı, ama düşünsenize ‘ölü’ bildiği karısını ve oğlunu toprakta bile olsa bulmadan… Düşündükçe sinirleniyorum. Aman, Vartolu döndü, ben hala neden eski defterleri karıştırıyorsam…

Çok güzel bir açılış yaptı bölüm. Fit takımı ile, limonla yatırılmış saçları ile, zinciri ve kombinin olmazsa olmazı -varsın komodin örtüsünden bozma olsun, mendili… Tam da özlediğimiz gibi. İmajı boş verin, o sadece kılıf, adamın duruşu, konuşması -şiveden bahsetmiyorum, bile değişti… Sadiş’i kurtarsa kurtarsa işte bu adam kurtarır diyen bir ben olamam değil mi?

Vartolu Çukur uğruna ticari olarak herkese borç takmış demek ki… Beyefendimiss’in mirası boşa gitmeyeydi de eski defterlerdeki borçlar kapatılıvereydi ama, çok geç. Neyse güzel bir hikaye ile ‘un’ aramaya başladı Vartolu. Geçmişten gelen borç defterleri kabarıkken, günün şartlarında cebi de delikse kim un verir ki ona? O helvanın yapılmasının tek olasılığı Aliço’nun bulduğu para. Nasıl olur da Vartolu’nun eline geçer bilemem ama bu da burada bulunsun misali demiş olayım ^^

Vartolu Sadettin Öldü, Yaşasın Medet!  Abisinin repliklerini ezberlemiş Medet, güldürdü doğru. Vartolu Sadettin dirilince Medet nasıl da kendine geldi değil mi? İtiraf edeyim, Medet – Vartolu ilişkisini Medet – Salih ilişkisinden daha çok seviyordum. Yeni ‘Abi’ye yeni ‘Medet’i bir türlü benimseyememiştim ki arabadaki diyaloga bakılırsa içten içe Salih de benimseyememiş! Unutmadan, adamları indirmesi de pek havalıydı değil mi?

 

“Hay Ağzın bal yesin lan senin Medet. Doğru. Biz niye bunlara çalışıyoruz? Bi’ şeyler yapıcaz. Ama senin dediğin gibi öyle vurup kırıp riske atarak yapmıyacaz, Öyle olsa gidip Cumali Bey Abi’ye anlatırdık durumu… Ama bir ihtimal daha var.”

 

Vartolu Sadettin her zaman bir yolunu bulur. İşte bu ^^ Pratikte mantıklı bir plandı aslında. Ama Lal görmeseydi iyiydi… Doğuma(!) girenin Sadiş yerine Çeto olması da Sadettin’e sürpriz oldu tabii ki… Çeto ile Salih/ Sadettin enerjisini seviyorum. Bu sahnede de farklarını gösterdiler doğrusu.

Karakuzular bu bölümde de – en azından bölümün ilk yarısında, para kaybetmeye doyamadı. Amatör Lig’den Şampiyonlar Ligi’ne hızlı geçiş yapmalarından önceki iş kollarından biri olduğunu öğrendiğimiz çil altınları da kaptırıverdiler Koçovalılar sayesinde Veysel ve çetesine (Veysel – Çiyan konusuna ayrı bir paragraf ayırmak lazım)

Öncelikle minicik fragman kesitinde vitrin mankenlerini görünce ‘Terra Cotta Askerleri’ dedim. Ekibi sayıca üstün göstermek adına vitrin mankeni kullanmak, akıllıca… Ama sadece altınları saklamak için kamuflajmış yahu. İlahi ben, senaryo için ne senaryo yazmışım ama… Bak kullan bu fikri Gökhan Bey’cim, Karakuzular birer birer azalırken gün olur ihtiyaç olur. Zaten tek tip giyiniyorlar, güzel bir mekan ve ışık oyunu ile sürüyü olduğundan büyük gösterebilmelerini sağlamak mümkün…

Karıştırmayın! Bu Çıyan

 

Gelelim Veysel’in kimliği meselesine… Bu konu ne zaman çözülecek diye merak ediyordum, bu bölüme kısmetmiş. Veysel ile Çıyan ikiz kardeşmiş, bak sen şu işe… Tesadüfün böylesi, bunun bir kademe ötesi de parkta kimliğini bilmediği babasına “Amca sizi çok sevdim, size baba diyebilir miyim?” cümlesi herhalde… Neyse ki Veysel’i ilk gördüğünde gerek Yamaç gerekse Salih’in tavrı yerindeydi de… Bu konu da böyle bağlansın bakalım diyerek köşemize çekiliverdik.

Yamaç ile ilk göz göze geldiğinde Çıyan tedirginliğini bir ben mi gördüm?

 

[wp_ad_camp_1]

 

 

 

Mahsun –  Çeto istedikleri kadar omuz omuza versinler, içten içe darbe aldıkça nasıl ayakta kalabilecekler? En azından içerdeki ‘biri’nin varlığını çözdüler de bu ‘biri’nin Ersoy olduğunu ne zaman çözecekler kim bilir? Hele ki bölüm finali ile olası şüphelerde zihinlerden silinmişken…

Ersoy’un içeride olması ilk seferde iyiydi, ikinci olur, ama üçüncü, dördüncü… Artık kabak tadı vermeye başladı. Yamaç’ın sadece tek kaynaktan bilgi odaklı strateji kurması olur şey değil. Nerede bu çocuğun pratik zekası?

İçerde olan bir diğer kişi de Celasun. Bu bölüm de yarım akıl olduğunu kanıtlarcasına gözünden sakındığı Akşın’ı (lafın gelişi) elleri ile Çeto’ya teslim etti. Evi ret edebilir miydi? Elbette. Biraz da Karaca’nın ondan gizli işler çevirmesinin de etkisi ile kaptı anahtarı… Ama sevgili Celasun, Çeto’nun verdiği evde oturacaksan, Çeto’nun çat kapı çaya misafir gelmesine şaşırmayacaksın.

Zaten bölümde Celasun hattına gereğinden fazla yer verildiğini düşünerek bir de yazı da yer vermeyeceğim. Okuyucu kaçmasın ^^ Ama Ayşe’ye bir alkış göndermeden konuyu kapatmak olmaz. Şiddete karşıyım ama Hatice’nin iyice bir hırpalanmasını izlemek isterdim doğrusu. Yahu oğlun oğullarının katillerinin adamı olmuş, sen evinde çay ikram ediyorsun, daha ne söyleniyorsun Akşın da Akşın diye… Akşın kadar başına taş düşsün diyeceğim ama kız minyon…

Ayşe’ye alkış var da Sena’ya yok mu… Sonunda bir kişi aileye karşı aksiyon odaklı oldu. Bravo…

Sena’nın yaşam koçu olmasının sinir bozucu olmasını bir kenara koyuyorum, belli ki bir kişinin Koçovalı erkeklerini aklını başına sokmasını sağlaması gerekiyor. ‘Aile Herşeydir’ in farkına yeni vardılar ya…

 

 

 

 

 

Finali bu güzel replikten başka bir yazı ile bağlayamazdım.

“Korkma, sadece toprağa gideceksin, sonra toprak olacaksın, sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin. Oradan özüne ulaşacaksın. Çiçeğin özüne bir arı konacak belki, belki o arı ben olacağım.” 

 

Şimdi de Eşkıya’ya selam çakan bu sahneyi hatırlayalım ;

Unutmadan, kendi yaş grubunun içinde en başarılı aktörlerden biridir Aras Bulut İynemli. Gün olur,  Şener Şen gibi ustalar kategorisinde yer alır adı ve birileri de onun sahnelerine selam çakar. Net!

Yazıda ne eksik?  Meliha ^^ Daha gözüm alışmadığından değil,  basit bir nedeni var aslında: bölümün henüz izleyemediğim yerleri yazıda yer alamadı.  Bi’ ara Meliha’yı görür gibi oldum, bir adamın kafasında şişe kırdı. Onun dışında önemli bir şey kaçırdım mı?

 

Dizi ile ilgili diğer yazılara göz atmak isterseniz  İzledim / Çukur  kategorisini ziyaret edebilirsiniz.

Çukur 2. Sezon 11. Bölüm  Ön İzleme

 

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

DEHA – Bu Savaşın Bir Kazanı Olacak mı?

Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

23 saat Önce

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

5 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

7 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

7 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

1 hafta Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

1 hafta Önce