İtiraf saati, Çukur günü olduğu için her pazartesi koşarak ekran karşısına geçmediğim gibi -izliyorum o ayrı- bölüm ardından hızlıca bölüm yazısı yazmaya heveslenmiyorum. Yazının bölüme iki kala yayınlanması bundandır. Gerçi fragman bile yeni yayınlandı ^^
İstanbul yangın yeri. Yamaç’cım almış eline kibriti, bir avuç adamla tam 17 fabrikayı havaya uçurdu. Yapmak isteyince yapılabiliyorken, neden şimdi diye soruyor insan… Neden en başta savaşmayı tercih etmedi de yalıda kalıp anlaşma yoluna gitti? Tam da bu nedenle ben de Akın gibi düşünüyorum. Varsın desturu “Paramı alma canımı al” olsun sana ne, yaşamadıktan sonra… Yamaç Bey en son Yücel’e de seni öldürmeyeceğim, benim yaşadıklarımı sen de yaşayacaksın diyordu. ‘Zaafını bulup büyük acılar yaşatma’ yöntemi her zaman işe yaramıyor, tecrübe ile sabit. Gerçi Erdenet ailesini direk yok etse-ki edebilirdi- ne izleyeceğiz biz?
İşte şimdi acı çektirerek yok etme yolunda ilerliyor. Bakalım Efsun annesinden miras geleceği görebilme yeteneği ile söyledikleri gerçekleşecek mi?
“Beş kuruşsuz öleceksin. Sırtını dayadığın o paradan dağlar eriyip yok olacak. Kimsesizler mezarlığına gömüleceksin.”
Öngörüsü az daha gerçekleşecekti değil mi? Bu gecenin sabahında Cengiz Erdenet yalın ayak, kuş uçmaz kervan geçmez bir dağın tepesinde kendi ile baş başaydı. Kimsesiz.
Cengiz Erdenet’in “Bizim kitabımızda aşk yoktur Efsun sadece anlaşmalar vardır. Sen bunu ne zaman unuttun?” derken çok haklıydı. Cengiz Erdenet hiç aşık olmuş bir adama benziyor mu? İlahi…
Yamaç Erdenetlerin mezarlarını kaza dursun o esnada Cumali Koçovalı. Pes etmiş, teslim bayrağını çekmiş, alkol ile teselli buluyorken Metin onu kendine getirebilmek için uzun uzun anlattı. Güzel bir Selim hikayesi. İlk sezonda Kahraman’ın ölümü, bir yanda ihanet bir yanda ağır bir suçluluk duygusu. Ama sözün özü Çukur ailedir. Aile her şeydir. Çukur her şeydir. “Biz o dövmeden daha değerli değiliz” ne demek. Başrol Çukur’un öğretilerini dinlemek bazen çok sıkıcı oluyor. (O kadar sıkıcı ki Cumali’nin taksici fotoğrafını yazıya eklemeyi tercih ettim ^^)
Madem ölümüne Erdenet’ler ile savaştayız – ki yazmaktan vaz geçmeyeceğim hazır Yamaç da elini kolunu sallayarak yalıya girebiliyorken, toplu kahvaltılardan birinde neden küçük bir katliam yapmadı anlamıyorum – Belki katliamı yemeklere kattıkları zehir ile yaparlar, kim bilir; ne de olsa Çukur mutfak ekibine kadar girdi. – Zehirle öldürmek mi? Bu Cumali’nin hiç hoşuna gitmez ^^
Yamaç’ın Azer’in ölümünü henüz bilmediğini bilmiyordum. Neyi nasıl kaçırdım bilemiyorum ama o kadar zaman Vartolu ile omuz omuza maceradan koştukları dönem hiç mi bahsi geçmez. Hem ne oldu bu düşman Azer diye hiç mi merak edilmez. Celasun bilgiyi verdi de eksik verdi: Karaca Azer’i öldürdü değil; Karaca düğününün hemen ertesi babaannesinin yönlendirmesi ile sevdiği adamı katletti.
Bu bölüm Kulkan Erdenet ile tanıştık. Ama karakteri o kadar sevmedim ki gönül rahatlığı ile iyi ki Berk Hakman gelmemiş diyebiliyorum. Göz göre göre Kulkan’ı Arık Böke ile kardeş yaptılar. Nerede Ogeday’ın ‘elit’ yaklaşımı? Arık’a “yalıda da büyüdün sen neden böyle oldun” çıkışı boşuna imiş. Psikopat yaratmaya çalışmışlar ama karakter mide bulandırıcı olmaktan öteye gidememiş. Ah, müziğin birleştirici gücü ile aynı safa geçecek Kulkan Yamaç hayallerim…
Kulkan’da babasından yaralı, bütün kardeşleri gibi. BSO – babalarının sevmediği oğullar. Pavyon sahnesinde öneminin altı çizilen oyuncak silahın babasının ‘tek’ hediyesi olduğu bir gün bir yerde karşımıza çıkar sanırım.
Kafama takılan bir soru var, Efsun yalıya rahatlıkla girip çıkacak, Ogeday’ın ölüm haberini alınca teselli için elleri ile ıhlamurlar yapacak kadar annesi ile samimi ama Kulkan’ı tanımıyor öyle mi? Enteresan.
Kulkan adım adım babasının gözünde yer edinmek için kendi yöntemleri ile Koçovalılar’a karşı savaş açtı. Yamaç’ı takip etmek akıllıca… Nehir’i kaçırmak? Başına bir ‘deli’yi musallat etmek ne kadar akla mantığa sığar bilemem ama Yamaç’ın bebeğinin annesini kaçırmak ve onu “Çukur mu? Soyun mu?” ikileminde bırakmak oldukça mantıklı.
Sonuçta Erdenet fabrikaları ve altınları kaybetti ama ellerinde iki değerli cevher var. Yamaç’ın sevdiği kadın ve bebeği, Yamaç’ın bebeği.
Herkes Yamaç’ın sevdiği kadının Efsun olduğunu anladı ama Nehir anlamadı. Bu bölümde hala ‘güvenlik açısından’ Koçovalı evine çağrılmasına “O yatakta yine tek uyuyacağım” diye yanıt verebildiğine göre hala içinde bir yerlerde ‘eve gel, sen, ben oğlumuz, ömür boyu mutlu yaşayalım’ sözü duysa ziller takarak koşacak bir kadın var. Bırak ömür boyu mutluluk vaadini ‘Tek uyumayacaksın’ garantisi verilse bile gidecek.
Nehir ile ilk tanıştığımızda notunu vermişim:
Ben dizi kronojisinden koptum. Kemal ne zaman öldü? Nehir ne zaman Koçovalıların evine gitti, Yamaç ne zaman kovuldu? Ne kadar zaman yalıda kaldı? Gelecek hafta Nehir Erdenetlerin evinde doğum yaparsa hiç şaşırmam. Doğumu da Efsun yaptırırmış ^^ Ama gelen spoilerlar böyle söylemiyor. Biri ölecek de kim… (İkisinin de ölmesini istemem)
Sahte Cemil’in ölümüne değinmeden yazıyı bitirmek olmaz. Remzi’nin ekmeğinin peşinde değil ekmek fırını peşinde olması, Çağatay’a verdiği bilgiler sayesinde -Çağatay bu gibi insanlarla nasıl iş yapıyor, enteresan- Cemil ile Cumali’ye bir tezgah kurulması ama asıl oyunun Koçovalı biraderler tarafından oluşturulmuş olması bölümün ikinci yarısına damga vurdu. Rtük’den ceza gelebilecek bir ölüm sahnesi biçilmiş Cemil’e. Akın babasının ölümüne aracı olan adam hiç acımadı, ateşle arası da iyidir biliriz, minnoş Akın yerine ‘deli’ Akın’ı izlediğimize seviniyorum.
“İż kâle lehu rabbuhu eslim(s) kâle eslemtu”
Sultan “teslim ol oğlum” dedi. Yamaç’ın altınları çalarak başlattığı savaşı, kardeşini toprağa vermesine rağmen bitirmesini istedi. Artık mümkün değil Sultan Hanım: Bu savaş daha yeni başlıyor.
Son söz; Vartolu, dön artık…
Çukur reyting kaybettiği kanı geri mi topluyor dersiniz? Dizi Total’de 8,76 reytingle 1. olurken, AB’de 6,88 ve ABC’de 8,11 reyting ile 2. Oldu.
Çukur bölüm yazı ve yazı altı yorumları bu linkte: Çukur Bölüm Yazıları
Tweetini yazıya eklediğim Jenny, renk kattın teşekkürler…
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.