DON KİŞOT – Balede bir İspanyol Esintisi

Üniversite yıllarımda AKM benim için hem arkadaşlarımla buluşma noktası hem de İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin hemen hemen tüm temsillerini izlediğim (Ana salon ve Aziz Nesin sahnesi için biletlerimizi satışa çıkar çıkmaz tüm ay için alırdık) çok özel bir yerdi. Belki ilk izlediğim opera olduğundan opera demek Aida demekti benim için.  Bale demek ise – baş dansçı olarak öyle bir enerjileri vardı ki, Hülya Aksular ve Oktay Keresteci. Giselle, Romeo ve Juliette, Don Kişot ve niceleri …

Yıllar sonra bu kez farklı bir mekanda yeniden Don Kişot’u izlemek için locada yerimizi aldık. Ve inanır mısınız yıllar sonra sahnede yine Hülya Aksular ve Oktay Keresteci vardı^^ Yalnız bu kez  ödül almak için… Nasıl mı? İşte hikayesi;

AKM’de temsil kaçırmayan ben, neredeyse burnumun dibindeki Süreyya Operası’nda bir yılda izleyebildiğim temsillerin sayısını düşündüğümde ne yazık ki sayı bir elin parmağını geçmez. Biletlerin satışa çıktığı zamanı takip ederek koşup satın alanlardan olamadığım için çok doğal; malum, koca İstanbul’da tek salon var! Bu yıl da 2017-18 sezonunun ilk Bale Prömiyeri Don Kişot’a bilet baktığımda hep ‘Bilet Yok’ ile karşılaşmıştım. Ama bir gün email kutuma düşen Mastercard’ın  Paha Biçilmez Şehirler  sitesindeki etkinlikleri dikkatimi çekti. ‘Don Kişot’la büyülenmek için locadaki yeriniz hazır: Don Kişot’u size özel locadan izleyin, temsil sonrasındaki kokteylde balenin tadını çıkarın.’ Bilet bulunmayan temsile bilet alma hem de Dünya Dans Günü kokteyline katılmak bir ‘tık’ uzağımdaydı… Tıkladım ^^

Temsil Dünya Dans Günü kapsamında 10 yıl içinde emekli olan İstanbul Devlet Opera ve Balesi emektarlarına ödül töreni ile başladı. İkinci paragrafın cevabı da bu cümlede saklı…

 

 

Bale size ne ifade ediyor bilemiyorum ama zarafet, estetikle bütünleşmiş bir sanat olduğunda hem fikir olduğumuza garanti verebilirim. Benim için ise temsil süresince bambaşka diyarlara yolculuk etmek demek… Benim bakış açımdan bakarsanız her perdede -kitapçıktaki kısacık konu paragraflarının ışığında, müzik ve dansın yanı sıra kostüm ve dekorun da etkisiyle hayal gücünüzü de işin içine katıyor ve temsil süresince bambaşka dünyaya yolcuğa çıkıyorsunuz…

 

 

Bu kez yolcuğuma eşlik eden Don Kişot Ludwig Minkus’un bestesiyle Marius Petipa tarafından ilk kez 1869 yılında Moskova’da Bolşoy İmparatorluk Tiyatrosu’nda sahnelenmiş. Diğer eserlerden müziklerindeki melodi zenginliği, İspanyol kültürünün renkli ve heyecan verici etkisinin uyumlu birlikteliği ile farklılaşıyor ve klasik bale dünyasının en pırıltılı ve ihtişamlı eserlerinden biri olarak biliniyor.

 

 

Don Kişot Konu

“Orta Çağ şövalye hikayelerine saplantı derecesinde meraklı olan Don Kişot, gezgin bir şövalye olmaya karar verir ve yaveri Sancho Panza ile birlikte şehre doğru yola çıkar. Hayalinde aşkını kazanmak istediği Dulcinea vardır. Hancı Lorenzo, kızı Kitri’yi zengin Gamache ile evlendirmek istemektedir. Oysa Kitri, Basilio’yu sevmektedir. Bu sırada Don Kişot ve Sancho Panza şehre gelir. Don Kişot Kitri’yi görür görmez, en sonunda Dulcinea’yı bulduğunu düşünür. Meydandaki şenliğin ortasında Kitri ve Basilio, arkadaşları Espada ve Mercedes’in yardımıyla oradan kaçmayı başarır. Don Kişot ve Sancho Panza da onları takip eder. Gamache ve Lorenzo da vakit kaybetmeden çiftin peşine düşer.

Don Kişot ve Sancho Panza kaçan çiftin bir çingene kampına sığındığını keşfeder. Herkes gecenin romantik atmosferinin etkisindedir. Don Kişot hayallere dalar ve Kitri’nin aslında Basilio’yu sevdiğini anlar. O sırada birden fırtına kopar. Don Kişot bir yel değirmenine saldırır; onu bir canavar olarak algılamıştır. Ancak bu çarpışmanın sonunda sefil bir halde yere yığılır ve kendinden geçer. 

Don Kişot büyülü bir rüyaya dalar ve gözünün önünden olağanüstü güzellikte görüntüler geçer. Kitri’yi gene Dulcinea olarak görür. Şafağın sökmesiyle Çingene kampından kaçan Kitri ve Basilio’yu Sancho Panza fark eder ve hemen Don Kişot’u uyandırır. O sırada kampa varan Lorenzo ve Gamache onlara Kitri’yi sorar. Genç aşıklara sempatiyle bakan Don Kişot, Lorenzo ve Gamache’ı kasıtlı olarak yanlış yönlendirir. Ancak Sancho Panza ikiliye bilinçsizce doğru yolu gösterir.

Kitri ve Basilio her ne kadar saklanmaya çalışsa da sonunda yakalanır. Lorenzo, kızından Gamache’ın ilgisine karşılık vermesini ister. O sırada Basilio sahte bir intihar sahnesi yaratır. Kitri bunun bir oyun olduğunu anlayınca, Don Kişot’a Basilio ile evlenmek istediğini söyler ve konuyla ilgili Lorenzo’yu ikna etmesini rica eder. Bir anda Basilio hayata döner. Düğün hazırlıkları için herkes coşkuyla oradan ayrılır. Halk çiftin evliliğini kutlamaktadır. Don Kişot da çiftin evlenmesinden dolayı mutludur. Onlara samimi bir biçimde veda ederek, yeni maceralara doğru yola koyulur.”

[wp_ad_camp_1]

 

 

Yel değirmenleri bir sahnede mi diyeceksiniz? Evet, çünkü balenin konusu bildiğimiz Don Kişot ana eserinden alıntılanmış sadece bir macera kesiti. Olayın teması Don Kişot’un şahitliğinde birbirini seven iki gencin kavuşma hikayesi: Hayalindeki sevgili Dulcinea’yı bulmak üzere yola çıkan Don Kişot, Sevilla’da bir meydanda birbirine aşık iki genç Kitri ve Basil ile karşılaşır ve onların kavuşmasını sağlamak için maceralara atılır…

Eserde gözle görülür bir İspanyol ruhu hâkim… Tüm karakterler cıvıl cıvıl, özellikle esas kızımız Kitri işveli cilveli, bir o kadar da neşeli bir İspanyol kızı. Tüm temsil dinamik bir akışla ilerliyor. Ve finalde Kitri ve sevdiceği Basilio hak ettikleri mutlu sona kavuşarak evleniyorlar. Aşk bir kez daha kazanıyor, bundan güzel bir mutluluk olur mu?

 

 

Unutmadan, Süreyya Operası ‘Bir bale temsili nasıl hazırlanır?’ temalı bir sergiye ev sahipliği yapıyor. ‘Bale’ sergisinde bir bale temsilinin A’dan Z’ye nasıl hazırlandığını panolardaki görsel ve bilgilerden takip edebilir, temsillerde kullanılan giysilere göz atabilirsiniz. Bu sergi 2 Haziran Cumartesi gününe kadar pazar günleri hariç hafta içi 10.00-18.00, cumartesi ise 10.00-14.00 saatleri arasında gezilebiliyor.  Don Kişot temsil sonrası kokteyle katılacağımız için çok hızlı (panodaki yazıları okuyamadan) göz gezdirebildik, bu nedenle tek aklımda kalan çember tütülü rengarenk kıyafetler ve bale ayakkabısı oldu ama sakin bir zamanda ziyaret notlarım arasında, siz de mutlaka fırsat yaratın…

 

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

DEHA – Bu Savaşın Bir Kazanı Olacak mı?

Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

19 saat Önce

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

7 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

7 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

1 hafta Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

1 hafta Önce