Yine, yeniden zirve… Reyting sonuçlarının kamuya açık olmamasıyla rağmen yapımcının alkışlarından anlıyoruz ki Erkenci Kuş bu hafta da zirvedeydi.
Dizinin izlenimlerini 9. bölüm için de -her hafta olduğu gibi <3 , konuk yazarım Buke kaleme aldı. Keyifli okumalar ^^
Bayram dolayısıyla bir hafta ara verdiğimiz Erkenci Kuş’ta bir bölümün daha sonuna geldik.
8.bölüm sonunda Can’ın kapısında karşı karşıya gelen Sanem ve Polen’le bitirdiğimiz Erkenci Kuşu 9. Bölümde de aynı yerde açtık. Ve bu karşılaşma Sanem’in hayatında bir dönüm noktası oldu.
Sanem Can defterine son noktayı koydu ve ‘iş kadını olarak’ hayatını devam ettirme kararı aldı. Bunun için ilk adımı kendi kendine istifa ettiği şirkete kendi kendine geri dönerek attı. İstifa ederken kimseye sormadığı gibi dönüp dönmeyeceğini sorma gereği görmeden(!) Remide Hanım ile toplantısı olduğunu bahane ederek görevine kaldığı yerden devam etti. Tek değişiklik bu değildi hayatında, çay yerine kahve içmeye başladı^^ Can’a da kahve servisi yapmaktan geri kalmadı tabi… Çünkü Can, o işten ayrılacağı için artık çayını Ceycey’in getirmesini istemişti.
Sanem kahve içmekle kalmadı üzerine kahve falı baktırma gafletinde de bulundu ve fal sonucu kendini yeni bir maceranın içerisinde buldu. Falında çıka ‘3 vakte kadar’, ‘arkasını dönecek ve gelen sakallı mavi giyimli bey’ ile ilgili yazılanları Albatros’a yordu. Derken üç vakit ne kadar tartışması yapılırken şirketten içeri kirli sakallı, mavi takımlı Levent Bey girmesin mi? Bizim kızda bir sevinç, bir sevinç! Albatros’u bulmanın heyecanı ile adama gülümsemeler, gözünü adamdan ayırmamalar… O kadar dikti ki gözlerini adamın üzerine, adam Can’a Sanem’i sorup “Bana gülümsüyor?” diyecek kadar fark etti Sanem’in ilgisini. Oysa Levent’ten hemen sonra kirli sakalı ve mavi kot ceketiyle Can da girmişti şirketin kapısından ve Ceycey de bunu dile getirmişti. Ama Sanem hem Can defterini kapattığından hem de şimdiye kadar spor giyiminden dolayı onun Albatros olabileceğini hiç düşünmediğinden, Can’ın gelmesiyle ilgilenmedi bile.
Can ise önce Sanem’in Levent’e ilgisine ihtimal vermese de kısa sürede Levent’in söylediklerinde gerçeklik payı olduğunu anladı. Ve tabi ki Sanem’in onu Albatros sandığını anlaması da uzun sürmedi. Can Sanem’i Levent’in Albatros olmadığına ikna etmeye çalışsa da başarılı olamadı tabi ki… Hayır işin kötüsü Can “Seni öpen bendim, Ben Albatros’um” dese bile Sanem inanmayacak ki… Bence Can şimdiye kadar çoktan söylemeliydi bu gerçeği. Şimdi ne derse desin Sanem onu kandırmak için söylüyor sanmayacak mı? Can Sanem’i o kadar çok konuşturmaya çalışıp, duygularını anladığını hissettirdi ki Sanem itiraf ettirmek için Albatros olduğunu söylüyor sanabilir gibi geliyor bana. Artık bu Albatros meselesi açığa kavuşmalı!
Can’ın durumu ‘Üzüm üzüme baka baka kararır.’ cinsinden valla. Sanem’in yanında kala kala onun gibi konuşmaya, onun gibi davranmaya başladı.
Sanem ve Can birbirlerini kıskanıp, birbirlerini Polen ve Osman konusunda sorguya çekedursun, dörtlünün diğer iki ayağı Polen ve Levent’ti. Polen’in Can’a duyguları belli zaten. Gerçekten seviyor gibi görünüyor. Onu görmek için kalkıp 40.yıl kutlamalarına gelip geri dönmesi, telefonda ayrılmak içine sinmediği için Can’ın ayağına kadar gelip onun duygularından emin olmaya çalışması samimi davranışlardı. Gerçekten hoş bir kadın Polen. Hâli, tavrı, giyim kuşamı, mesleği ile Sanem’in dediği gibi ‘dört dörtlük bir kadın.’ Dahası yine Sanem’in deyimiyle: ‘tam barışılacak bir kadın’. Yalnız Levent, Sanem, Polen ve Can dörtlüsüne bakınca Levent ve Polen birbirine daha uygun duruyor. Ama yıldızları barışmamış işte bir türlü, Levent’in ailesi istese de ikili birbirlerinden hoşlanmamış demek ki. Ama belli olmaz tabi; yıllar geçtikçe duygular değişebilir, ikili birbirine yakınlık duyabilir. Can Polen’e değer veriyor ama o bir kadında aradıklarını artık Sanem’de buldu. Dobralık, saflık ve samimiyet… Yemek yemeyi, çay içmeyi seven Sanem’i sevdi. İşte bu sevda nedeniyle Sanem Can’ın dengesini bozsa bile Can Sanem’den vazgeçemiyor.
[wp_ad_camp_1]
Aylin Emre cephesi de karışıktı yine bu bölüm. Aylin yine bir işler peşindeydi ve biz bunun ne olduğunu yine öğrenemedik. Sanem’in taktığı yüzüğü koyduğu oda Can’ın mı Emre’nin mi anlayamadım. Anlayan var mı? Can bulursa ne olacak yada tam tersi Emre bulursa ne olacak ondan da emin değilim. Ha Can yüzüğü Emre’nin odasında bulursa Emre ve Sanem arasında bir oyun olduğunu anlayabilir. Bu da hikâyenin gidişatını değiştirebilir. Belki yalanların ortaya çıkmasına işte bu yüzük vesile olur.
Leyla, Osman ve Emre cephesi de aynıydı. Osman Leyla için vegan köfte yapadursun, Leyla sırf Emre seviyor diye siyahları giyinip şirkete attı kendini ve soluğu Emre’nin odasında aldı. Seminerde yaşadığı deneyimlerden duyduğu memnuniyeti anlattı Emre’ye teşekkürleriyle… Emre’nin onu takdir etmesini Leyla hoşlanma olarak mı algılıyor, yoksa platonik olarak mı ilgi duyuyor zaman gösterecek.
Mahalledeki durumlarda önemli bir değişiklik yoktu. Aysun ve Mevkıbe birbiri ile dalaşmadı belki bu bölüm ama ikisi de önceki bölüm ele geçirdikleri dükkanları sahiplerine iade etmemekte kararlıydılar. Beylere de işsizlik düştü yine… Osman olmasa hiç oyalanacakları bir şey olmayacaktı. Vegan köfte bayağı popüler olunca Nihat ve Muzaffer heveslendi ama dükkânın yetersiz olması heveslerini kursaklarında bıraktı. İlerleyen bölümlerde bu konuda gelişme olup olmadığını göreceğiz.
Bu arada iş kadını olmanın zorluklarını gören Mevkıbe bu tempoya ne kadar dayanacak merak ediyorum. Şimdiden evini özlemiş gibi dursa da pes etmek ona göre değil.
Ve bölüm sonunda Polen ve Sanem Can’ın elinde Sanem’in fotoğraflarını gördüler mi? Gördülerse bu durumun sonuçları neler olacak?
Yeni bölümde Can Sanem tartışmaları devam edecek gibi duruyor ama ara ara yakınlaşmalar da olacak gibi… Yeni bölümde görüşmek üzere…
Dizi ile ilgili diğer yazılar için İzledim / Erkenci Kuş kategorisine göz atmayı unutmayın…
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.