ERKENCİ KUŞ – Birlikte Güzeliz

As bayraklarları sevgili izleyici… Sanem ile Can artık sevgili <3  Erkenci Kuş yeni gününü de pek sevdi, bu hafta da zirveyi bırakmayan  dizinin bölüm yazısını  konuk yazarım Buke kaleme aldı. Keyifli okumalar ^^

Bu hafta “Birlikte Güzeliz” etiketiyle izleyiciyle buluştu Erkenci Kuş… Evet Sanem’in “Seni çok seviyorum, hatta belki kendimden bile daha çok seviyorum seni.” itirafıyla Can ve Sanem artık resmi olarak sevgili oldular.  Birlikte de pek güzel oldular.

Geçen hafta başlayan “aşıkların savaşının” galibi ilk etapta Sanem gibi görünse de bölüm sonunda Sanem’in Can’a gitmesiyle savaş sona ermiş ve kazanan Can olmuştu. Bu hafta geçen bölümün son sahnesiyle açıldı dizimiz. Can duydukları karşısında şaşkındı haliyle. Tam öpüştükleri sırada açılan fıskiyelerle sırılsıklam oldular. Sanem hem ıslanmaktan hem de heyecandan titriyordu, Can ise böyle kalabilirdi saatlerce bir şikâyeti yoktu. Ardından ‘çivi çiviyi söker’ misali bir öpüşme daha geldi ıslanmaktan ve üşümekten korunmak için çiftimiz koşarak eve girdi. Önce Sanem’e giyecek giysi bulma, ardından da yemek hazırlığı için mutfağa girildi. Sanem yemeği yapmayı teklif etti hatta ‘çiğ köfte yapmayı önerdi ama Can sıranın kendisinde olduğunu belirtti. Hayatını seve seve tehlikeye atardı Can ama önce birlikte vakit geçirmek bu anı, bu geceyi yaşamak istiyordu. Yoksa çiğ köftenin kötülüğü değildi mesele!

Sanem’in gizli alkolik falan olduğunu düşünmeye başlayacağım artık. Hem mayalı içkiler dokunuyor bana diyor, sonra bir şişe şarabı kaşla göz arasında bitiriveriyor. Can da şaşırıyor bu duruma tabi. O hiç dokunmadığını iddia etse de durum ortada: Ayakta zor duran bir Sanem. Kim bilir belki yine sarhoş bir gününde itiraf eder Sanem, Can’a neden ‘Kötü Kral’ dediğini ve sakladığı her şeyi. Can O’na- üzülmesine, moralinin bozulmasına – kıyamadığı için şimdilik konuyu kapatmış, geçmişinde yaşadığı hiçbir şeyin bu ilişkiyi bozamayacağını ısrarla vurgulamış olsa da durum açığa çıkınca bu sözünü ne kadar tutabilecek göreceğiz.

Güzel geçen bu gecenin bitmesini istemiyordu Can. Sanem’e kaçmayı teklif etti. Nereye isterse gidebileceklerini söyledi. Yurt dışında görmediği bir yeri bile seçebilirdi. Sanem ise bakkallığın yurt dışı gerektirmediğini dolayısıyla yurt dışını hiç görmediğini söyledi. Sonra da Can’a olmak istediği tek yerin O’nun kalbi olduğunu gösterdi. Kalbinin üzerinde sonsuza dek kalabilirdi. Sanem’in Can’ın mimiklerini hareketlerini taklit ettiği sahne güzeldi. Görsel hafızası sayesinde atladığı hareket yoktu maşallah. Tabi görsel hafıza kadar hatta belki daha fazla âşık olmanın etkisiyle ezberlemişti Can’ı… Onun kadar olmasa da Can da Sanem’in saçlarına dokunuşuna, gülüşüne ve kokusuna dikkat etmişti. Sanem’e kendine gelsin diye çay yaptı, bu arada O’ndan gitmemesini istedi. Ancak Sanem gitme derse gidemeyeceğini, o yüzden söylememesini istedi, kalırdı ama annesinin elinden ölümlerden ölüm beğenmesi gerekirdi. En sonunda Can Sanem’i evine bırakmaya ikna oldu. Mahalleye gelince evin biraz uzağında inme vakti geldiğinde Can mahalle sınırında öpmenin yasak olduğunu bildiğini söyledi. Sanem onayladı ama dayanamayıp inerken Can’ı yanağından öptü.

Ardından Can’la aralarında geçenleri anlatmak için Ayhanlara gitti. Ayhan ve Osman Sanem’e bu ilişkiyi gönlünce yaşaması için destek verdiler. Sonuçta Sanem’in söylediği yalanlar ilişkiden önceydi, ilişki başladığı andan itibaren artık yalan olmayacaktı. Leyla ise aralarındaki ilişki hakkında Ayhan’dan da Osman’dan da laf alamamıştı. Sabah Sanem’i sıkıştırdı biraz ama yine bir şey öğrenemedi. Aynı şekilde şirkette de Sanem Can’la iş hakkında konuştuklarını söyleyip iki numara çevirdi ve Leyla’yı kaçırmayı başardı.

Emre Sanem – Can ilişkisini sadece Can’ın sözleriyle değil artık, kendi gözleriyle de görmenin etkisiyle iyice paniğe kapılmış durumda. Sanem bir şey söyleyecek de ağabeyini kaybedecek diye ödü patlıyor Emre’nin. Ve maalesef yine Aylin’in yanında almakta buluyor çareyi. Aylin sürekli kafasında planlar yapıyor ve her defasında Emre’ye Can’la arasının bozulmayacağına dair garanti veriyor. Emre’yi ikna edip borcunu da ödetmeyi başardı zaten. Bakalım daha neler yapacak Can’la Sanem’i ayırmak, Can’ı şirketten göndermek ve Emre’nin karısı olup şirkette yerini almak için. Aylin Emre’yi sevmiyor ama maalesef Emre bunu görmüyor.

Emre Aylin’e Sanem’in nişanlılık oyunu boyunca taktığı yüzüğü geri verdi. Aylin bu yüzükle ilgili Sanem’e bir yalan daha söyleteceğini, Sanem ve Can’ın ayrılması için bunun gerekli olduğunu, bir yolunu bulup bunu sağlayacağını söyledi Emre’ye.

 

[wp_ad_camp_1]

 

Sanem ve Can doludizgin bir birlikteliğe başladılar başlamasına ama Can bu ilişkide şeffaflıktan yana iken, Sanem ise şirkete ve ailesine karşı bu ilişkiyi şimdilik gizli tutma taraftarı idi. İlk etapta bu birliktelik Sanem’in istediği şekilde yürüyor olsa da bakalım Can bunu bu şekilde ne kadar sürdürebilecek? Gizli gizli arşivde buluşup bir doz ‘Sanem’ almalar, parkta buluşmalar – tabi yine gizlice, çekim sırası kaçamaklar, kayalıklar  derken Can daha bölüm bitmeden söylenmeye başladı bile. Sonu hayır olsun

Tozlu raflar, gizli dosyalar… Aaa burada bir doz Sanem kalmış

 

Arşivde gizlice Can ve Sanem’in konuşmalarını duyan Ceycey sarı kantaron çayının sakinleştirici etkisi sebebiyle olsa gerek, oldukça sakin ve anlayışla karşıladı bu durumu. Hatta kendini aşarak durumla ilgili espriler bile yaptı ve daha da ötesi ikisini yakıştırdığını söyledi Sanem’e. Hayırlısı deyip Ceycey’in panik halinden tamamen kurtulmasını dileyelim.

Bu arada Ceycey’in Sanem’in stajyer metin yazarı olmasına verdiği tepki ilginçti. Senelerdir çalıştığından kendinin bunu hak ettiğini iddia etti. Ama ben mi yanlış biliyorum Ceycey insanları toplayıp hayallerini yazdırdı. Kendi yazdı mı? Hayır. Yazdı da ben kaçırdıysam bilemeyeceğim. Bu durumda sevgili Ceycey neye dayanarak metin yazarı olmayı hak ettiğini savunuyor bilen biri açıklasın lütfen? Sanırım bölümde Ceycey’i panik halinde gördüğümüz az sayıdaki sahnelerden biri buydu. Diğeri ise Aylin Sanem’le ofisinde konuşurken, Ceycey’in Aylin kendisini de ele geçirecek korkusuna kapılmasıyla sarı kantaron çayı içerek sakinleşmeye gittiği sahneydi.

Ayhan Ceycey çifti Sanem ve Can’a özenmiş olacaklar ki ilişkiyi yokuşa sürmekte onlardan geri kalmıyorlar. Ceycey “Ayhan bana fena aşık ne yapıp vazgeçireceğim” derken, Ayhan Ceycey için “bana çok fena aşık ama farkında değil” diyor. Bu sözler size de çok tanıdık gelmiyor mu?

Şirkette de mahallede de bu hafta reklam filmi çekimi için hazırlıklar vardı. Şirkette Sanem reklamda oynayacak mankenleri seçerken, Ceycey mahalledeki dükkân sahipleri görüşüyor, çekim yapılacak mekanları araştırıyordu.

Mahalledeki bu hareketlilik Çakal İhsan’ı da harekete geçirdi. Önce mahalleliyi çekim mekanları için para talebinde bulunmaya ikna etti ve onlara bu işi kendisine bırakmalarını söyledi. Ardından Deren’i ödeme yapması için sıkıştırmaya başladı. Deren Çakal’ın ağzının payını verdi ama adamın pes etmeye niyeti yoktu.  En sonunda Deren’i kaba kuvvetle ikna etmeye çalışırken sevgili Kasap’ımız Osman’ımız duruma el attı ve Deren’i Çakal İhsan’ın elinden kurtardı. Derenin hayran hayran Osman’a bakışı gözlerden kaçmadı tabi…

 

Deren Hanım! Herkes Osman’ın peşinde. Yoksa sen de mi Osman’a vuruldun?

 

Nihayet çekim günü geldiğinde şirket çalışanları cümbür cemaat mahalleye doluşmuştu. Bir yandan ışık ses ayarlaması, bir yandan yolların boşaltılması, bir yandan mahalleliyle tanışma, kaynaşma …  Bu süre boyunca Mevkıbe ve Nihat’ın gözü Can ve Sanem’in üzerindeydi. Can Sanem’e nasıl davranıyor? Sanem Can’a yakın mı uzak mı? Yaptıkları gözlemler sonucu Can’ın Sanem’e kızdığı ve kaba davrandığı hissine kapılıp, Sanem’i Can’dan soğutma planlarını devreye soktular. Bir yandan da Can’ın Sanem’le ilgili güzel sözleri ‘acaba Can da kızlarını beğeniyor mu?’ diye şüpheye düşürüyordu onları. Yine de kararlarından dönmediler. Bir yandan anne bir yandan baba Can’ın çapkın olduğuna, mahallede mankenlerle flört ettiğine dair iddialarda bulunuyorlardı. Sanem de ısrarla Can’ın öyle biri olmadığını savunuyordu. O sırada çekim için gelen mankenleri gösterdi O’na Mevkıbe ve Sanem anında kıskançlıkla yanıp kavrulmaya başladı. Ne olursa olsun bu kızlar filmde oynamayacaklardı. Sanem’in bahaneleri hazırdı. Mahalle kızı gibi durmuyorlar, uzunlar, manken oldukları belli, arabaya sığmazlar…  Mankenlerle Ayhan’ı yan yana getirip mahalledeki boy ortalamasını tarif edişi çok komikti. Bu mankenleri kendi seçtiğini öğrenince verdiği tepki ise daha komikti.

 

Can: Sanem bunlar senin seçtiğin oyuncular.

Sanem: Dalga mı geçiyorsunuz benimle?

Deren: Sanem bu cast’ı sen seçtin.

Sanem: Nasıl ben seçtim ya. Ben fotoğrafa baktım.  Masum güzelce kızlardı bunlar. Ne bileyim ben. Ne bileyim fotoğrafın altı metrelerce uzuyor … Hayallerimi yıktınız. Yani arabaya bile sığmayacaklar, iş yürümeyecek derdim o… Yoksa kıskandığını sanıyorsanız yok öyle bir şey.

(Kendini hiç ele vermedin Sanem’ciğim bravo… )

 

 

Sanem kararlıydı bu kızları bir şekilde kaçıracaktı. Önce Ayhan’dan mahalleden dört kız bulmasını istedi. Ardından kuaför Melahat’le konuşup saçları rezil etmesini tembihledi. Ve saç makyajın ardından kızlar çığlık çığlığa arkalarına bile bakmadan kaçıp gittiler mahalleden. Can tabi bu işte Sanem’in parmağı olduğunu hemen anladı – hem de O’nun itirazlarına rağmen. Şimdi acilen çekim için dört kişi bulunması gerekiyordu ve Sanem ister mahalleden ister şirketten istediği dört kişiyi seçecekti.

 

Deren, Aylin, Ayhan ve Sanem seksenlere dönerse

 

Sanem seçimini yaptı. Abartılı giyimleri, makyajları ve aksesuarları ile Deren, Aylin, Ayhan ve Sanem kamera önüne geçtiler. Bu sırada ailesi ve mahalleli de Sanem’i büyük bir gururla izliyordu.

Tüm bu çekim telaşı içinde Aylin de Can ve Sanem’i ayırmak için iş başındaydı. Önce Sanem’e mahalleyi gözlemlemek, mahalle hayatıyla ilgili bilgi almak istediğini söyledi, o da onu kuaför Meraklı Melahat’a yönlendirdi tabi ki… Ondan daha çenebazı yoktu mahallede ne de olsa. Tüm haberler, tüm dedikoduların çıkış adresi Melahat’tı. Aylin manikür yaptırma bahanesiyle gitti dükkâna ve Sanem ile Osman hakkında bilgi aldı ve onların aslında nişanlı olmadığını da öğrendi bu arada. Edindiği bilgilerle ne yapacağı merak konusuydu.

 

[wp_ad_camp_1]

 

Tüm bu olup biten arasında bir de Leyla cephesi vardı. Mahallede çekim telaşı sürerken Leyla şirkette Emre’nin işlerini hallediyordu. O sırada gelen Emre Leyla’nın elindeki dosyayı inceleyip sonuçların umduğu gibi olduğunu, anlaşmak üzere olduğu şirketi bünyesine katma hazırlığında olduğunu, bunu kimseye söylemeleri gerektiğini belirtti. Leyla bu haberi duyduğunda çok heyecanlandı ve baba Divit’in senelerce uğraşıp bunu yapamadığını, kendisinin bunu nasıl başardığını merak ettiğini söyledi. Emre kendine gire yöntemleri olduğundan bahsedip Leyla’ya söz verdiği salatayı ısmarlamak için yemeğe çıkarmak üzere davet etti. Leyla’nın heyecanından anladığım kadarıyla hala Emre ile ilgili hayalleri var ve hala kendine gösterdiği ilgiyi yanlış anlıyor. Heyecanla gittiği yemekten hayal kırıklığı ile dönmesi biraz da bu yüzdendi belki de…

Yemek sırasında Emre’nin yanına gelen adamın çantasına attığı zarfı gören Leyla neye uğradığını şaşırdı. Endişeyle zarfta ne olduğunu sorarken cevabı biliyordu aslında. Para yanıtını aldığında ise bahsettiği şirketi almak için rüşvet verdiğini anlamış oldu. Baba Divitin böyle yollara başvurmayı doğru karşılamadığını hatırlattı Emre’ye. Emre ise bu yolda devam etmeye kararlıydı. Bunu adam ve ikisi dışında kimse bilmeyecekti. Leyla’ya bu konuda güveniyordu. Leyla ise hem bu yemeğe çıkma amaçlarının aslında rüşvet alışverişini gerçekleştirmek olduğunu öğrendiği için, hem de Emre’yi belki de yanlış tanıdığını fark ettiği için büyük bir hayal kırıklığıyla ayrıldı yemekten, üstelik de iştahı kaçtığı için salatasından bir çatal bile alamasan…

Leyla’nın konuşacak birine ihtiyacı vardı ve soluğu Osman’ın yanında aldı. O’na sahilde oturup konuşmayı teklif etti ancak Osman üzülerek Güliz’e söz verdiğini, gitmesi gerektiğini söyledi. Osman Leyla’yı böyle üzgün görmeye dayanamadığı gözü arkada kaldı giderken. Leyla ise tek başınaydı, artık konuşabileceği Osman da yoktu yanında. Bu arada bölüm boyunca Leyla ne zaman Osman’la konuşmaya kalksa hep Güliz girdi araya. Reklam filmi için teklif aldığı ve rolüne çalışması için Osman’dan yardım istediğini bile dile getirdi.  Leyla Güliz’e açık açık sinir oluyor artık, belki de Osman’ı çaldığını düşündüğü içindir. Merak ediyorum Leyla başından beri kendine olan hislerini bildiği Osman’ı kaybetme korkusu yaşayıp O’nun sevgisine karşılık verebilecek mi?  Bu son olay üzerine Emre’den umudunu kesecek mi?

Mevkıbe ve Nihat bu bölüm 40.000 TL’lik borçla ilgili gerçeği de öğrendiler. Geçen hafta catering işinden paylarına düşen parayla Sanem’e katkı olsun diye borcun bir kısmını kapamak istemişlerdi. Ancak toptancı Halil ısrarla parayı almamış, borç Sanem’in borcu o taksit taksit ödüyor demişti. Bu hafta Sanem de parayı kabul etmeyince bizimkiler Halil’i sıkıştırmaya karar verdiler. Halil Mevkibe’nin meşhur korkutucu bakışına ve Nihat’ın baskısına dayanamayıp en sonunda Sanem’in bütün borcu kapadığını itiraf etmek zorunda kaldı.

Bu bakış karşısında susmak, sır tutmak ne mümkün!

 

Tabi Halil’in doğruyu söylediğini anlayan Mevkıbe kendi bulamadıkları parayı Sanem’in bulması karşısında şok geçirip kilitlendi. Nihat O’na gazoz verdi kendine gelsin diye. Mevkıbe yanlış duymuş olmayı istiyordu ama Nihat duyduklarının gerçek olduğunu söyledi. Sanem’in parayı nasıl bulduğuna anlam veremiyordu. Şirket getir götür elemanına hele de işe yeni başladıysa bu kadar parayı bir çırpıda vermezdi bundan eminlerdi. Nihat Sanem in bir açıklaması olduğuna emindi ama Mevkıbe açıklaması olsa yalan yoluna başvurmayacağını savunuyordu. Sanem’i aradılar ve sordular. Sanem konuşmadan kaçmak için toplantıya çağrılma numarası yapıp telefonu kapatınca Mevkıbe bu sefer sıkıştırmak üzere Ayhan’ın kapısını çaldı. Öyle ya Sanem bir iş karıştırdıysa bunu bilecek tek kişi Ayhan’dı.

Ayhan kapıyı açıp Mevkıbe’yi görünce bir terslik olduğunu anlamıştı. Mevkıbe Ona da konuşması için üç saniye verdi ama artık bu duruma alışık olan Ayhan oturup konuşmayı teklif etti ardından Mevkıbe’yi orada bırakıp kaçtı. Mevkıbe durur mu, düştü peşine. Bakkalın yakınlarında Nihat’la karşılıklı kıstırıp konuşturdular Ayhan’ı. O da şirketten avans aldığını söyledi. Bölüm boyunca o da Sanem de devamlı şeyi söylediler. Sonunda ikna olmuş gibi davransalar da anne ve baba bu kuşkuyla yaşayacak gibi bir süre. Bu arada borcu Can Bey’den aldığına neredeyse eminler ama soramıyorlar işte…

Bölümün son sahnesinde Can’a kahvaltıya gelen Sanem, Emre ve Aylin’in de gelmesiyle gerildi biraz. Aylin el çantasını unuttuğu için geldiğini söyledi, Sanem ise iş konusunda konuşmak için geldiğini, canı  aç aç çalışmak istemediği için kahvaltı hazırladığını söyledi. Can Aylin’i kahvaltıya davet edince Aylin hemen atladı ancak Emre bu durumdan memnun olmadı. Bana Can da bu davetsiz misafirden memnun değil gibiydi. Emre kahve bitirince Aylin sözde tatlandırıcı çıkarmak için çantanın içindekileri döktüğünde Can çantadan düşen Sanem’e ait olduğunu sandığı nişan yüzüğünü görüp eline aldı. Sanem de Emre de gerilmişti. Can zaten şaşkındı. Bu durumdan tek memnun olan Aylin’di. Çünkü Sanem bir şekilde yüzükle ilgili bir yalan söylemek zorunda kalacaktı, Can bir şekilde bu yalanı yakalayıp O’nu da Metin gibi hayatından çıkaracaktı. Can’ın “Sanem bu senin nişan yüzüğün değil mi?” sorusuyla bölüm sona erdi.

‘Can’ın sorusuna Sanem ne yanıt verecek, Aylin istediğini elde edecek mi?’ merak ediyorum.

 

 

 

Yeni bölümden ilk sahnede Can ve Sanem’le romantik lunapark sahnesi karşıladı bizi ki bu final sahnesiyle büyük tezatlık içinde.  Ya bölüm başında yüzük konusunda bir tartışma olup sonra barışacaklar, ya da Aylin’in planı elinde patlayacak çünkü  Can bir ihtimal Osman ve Sanem arasındaki nişanın oyun olduğunu zaten biliyor olabilir. O gün Sanem ayrıldıklarını anlatırken Can dinlemişti ama hepsinin oyun olduğunu Ceycey’e itiraf ederken Can’ın orda olup olmadığı gösterilmemişti.

Fragman ışığında bu ilişki bozulmak bir yana daha da ilerliyor hatta Can Sanem’in ailesinin karşısına çıkıp ilişkiyi açıklayacak kadar bu birliktelik konusunda ciddi ve kararlı olduğunu gösteriyor. Sanem yine kaçak oynasa da ablasına Can ile sevgili olduklarını itiraf ediyor.

“Sinemaya bile gidebiliriz, o derece sevgiliyiz yani” diyor Sanem bu ilişkiyi ablasına anlatırken.

Ve Can sonunda elinde çiçekle Sanem’in kapısına geldiğinde çiftimizi Zebercet sürprizi karşılıyor.

Bir kızı bin kişi ister bir kişi alırmış. Bakalım Sanem’in hangi talibinin yüzü gülecek haftaya…

Bu arada Ayşegül Aldinç’in  Can ve Emre’nin annesi olarak Erkenci Kuş kadrosuna dahil olacağı konuşuluyor. Resmî açıklama var mı bilmiyorum ama olsa çok güzel olur. Siz de dersiniz? Sizler de Can ve Emre’nin annesi olmasını istediğiniz isimleri yorumlarınızda belirtebilirsiniz.

Yeni bölümde görüşmek üzere…

 

Dizi ile ilgili diğer yazılar için İzledim / Erkenci Kuş kategorisine göz atmayı unutmayın…

 

ERKENCİ KUŞ 15. BÖLÜM FRAGMAN

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

DEHA – Bu Savaşın Bir Kazanı Olacak mı?

Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

13 dakika Önce

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

6 gün Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

1 hafta Önce